Bir tuhaf kalkışma:

15 Temmuz’a dair yanıt bekleyen sorular

Vecih Cuzdan

Cuntanın zayıflığı açığa çıkınca, Tayyip Erdoğan’ın cep telefonu ekranından CNN Türk’e bağlanıp sokağa çıkma çağrısı yapmasıyla, iktidar psikolojik hakimiyeti ele geçirmeye başladı. Diyanet, Belediyeler ve görece zayıflığı hissedilir derecede olan polis de öne atıldı.

Umutsuz cuntanın emrindeki birliklerin karşısına polis, belediye ve sivil güçler çıkarıldı, Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere pek çok noktada silahlı çatışmalar yaşandı, TBMM bombalandı. Cuntanın en güçlü olduğu kent Ankara’ydı, İstanbul’da ise zayıf kalan birlikler teslim olduklarında polis destekli grupların elinde linç edildi. “Sivil” toplulukların arasında tarikatlar ve cihatçı grupların yerel ağları öne çıkarken Boğaziçi Köprüsü’nde bir asker boğazı kesilerek öldürüldü.

Darbeyi önleyen kimdi, sokağa çıkanlar kim?

Ali Ergin Demirhan

(Ancak can kaybına ilişkin sayılar tutarsız açıklamalar eşliğinde değişecek, 18 Temmuz’da Binali Yıldırım’ın Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada da darbecilere direnen 208, darbecilerden de 24 kişinin öldüğünü söyleyecekti.)16 Temmuz’da sabah saatleriyle birlikte askerlerin teslim olduğu haberleri gelirken Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile yaptığı açıklamada, “161 şehidimiz, 1440 yaralımız var” dedi, 2839 askerin gözaltına alındığını duyurdu. 104 de darbeci askerin öldürüldüğü söylendi. İlk açıklamaya göre 265 kişinin hayatını kaybettiği darbe girişiminin ardından olağanüstü toplanan HSYK’da  2 bin 745 hakim açığa alınırken 10 Danıştay üyesi tutuklandı, 140 Yargıtay, 48 Danıştay üyesi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

TBMM’deki 4 parti ertesi gün ortak bir açıklama ile darbe girişimini kınarken, ABD ve AB’den iktidara destek açıklamalarının yanı sıra hukuki çerçeve içinde kalınması ve ölçülü yanıt verilmesi yönünde telkinler geldi. 

16 Temmuz itibariyle AKP iktidarı daha önceden hazırlanmış listelerle yargı, ordu ve polis içinde binlerce kadroyu kapsayan bir tasfiye operasyonuna girişti. Devlet aygıtını zora sokan bu süreç içinde psikolojik üstünlüğü, sokak hakimiyetini ve meşruiyet görüntüsünü elde tutmak isteyen AKP “Demokrasi Bayramı” adı altında sokak gösterilerini teşvik etti. Sokak gösterilerine fanatik AKP taraftarlarından, lümpenlerden ve tarikatlardan oluşan görece zayıf bir kitle katılım gösterdi. Bu kitle yer yer faşist saldırı ve provokasyonlara yeltendi.

Tarih: 18-07-2016 03:23:00Güncelleme: 18-07-2016 03:39:00 
 

Sekiz soruda 15 Temmuz darbe girişimi

Gazeteci Ruşen Çakır 15 Temmuz akşamında yaşananları yazdı..

1. Bunun adı ne?

Tabii ki darbe. Daha doğrusu darbe girişimi. Başarısız olmasına, bu başarısızlığın muhtemel sonuçlarına bakıp, bunu bir ‘mizansen’, ‘tiyatro’ vb. şeklinde tanımlamak doğru değil. Çok sayıda üst düzey subayın dahil olduğu, Meclis’i bombalamadan, sivilleri katletme

“Demokrasi Bayramı” nedeniyle birçok yerde saldırı ve provokasyonlar

Darbe girişimine karşı toplumsal muhalefet örgütlerince yapılan açıklamalarda ise darbe girişimine karşı durulurken, AKP iktidarının asli sorumluluğuna dikkat çekildi ve halk güçlerinin darbeye de iktidarın diktatörlük projesine de karşı çıkacağı vurgulandı.