ABD'nin 45. Başkanına ilişkin Alman siyasilerinin değerlendirmeleri

Donald Trump, anketlerin aksine ABD'nin 45. Başkanı oldu. Kapitalist sistemin çok ciddi bir kriz yaşadığı, çıkış yolları aradığı, kokuşmuş, hiçbir toplumsal soruna çözüm üretemediği günümüzde “değiştirme” vaadiyle seçimleri kazandı. Patavatsız, ”dobra” sıra dışı gibi görüntü sergileyen özünde; klasik bir Irkçı, yabancı karşıtı, göçmen düşmanı, İslamofobik cumhuriyetçiden öteye biri değil.

 ABD'nin 45. Başkanına ilişkin Alman siyasilerinin değerlendirmeleri;

Gabriel: Trump bize de bir uyarı

Donald Trump'ın ABD'nin 45'inci başkanı seçilmesi, Almanya'da birçok siyasetçide şok etkisi yarattı.

ABD'deki seçimlerde Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'ın başkan seçilmesine yönelik Almanya'dan ilk gelen tepkiler gelmeye başladı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel, ABD’de seçimleri Donald Trump’ın kazanmasının ardından Almanya ve Avrupa’da izlenen siyasi çizginin değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Gabriel Funke Medya Grubu’na yaptığı açıklamada, “Trump bize bir uyarı” dedi. Gabriel, Trump’ın artan sosyal kutuplaşma ve siyasi seçkinlerden duyulan hayal kırıklığını kullandığına dikkati çekti. Gabriel, Almanya’da da insanların daha yüksek gelire ve “adil emekliliğe” ihtiyacı olduğunu vurguladı. 

Trump’ın “uluslararası düzeyde otoriter ve şovenistlerin öncüsü” olduğunu söyleyen Gabriel, bunlar arasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa’nın aşırı sağcı Ulusal Cephe partisi lideri Marine Le Pen gibi isimlerin bulunduğunu belirtti. 

ABD’deki seçimleri Donald Trump’ın kazanmasının ardından Berlin’de bir açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanı Frank- Walter Steinmeier, Almanya’yı kuşku dolu bir dönemin beklediğine işaret etti. Sosyal Demokrat Partili Steinmeier, “önümüzdeki dönemde Amerikan dış politikasının bizim için öngörülemez olacağına hazırlıklı olmamız gerekiyor” dedi. Steinmeier, Transatlantik ilişkileri kast ederek, “ben hiçbir şeyi güzel göstermeye çalışmıyorum. Hiçbir şey daha kolay olmayacak, her şey daha zorlaşacak” şeklinde konuştu. Steinmeier, Trump’ın en önemli görevinin öncelikle “Amerikan toplumunda oluşan derin uçurumun giderilmesi” olduğunu söyledi. 

Alman siyasetçiler şok yaşadı

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, Donald Trump'ın ABD'nin yeni başkanı olmasını "ağır bir şok” olarak nitelendirdi. "Bunun demokratik ve özgür bir seçim” olduğunu belirten von der Leyen, "şimdi gerçeklerle karşı karşıya gelmemiz gerekiyor” dedi. ARD televizyon kanalına açıklama yapan Bakan von der Leyen, bu seçimlerde Washington ve mevcut siyasi sisteme karşı oy kullanıldığını Donald Trump'ın da iyi bildiğini dile getirdi. Von der Leyen, "sadece yönetimde değişikliğin olmadığı, çok sayıda soru işaretinin oluştuğu bir döneme” girildiğini söyledi.

Alman Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen seçim sonuçlarını "hayal kırıklığının daha ötesinde, bir şok” olarak değerlendirdi. Hristiyan Demokrat Birlik partili Röttgen, Deutschlandfunk (Alman Radyosu'na) yaptığı açıklamada, Trump'ın seçilmesinin Avrupa için de bir uyarı işareti olduğunu dile getirdi. ABD'deki seçim sonuçlarının birçok insanın kendini ekonomik açıdan kötü durumda hissettiği Amerikan toplumundaki kutuplaşmayı ortaya koyduğunu söyledi. İnsanların kendi kişisel sorunları nedeniyle radikal eğilimlerin olası sonuçlarının hafife alındığını belirten Röttgen, orta sınıfta görülen ekonomik kaynaklı bu depresyonun sadece ABD'nin sorunu olmadığını, bunu bütün Avrupa toplumlarının bir problemi olarak değerlendirmek gerektiğini kaydetti.

ABD ile işbirliği devam etmeli

Alman Meclisi Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) Grup Başkanı Volker Kauder yaptığı yazılı açıklamada, “ABD’nin yeni başkanı Donald Trump ile mümkün olduğunca iyi işbirliğini sürdürmemiz gerekiyor” dedi. Kauder, sıkı bir Transatlantik ortaklığın Almanya ve Avrupa için gelecek yıllarda da büyük önem taşıdığını vurguladı. Yeni başkanın Almanya ve Avrupa ile iyi ilişkilerin sonunda kendi ülkesinin yararına olacağını görmesi gerektiğine işaret eden Kauder, özellikle ticari ve ekonomik alanda ve terörizmle mücadelede ABD ile işbirliğine devam edilmesinin önemine vurgu yaptı. 

Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir de ARD televizyon kanalına verdiği demeçte, seçimleri Trump’ın kazanmasını üzüntüyle karşıladığını ifade ederek, sonucu “bir şok” olarak nitelendirdi. Özdemir, Trump’ın Cumhuriyetçiler tarafından yönlendirileceğine ilişkin ümitlerin ise yanıltıcı olacağını belirterek, “seçimi Cumhuriyetçiler değil, Donald Trump kazandı” dedi. İklim değişikliği ile mücadele konusunda önümüzdeki dört yıl boyunca ABD ile işbirliği yapılamayacağını savunan Özdemir, Trump’ın hükümetinde dış politikaya ilişkin makamları kim tarafından doldurulacağının da belirsiz olduğunu kaydetti.  

Alman Meclisi Sol Parti Grup Başkan Dietmar Bartsch ise seçim sonuçlarını “Amerika ve dünya için kara bir gün olarak” değerlendirdi. n-tv kanalına açıklama yapan Bartsch, Trump’ın seçimler sırasındaki sözlerini uygulamaya koyması halinde “zor bir dönemden geçileceğini” söyledi. Demokratik seçim sonuçlarını kabul etmek zorunda olduklarını belirten Bartsch, ancak “sınırları da açıkça göstermemiz” dedi.

Sağ popülistler memnun

Almanya'da sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch da die Welt gazetesine verdiği demeçte, ABD'deki başkanlık seçimlerini Donald Trump'ın kazanmasının Batı dünyasında temel bir değişikliğe yol açacağını söyledi. Von Storch, "Trump'ın zaferi Batı dünyasında insanların artık açık bir şekilde siyaset değişikliği istediğini ortaya koyan bir sinyal” olduğunu belirtti. Von Strock, seçimleri Donald Trump'ın kazanmasının kendisi için sürpriz olmadığını ifade etti.