Bugun...



Barzani'nin hesapları neden tutmadı? ABD ve Batı neden Kürtleri yalnız bıraktı?-

IKBY’nin yani Barzani'nin hesapları neden tutmadı? ABD ve Batı neden Kürtleri yalnız bıraktı? Fatura kime ve nasıl kesilecek?

facebook-paylas
Tarih: 18-10-2017 22:54

Barzani'nin hesapları neden tutmadı?  ABD ve Batı neden Kürtleri yalnız bıraktı?-

Barzani'nin hesapları neden tutmadı?

ABD ve Batı neden Kürtleri yalnız bıraktı?

IKBY’nin yani Barzani'nin hesapları neden tutmadı? ABD ve Batı neden Kürtleri yalnız bıraktı? Fatura kime ve nasıl kesilecek?

 

Sadece Irak merkezi hükümeti değil, İran-Türkiye gibi bölge ülkeleriyle ABD, Almanya gibi küresel güçlerin uyarılarına ve de tehditlerine rağmen Barzani Irak Kürtlerini bağımsızlık için referanduma götürdüğünde genel kanı ortada bir “danışıklı dövüş”ün olduğu şeklindeydi. Ortadoğu gibi kaosla yoğrulan bir coğrafyada Barzani’nin “küresel güçler”den bir takım garantiler almadan tek başına böylesi bir işe kalkışamayacağı genel kanıydı.

ABD ile derin ilişkiler geliştiren, İngilizlerle sıkı bağlara sahip, İsveç’ten Almanya’ya dünyanın dört bir tarafından liderleri Erbil’de kırmızı halılarla ağırlayan IKBY’nin doğal bir dokunulmazlık zırhına sahip olduğu, Irak gibi binbir sorunla boğuşan merkezi hükümetin kendisine dokunmayı göze alamayacağı düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı. Bağdat yönetimi yanına İran destekli Şii milis gücü Haşdi Şabi’yi de alarak Kerkük başta olmak üzere birçok bölgeyi herhangi bir direniş olmadan beklenilenden de kolay şekilde geri aldı.

Irak ordusunun kısa süre içerisinde Kerkük ve Sincar gibi kentleri ele geçirmesinin ardından Irak Kürtleri birbirlerini suçlamaya başladı. Barzani liderliğindeki KDP, geçen günlerde yaşamını yitiren Celal Talabani’nin KYB’sine bağlı Peşmergeleri suçladı. Barzani’nin KDP’si KYB’ye bağlı Peşmergeleri erken saatlerde yaşanan çatışmaların ardından Kerkük’teki mevzilerini terk etmekle ve vatana ihanet etmekle itham ediyor. KYB ise KDP’lileri kendilerine destek vermemekle suçluyor. KYB, Barzani’nin onları olanaksız bir konuma koyduğunu, bundan dolayı başa çıkılamaz, beklenmedik durumlarla karşılaştıklarını söylüyor.

PKK-HPG ise Barzani ve Talabani güçlerini yani Peşmergeleri toptan suçluyor. HPG, Kerkük’ün anlaşılarak terk edildiğini, direnilmediğini bölgelerin teslim edildiği vurguluyor. Kendi iktidarı için bağımsızlık referandumu yapan ve bunun gereklerini yerine getirmeyen Barzani’nin bir kez daha Şengal’de (Sincar) olduğu gibi kaçtığı, Güney Kürdistan’ı kendi iktidarı için ateşe attığı kaydediliyor.

FATURA KİME KESİLECEK 
Karşılıklı suçlamalar havada uçuşurken Kürtlerin kazanımlarını tehlikeye atmakla suçlanan eleştirilen odağındaki Barzani’ye öfke büyüyor. Şimdi herkes Peşmerge’nin neden nerdeyse tek bir kurşun atmadan Kerkük’ü teslim ettiğini ve ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin neden Barzani’yi yalnız bıraktığını tartışıyor. Bu tartışma özellikle Güney Kürtleri yani Irak’taki Kürtler arasında sert bir şekilde yapılıyor.

Öyle ya ortada büyük bir hezimet vardı ve bu mağlubiyetin faturasının birileri tarafından ödenmesi gerekiyordu. Barzani’nin kendisi de olmak üzere hiç kimse faturayı ödemeye yanaşmıyor.

Bölgeden konuştuğumuz Kürt kaynakları çok basit bir dille yaşananların faturasını Barzani’ye keserken, Kerkük ve diğer kentlerin düşmesinin referandumun öngörülen bir sonucu olduğu konusunda hem fikir. Peşmerge’nin Haşdi Şabi ve Irak ordusu gibi organize güçlere karşı koyamayacak bir durumda olduğunun altı çizilirken, siyasi liderlik boşluğuna da dikkat çekiliyor.

Peşmergenin bir ulus ordusu olmadığı partilerin paralı peşmergesi olduğunu vurgulayan Erbil’de yaşayan bir araştırmacıya göre böylesi bir sonucun ortaya çıkması doğal bir sonuçtu.

Referanduma dair tartışmalar da Kerkük sonrasında bir kez daha alevlenirken, referandumun bağımsızlık için olmadığı, Barzani’nin kişisel iktidar hırsının ve otoritesini sağlamlaştırmasının bir sonucu olduğu da dillendirilen bir başka nokta.

Erbil ve Süleymaniye’den ulaştığımız Kürt kaynaklar bölge genelinde Kerkük operasyonunun bir İran harekatı olduğu konusunda genel bir mutabakatın olduğu konusunda ise bir fikir birliğinin olduğuna işaret ediyor. Sadece Kürtler değil Batılı yayınlarda çıkan yorum ve analizlerde de İran’a gönderme var.

İRAN FAKTÖRÜ VE KASIM SÜLEYMANİ
İran Irak Kürdistanı’nın iki büyük partisinden KYB ile derin bir ilişkiye sahip. Almanya’da yaşamını yitiren Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) lideri Celal Talabani’nin Süleymani’yedeki cenazesine katılan tek lider de İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’ti. Kerkük harekâtından birkaç gün önce İran Devrim Muhafızları’nın seçkin komutanlarından Kasım Süleymani de Süleymaniye ve Kerkük’te KYB’lilerle birlikteydi. Talabani’nin mezarını da ziyaret eden Süleymani IŞİD’e karşı verilen savaş ve Suriye iç savaşındaki etkin konumuyla biliniyor. Bölgede mekik dokuyan Süleymani sadece KYB ile değil Barzani ile de bir araya geldi ve ne olduysa operasyonun hemen öncesinde Kasım Süleymani ile Barzani görüşmesinden sonra oldu.

Toplantıda Barzani’nin İran ve Irak ile anlaştığı, direnmeden kenti terk etmeyi kabul ettiği buna karşılık IKBY’nin IŞİD öncesi sınırlarına dokunulmayacağı söz aldığı iddialar arasında. Örneğin KYB’li bir kaynağa göre KDP takviye güç göndermedi ve Kerkük’te 4 bin civarında KDP’ye bağlı silahlı milis gücü varken bunların hiçbirisi desteğe gelmedi. Harekat öncesinde “Ölümüne direneceğiz, kenti telim etmeyeceğiz” diyen komutanlar ve yetkililer ortalıkta görünmediler. Bey Hasan, Celavla gibi petrol kuyularını KDP’li Peşmergeler operasyondan 6 saat öncesinde terk etti.

Bir diğer öngörülemeyen hesap ise Türkiye ve İran gibi aktörlerin referanduma bu kadar sert tepki göstermeyeceği şeklindeydi. Özellikle Türkiye ile iyi ilişkilerin bir şekilde devam ettirileceği, sınır kapılarının kapatılmayacağı düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı bu da yalnızlığı derinleştirirken, halk üzerinde psikolojik bir kırılmaya yol açtı.

BATI IKBY'Yİ YALNIZ BIRAKTI ÇÜNKÜ...
Bir başka merak konusu ise Batı dünyasının gelişmeler karşısında neden sessiz kaldığı ve Kürtlerin yanında yer almadığı. Düne kadar Erbil’i mesken edinen Batılı liderlerin nötr kalmayı tercih etmesi Kürtlerde büyük bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Adeta güvenilen dağlara kar yağdı. Bunda Barzani’nin kendi tavsiyelerini dinlememesinin payı büyük. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’un referandumdan iki gün önce Barzani’ye yazdığı özel mektupta olabilecekleri öngördüğü, referandumun ertelenmesini istediği ancak buna rağmen Erbil yönetiminin bildiğini okumaya devam ettiği, bu nedenle ABD’nin “tarafsız” kalarak ders vermeyi tercih ettiği iddialar arasında. Referanduma karşı çıkan Almanya ise mesajını Kerkük’ün düşmesinin hemen ardından Peşmerge ile olan eğitim anlaşmasını askıya almasıyla gösterdi.

Bundan sonra ne olur, sorusuna gelince, peşmergeler 2014 sınırları öncesine dönecek. Bağımsızlık ilanı uzun bir süre bir daha sandıktan çıkmayacak. Bağdat ve Erbil ekseninde Kürt-Arap çatışması her zaman bir tehlike olarak “demoklesin kılıcı” misali halkların başında sallanıp duracak. Sadece Erbil-Bağdat arasında değil Kürtler arasında da ciddi bir iktidar mücadelesi başlayacak.

Dr. Sarbast Nabi: "Kürtler arasındaki askeri ve politik ayrılık Kerkük'te belirleyici oldu"




Kaynak: Bir Gün

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1174 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI