Bugun...



Berkant Gültekin yazdı:2002’den bu yana hep koltuk değneği

Başkanlık referandumu için Erdoğan’ın önünü açan MHP Lideri Bahçeli, Türkiye’de son yıllarda yaptığı hamlelerle kritik roller oynadı. Bahçeli 2002’de erken seçim talep etmiş ve İslamcı-neoliberal AKP projesinin iktidara gelişini hazırlayan isim olmuştu

facebook-paylas
Tarih: 22-10-2016 11:57

Berkant Gültekin yazdı:2002’den bu yana hep koltuk değneği

2002’den bu yana hep koltuk değneği

Berkant Gültekin

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçen hafta başkanlık tartışmasını yeniden alevlendirdi. Bahçeli, Erdoğan’ın Anayasal/hukuki sınırlarına dönmesinin birinci tercihleri olduğunu savunsa da, bu seçeneğin gerçekleşmemesi durumunda başkanlık sistemi için çalışmaların başlatılması gerektiğini dile getirdi. AKP de “Erdoğan’ın Anayasal sınırlarına çekilmesi” önerisinin üstünde bir saniye bile durmadan Bahçeli’nin milimetrik pasını aldı ve başkanlık sistemini de içeren Anayasa değişikliği paketinin en kısa sürede Meclis’e getirileceğini duyurdu.

 

Her manevrası AKP’ye yaradı

 

Sermaye çevrelerinin, ulusal ve uluslararası güç odaklarının bir projesi olduğu sıkça dile getirilen AKP'nin iktidara gelişinde de Bahçeli’nin parmağı vardı. Bahçeli sonraki çalkantılı süreçlerde de kritik roller üstlenerek sahneye çıktı.

 

Hürriyet yazarı Murat Yetkin’in 15 Ekim tarihli yazısında da belirttiği gibi, Türkiye’nin son 15-20 yılında Bahçeli’nin sandıktan söz ettiği ve sandığa gidilmeyen tek bir örnek dahi yok. Meselenin ironik tarafı ise bir muhalefet partisinin liderliğini yürüten Bahçeli’nin sandık yönlendirmeleri dahil, tüm siyasi manevralarının iktidar partisi AKP’nin lehine sonuçlanması.

‘3 Kasım’ demeci

 

Devlet Bahçeli’nin bu sicilinin başlangıç durağı, AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerine giden süreçte siyaset tablosuna yaptığı ‘küçük’ dokunuşları.

 

Nisan 1999’da yapılan genel seçimlerin ardından kurulan DSP-MHP ve ANAP koalisyonunda Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenen Bahçeli; 2001 Krizi’nin ardından hükümetin üstündeki baskıların artması ve 2002 yılında Başbakan Bülent Ecevit’in sağlık sorunlarının baş göstermesiyle birlikte 7 Temmuz 2002 günü ülkeyi erken seçime çağırdı. Haber bültenlerinde şöyle deniyordu: “11. Kocayayla Türkmen Kurultayı’nda konuşan MHP Lideri, siyasi belirsizliğin seçimle aşılabileceğini belirterek erken seçim için 3 Kasım tarihini verdi.”

 

Temmuz 2002’de Ecevit'in sağ kolu Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Dışişleri Bakanı İsmail Cem, DSP’li Bakanlar ve milletvekilleri istifalarını sundu. 22 Temmuz 2002’de DSP’nin milletvekili sayısı 128’den 64’e düştü ve ‘Karaoğlan’ın partisi Meclis’te dördüncü parti konumuna geriledi. DSP’den ayrılanların çoğu Yeni Türkiye Partisi'nde buluştu. Meclis’te 31 Temmuz 2002'de yapılan oylamayla, Bahçeli’nin önerdiği üzere, 3 Kasım’da genel seçimin gerçekleştirilmesi kabul edildi. Oylamalarda yalnızca 62 DSP milletvekili ret oyu kullandı.

 

MHP baraj altı kaldı

 

3 Kasım 2002’de yapılan genel seçimler, 1 yaşındaki AKP’nin tek başına iktidar olmasıyla sonuçlandı. 3 yıl önce yapılan 1999 Genel Seçimleri’nde yüzde 17.98 oy olan MHP bu kez aldığı yüzde 8 oy oranıyla baraj altında kaldı ve Parlamento’daki varlığını yitirdi. MHP’nin koalisyon ortakları ve 1999 seçimlerinin birinci partisi DSP ile dördüncü partisi ANAP da aldıkları düşük oy oranlarıyla baraj altında kalan diğer partiler oldu.

 

Bu noktada Ecevit’in sağlık sorunlarıyla birlikte DSP’nin dağıldığını ve kitle temsiliyetinin 1999 seçimlerinde baraj altı kalan Deniz Baykal liderliğindeki CHP’ye geçtiğini hatırlamakta yarar var. CHP, 2002 seçimlerinde yüzde 34.28 oy oranıyla birinci parti olan AKP’nin ardından aldığı yüzde 19.39 oy oranıyla yarışı ikinci sırada tamamladı. Barajı da sadece bu iki parti geçti.

 

İstifa etti ama edemedi

 

3 Kasım seçimlerinin ardından kameraların karşısına geçen Devlet Bahçeli, “Bu sonuçların milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Seçim sonuçlarının bir partiyi tek başına iktidara taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu sonuca her kişi ve kurum saygı duymalıdır” dedi ve MHP’nin yaklaşık yüzde 10 oranında oy kaybı yaşadığını kaydetti. Sorumluluğun kendisinde olduğunu kabul eden Bahçeli, 2003’te yapılan kongreyle partinin yeni yönetiminin belirlenmesi gerektiğini söyleyerek istifasını deklare etti. Fakat MHP Lideri ‘ikna edildi’ ve istifa gerçekleşmedi.

 

Bir ‘Gül’ daha

 

Bahçeli’nin “AKP’ye destek ansiklopedisi”nin en başat bölümlerinden birini de 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimi oluşturuyor. AKP, 2007 yılında Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi konusunda, CHP’nin başvurusu ve Anayasa Mahkemesi’nin ‘367 Kararı’ ile bunalırken yine Bahçeli’nin MHP'si imdada koştu. Baraj altı kalmasından 5 yıl sonra 2007’deki seçimde barajı geçerek Meclis’e giren Bahçeli, Gül’ü Çankaya’ya çıkarma planına destek verdi ve partisini Meclis’te hazır bulundurdu. Gül’ün seçilebilmesi için toplantı yeter sayısı olan 367 sayısı böylece sağlandı. AKP ve MHP’lilerin sayısı 440’ı aştı ve Gül, Köşk’ün yeni sakini oldu.

 

1 Kasım’a giden yol

 

Kuşkusuz Bahçeli’nin iktidara sunduğu destekler yalnızca yukarıda aktarılan iki örnekle sınırlı değil. Tümünü saymak mümkün olmasa da, örneğin, AKP’nin 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra herhangi bir koalisyonun oluşturulamaması sonucu yeniden tek başına iktidarı kazanmasında da Bahçeli’nin payı yadsınamaz. Bahçeli henüz 7 Haziran akşamı erken seçim sinyali vermiş ve 1 Kasım’da yapılan erken seçimlerde AKP yeniden tek başına iktidarı ele geçirmişti.

 

‘Yedek lastik’ eleştirisi

 

Bahçeli 6 Temmuz 1997’den bugüne MHP Genel Başkanlığı görevini sürdürüyor. Bahçeli’nin MHP’sine son 13 yıldır iktidarla olan bu sıcak teması nedeniyle “yedek lastik” ve “koltuk değneği” eleştirileri yöneltiliyor. Ne var ki son olarak CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, geçen günlerde yaptığı açıklamada Bahçeli için “AKP’nin Muhalefetten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” ifadesini kullandı ve MHP Lideri’nin son 13 yıldaki başarısız muhalefet serüvenine mizahi bir göndermede bulundu.

 

Kimin yenilgisi?

 

Göstergelere bakılırsa Türkiye’yi yakın gelecekte bir ‘başkanlık referandumu’ bekliyor. Başbakan Yardımcısı Canikli’nin açıklamaları baz alınırsa 6 ya da 7 ay içerisinde ülkede sandıklar kurulacak ve diktatörlüğün kurumsallaşması aşamasında yurttaşların tercihlerine başvurulacak. Sonuçları şimdiden kestirmek zor ancak AKP ve Erdoğan’ın olası mağlubiyetinin, her ne kadar muhalefet konumunda bulunsa da, yıllardır iktidara can simidi olan Devlet Bahçeli’nin de yenilgisi olarak nitelendirilmesinde hiçbir sakınca görünmüyor.




Kaynak: BirGün gazetesi

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 788 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI