Bugun...



Bırakın Hamaseti Tahir Elçi'ye Sıkılan Kurşun Türkiye'ye Sıkılmadı! / İnci Hekimoğl

İstikrar” kanla, katliamla, savaşla da sağlanabiliyor mu? Ey, istikrar için oy veren yüzde 49! Size soruyorum; hiç vicdan azabı duyuyor musunuz? Alnından vurulup yerde yatan bedenler, topla tüfekle katledilen bir halk, keskin nişancıların adeta keyif için vurduğu siviller, suya ekmeğe muhtaç, hepsini geçin yaşamaya muhtaç bir halk! Yaşamaya muhtaç, yaşamaya! Bu ne demek biliyor musunuz?

facebook-paylas
Güncelleme: 01-12-2015 04:16:46 Tarih: 30-11-2015 23:29

Bırakın Hamaseti Tahir Elçi'ye Sıkılan Kurşun Türkiye'ye Sıkılmadı! /  İnci Hekimoğl

Bırakın Hamaseti Tahir Elçi'ye Sıkılan Kurşun Türkiye'ye Sıkılmadı!

 İnci Hekimoğlu

 

İstikrar” kanla, katliamla, savaşla da sağlanabiliyor mu?

Ey, istikrar için oy veren yüzde 49! Size soruyorum; hiç vicdan azabı duyuyor musunuz?

Alnından vurulup yerde yatan bedenler, topla tüfekle katledilen bir halk, keskin nişancıların adeta keyif için vurduğu siviller, suya ekmeğe muhtaç, hepsini geçin yaşamaya muhtaç bir halk!

Yaşamaya muhtaç, yaşamaya!

Bu ne demek biliyor musunuz?

Kapısının önünde, bahçesinde, penceresinde, terasında öldürülen insanlar, kadınlar, çocuklar, harabeye çevrilen evler, haftalarca susuz, elektriksiz, ekmeksiz, telefonsuz bırakılanlar sizden olmadığı için susuyorsunuz.

Onlar sizden olmadığı için bu zulmü yaşarlarken siz ayağa kalkmıyorsunuz.

Size dokunmayan yılanın yanında hizaya giriyor, sessizliğiniz, korkaklığınız daha önemlisi öngörüsüzlüğünüzle o yılanı besliyorsunuz.

O kanın sizin kapınıza ulaşacak kadar yükseleceğini, evlerinizin içine gireceğini, sizin gençlerinizin de kanına göz dikeceğini göremediğiniz için o yılanı besliyorsunuz.

Ey Batı’lılar! Çocuklarınızın cenazelerinden gereken dersi almamış olabilirsiniz.

Kendinizi hapsettiğiniz evlerinizi güvenli zannediyor olabilirsiniz.

O yüzde 49’la kurulmasına yardım ettiğiniz kanlı diktatörlük sayesinde arabanızın, evinizin, banka borçlarınızın istikrarla ödenebileceğine inanıyor olabilirsiniz.

Yanılıyorsunuz.

Yalnız arabanız, eviniz, banka borçlarınız değil, gençleriniz de o kanın altında kalacak.

Tahir Elçi’nin yerde yatan bedenine iyi bakın!

Ona sıkılan kurşun, sizin sessiz kaldığınız onlarca sivile sıkılan kurşunun yeni bir aşaması.

Tahir Elçi’nin öldürülmesi üzerine Erdoğan’ın ve şürekâsının yaptığı açıklamaları da iyi dinleyin.

“Terörle mücadelede ne kadar haklı oldukları ortaya çıkmış”!

Elçi’nin öldürülmesindeki sorumluluğu üstlerinden atmaya ve taze kanlar dökmeye hazırlandıklarının haberini veriyorlar.

Bir kanlı diktatörlük için Türkiye içeride dışarıda savaşa sokuluyor.

Bu savaşın arka planını yazanlar, söyleyenler ya hücreye atılıyor ya da öldürülüyor.

Can Dündar ile Erdem Gül’ün, cihatçı terör örgütlerine giden TIR’lardaki silahları yayınlayarak iktidarın yalanını teşhir ettiği için cezalandırılmasından bir gün sonra Tahir Elçi aynı odakların hedefi oldu.

Biat etmemenin Doğu’daki karşılığı ölümken, Batı’daki tutuklama oluyor, şimdilik…

JİTEM’ci katilleri serbest bırakan, aklayan, tetikçileri ortaya salan iktidar ve aparatları, bütün muhalifleri ölümle hücreyle tehdit ediyor.

O kurşun Türkiye’ye sıkılmadı.

Suruç da, Ankara katliamı da Türkiye’yi hedef almadı.

Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu tıpkı AKP gibi “birlik, bütünlük, kardeşlik” falan geveliyor.

Eğer bu sözlerinizde samimi olsaydınız, aylardır tehdit edilen HDP’lilere, aylardır cezaevine dönüştürülmüş ilçelerdeki Kürt halkına sahip çıkardınız.

Evrensel insan haklarına bile sahip çıkmaktan imtina eden baroların olduğu memlekette bir baro başkanını vurmak daha da kolaydır elbet.

Bugüne dek işlenen suçların hiç birinde bir tek AKP’li ya da AKP kitlesi, bir tek MHP’linin iş yeri, arabası, canı hedef alınmıyor, sadece Kürt halkı ve sol ve sosyalistler katliama uğruyorsa “bu saldırı Türkiye’ye demek”, katilleri korumak, hedef saptırmaktan başka anlama gelmez.

Katiller IŞİD’e destek verenlerdir.

En somut örneği Tahir Elçi’dir.

Elçi’nin öldürüldüğü yer ve orada bulunma nedeni bile tek başına kanıttır.

Diyarbakır’ın en önemli kültürel mirası Şeyh Matar Camii’nin 4 Ayaklı Minare’sine yönelik saldırılar sonucu oluşan tahribata dikkat çekmek üzere açıklama yaparken katledildi, Elçi.

Esadullah Tugayları’yla geldiğini haber veren İŞİD zihniyetinin, IŞİD kılıklı infaz timlerinin yalnız sivillere değil, camilere, bölgedeki kültürel yapılara da ağır zarar verdiği biliniyordu.

Tahir Elçi’nin katledilmesi pek çok mesaj taşıyor.

Olaya şahit olan gazetecilerin, küfürle tehditle ellerindeki kameralar ve fotoğraf makineleri alınıyor, bölgeye giriş/çıkış yasaklanıyor.

Niye, kanıtlar mı yok edilmeye çalışılıyor?

Aylardır sivil polisler, özel harekatçılar, toplar tanklarla kuşatılmış Diyarbakır’da, tetikçi kimsenin engeline takılmadan geliyor, hepsinin gözü önünde bir baro başkanını vuruyor, kaçarken polis sadece “dur, kaçma” diye sesleniyor.

Aradan saatler geçiyor ve katil bu denli kuşatılmış bir kentte buharlaşıyor.

Bu tablo, iki şeyi gösteriyor: Bir; o tetikçi bulunmaz, bulunsa da tetiği çektirenler ortaya çıkmaz. İki; yeni suikast ve katliamlar kimseyi şaşırtmaz.

Yakında başkanlık referandumunun kanlı hazırlığı yeni bir insanlık sınavı koyacak önümüze.

Evren anayasasından utanç duyanlar, umarım bu kez aynı utanca imza atmazlar.

Başta barolar ve tüm sivil toplum örgütleri, sol ve sosyal demokratlar buna da bir iki klişe sözcük dışında etkili bir yanıt vermezse, yeni bir demokrasi ittifakı için kolları sıvamazsa yarın kanlı bir diktatörlükte başına gelecekler için sızlanmaya kimsenin hakkı olmayacak.

 




Bu haber 682 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI