Bugun...



CHP, EMEP, ÖDP Ve Birleşik Haziran Hareketi’nden Tepki

HDP'ne yönelik saldırı,Eş Genel Başkanlarının ve miletvekilerinin zor kulanarak gözaltına alınması,ardından göstermelik yargı kararıyla tutuklanıp cezaevine gönderimesi demokratik bir ülkede olması mümkün değil,ancak Faşit rejimlerde yaşanmış tarihin ve insanlığın beleğinedeki kara bir lekedir.

facebook-paylas
Güncelleme: 05-11-2016 03:12:36 Tarih: 04-11-2016 12:58

CHP, EMEP, ÖDP Ve Birleşik Haziran Hareketi’nden Tepki

HDP'ne yönelik saldırı,Eş Genel Başkanlarının ve miletvekilerinin zor kulanarak gözaltına alınması,ardından göstermelik yargı kararıyla tutuklanıp cezaevine gönderimesi demokratik bir ülkede olması mümkün değil,ancak Faşit rejimlerde  yaşanmış tarihin ve insanlığın beleğinedeki kara bir lekedir.

CHP, EMEP, ÖDP Ve Birleşik Haziran Hareketi’nden Tepki

 

'İktidar demokrasiyi katleden operasyonlara son vermelidir!'

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan yaptığı yazılı açıklama ile HDP’li vekillerin gözaltına alınmasını kınadı

HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’la birlikte 12 HDP’li vekilin zorla gözaltına alınmalarının demokrasi adına kabul edilebilir olmadığını belirten Gürkan: “Başta Diyarbakır olmak üzere HDP’li belediye eş başkanlarının ardından parti eş başkanları da dahil milletvekillerinin gözaltına alınmaları, demokrasiden geriye fazla bir şey kalmadığının yeni bir göstergesidir.

Radyo-TV kanallarından gazete, politika ve kültür dergilerine kadar uzanan kapatma kararlarıyla basın özgürlüğüne sınır üzerine sınır konulmasının ardından vekil gözaltıları demokrasiye indirilmiş bir darbe niteliğindedir. Öyle ki, vekillerin serbestçe konuşup düşüncelerini ifade edemedikleri; Kocaeli’ne girmelerinin engellenmesinde ya da son gözaltılarda olduğu gibi siyasal faaliyetlerinin engellendiği koşullarda temsilcileri oldukları “sıradan yurttaşlar” durumundaki seçmenlerinin ifade, toplantı-gösteri, örgütlenme ve siyaset yapma özgürlüklerini kullanmalarının düşünülemeyeceği açıktır” dedi.

Dokunulmaz olmaları gereken vekillere dokunulduğunda, seçmenlere ve haklarına çoktan dokunulur olduğu ve olacağının tartışma götürmez olduğunu vurgulayan Gürkan şunları söyledi: “Nitekim, açıkça tek adam-tek parti diktatörlüğünün kuruluşunun dayatıldığı, AKP ile MHP’nin devletin biçim değişikliğinin pazarlıklarını yaptıkları günümüzde içeride ve dışarıda savaş politikalarıyla yükseltilen dincilik ve şovenizm ortamında hakları yok sayılarak baskı altına alınan yurttaşlar demokratik haklarını kullanamaz kılınmaktadırlar.

Bu gidişat durmalı, halka haksızlık ve hukuksuzluğun dayatılmasından vazgeçilmelidir.

İktidarın izlediği bu siyasetin halkta sonuçları çok ağır olan bir bölünme yarattığı çok açıktır. Muhalefetsiz, tekçi siyasetin baskılarla yürütülmesindeki çıkmaz da bundandır.”

Dayatmalara karşı birlikte mücadele günü olduğunu ifade eden Gürkan “Halka, hepimize, tüm demokrasi yanlısı, barışsever, hak ve hukuk isteyen, emeğine ve özgürlüklerine sahip çıkan herkese düşen, OHAL’in kalıcılaştırılarak tekçiliğin dayatılmasını püskürtmek üzere el ele vermek ve birlikte mücadele etmektir. Gün demokrasiyi kazanmak için birlik günüdür.

Baskılarla, yasaklarla toplumu sindireceğini düşünenlere yanıldıklarını göstermemiz, tüm demokrasi güçleri olarak en acil görevimizdir.

Gözaltındaki milletvekilleri derhal serbest bırakılmalı; demokratik hak ve özgürlüklere, hukuka saygı gösterilmelidir!” dedi. 

 

HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’la birlikte 12 HDP’li vekilin zorla gözaltına alınmalarının demokrasi adına kabul edilebilir olmadığını belirten Gürkan: “Başta Diyarbakır olmak üzere HDP’li belediye eş başkanlarının ardından parti eş başkanları da dahil milletvekillerinin gözaltına alınmaları, demokrasiden geriye fazla bir şey kalmadığının yeni bir göstergesidir.

Radyo-TV kanallarından gazete, politika ve kültür dergilerine kadar uzanan kapatma kararlarıyla basın özgürlüğüne sınır üzerine sınır konulmasının ardından vekil gözaltıları demokrasiye indirilmiş bir darbe niteliğindedir. Öyle ki, vekillerin serbestçe konuşup düşüncelerini ifade edemedikleri; Kocaeli’ne girmelerinin engellenmesinde ya da son gözaltılarda olduğu gibi siyasal faaliyetlerinin engellendiği koşullarda temsilcileri oldukları “sıradan yurttaşlar” durumundaki seçmenlerinin ifade, toplantı-gösteri, örgütlenme ve siyaset yapma özgürlüklerini kullanmalarının düşünülemeyeceği açıktır” dedi.

Dokunulmaz olmaları gereken vekillere dokunulduğunda, seçmenlere ve haklarına çoktan dokunulur olduğu ve olacağının tartışma götürmez olduğunu vurgulayan Gürkan şunları söyledi: “Nitekim, açıkça tek adam-tek parti diktatörlüğünün kuruluşunun dayatıldığı, AKP ile MHP’nin devletin biçim değişikliğinin pazarlıklarını yaptıkları günümüzde içeride ve dışarıda savaş politikalarıyla yükseltilen dincilik ve şovenizm ortamında hakları yok sayılarak baskı altına alınan yurttaşlar demokratik haklarını kullanamaz kılınmaktadırlar.

Bu gidişat durmalı, halka haksızlık ve hukuksuzluğun dayatılmasından vazgeçilmelidir.

İktidarın izlediği bu siyasetin halkta sonuçları çok ağır olan bir bölünme yarattığı çok açıktır. Muhalefetsiz, tekçi siyasetin baskılarla yürütülmesindeki çıkmaz da bundandır.”

Dayatmalara karşı birlikte mücadele günü olduğunu ifade eden Gürkan “Halka, hepimize, tüm demokrasi yanlısı, barışsever, hak ve hukuk isteyen, emeğine ve özgürlüklerine sahip çıkan herkese düşen, OHAL’in kalıcılaştırılarak tekçiliğin dayatılmasını püskürtmek üzere el ele vermek ve birlikte mücadele etmektir. Gün demokrasiyi kazanmak için birlik günüdür.

Baskılarla, yasaklarla toplumu sindireceğini düşünenlere yanıldıklarını göstermemiz, tüm demokrasi güçleri olarak en acil görevimizdir.

Gözaltındaki milletvekilleri derhal serbest bırakılmalı; demokratik hak ve özgürlüklere, hukuka saygı gösterilmelidir!” dedi. 

'Siyasetçilerin, gazetecilerin hapse atılmasına karşıyız'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin hapse atılmasına karşıyız’ dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'deki CHP'li belediye başkanları toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Parti ve kişi ismi vermeden HDP'lilerin gözaltına alınmasını şu sözlerle değerlendirdi:

"Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde Türkiye'de demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gelenlerin gidiş yol ancak seçimle olmalıdır. Yaklaşımınız 'hapse atacağım, kurşunlayacağım, öldüreceğim, susturacağım, yok edeceğim' derseniz; o ülkede barışı asla getiremezsiniz."

"Egemenlik milletindir. Sen millet değilsin. Sen bir bireysin. Egemenlik saraya hapsedilmek isteniyor. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız.

"Hayatları boyunca CHP lehine tek kelime konuşmayan gazeteciyi bizim dışımızda savunan yok. Niçin? Demokrasiyi savunuyoruz. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gidenleri ancak seçimle gönderirsiniz. Öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım, mafya yöntemleriyle etkisiz hale getireceğim derseniz demokrasiyi yok edersiniz.

"Terörle mücadelenin akıl ve mantıkla yapılması lazım. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. Açık ve net söylüyorum. "Musul'a, Rakka'ya gideceğiz" diyorlar. Gidin. Burnunuzun dibinde Kandil var. Neden bir şey yapmıyorsunuz? Eğer terörle mücadele edecekseniz niye bir şey yapmıyorsunuz? Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Ne olacağını kimse bilmiyor. Bu anlayış Türkiye'nin uluslararası saygınılığına darbe vuran bir anlayış. Bu endişe bütün uygar dünyada var. Herkes aynı soruyu soruyor. Türkiye nereye gidiyor diye. 

‘TÜRKİYE’Yİ BİR KİŞİNİN İKİ DUDAĞI ARASINA HAPSETMEK İSTİYOR’

"Türkiye’yi yöneten Ortadoğu’nun karanlık bir parçası haline getirmek istiyorlar. Kanın ve gözyaşının aktığı bir Ortadoğu ülkesi. Neden illa başkanlık diyorlar. Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyor. Demokrasiyse onun istediği, özgürlüklerse onun dediği, eğitimse eğitim, yasalar onun dediği gibi. 21. yüzyıldan söz ediyorum, 19. yüzyıldan değil.

"Demokrasimizi güçlendirmek varken kan kaybediyor. Elbette ki hepimiz yasalara ve hukuka uymak zorundayız. Birileri hukuka uymazsa, çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatıyor. Bir ulusu, bir kişinin iki dudağı arasına hapsederseniz, örnek Hitler’dir. Dünyada akan kandır. Milyonlarca insanın ölümüdür. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı bali olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Basiretli davranmayana ülkeler teslim edilemez.

"O nedenle kuvvetler ayrılığı vardır. Anayasamızda var. Güçler ayrılığı budur. Birinin hatası dolayısıyla başka birisinin o hatayı düzeltmesidir. Güçler ayrılığına ne gerek var deniyor. Güçlerin birliğinden söz ediliyor. Bir kişinin iradesi milli irade olsun diyorlar. Bütün bu olayların altyapısı başkanlığı hazırlamak için düzenleniyor. Çok tehlikeli bir sürecin içine Türkiye sürükleniyor. Osmanlı Osmanlı diyorlar. Tarihimizi biliyoruz diyorlar. Kardeşim Osmanlı diyorsan parlamenter sistem 150 yıldır var zaten. Ben sana neyi anlatacağım, tarihi de bilmiyorsun. Öğreneceksin. Dünya kadar saygın tarihçimiz var. Onlarla konuşursun. Saygın tarihçiyi değil, deli birisini getirip dinliyorlar. Danışmanıyım diye işe alıyor.

‘SEÇİMLE GELENİN SEÇİMLE GİDECEĞİNİ UNUTMAYIN’

"Seçimle gelenin seçimle gideceğini unutmayın. Aynı mumale size yapıldığında isyan edersiniz. O travmayı bu toplum atlatmış değil, siyasette kan davası güdülmez.

 

ÖDP: Birlikte yaşam ve kardeşliğe sahip çıkacağız

 

ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi, HDP Eş genel başkanları ve HDP’li vekillerin gözaltına alınmasını kınadı

 

Açıklamada şunlar belirtildi: “Türkiye, bu gece yeni bir boyut kazanan Saray rejiminin darbesine sahne oluyor! Görülüyor ki Erdoğan yanına aldığı Bahçeli ile ittifak içinde Başkanlık uğruna Türkiye’yi ateşe ateşe atmaktadır. HDP’ye yönelik bu siyasi operasyon,  Ortadoğu’daki etnik ve mezhepsel dağılma sürecinin etki alanında şekillenen savaşı derinleştirmek anlamına gelecektir. Belediyelerden seçilmiş milletvekillerine uzanan bu baskılar karşısında birlikte yaşam ve kardeşliğe sahip çıkacağız. HDP ile dayanışma içerisinde olacağız. Anayasasız ve Meclissiz fiili dikta yönetimi altında, tüm muhalefeti de ezerek atılmak istenen Başkanlık adımına karşı mücadele edeceğiz. Sonunda Türkiye toplumu, kendi iktidarı için ülkeyi her yönden bir dağılma ve çökme sürecine sokan AKP-Saray rejimine son verecektir

HAZİRAN: HDP'ye operasyon faşizmin ilanıdır

 

Birleşik Haziran Hareketi HDP'ye yapılan operasyonla ilgili bir açıklama yaptı.

HDP'ye dönük operasyon için "İleri Faşizm"in ilanı denen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 

"4 Kasım tarihi itibarıyla, sözde demokrasi de artık tedavülden kaldırılmıştır. HDP Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş da dahil olmak üzere pek çok HDP milletvekilinin evlerine yapılan polis baskını ile birlikte Türkiye'de artık başka bir döneme geçilmiştir."

Açıklamada, "Tüm ilerici güçleri, tüm sosyalistleri, işçi sendikalarını, meslek kuruluşlarını, demokratik kitle örgütlerini HDP'ye destek olmaya, AKP Saray Rejimi'ne karşı birleşmeye çağırıyoruz" denildi.

 

Açıklama şu şekilde:

"HALKIMIZA!

Türkiye, karanlık bir uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanıyor. 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek bir Saray Darbesi gerçekleştiriliyor.




Kaynak: Ajanslar

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 748 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Siyasi Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI