Bugun...



Çözüm masası Soçi’de değil Rakka’da kuruldu!

Türkiye, Rusya’nın girişimiyle birçok ülkenin dolaylı yoldan dahil olduğu Soçi zirvesinde çıkan ve Suriye politikasının iflası anlamına gelen “mutabakatı” kamuoyuna anlatabilmek için “Kürt karşıtı” tutumunu sürdürüyor.

facebook-paylas
Güncelleme: 19-03-2018 11:18:06 Tarih: 30-11--0001 00:00

Çözüm masası Soçi’de değil Rakka’da kuruldu!

Çözüm masası Soçi’de değil Rakka’da kuruldu!

Erdoğan’ın anti-Kürt Suriye politikası iflası 

Türkiye, Rusya’nın girişimiyle birçok ülkenin dolaylı yoldan dahil olduğu Soçi zirvesinde çıkan ve Suriye politikasının iflası anlamına gelen “mutabakatı” kamuoyuna anlatabilmek için “Kürt karşıtı” tutumunu sürdürüyor. 

Soçi’de dün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan arasında gerçekleştirilen ve Suriye meselesinin ele alındığı “3’lü zirve” sonrasında yapılan açıklamalar gündemdeki yerini koruyor. Putin, hem ev sahibi sıfatıyla hem de zirveyi organize eden lider olarak varılan mutabakatları açıkladı. 

 

MUTABAKAT SAĞLANDI 

 

Buna göre zirvede, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin toplanması, bu kongreye Suriye’nin bütün dini ve etnik gruplarının davet edilmesi, kongre sonrasında bir yeni bir anayasanın hazırlanması, ateşkesin mutlak hale getirilmesi, çatışmasızlık alanlarının yaygınlaştırılması gibi önemli kararlar alındı. Bu kararları çoğunlukla ev sahibi ve zirvenin düzenleyicisi Putin açıkladı ve zirveyi önemli bir başarı olarak nitelendirdi. Zirve sonrası yapılan toplantıda Ruhani ve Erdoğan da “varılan mutabakatları” teyit ettiler. Ama Erdoğan, PYD’yi kast ederek, Kürtlerle aynı masada olmalarının mümkün olmadığını vurguladı. Peki, ne anlama geliyor bu zirve?

 

ASTANA SÜRECİNİN DEVAMI

 

Elbette bu zirve, “Astana sürecinin devamı ve Astana’da başından beri alınan kararların tamamlayanı” niteliği taşıyor. Hatırlanacağı üzere Astana’da ilk olarak, İran ve Rusya’nın bir tavır olarak belirledikleri “silahlı muhaliflere karşı tutum alma” yaklaşımı, Türkiye tarafından kabul edilmiş ve Türkiye silahlı müttefikleriyle karşı karşıya gelmişti. Soçi zirvesi, uluslararası kamuoyu tarafından tartışmalı olan ve çoğunlukla El Kaide çizgisine yakın olan silahlı grupların tümüyle tasfiyesi anlamına da geliyor.  

 

ÇOK TARAFLI ZİRVE

 

Aynı zamanda Soçi zirvesini 3’ten fazla “tarafı olan” bir zirve olarak nitelendirmek lazım. Zirve öncesi Suriye Devlet Başkanı Esad’ın Soçi’de bulunması ve Putin ile yaptığı sıcak görüşme, Putin ile Esad’ın verdikleri mesaj, Esad’ın hiç değilse ruhunun, dördüncü taraf olarak o masada olduğunu, görüşlerinin ve taleplerinin konuşulduğunu gösteriyor. Yine zirvenin hemen arifesinde Putin, ince mekik diplomasisiyle önce ABD Başkanı Donald Trump ile görüştü, ardından da Suriye meselesine şu veya bu şekilde müdahil olan ülkelerin liderlerini aradı. Peş peşe yapılan telefon görüşmelerinde Putin, Suudi Arabistan Kralı Salman bin Abdülaziz bin Suud, Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fettah el-Sisi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun de görüşlerini aldı. Bu açıdan zirveye bu kesimlerin de görüş ve önerilerinin dahil olduğunu varsaymak mümkün. 

 

ZİRVENİN STARTI RAKKA’YLA VERİLDİ

 

Soçi zirvesi esas olarak Suriye savaşının artık sonuna gelindiği konusunda ABD ve Rusya arasında “varılan mutabakatın teyidi” anlamına da geliyor. Zirveyi zorunlu hale getiren, bütün gelişmeler Rakka’nın Demokratik Suriye Güçleri (QSD) tarafından özgürleştirilmesinden sonra yaşanmaya başladı. Bütün bu gelişmelerin çetelesini tutan gazeteci-yazar Murat Yetkin dünkü yazısında, bu gelişmelerin 19 Ekim tarihindeki Rakka özgürleşmesiyle başladığını aktarıyor. Yetkin, Putin ve Trump’ın 11 Kasım’da Vietnam’da, “Suriye’deki askeri çözümün sonuna gelindiği” açıklamasını yaptıklarını hatırlatıyor. Yetkin, ayrıca Erdoğan’ın 13 Kasım’daki Soçi ziyaretini, 19 Kasım’da Rusya, İran ve Türkiye Dışişleri Bakanlarının Antalya’daki toplantılarını, 20 Kasım’da Esad’ın Türkiye hava sahasını kullanarak Rusya’ya gitmesini, 21 Kasım’da İran, Türkiye ve Rusya Genelkurmay Başkanlarının bir araya gelmesini, sonrasında yapılan telefon trafiğini de kayıt altına alıyor. 

 

Vietnam’dan sonra Erdoğan’ın birinci Soçi ziyaretinden önce “Askeri yöntemler çözüm değilse o zaman askerlerini çeksinler” açıklamasına rağmen ikinci Soçi’de ise “askeri yöntemlerin sonuna gelindiği” konusunda mutabakata varılması, Rakka zaferinin sonucu oluyor. Demek ki hem Vietnam’daki mutabakat hem de Soçi zirvesi Rakka zaferi sayesinde gerçekleşmiş oluyor.

 

MECBUR KALMA ZİRVESİ

 

Zirveyle ortaya çıkan temel sonuçlardan biri, Türkiye’nin “Esad karşıtlığı ve kendisine yakın silahlı grupların alan hakimiyetlerini sağlamak” gibi bütün önceliklerinden ve iddialarından vazgeçmiş olması. Zirve öncesinde de bu yönlü bir beklenti vardı ve kimi kesimler “Türkiye’yi ikna zirvesi” olarak nitelendiriyordu. Ancak Soçi zirvesi bunun ötesine geçerek, “Türkiye’yi mecbur etme” zirvesine dönüştü. Türkiye “Kürt inadı” nedeniyle Suriye düzleminde bütün karşıt tarafların buluştuğu ana zemin dışında bir yerde konumlanması nedeniyle yalnızları oynuyor. 

 

SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ!

 

Ayrıca Erdoğan’ın Kürtleri kast ederek, “Zirveden çıkan en büyük kazanım, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunacağına ilişkin mutabakattır” şeklindeki değerlendirmesi ise, “züğürt tesellisi” olarak görülebilir. Zira Kürtlerin, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğine yönelik suçlamalar daha çok “Suriye’yi yıkma teşebbüsünde bulunmuş” kesimlerden gelmesi de ayrıca manidar. Ancak Kürtler, Suriye iç savaşından beri takındıkları tutumla, yürüttükleri mücadeleyle “Suriye’yi parçalanmaktan” kurtardı. Bu açıdan Kürtler kendilerini, “Suriye’yi yıkmaya çalışan” güçler ile “mevcut statükoyu sürdürme” arayışında olan güçler arasında kendilerini “üçüncü güç” olarak nitelendirdiler. Bu yüzden de Türkiye, savaşın ilk yıllarında sürekli Kürtleri kendi politikalarının parçası olmadığı gerekçesiyle “rejimin işbirlikçisi” olarak nitelendirdi. Sonuç olarak tarih kimin Suriye’yi bölmek istediğini, kimin rejimin işbirlikçisi olduğunu, kimin tarihin doğru tarafında yer aldığını göstermiş oldu. 

 

ESAS KARAR RAKKA’DA ALINIR

 

Dolayısıyla Soçi’de gerçekleşen zirve ve alınan kararlar, Rakka zaferinin sonucu ortaya çıkan bir durum. Rakka zaferinin temel taşları da, adeta küllerinden doğan ve birilerinin ısrarla düşmesini hayal ettiği Kobanê’deki insanüstü direnişte atıldı. O yüzden Soçi’de alınan kararlar önemli; ama esas karar Rakka, Kobanê ve Dêra Zor’da alınır... 

bursa eskort bursa eskort bursa eskort bursa eskort bursa eskort bursa eskort bursa eskort bursa eskort bursa eskort escort eskişehir istanbul escort istanbul escort escort istanbul fatih escort kayaşehir escort konya escort ktunnel



Kaynak: Mezopotamya Ajansı

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1330 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Dünya Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI