Bugun...



.Cumartesi Anneleri 536 Haftasında Galatasaray Medanındaydı!

Cumartesi Anneleri 536 Haftasında Galatasaray Medanındaydı! Cumartesi Anneleri kayıplarının akıbetini sormaya devam ediyorlar. 536. Haftasında HDP’nden Grup başkan vekili Pervin Buldan,Filiz Keresteci oğlu,ve Hüda Kaya katılırken CHP’den Sezgin Tanrıkulu katılarak annelere destek verdiler.

facebook-paylas
Güncelleme: 05-07-2015 19:30:06 Tarih: 04-07-2015 17:21

.Cumartesi Anneleri 536 Haftasında Galatasaray Medanındaydı!

Cumartesi Anneleri 536 Haftasında Galatasaray Medanındaydı!

 

Cumartesi Anneleri kayıplarının akıbetini sormaya devam ediyorlar. 536. Haftasında HDP’nden Grup başkan vekili Pervin Buldan,Filiz Keresteci oğlu,ve Hüda Kaya katılırken CHP’den Sezgin Tanrıkulu katılarak annelere destek verdiler.

Failler belli, kayıplar nere de ?  Ellerindeki kaybedilen yakınlarının resimlerini taşıyan Cumartesi insanları 1993 yılının Mayıs ayında JİTEM’le bağlantılı Hizbul-kontra tarafından evlerinden alıkonularak kendisinden bir daha haber alınamayan İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in akıbeti soruldu.

Dede ve dayısını arıyorlar

Savaş değil, barış, özgürlük istiyoruz

Savaş değil, barış, özgürlük istiyoruz

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu’nun okuduğu basın açıklamasında şunlar söylendi:

Savaş değil, barış, özgürlük ve adalet istiyoruz.

536 haftadır buradan haykırıyoruz;

Türkiye’de yargı haklarımızın ihlali aracına dönüştü; yargı eliyle adaletsizlik üretiliyor.

Türkiye’de yargı yok, hukuk yok, adalet yok!

Dün (3 Temmuz) 14 Haziran 1993 tarihinde Şırnak’a bağlı Görümlü beldesinde altı köylüyü gözaltına aldıktan sonra işkenceyle öldürüp bedenlerini kaybettikleri iddiasıyla Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezacı talebiyle yargılanan emekli Tuğgeneral Mete Sayar’ın da aralarında bulunduğu altı subay hakkında çok önemli tanıklara rağmen beraat kararı verildi. Yine dün 90’lı yıllarda işlenen 19 faili meçhul cinayetle ilgili, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde  görülen davada, İstanbul’dan telekonferans yöntemiyle ifade veren Mehmet Ağar, suçlamaları reddetti. Cinayetler hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Ama davada tanık olarak dinlenen dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başbakanı Kutlu Savaş, işlenen bütün cinayetlerden devletin tüm kademelerinin haberi olduğunu, devlet arşivlerinde bu cinayetlerle ilgili bilgilerin bulunduğunu söyledi.

Hizbullah, 90’lı yıllarda kendine üs olarak Batman’ı seçti. Mensuplarının büyük çoğunluğu Batman kökenli olan örgüt, JİTEM’le işbirliği yaparak Batman’ı infazlar, kayıplar  kentine çevirdi. Yüzlerce insanı gündüz vakti herkesin gözü önünde infaz etti. Hizbullah-JİTEM işbirliği kurbanlarından biri de İbrahim Çelik ve oğlu Edip oldu. 10 Temmuz 1994 gecesi maskeli ve silahlı 4 kişi, Çelik ailesinin Batman Soğuksu Mezrası’ndaki evlerinin kapısını çaldı. 50 yaşındaki İbrahim Çelik’i yer göstermek bahanesiyle evden aldı.  19 yaşındaki Edip Çelik de babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gitti. Baba-oğul eve dönmeyince endişelenen aile Jandarma’ya ve Emniyet’e başvurdu. Olayla ilgili Hizbullah Talat Rüzgar, Aziz Önlük, İlhan Önlük, Resul Güneş ve Çetin Dursun isimli kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Bütün başvurular sonuçsuz kaldı; İbrahim ve Edip Çelik dosyasındaki 21 yıllık cezasızlık son bulmalı, onları kaybeden devlet politikalarının planlayıcıları, emir vericileri, uygulayıcıları, yerelden uluslar arası tüm sorumluları yargılanmalıdır.

‘Babam nerede? Kardeşim nerede? diyerek Galatasaray’dayım’

Feryal Çelik, babası İbrahim Çelik ve kardeşi Edip Çelik’in 10 Temmuz 1994’te gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alamaması üzerine yazdığı mektubu okudu. Mektup ise şöyle:

Ben Feryal Çelik.

Ben bir kayıp yakınıyım, cumartesi günleri “Babam nerede? Kardeşim nerede?” diyerek Galatasaray’dayım.

Ben bir cumartesi çocuğuyum, bir cumartesi kardeşi…

Babam İbrahim Çelik, kardeşim Edip Çelik Batman’da gözaltına alınarak kaybedildi. Gözümüzün önünde oldu olay. Silahlı maskeli kişiler bir köylüyü aradıklarını bahane ederek götürdüler babamı. 19 yaşındaki kardeşim de babama bir şey olmasın diye peşlerinden gitti. O günden sonra bir daha ne babamdan ne de kardeşimden haber alabildik. Babam da kardeşim de işlerinde güçlerinde insanlardı. Hiçbir suçları yoktu. Kürt olduğumuz için kaybettiler onları. Kürt olmak suç mu? Önce annem aradı eşini ve oğlunu. O hastalanıp yatağa bağlanınca ben aradım babamı ve kardeşimi. Şimdi çocuklarım arıyor dedelerini dayılarını. Anlayacağınız üç kuşaktır sürüyor arayışımız.

Daha ne kadar sürecek bu hukuksuzluk, adaletsizlik? Daha ne kadar sürecek bu vicdansızlık? Kayıplarımızın bulunmasını istiyoruz.

Adalet istiyoruz.

Barış istiyoruz.

Anne-babalar evlatsız, evlatlar anne-babasız kalmasın istiyoruz.

Çok şey mi istiyoruz?

“Faili meçhul” bir şekilde kaybedilen İbrahim Çelik’in kızı Feryal Çelik, 30 yıldır babasının akıbetinin belli olmadığını söyledi. Babasının ve kardeşi Edip Çelik’in hiçbir suçunun olmadığını dile getiren Çelik, “Tek suçumuz Kürt olmaktı” dedi. Babasının akıbetini sorduklarında, “Gidin sizi Apo kurtarsın” şeklinde yanıt aldıklarını aktaran Çelik, “Kardeşim ve babamın mezarını istiyorum. Şimdi çocuklarım da dedelerini ve dayılarını arıyor. Bu zulüm daha ne kadar sürecek” diye konuştu.

Ağar savunuldu

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da konuşmasında, önceki gün görülen Görümlü davasında yargılanan faillerin beraat etmesine tepki gösterdi. Tanrıkulu, İstanbul’dan telekonferans yöntemiyle ifade veren dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın suçlamaları reddettiğini belirterek, “Devlet Ağar’ı davaya getiremedi” dedi.

Ardından haftanın açıklamasını yapan Mukaddes Şamiloğlu, devleti yönetenlerin milliyetçi ve statükocu politikalardaki ısrarının Türkiye’nin sorunlarıyla yüzleşmesini, barışa ve hukuk devletine yönelişini engellediğini söyledi. Şamiloğlu, “Savaş politikalarının yarattığı büyük yıkımın mağdurları ve bu yıkımın tanıkları olarak, zorunlu askerlik yapan evlatlarımızın ölü bedenlerine basarak kendilerine siyasi rant sağlamak isteyenlere karşı barışı savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Adaletin ayakları kırık

Şirnex’in (Şırnak) Cizîr (Cizre) ilçesinde, gözaltında kaybedilen ve katledilen insanların akıbetlerini sormak için her hafta toplanan Dayikên Şemiyê ve kayıp yakınları, 341’inci haftada Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Dayikên Şemiyê, bu hafta 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra başından vurularak katledilen Abdurrahman Yılmaz’ın faillerini sorarak, “Her iki ayağı da kırık olan bir adalet sisteminden adalet bekliyoruz” dedi.

 




Bu haber 958 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Yaşam Ve Sağlık Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI