Bugun...



DAİŞ itirafçısı: Erdoğan Kürtlere karşı olduğu için bize destek veriyor

Girê Spi'ye (Tel Abyad) yönelik DAİŞ çeteleri tarafından gerçekleştirilen saldırıda YPG tarafından tutuklanan canlı bomba Savaş Yıldız, daha önce yaptığı itiraflarla AKP, Erdoğan ile Türkiye-DAİŞ ilişkilerinin deşifre edilmesine katkıda bulundu.

facebook-paylas
Güncelleme: 11-07-2016 15:37:24 Tarih: 11-07-2016 12:31

DAİŞ itirafçısı: Erdoğan Kürtlere karşı olduğu için bize destek veriyor

DAİŞ itirafçısı:

Erdoğan Kürtlere karşı olduğu için bize destek veriyor

 

Girê Spi'ye (Tel Abyad) yönelik DAİŞ çeteleri tarafından gerçekleştirilen saldırıda YPG tarafından tutuklanan canlı bomba Savaş Yıldız, daha önce yaptığı itiraflarla AKP, Erdoğan ile Türkiye-DAİŞ ilişkilerinin deşifre edilmesine katkıda bulundu. Bunun yanı sıra itiraflarında yine DAİŞ-MİT ilişkilerinin açığa çıkmasını sağladı. Türkiye tarafından itiraflarından sonra deşifre olan kişilere yönelik operasyonlar başlatıldı. Bu da aslında deşifre olanların tasfiye edilmesi yerine yenilerinin yerleştirilmesi anlamına geliyor.

ANF’nin konuştuğu Yıldız bir kez daha önemi ve çarpıcı itiraflarda bulundu. Yıldız bu sefer, Girê Spi'ye saldırılarının amacını, DAİŞ açısından Antep'in önemini, DAİŞ içinde sadece Türkiye'ye dönük çalışan çok özel bir birim olduklarını, kullandıkları yol güzergahlarını, Ebu Hanzala olarak bilinen Hacı Bayuncuk'un önemini ve Karkamış'ta Gülenci olduğu anlaşılan Baraj Müdürüne yönelik cezalandırma planlarını anlattı.

Savaş Yıldız, Gire Spi saldırısında yer aldı. Patlayan bir mayın sonucu üzerine bina çöktü. Dört gün binanın enkazı altında kaldı. Çıkacak yol bulamayınca YPG güçlerine teslim oldu.

"Halep tarafında Minbic’te kaldım. Cerablus, Elbeyli taraflarından giriş çıkış yapıyordum. Yaklaşık 2 yıl Tabka'da kaldım.

Bizim gruba Antep cemaati deniyor. Bizim grup içinde Kürtlerde vardı. Antep cemaati içinde Adıyaman, Urfalı, Diyarbakırlı olanlar vardı. Bingöllülerden Gire Spi elimizden alınmadan önce üç kişilik bir grup oluşturuldu.

Ben Gire Spi saldırısından sonra yakalandım. Biz üç kamyonla Rakkadan gelecektik. Ben bir kamyonla geldim. Bizim geldiğimiz kamyondaki grup 57 kişiydi.

GİRÊ SPÎ SALDIRISI

♦ Neden Girê Spî'ye saldırdınız?

Hama'da bir kamptaydık. Bu kampta bir ay kadar kaldım. Kamptan çıktıktan sonra Tişrin Barajı'na bir saldırı düzenlendi. Saldıran grupta ben yoktum. Ondan bir hafta sonra da Girê Spî saldırısını yaptık. Saldırıdan olacağından haberimiz yoktu. Biz saldıracaktık.  3 yada 4 gün içinde Girê Spî alınacaktı. Böyle plan yapılmıştı. Girê Spî alındıktan sonra Türkiye'den  Muhacirinlerin geleceği söylenmişti. DAİŞ için dışarıdan gelenlerin hepsine Muhacirin deniyor. Türkiye'den, Avupra'dan, Kafkaslar'dan, Orta Asya'dan, yani dışarıdan gelenlerin hepsine Muhacirin denir. Şimdi biz Girê Spî'ye saldırırken onlardan 1000 ile 4000 kişinin gelip Türkiye'de beklediği ve bunların geçmesi için Girê Spî'yi alacaktık. Bu bilgi saldırıdan bir gün önce bize söylendi. Bu bilgileri bize Muhammed Şami adındaki askeri emirimiz verdi. Bu kişi yaklaşık 40 ile 45 yaşlarında. Saldırı grubunun ve Ebu Mahammed Şami'nin bir üstü Halit Tacik adında biriydi. Tacik bize sadece savaş olduğunu söyledi. Ayrıntılarını ise bize Muhammed Şami iki gün sonra söyledi. Savaşın amaç ve hedefini bize getirdiği harita üzerinden anlattı. Harita üzerinden bize anlatırken 5 grubun saldıracağı, hangi grubun nereden saldıracağını anlattı. Girê Spî alındıktan sonra 3 ile 4 gün içerisinde de o Türkiye'den Muhacirinlerin geçeceğini bize o zaman söyledi.

Gelecek olan bu 4 bin Muhacirinin hangi ülke vatandaşı olduğunu bilmiyorum. Ama içinde Türk, Azeri, Çeçen, Türkistanlı, Avrupa'dan gelenler vardı.

'BELLİ ARALIKLARLA TÜRKİYE'YE GİRİŞ YAPTIM'

♦ DAİŞ içindeki görevin neydi, daha çok nerede kalıyordun?

Girê Spî DAİŞ'in yani bizim elimizde iken özel bir birimin içindeydim. Bizim birim Girê Spî'de ayrı bir evde kalıyordu.

DAİŞ içinde bu birim özel ve güvenlik birimi olarak bilinir. Bu birime Antep grubundan Abdul Muhin adlı şeriat hocası aracılığıyla alınmıştım. Bu Şerii Hoca ile Tabka'da tanıştım. Kaynımın aile dostu. Onun aracılığıyla tanıştım. Onun referansı ile bu birime alındım. Bu grup en çok güvenilen insanlardan oluşturuluyor. Bizim grup sadece Türkiye'ye dönük çalışmalar yapıyordu. Türkiye ile ilgili bir iş olduğunda biz yapıyorduk. Bizim birimin işi sadece buydu. Yine savaşçı getirip götürme bizim birimin işiydi. Bizim birimin işi çok ciddi bir işti. Türkiye'ye giriş çıkışta sadece beni görevlendirdiler. Bunun nedeni de Türkiye'deki ilişkileri fazla bilmememdir. Yani çok fazla kişiyi tanımadığım içindi. Antep'te kim var kim yok, hangi adreste kaldıklarını bilmediğim için beni görevlendirdiler. Antep'te tanıdığım birkaç kişi vardı ama sadece kod isimlerini biliyordum. O yüzden en güvenilir olan bendim. Bu ilişkileri bilen başka biri gitse ve yakalansa örgütlememiz yani cemaatimiz çökecekti. O yüzden sadece beni görevlendirdiler. Belli aralıklarla iki sefer Türkiye'ye giriş çıkış yaptım. Bu gidişlerim görev amaçlıydı. Yani göreve gidip geldim.

İlk görevime Karkamış Baraj Müdürünün öldürülmesi için gittim. Görevlendirmemi emirimiz Ebu Mushap yaptı. Baraj Müdürünü vurma nedenimiz Türkiye'den gelen son barajdı. Suyu kesiyordu. Millet susuz kalıyordu. Daha önce tehdit ettik, açacağını söyledi ama açmadı. O yüzden onu cezalandıracağız, dedi emirimiz Ebu Mushap. Bu aynı zamanda Baraj Müdürünü öldürmemizin gerekçesi oluyordu. Emirimiz 'beni gönderirken sen sadece adres al biz gerekeni yaparız' demişti.

HDP'YE SALDIRI PLANLARI

Türkiye'ye geçtiğimde Antep'te bir grubumuzun olduğunu gördüm. Ancak onlardan sadece iki kişiyi gördüm. Beni bulunduğum yerden bu iki kişi almaya geldi. Birinin ismi Eymen, diğerinin ise Efe idi. Beni bir yere götürdüler; gittiğim yeri görmemen için arabada kafamı eğmemi söylediler. Adresi arayıp bulduktan sonra Efe bana 'müdürü sen öldür' dedi. Tamam yaparım, dedim. Birkaç gün sonra adamı öldürmeye gittim. Kapıyı çaldım, adam yerine başı türbanlı bir kadın çıktı, yanında da bir küçük çocuk vardı. Adamı sorduğumuzda evde olmadığını söyledi. Adam evde olmadığı için öldüremeden geri çekildim. Yaklaşık iki yada üç ay sonra Mersin ve Adana HDP il binalarının patlatılması görevi çıktı.

Her iki il binalarının bombalanması planlaması Girê Spî'de bizim birimin kaldığı evde yapıldı. Ebu Efe de o zaman bizim tarafı geçmişti. O da bizim birimle kalıyordu. Zaten bizim birime Türkiye grubu deniliyordu. Emirim Ebu Mushap beni bizim kaldığımız yerden aldı, hemen yan sokakta bir eve gittik. Biraz sonra Efe de geldi. Efe uzun uzun neden bu merkezlerin bombalanması gerektiğini anlattı. Efe bu görevi bana vermeyi düşündüklerini, ama görevi muhakkak yerine getirmem gerektiğini söyledi. Görevi yerine getirmeden dönmenin iyi olmayacağını söyleyerek aslında yumuşakça bir tehditte bulunuyordu.

Görev için gittim. Adana'da öğrenci semti olan baraj yolunda tek kişilik bir ev tuttum. Bu ev için bir aylığına komisyon parası ile birlikte yaklaşık 1.5 milyar para ödedim. Patlayıcı Antep'teydi. Zaten ben Adana'ya gitmeden bombaların nasıl yerleştirileceği, nasıl bağlanacağına ilişkin bana üç dört günlük eğitim verdiler. Bu eğitimi de bana Efe verdi. Çünkü bu görev için ikimiz birlikte geçmiştik Antep'e. Ondan sonra zaten her iki il binasını bombalamıştık.

ANTEP'İN ÖNEMİ

♦ DAİŞ için Antep neden önemli?

Temel nedeni yoldur, diye düşünüyorum. Bir de Cemaat vardı.  DAİŞ örgütlenmesi İstanbul, Konya, Ankara, Kürt illerinin hepsinde var. Ama sınırın etkili bir şekilde kullanılması, yol güzergahlarının bir yerden geçmesi için Antep merkez üs seçilmiş. Mesela Urfa'da Kürt ve PKK yanlıları çok o yüzden burası merkez üs olamazdı. En sağlam yol ve merkez Antep'tir. Yani Antep'ten geçtiğinde direkt DAİŞ alanına geçebiliyorsun. Türkiye'ye Muhacirin dediklerimiz geliyor. Dünyanın her yerinden geliyor. Yine Türkiye'nin kendisinden savaşçılar geliyor. Bunlar geçene kadar bir süre Antep'te kalıyor. Telefonlar dinlenemiyorsa, şüphe uyandıramıyorlarsaki o da çok imkansız emniyet görmeyebilir, diyelim. Türkiye genelinde şüphe çekilmeyebilir, diyelim. Ama Antep'e geldiklerinde alan daralıyor. Dünyanın her tarafından akan insanlar burada dar bir açıdan geçiyorlar. Yani Antep'in çevresindeki ilçe ve köylerden geçiyorlar. Emniyet ve güvenlik güçlerinin görmemesi, fark etmemesi mümkün değil. Mesela biz ilk geçtiğimizde sokak gibiydi geçtiğimiz yer. Tel yere indirilmişti, geçilen yerler toprak yol gibi olmuştu. Geçtiğimiz yere yakın kulübelerin hiçbirinde nöbetçi yoktu. Biz geçerken gidenler ve gelenler vardı. Yani 20-30 kişilik gruplar şeklinde gidenler ve gelenler vardı.  Bir de şimdi şöyle bir şey var; diğer bölgelerden geçince diğer gruplar aracılığıyla DAİŞ'e ulaşıyorduk. Ama Antep'ten gelince direkt DAİŞ'e ulaşıyorduk. Savaşçılarımız için de bu böyle. Yani bir nevi bu alan bizim alanımızdı.

Yani DAİŞ burada örgütlüdür. Çünkü biz ailece Adana'dan geldiğimizde Antep'ten geçtik.

Geçiş güzergahımız birkaç yerdi. Ama hepsi Antep ve Kilis çevresindeydi. Bu yerlerden biri Rai tarafıydı. Yani Rai, Çobanbey tarafından gidip geliyorduk. Bir de Elbeyli tarafını kullanıyorduk.  Ayrıca en fazla kullandığımız yerlerden biri de Karkamış'tı. Yani Cerablus tarafları. Bu yollar bizim için her zaman açık olan yollardı.

'BEN ESİRDİM AMA TAKSİM'DEKİ SALDIRIDA ADIMI VERDİLER'

Bizim grupta bir tane canlı bomba vardı.  Adı Hubeyb'ti. Urfalıdır ama Antep grubunun içinde yer alıyor.

Taksim'deki canlı bomba patladığında benim adımı verdiler. Taksim'de canlı bomba patladığında ben esirdim. Adımı vermişlerdi. Kobanê'de arkadaşlar o sırada beni ailemle görüştürdüler. MİT'in esir düştüğüme dair kesin haberi olmuştur. Ailemle konuştuktan üç gün sonra o canlı bombanın ben olduğuma dair haberler çıktı.

Adana Mersin'de il binalarını bombalama olayından sonra Emirim Ebu Mushap'tan kimlik istedim. Dedim Türkiye ile ilgili eylem vb. bir çalışma düşünüyorsunuz. O zaman bana bir kimlik ayarlamanız, yapmanız gerekir, dedim. Ebu Mushap önemli değil, sen bekle, sabret hal ederiz, dedi. Bu talebimden on, on beş gün geçtikten sonra Ebu Mushap beni Rakka'ya götürüp fotoğraf çektirdi. Ebu Mushap ondan bir ay kadar sonra Girê Spî yakınlarında bir yerde öldürüldü. Ebu Mushap'ın yanında benim güvenlik grubumdan Ebu Bekir ve Ebu Ramazan da vardı. Her üçü vuruldular. Ebu Mushap öldürüldüğü için benim kimlik işim yattı. Yani kimlik artık elime ulaşmadı.

Ankara'daki patlamadan sonra emniyet olayı araştırıyor. Emniyet o patlamayı yapanın kişinin Antep'e girdiğini tespit ediyor. Bir kişi yakalanıyor. Yakalanandan adresler alınıyor. Adresler alındıktan sonra bir depo basılıyor. O depoda benim adıma Hamza Tombak ismiyle düzenlenmiş kimlik ele geçiyor. Ayrıca bir çocuk ile bir kadın ve bir erkeğin de kimlikleri ele geçiyor. Ondan sonra işte bunlar canlı bomba ve Türkiye'de eylem yapacaklar, diye haberler yapılmaya başlandı. Haberler çıktıktan sonra bacım Rakka'daki eşime mesaj yazarak beni soruyor. Eve izne gittiğimde eşim söyledi. Bizde izine gitme vardı. İzne eve gittiğimde eşim söyledi, kardeşime mesaj yazarak evde olduğumu söyledim. Ben o zamana kadar sesli konuşmamıştım, sesim kayda geçmesin diye. Ailem rahat olsun diye sesli konuşarak Suriye'de olduğumu, merak etmemelerini söyledim. İnanmaları için oğlumu da konuşturdum. 

TÜRKİYE NEDEN DESTEKLİYOR?

♦ Kürtlere ve Kürt bölgelerine neden saldırılıyor?

Türkiye ile DAİŞ arasında belli bir anlaşma var. Belki resmi değil yada resmi ise bile şu ana kadar açıklanmış değil. Türkiye Kürtlere karşı ÖSO ve ondan sonra türetilen gruplara açıktan destek verdiği biliniyor. ÖSO'nun Türkiye'de kamplarının olduğu, resmi temsilcilerinin hepsinin merkezinin Türkiye olduğu biliniyor. Hatay ve İç Anadolu'nun bazı yerlerinde kamplarının olduğu da biliniyor.

Türkiye DAİŞ'i tehdit oluşturduğu ve Kürtlere karşı kullandığı için destekliyor. Örneğin ilk Musul alındığında Türk konsolosluğunda yaklaşık 50 kişi esir alınmıştı. Bu esirler bizimkilerin elinde olduğu için bize tüm yolları açtılar. Her türlü hareket serbestliğini getirdiler. O esirler Türkiye'nin yüz arkadaşımızı bırakmasıyla takas edilmişti.

Türk devleti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sırf Kürtlere karşı olduğu için bize destek veriyor. Yoksa bizi çok sevdiğinden değil. Çünkü onun İslamiyet ile hiçbir alakası yok. Kürtlere karşı savaşmasak bize bir gün destek vermez. Doğru, şu ana kadar bize çok açıktan terörist dememiş. Ancak biz ona açıkça 'kafir' diyoruz.

Türkiye rejimi, ABD, Irak rejimi önemli değil bizim için ama Suriye rejimi önemlidir. Çünkü Suriye'yi İslami Devlet'in kurulacağı merkez olarak görüyoruz.  Suriye rejimine karşı şu ana kadar ciddi bir savaş yürütmedik. Bize silah, cephane lazım olduğunda göstermelik bir şekilde bazı askeri merkez ve üslere saldırıp onları alıyorduk o kadar.

EBU HANZALA

♦ Ebu Hanzala yani Hacı Bayuncuk'un DAİŞ ile nasıl bir ilişkisi var?

Ebu Hanzala'yı iyi biliyorum. Hiç görüşmedim. Ama internet ortamındaki ses kayıtları ve video kayıtlarını hep dinlerdik. Onun kitaplarını okuduk hep. Kitapları İslam'da ayet, hadis ve akideyi anlatıyor. İslam'ın yolunu gösteriyor. Bu yolun da cihattan geçtiğini söylüyor. Kitabından öğrendiğimiz Türkiye'de bir küfür yani günah sistemi var. İşte biz o kitaptan bunları öğrenip çıktık. Kitabı bizim ders kitabımızdı. Onun ayet ve hadislerinin anlattığına göre Türkiye'de bir savaşın olması gerekiyor. Türkiye'de iki defa yakalandı, her seferinde birkaç ay sonra bıraktılar. Ebu Hanzala ilk defa yaklaşık iki yıl önce yakalandı. DAİŞ tarafından Hilafet yeni ilan edilmişti. Yaptığı bir konuşmada DAİŞ  ve ilan edilen hilafeti övüyor. Bunun için yakalanmıştı. 5 yada 6 ay sonra bırakıldı. İçeride iken Tevhid adındaki dergisinde DAİŞ'in akidesine zıt bir yazı yayımlamıştı. Polis baskısıyla mı, gerçekten inandığı için mi yazmıştı; bilmiyoruz. Cemaat Ebu Hanzala'nın o konuşmasından sonra ikiye ayrıldı. Bunlardan bazıları savaşa geldi, bazıları da gelmedi. O da serbest bırakıldı. Ebu Hanzala'nın akidesi çok güçlü. Onu okuyanlar cihada geliyor.




Kaynak: ANF

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1279 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Dünya Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI