Bugun...



DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle:Adı duyulmamış yeni bir örgütlenme var

Demokratik Bölgeler Partisi'nin düzenlediği toplantıda konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Licê'de 34 kişinin askerlerce yakılmak istendiği olay hakkında yaptığı değerlendirmede, adı duyulmamış yeni bir örgütlenmenin ortaya çıktığını ve bu grubun gözaltına aldığı kişileri yakma girişiminde bulunduğunu vurguladı

facebook-paylas
Tarih: 10-07-2016 16:16

 DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle:Adı duyulmamış yeni bir örgütlenme var

DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle:

Adı duyulmamış yeni bir örgütlenme var, bu grup gözaltına aldığı insanları yakmak istedi.

Demokratik Bölgeler Partisi'nin düzenlediği toplantıda konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Licê'de 34 kişinin askerlerce yakılmak istendiği olay hakkında yaptığı değerlendirmede, adı duyulmamış yeni bir örgütlenmenin ortaya çıktığını ve bu grubun gözaltına aldığı kişileri yakma girişiminde bulunduğunu vurguladı. Yaşanan savaşta halkın ve öncü gücünün zerre kadar payının olmadığını da söyleyen Dicle, "Savaşın başlamasının nedeni Kürt halkının 100 yıllık kazancına göz dikmek istemeleridir" dedi.

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) son zamanlarda yaşanan hukuksuzluk, gerçekleştirilen katliamlar ve güncel konulara ilişkin Amed (Diyarbakır) il binası Vedat Aydın Konferans Salonu'nda DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, sivil toplum örgütü temsilcileri ve halkın katılımıyla toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dicle, HDP Amed milletvekilleri Çağlar Demirel, Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca ve Nursel Aydoğan da katıldı. Saygı duruşunun ardından konuşan Hatip Dicle, 1991 yılında devlet güçleri tarafından evinden alınarak katledilen HEP Amed İl Başkanı Vedat Aydın'ı andı.

 

'Hurşit Külter nerede?'

 

Devletin politikalarında 90'lı yıllardan bugüne herhangi bir değişiklik olmadığını ifade eden Dicle, "En basitinden Hurşit Külter nerede diye soruyoruz ama cevap yok. Aradan 25 yıl geçmesine rağmen Vedat Aydın'ın katilleri ortada yok. Aynı şeyi bu dönemde de deniyorlar. Yeni dönemde aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlar. 25 yıl öncede aynı saldırıları yaptılar. Örneğin Lice'yi başka gerekçeleri bahane ederek yakıp yıktılar. Lice o dönemde de şimdiki olduğu gibi büyük bir saldırıya maruz kaldı. Onlarca insan katledildi. Aradan 25 yıl geçmesine rağmen ne Vedat Aydın'ın katilleri bulunabilmiş ne de Lice'yi yakıp yıkma olayları son bulmuştur" dedi.

 

'İttihat ve Terakki'den bu yana kullanılıyor'

 

Yine Madımak katliamının bir benzerinin geçen hafta Licê'de tekrarlanmasına ramak kaldığının altını çizen Dicle, adı duyulmamış yeni bir örgütlenmenin ortaya çıktığına ve gözaltına alınan insanları yakma girişiminde bulunduğuna vurgu yaptı. Dicle, "İttihat ve Terakki'den bu yana 90'lı yıllardan günümüze devlet bunları çete yöntemi olarak kullanılıyor. Bunların hiçbirinin de IŞİD zihniyetinden hiçbir farkları yoktur" diye ifade etti.

 

'Bu savaşın başlamasında zerre kadar payımız yoktur'

 

AKP'nin iktidara gelmeden önce sadece Kürt sorunu değil sorunu olan bütün kesimlere derman olacağını iddia ettiğini, ancak daha sonradan bu yoldan çıktığını belirten Dicle, Öcalan'ın çabaları ile demokratik diyalog sürecinin başlatıldığını vurgulayarak, "Bugün izledikleri politikalar ile yalan konuştuklarını ve nabza göre şerbet vermeye çalıştıklarını anladık. İmralı'ya giden biri olarak konuşuyorum, bu diyalog sürecinin bitip hemen ardından savaşın başlamasında bu halkın ve öncü gücünün zerre kadar payı yoktur. Savaşın başlamasının nedeni Kürt halkının 100 yıllık kazancına göz dikmek istemeleridir" değerlendirmesi yaptı.

 

'Demokratik alanlarımıza da göz diktiler'

 

Kayyum tartışmaları ile ilgili konuya da değinen Dicle, her türlü saldırıya hazırlıklı olmaları gerektiğinin altını çizdi ve "Demokratik alanlarımıza, belediyelerimize ve parlamentodaki vekillerimize göz diktiler. Şuurunu yitirmiş bir hükümet ile karşı karşıyayız. Yarın öbür gün tutuklama çılgınlığı da yapabilirler. Kürt halkının özgürlüğüne yapılacak olan her tür saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız. Şehitlerimizin kanı ile bedel ödenerek kazanılmış bu alanları bizden almak istiyorlar. Bu alanlarımıza sahip çıkıp onlara asla ama asla teslim etmeyeceğiz" dedi.

 

'Direniş yerlerini boşaltmak istiyorlar'

 

Dicle, devletin İttihat ve Terakki'den bu yana Kürtlerin öncü güçlerini batıya sürgün yapıp Kürdistan'ın yapısını değiştirmek istediğini, amacın demografik yapı ile oynamak olduğunu belirtti. Dicle, hükümetin Gever ve Cizre başta olmak üzere özyönetim ilan edilen yerleri il yapmaya çalışarak etkisizleştirmeye çalıştığını ifade etti ve ekledi: "Bütün bu tuzaklara karşı nasıl hazırlanmamız gerektiğini çok iyi bilmeliyiz. Bu yaptıkları ve aldıkları kararlar ile direniş alanlarını boşaltmak istiyorlar. Öz yönetim alanları büyük bir yıkıma maruz kaldı. Bu bölgeler ile sonuna kadar dayanışma içinde olmak buraları sahiplenmek açısından oldukça önemlidir."

 

'Öcalan için başlatılan kampanyaya destek olmalıyız'

 

Dicle, Öcalan'ın uzun bir zamandır kimse ile görüştürülmediğini de hatırlatarak, Öcalan'ın çok ağır bir tecrit ve uygulama ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Dicle, "Avrupa'da Öcalan'ın özgürlüğü için kampanya başlatılmış durumda. Biz de Öcalan için başlatılan bu kampanyaya destek olmalıyız. Çünkü onun özgürlüğü aynı zamanda Kürt halkının özgürlüğüdür" dedi.

 

Tuncel: Yeni bir dönem ve zamandayız

 

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise, tarihi bir sürecin önemli bir dönemecinde olduklarını söyleyerek, her dönemecin sonuçları olduğunu belirtti. Tuncel, "Kürt halkı olarak yeni bir dönem ve zamandayız. Bunun farkında olup yeni yaşamı inşa etmeliyiz. Biz DBP olarak bu yeni yaşamın sorumluluklarını üstlenerek yola çıktık. Bu yeni yaşam sadece Türkiye, Kürdistan için değil tüm Ortadoğu halkları için içinde bulundukları krizden çıkabilmeleri açısından çok büyük bir şanstır. Tüm dünya işte bu yeni yaşamı tartışıyor. Ve projenin mimarı da Abdullah Öcalan'dır" değerlendirmesi yaptı.

 

'Rojava devrimi bunun örneğidir'

 

Rojava'da yeni yaşamın uygulama alanı olduğunu dile getiren Tuncel, "Suriye'de savaşın son bulması tüm dünyanın üzerinde uzlaştığı konu olmuştur. Bunu boğmak isteyenler de var. Ancak AKP Kürt halkının özgürlüğünü görmek durumunda olduğunu da biliyor. Erkek ulus devlet mantığı ile bu sistemi sürdürülebilir kılmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin bu çok kültürlü ve çok kimlikli yapısını böyle eritmeye çalışıyorlar. Ancak yeni yaşam umudumuz ile birlikte Rojava devrimi ile birlikte bu sistem umut olmuştur. Rojava devrimi de bunun en büyük örneğidir" diye konuştu.

 

'Savaş politikaları başarısız kalmıştır'

 

Devletin savaşı şehirlere taşımasının, HDP'yi parlamentodan atma girişiminde bulunmasının, belediyelere el koyma anlayışının, AKP hükümetinin ve devletinin tekçi politikaları sebebiyle olduğunu söyleyen Tuncel, "Ancak her türlü savaş politikası Kürt halkının direnişi karşısında başarısız kalmıştır. Davutoğlu'nun gidişi bile bu nedendir" dedi.

 

'Çözüm bizimle olacaktır'

 

Kürt sorunun çözümü konusunda önemli olanakların ortaya çıktığını ifade eden Tuncel, "Ama bu çözüm AKP ve Erdoğan ile olmayacaktır. Bizim ile olacaktır. Bizim kendi gücümüz var. Türkiye'de kalıcı barışın temelini biz sağlayacağız. Ve bu da Sayın Öcalan'ın özgürlüğü ile sağlanacaktır" diye ekledi.




Kaynak: ANF

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1417 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Kürt halkı Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI