Bugun...



Hısan Haydar,Türkiye’nin 'Kürdistan devletine' karşı çıkışı taktiksel mi?

ürkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bağımsızlık referandumundan sonra Irak Kürtlerini açlıkla tehdit etmesi, bağımsız Kürt devletine sert çıkması, Türkiye'nin konuya yaklaşım tavrıyla çelişiyor. Özelikle Irak Kürdistan Bölgesi, son zamanlarda en azından ekonomik açısından Türkiye için “güvenli bir bölge” haline geldi.

facebook-paylas
Tarih: 28-09-2017 23:39

Hısan Haydar,Türkiye’nin 'Kürdistan devletine' karşı çıkışı taktiksel mi?

Türkiye’nin 'Kürdistan devletine' karşı çıkışı taktiksel mi?

Hısan Haydar

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bağımsızlık referandumundan sonra Irak Kürtlerini açlıkla tehdit etmesi, bağımsız Kürt devletine sert çıkması, Türkiye'nin konuya yaklaşım tavrıyla çelişiyor. Özelikle Irak Kürdistan Bölgesi, son zamanlarda en azından ekonomik açısından Türkiye için “güvenli bir bölge” haline geldi.

 

Gazze'ye uygulanan ambargo ve açlık karşısında sessiz kalan ve ambargonun kırılması için gemi gönderen Erdoğan, 2003'te Irak'ın Amerika tarafından işgal edilmesinden sonra Türkiye'yle ilişkilerini en ileri seviyeye taşıyan Kürtleri nasıl aynı üslupla tehdit ediyor, işte bu anlaşılır değil.

 

Gazze meselesi ise sadece, belirlenen sınırları aşan bir propaganda çalışmasıydı. Bu yüzden sonuçları da kontrolden çıktı. Bunun da amacı, Türkiye'nin Arap dünyasındaki “liderliği” ve kendi meselelerini savunma konusunda “münhasırlığını” garanti etmekti. Bir de "tek başına kaldığı" konularda kendini savunmak içindi.

 

Hatırlatmak gerekirse Türkiye, 15 yıldan beri, Kuzey Irak'taki Kürt otonomisini destekliyor. Topraklarında ordusunun çatıştığı PKK'ye karşı mücadele konusunda Bölge yönetimiyle işbirliği içinde ve askeri operasyonları kontrol etmek için güvenlikle ilgili alışverişte bulunuyor. Hatta, 2013 yılında Dışişleri Bakanı'nı, Bağdat'a geçmeden Erbil'e göndererek, Kürtlerin “bağımsızlığını” desteklemişti. Bu Nuri Maliki yönetimiyle bir krize yol açmıştı.

 

Böylece Ankara, Bölge ile ileri seviyede bir ekonomik ilişki kurarak, toprakları üzerinden günlük 600 bin varil petrolün ihraç edilmesine izin verdi. Bu rakam bir milyon varile ulaşabilir. Bunun yanı sıra gıda ve diğer ürünler açısından da bütün ihtiyaçlarını sağlayarak, yakın bir ortaktan zaruri bir ortağa dönüştü.

 

Erbil - Bağdat ilişkilerinin kesilmesinin ve merkezi hükümetin Kürtlere karşı yükümlülüklerinden feragat etmesinden, birinci derecede faydalanan Ankara oldu. Kürtlerle olan ilişkisi, Tahran'ın Irak'ta siyasi ve askeri etkisinin kırılmasına katkı sağladı.

 

Ancak Ankara, kendi kaderini tayin ettiklerinde Iraklı Kürtlere sırtını döndü. Ve iki taraf arasındaki ilişkiler, ikinci bir alternatif olmadan tek tarafa gitmeyi zorunlu kılıyor.

 

Ankara'yı rahatsız eden referandumun gerçekleştirildiği zamandır. Çünkü Suriye'nin kuzeyindeki Kürtlerin geniş bir otonomi kurma yönündeki mücadelesiyle eşzamanlı oldu. PKK, Irak'ın kuzeyinde etkisini genişlettiği için, Suriye'nin kuzeyindeki durum Türkiye'yi endişelendiriyor. Ancak Irak Kürtleriyle yeni bir ilişkileri olması, dolaylı olarak Suriye'deki Kürtleri kontrol etmesi bakımında Türkiye'ye yardımcı oluyor.

 

Kürtlerin son zamanlarda, Türkiye'nin “tekelinden” kurtulmak amacıyla ekonomik ilişkilerini çeşitlendirme çabaları da Türkiye'yı rahatsız etti. Irak'taki Kürtlerin, Rosneft petrol şirketinden petrol satışına karşılık bir milyar dolar alması ve 4 milyar dolar değerinde farklı projeler sağlanması konusunda bağlılığını bildirdi.

 

Bunun yanı sıra Kürdistan, uluslararası ticari şirketlerden 2 milyar dolar daha borç almış durumda. Ancak bütün bunlar, Kürdistan'ın Türkiye'ye güven duyduğu gerçeğini değiştirmez.

 

Türkiye'nin tavrı, sadece “bağımsızlık” döneminde Kürdistan’daki çıkarlarını sağlamlaştırmak için mi yoksa, Ankara'nın başta Amerika olmak üzere, yeni bölgesel haritada diğer taraflarla daha iyi bir şekilde müzakere etmesi amacıyla mı, henüz bilinmiyor.

 

Zaman, Türkiye'nin daha ne kadar Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkına karışı gayrimeşru çıkışını sürdürebileceğini gösterecek. Ancak geri dönmeleri için yol hep açık kalacak. Özellikle Suriye'de olduğu gibi, Ankara'nın diplomasisinde hakim olan “reeldeki durum” sloganı, gerektiğinde uygulanmaya hazırdır.

 

Kaynak: Suudi merkezli el Hayat gazetesi

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.) 




Kaynak: Rudaw-Suudi merkezli el Hayat gazetesi

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 946 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Dünya Basınından Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI