Bugun...



İnci Hekimoğlu yazdı:​Kobani'den Nusaybin'e 2013'en 2016'ya

Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit… 10 bin asker ve polis, 14 general ile çıkartma yapılan Kürt illeri, aylardır bombaların, kurşunların, mermilerin altında. Ama buna “savaş” demek hoşlarına gitmiyor.

facebook-paylas
Tarih: 07-01-2016 00:07

  İnci Hekimoğlu yazdı:​Kobani'den Nusaybin'e 2013'en 2016'ya

Kobani'den Nusaybin'e 2013'en 2016'ya

İnci Hekimoğlu

Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit…

10 bin asker ve polis, 14 general ile çıkartma yapılan Kürt illeri, aylardır bombaların, kurşunların, mermilerin altında. Ama buna “savaş” demek hoşlarına gitmiyor.

Deniz yok ama SAS komandoları bile görevde!

Bunca askeri güç ile hendek kapatmaya gittiklerine inananlar ya da hala bunu iddia edenler bizim söyleyeceklerimize inanmayabilirler ama herhalde ülkenin ‘koskoca’ başbakanına inanmayacak halleri yok.

“2013 yılı kasım ayında yaptığımız değerlendirmede 12 kritik ilçeyi öngörmüştük. İki üç ay önceki mücadeleye bakarsanız, Lice, Silvan, Varto, Kulp var, Cizre devam ediyor, Doğubeyazıt, Yüksekova var. Bu kritik ilçelerin çoğunda kontrol sağlandı. Şimdi mücadelenin yoğun olarak seyrettiği 4-5 yer kaldı: Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit… Şu anda oraya yoğunlaşmış durumda. Bunların özelliği ne? Nusaybin, Cizre, Silopi sınır ilçeleri. Nusaybin, Kamışlı’nın devamı. 10 adım atsan Suriye tarafına geçiyorsun zaten.”

Davutoğlu’nun, 17 Aralık’ta söylediği bu sözler, yeterince büyüteç altına alınamadı.

“12 ilçe” diyor, “özellikleri sınır ilçeleri olması” diyor. Ve devam ediyor: “10 adım atsan Suriye tarafına geçiyorsun”

Bunu bir kenara not edin.

Dönelim, 2013 Kasım’ına bakalım.

İrfan Aktan’ın hazırladığı “Çözüm Süreci’nin Kronolojisi”nin rehberliğinde Kasım ayından biraz öncesine giderek mini bir hafıza tazelemesi yapalım.

21 Nisan: Kalekol ve karakol yapımlarına hız verildi.

8 Mayıs: PKK militanları kademeli olarak sınır dışına çıkmaya başladı.

19 Haziran: KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan: “Devlet ve hükümetin sürece yaklaşımı bizi oldukça kaygılandırıyor”.

12 Ağustos: PYD Eşbaşkanı Salih Müslim dışişleri bakanlığının daveti üzerine ikinci kez Türkiye’ye geldi.

27 Ağustos: Cemil Bayık 1 Eylül’e kadar gerekli adımların atılmaması halinde geri çekilmeyi durduracaklarını açıkladı.

30 Ağustos: BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş PKK’nin verdiği tarihlerden hükümetin haberdar olduğunu, ancak bu takvim doğrultusunda hareket edileceğine dair umutlarının kalmadığını açıkladı.

17 Ekim: BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak Erdoğan’ın açıklamasına tepki gösterdi ve Rojava sınırında yapılan duvara ilişkin “ölüm pahasına da olsa o duvarı yaptırmayacağız” dedi.

Gültan Kışanak’ın açıklaması sürecin önemli kilometre taşlarından birine işaret ettiğinden bu tarihe özellikle dikkat çekmek isterim.

Kobani’de, IŞİD ile YPG/YPJ arasında şiddetli çatışmaların sürdüğü, YPG/YPJ güçlerinin IŞİD’e karşı verdiği destansı mücadelenin dünya kamuoyunun dikkatini buraya çevirdiği tarihlerdir.

IŞİD’in ilk kez direnişle karşılaştığı, adeta Kürtlerin de IŞİD’in de kaderinin belirlendiği kritik tarihlerdir.

Türkiye’deki çözüm sürecinin de, Kobani ile paralel olarak sıkıntıya girdiği, Öcalan’ın 9 Kasım’da gidişat için “Süreç devam etmekle beraber sırat köprüsü üzerindedir. Bütün olumsuzluklara rağmen, tek yanlı da olsa barış iradesini sürdürme kararlılığımız vardır” değerlendirmesi yaptığı tarihlerdir aynı zamanda.

12 Kasım’da ise Rojava’da çalışmaları sürdürülen Batı Kürdistan Geçici Yönetimi için 82 kişilik Kurucu Meclis oluşturulur.

Suriye’deki Kürt direnişi ile Türkiye’deki Kürt meselesinin birbirinin içine geçtiği ama henüz yakıcı hale gelmediği bu süreçte, Öcalan ile görüşmeler sürerken bir yandan da PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Ankara’ya gelip gitmekte ve sıklıkla Türkiye’yi Ortadoğu’da birlikte hareket etmeye çağırmaktadır.

Erdoğan ise “Güvenli Bölge”de ısrar etmekte ve YPG ile IŞİD’i aynı kefeye koyarak, terör örgütü olarak adlandırmaktadır.

IŞİD Kobani’de gerilerken, içeride de süreç “Sırat Köprüsü üzerinde” sağa sola sallanır. BDP’lilere operasyonlar yapılır, izleme heyeti, hasta tutsakların bırakılması koşulları yerine gelmez. Buna karşın kalekol ve karakol yapımları sürer, yeni korucu kadroları açılır.

Sınıra sürekli olarak, ‘sözde’ Suriye riskine karşı askeri yığınak yapılır.

İşte Davutoğlu’nun 2013’de belirlendiğini söylediği o 12 ilçe, Suriye’ye “10 adım mesafede” olduğu için bugün kuşatma altındadır, onun için tankla topla boşaltılmaya çalışılmakta, kalmakta direnenler evlerinde bile vurularak, kaçmaları istenmektedir.

Müzakere masası devrilmemiş, zaten hiç kurulmamıştır. AKP Kürtlerin oyunu almayı denemiş, olmayınca önce Kasım seçimleriyle B Planını, o da işe yaramayınca C Planı olarak nüfus planlamasını seçmiştir.

Daha doğrusu bugün Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de yapılmak istenen, Suriye tarafında beceremedikleri “Güvenli Bölge”yi içeriye taşımak, Suriye sınırındaki Kürt halkının yerleşim yerlerini “tampon” oluşturacak biçimde askeri bölge haline getirmektir.

Yapabilir mi?

Bütün özel komando birliklerine, generallere, binlerce asker ve polise, askeri yığınağa rağmen, giderek dozu artan biçimde yaklaşık 5 aydır süren tüm bu baskı ve şiddet ortamına rağmen henüz başarılamadı.

Kürt halkının bir bölümü yine kendi coğrafyasında, yakın merkezlere ‘göç’ etti ama bölgeyi boşaltmadı.

Öte yandan zaman uzadıkça ve hedef uzaklaştıkça öfkesi artan ‘başkan’ da “illa da HDP’liler bedel ödeyecek” diye tutturdu.

KCK ise son açıklamasında “Bıçak kemiğe dayandı” dedi ve Kürt halkını, demokratları, solcuları omuz vermeye çağırdı.

Kısaca çatışmalar yeni bir evreye girdi. Bundan böyle savaşın belki farklı araçlar, farklı yöntemler de devreye sokularak şiddetleneceği söylenebilir.

Bu durumda Hatip Dicle’nin işaret ettiği “Eğer bir NATO devletinde bir iç savaş çıkar ve buna engel olamaz ise, NATO buna müdahale eder” diyen 5. Maddesi işletilebilir mi?

Umarız buna ihtiyaç yaratacak kadar şuursuz davranacak akıl yerine rasyonel akıl devreye girer ve yine Dicle’nin dediği gibi “İradeyi kaybetmemek önemlidir. 3 yıl denediğimiz ve devletin devirdiği o masayı kaldırarak bu tehlikelerle baş edebiliriz."




Kaynak: Demokrat haber

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 991 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI