İş cinayetleri sonucu Kasım 2015'de 134 can yitirildi

‘Esnek çalışma iş cinayetlerini artıracak’

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı hükümet programında işçi sağlığı ve iş güvenliği sorununa iki cümleyle değinildiğine dikkat çekilen İSİG raporunda, “Programın bütününe yayılan ise işgücü piyasalarına esneklik sağlayan çalışma mevzuatlarının hayata geçirilecek olması. Özellikle genç nüfusun ve kadınların güvencesiz çalıştırılmasını derinleştirecek olan bu adımlar, gençlerin ve kadınların işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını, paralel olarak iş cinayetlerini / meslek hastalıklarını artıracaktır” denildi.

İSİG’in yazılı, görsel, dijital basında çıkan haberler, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgilerin yanısıra işçi ve işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edilen verilerle hazırladığı raporun son sayısı açıklandı.

Buna göre, Ocak ayında 128, Şubat ayında 85, Mart ayında 139, Nisan ayında 133, Mayıs ayında 161, Haziran ayında 153, Temmuz ayında 166, Ağustos ayında 160 işçi, Eylül ayında 176 işçi, Ekim ayında 144 işçi, Kasım ayında ise en az 131 işçi hayatını kaybetti.

İş cinayetlerinin inşaat, taşımacılık, tarım ve belediye işkollarında yoğunlaştığı belirtilen raporda, inşaat-yol işkolunda 37, taşımacılık işkolunda 21, tarım-orman işkolunda ise 20 işçinin yaşamını yitirdiği bildirildi.

İş cinayetlerinin inşaat, taşımacılık, tarım ve belediye işkollarında yoğunlaştığı belirtilen raporda, inşaat-yol işkolunda 37, taşımacılık işkolunda 21, tarım-orman işkolunda ise 20 işçinin yaşamını yitirdiği bildirildi.

Kasım ayında trafik kazası nedeniyle 37, ezilme-göçük nedeniyle 28, düşme nedeniyle ise 24 işçinin can verdiği kaydedilen raporda, ölen 131 işçiden altısının çocuk, 29’unun yaşlı, dördünün ise göçmen olduğuna dikkat çekildi.

Raporda, hurdacılık yapan Suriyeli göçmen çocuklar Abdulhamit Taben ve Ahmet Taben’in ölümleri şöyle anlatıldı: “16 yaşındalar, Suriyeliler ve hurdacılar. Hatay İskenderun’da yanlarında çalıştıkları hurdacı sopayla döverek öldürdü. İşverenleri olan hurdacı çocukları dövüp öldürdükten sonra cenazelerini ayrı ayrı yerlere bıraktı. Akrabaydılar, birinin ailesi İstanbul’da diğerininki Suriye’deydi…”