Bugun...


Liberal feministlerin fuhşun kadınları özgürleştirdiği iddialarına Marxist feministler neden karşı çıkıyor?
Tarih: 17-08-2020 23:08:40 Güncelleme: 18-08-2020 15:21:40 + -


MORGAN HORN'a göre: 'kadınların cinselleştirilmesinin erkekleri bir üstünlük konumuna getirdiği ve sınıf mücadelesini engellediği konusunda net olmalıyız.' Marksist feministler olarak, kadınları özgürleştirmek için kapitalizmi yıkmaya çalışıyoruz.

facebook-paylas
Tarih: 17-08-2020 23:08

Liberal feministlerin  fuhşun kadınları özgürleştirdiği iddialarına Marxist feministler neden karşı çıkıyor?

Liberal feministlerin porno ve fuhşun kadınları özgürleştirdiği iddialarına Marxist feministler neden karşı çıkıyor?

Morgan Horn, kadının cinselleştirilmesinin erkeği üstün bir konuma yerleştirdiği ve sınıf mücadelesini engellediği konusunda net olmamız gerektiğini savunuyor.

Marxist feministler olarak kadınların kurtuluşu için kapitalizmi parçalamanın yollarını arıyoruz. Günümüzdeki feminist hareketin geniş kesimleri, siyasi görülerini üniversite ortamında bulageldi; öyle ki kadınların birçoğunun işçi ve bu nedenle de sınıf mücadelesi için merkezi bir konumda olduğu gerçeğine çoğu zaman kördürler.

Temelde, çözümlemeleri kadınların ezilmesini kapitalizmin süregiden varlığıyla ilişkilendirmede başarısız olur. Bu orta sınıf “öğrenci aktivistler,” kapitalizmi tamamen yıkmanın değil, kadınlar için biraz daha iyi olabilmesi için onu reformdan geçirmenin yollarının arar.

Bu insanlar çoğu zaman kapitalizmde rahat pozisyonlar işgal eder: öğrenci aktivizminden liberal gazete makaleleri yazan burjuva yorumculuğuna, yürüne yürüne iyice belirginleşmiş bir patika uzanır.

Ama kapitalizmde yüzeysel toplumsal cinsiyet eşitliği, işçi sınıfını ezmeye ve sömürmeye devam eder. Kadınlara biçimsel haklar tanınabilir, buna rağmen yuvayı yapan olma toplumsal beklentisinin yükünü hâlâ taşır ve korkunç toplumsal cinsiyet şiddetinin alıcı ucunda kalır.

Kısa bir süre önce bu liberal feminist yaklaşım, porno ve fuhşu kadınların kurtuluşu adına ele geçirmekle ilgilenir oldu.

Kadınların cinselleştirilmesinin erkekleri üstün bir konuma yerleştirdiği konusunda kesinlikle net olmalıyız. Bu, işçi sınıfını bölmekte ve sınıf mücadelesini saptırmaktadır.

Marxist feministlere, güçlendirme adına kendimizin ve bedenlerimizin cinselleştirilmesini kabul etmemiz konusunda baskı yapılıyor. Ama muhalif olarak algıladıklarını susturmanın yollarını arayan ve kendi bakış açılarını kabul ettirmek için tüm kadınlara baskı yapan bu yenilenmiş liberal feminizm çağında, Marxist feministlerin sesinin duyulması hayati öneme haizdir.

Liberal feministler savaş alanını—yani kadın bedenini—geri almakla ilgilenir ama bu yaklaşım iktidar ilişkilerini değiştirmek için çok az şey yapar. Aksine savaş alanını—kadın bedeni üzerine değil işyerleri, evlerimiz ve sendikalarımız üzerine konumlandırarak—tamamen değiştirmek zorundayız.

Bizi bedenlerimize indirgemek bizi güçlendirmez. Yeni anaakım feminizm, kadınların öncülüğünde de olsa, hâlâ dış görünüşlerimize, bedenlerimize ve cinselliğimize odaklanır. Kadınlar ise bunun aksine sosyalistler ve aktivistler olarak ciddiye alınmaya gereksinir.

Kapitalist sistemde tüm işler sömürü esasına dayandığı için fuhşun da diğer işlerle aynı hukuki statüye sahip olması gerektiğini ileri sürmeye devam ediyorlar.

Lakin seks işi diğer işler gibi değildir. Liberal feministler seksin bir meta olduğunu ileri sürerek savlarını meşrulaştırmanın yollarını arıyor.

Ama değildir; seks, onun aracılığıyla bir metanın tüketildiği bir araçtır, tüketilen meta ise kadın bedenidir. Fuhşun daima var olacağını söylüyorlar. Kaçınılmazdır diyorlar.

Bu, kadınların cinsel nesneleştirilmesini ve erkek yetkesini onaylayarak, erkeklere bir kadının ve onun bedeninin cinsel kullanım hakkını sağlar.

Bunu akılda tutarak, tüm kadınların, porno ve seks ticaretini “güçlendirici” olarak resmeden çok sayıda feminist tarafından sürdürülen liberal gündemi satın alması nasıl beklenebilir?

Bu çarpıtılmış fikir, çoğunlukla erkekler tarafından işletilen bir endüstride, kadınların kendi bedenleri üzerinde bir biçimde “faillik” ve “seçim”e sahip olduğu mitini ayakta tutar.

Bu, fuhuş ve porno endüstrisini alttan destekleyen ve çok sık karşımıza çıkan insan ticareti örneklerinde çoğu zaman zorla olan bir şeydir. Az sayıda kadın bu endüstriyi “ele geçirme” girişimlerinde “güçlendirilmiş” hissetsin diye, fuhşun suç olmaktan çıkarılması çağrılarına katılmalı mıyız?

Bu bakış açısı bu ticaretteki kadınların her gün karşılaştığı dehşetle uyumlu değildir. Suç olmaktan çıkarılması çağrıları tahrip edicidir ve kadın istismarını meşrulaştırır.

Bu endüstriyi suç olmaktan çıkarmanın yollarını arayanlar, kapitalist sömürü, yoksulluk ve kadınların ezilmişliğiyle kurulmuş olan fuhşun yapısını görmezden gelir. Bundan tek çıkar sağlayacak olan pezevenklerdir.

Sosyalistler fuhşu terk eden kadınlara yardımcı olmalı, desteklemeli ve fuhuş talebini yönlendirenleri cezalandırmalıdır. Fuhşun olmadığı bir toplumu arzu ederken, Kuzey Avrupa Modeli’nin uygulanması için çaba sarf etmeliyiz.

Kuzey Avrupa Modeli tam olarak yukarıda sergileneni yapar. Fuhuş yapmaya zorlananları ceza kapsamının dışında bırakır; endüstriyi terk eden insanlara hayati hizmetler sağlar; seks satın almayı suç kılar. Bu yolla, talebi azaltarak sorunun kökenine saldırırız.

Bu arada pornografi, insan olarak kadınları tamamen görmezden gelerek, özgül bir biçimde eril fantezi için ve onun tarafından tasarlanmıştır. Porno çoğu zaman şiddet içerir ve ölçüsüzdür; porno filmlerde kullanılan başlıklar insanlıktan çıkarıcıdır. Pornhub internet sitesinde hızlı bir tarama “gaddarca,” “pestili çıkarılmış,” “mahvedilmiş,” “cezalandırılmış” gibi başlıkları gösterir.

Kadınların acısının ve rahatsızlığının, endüstrinin talihsiz bir yan ürününden ziyade bir cazibe unsuru olduğu aşikardır. Pornodaki kadınlar seks nesneleridir, bundan başka bir şey değil.

Ama liberal feministler pornografinin kadınların kurtuluşu için kullanılabileceği yollardan olduğuna inanır. Bu, sözümona toplumdaki bütün kadınların daha fazla temsil edildiği ve kadınlar için kadınlar tarafından üretilen sözde “feminist porno”nun yükselişiyle bağlantılıdır.

“Feminist porno” diye bir şey yoktur – seksin metalaştırılması kavramı temelden kapitalist ve ahlakdışıdır ve oyuncu kadrosunun çeşitliliğiyle ya da aktörlere ne kadar iyi davranıldığıyla alakasızdır.

Erkekler bir tıkla kamera önünde seks yapan kadınları görebildikleri sürece, toplumun genelinde erkeklerin kadınlar karşısındaki yetkesini zapt etmeyi umut edemeyiz.

Herhangi bir insanı üretim aracı ya da bir meta olarak gören yaklaşım temel olarak komünizm karşıtıdır ve komünist düşünüşte merkezi konumda olan kadınların sömürüye karşı direnişini görmezden gelir.

Bir kadının üreme organları el konulabilecek üretim aracı değildir. Aksini düşünmek ve kendinizi bir feminist olarak adlandırmak hayret vericidir. İşçi sınıfından erkekleri ve kadınları kapitalizme karşı birleştirecek ve insanlığın özgürleşmesine doğru ilerleyeceksek feminizmin şirketler tarafından bu yeniden tasavvur edilişini püskürtmeliyiz.

Marx’ın da dediği gibi kazanacağımız bir dünya var, öyle ise geride bırakmak istediğimiz dünyanın en sefil parçalarından birini fethetmek için neden zaman harcayalım?

Profesör Mary Davis’in güçlü bir biçimde ifade ettiği üzere, “eşit işe eşit ücret mücadelesi, sübvanse edilen çocuk bakımı, haneiçi emeğin diğer görünümlerinin toplumsallaştırılması, yeniden üretim ve eksiksiz hukuki haklar gibi kadınlar için önemli diğer sorunlar, nihai olarak sosyalizme işaret eder.” Ve “bu tür sorunlar, kadınların harekete geçmesi ve birleşmesi en olası olan sorunlardır” derken haklıdır.

Kadınlar, bizi orantısız ve özel olarak etkileyen sorunlar için, birlikte örgütlenmeyi gereksinir ama bu, bizi ötekileştirmek ve cinselleştirmek için bir gerekçe değildir; bunlar, sınıf mücadelesi içindeki etkimizi azaltmak için var olan davranışlardır.

Feministler, tüm kadınların kaliteli hizmetlere erişimini sağlamak için, kadınları kolektif bir biçimde örgütlemeye çalışırsa zamanlarını daha iyi kullanmış olur. İşçi sınıfından kadınlar bir araya geldiğinde ve örgütlendiğinde toplumda etkili değişiklikler yapabiliriz. İrlanda’daki Repeal the Eighth kampanyası [İrlanda Anayasası’nın kürtajı yasaklayan maddesinin yasal dayanağı olan Sekizinci Değişikliğin ilga edilmesi için verilen mücadele-ç.n.] en iyi örnektir.

Ve sınıf mücadelesini gözden kaçıramayız. Clara Zetkin’in dediği gibi, “proleter kadınlar, aynı sınıftan erkeklerle kapitalist topluma karşı el ele mücadele eder.”

Kimlik siyasetine ve onun bizi bölmeye çalışan sınıfı inkârına karşı mücadele etmeliyiz. Ve birlikte örgütlenmeye, bir sınıf olarak ve sınıfımız için birlikte mücadele etmeye devam etmeliyiz.

Bolşevikler için, boşanma, kürtaj ve kilise dışında evlenme hakkı dahil yasa önünde eksiksiz toplumsal cinsiyet eşitliğini uygulamak daha ilk andan itibaren bir öncelikti.

Marxist feministler olarak örgütlenirken, bireyin kolektif karşısındaki isteklerini ve onaylanışını önceliklendiren liberal feministlerin aksine, tüm işçi sınıfından kadınların gereksinimlerini akılda tutarak, kolektif olarak bunu yapmak zorundayız.

Liberal feminizm bireyi merkeze alır ve bu nedenle de temelden komünizm karşıtıdır. Kadınların eksiksiz kurtuluşu için kapitalizmin parçalanmasına tamamen adanmış kalmaya devam etmeliyiz. İşçi sınıfından milyonlarca insan, hipster pornosu için yaşamlarını feda etmedi.

Morning Star




Kaynak: Dünyadan çeviri-S. Erdem Türközü

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1377 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Kadın Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI