Katar Krizi, Katar'dan sonra Türkiye de cezalandırılacak

Sadiye Eser / Sadık Topaloğlu

Körfez'deki krizin ABD tarafından planlanan bir kriz olduğunun altını çizen gazeteci-yazar İslam Özkan, "Suudi Arabistan, BAE ve Mısır, ABD eli ile Katar'ı cezalandırdı. Müslüman Kardeşler dendiğinde akla ilk gelen ülke Türkiye olduğundan bu ülkeler Türkiye'yi de cezalandıracak" dedi. 

Katar’a yönelik diplomatik ve ekonomik ambargoyla başlayan Körfez krizi gittikçe derinleşiyor. Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Libya, Maldivler ve Yemen'den oluşan 7 ülkenin Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini keserek, uyguladığı ambargo devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, ABD ile Katar arasında ambargo ile başlayan krizi çözmek amacıyla “terörizmin finansmanına ilişkin ortak bildiri” imzalandı. İmzalanan bu ortak bildiriye rağmen Katar'a yönelik ambargo halen devam ederken, gazeteci-yazar İslam Özkan, Katar krizinin çözülmesi durumunda ABD'nin Suudi Arabistan, BAE ve Mısır eli ile Türkiye'yi cezalandıracağını söyledi. 

Körfez krizinin ABD ile Katar arasında bir kriz olmadığını belirten Özkan, dolayısıyla ABD-Katar arasında imzalanan ortak bildirinin bu krizi sonlandırmayacağını söyledi. Öte yandan ABD'nin tek taraflı olarak Katar ile anlaşmasının dikkat çekici olduğunun altını çizen Özkan, "Tabi olayın farklı boyutları var. Birincisi ABD doğrudan ya da dolaylı olarak terör örgütleri olarak nitelendirdikleri örgütlerle irtibatları olan bir ülke. O yüzden Katar ile o konuda anlaşması da ilginç. Bu yüzden Katar’ı suçlaması da ne kadar tutarlı, bu da ayrıca sorgulanması gereken bir durumdur. Dolayısı ile bu anlaşmanın çok da etkili bir anlaşma olacağını düşünmüyorum. Anlaşmanın içeriği de aslında kapalı, çok net olmayan hususlar var. Bu anlaşma ağırlıklı olarak Nusra ve İŞİD ile ilgili bir durum mu? Yoksa selefi cihadist hareketlerle ilgili bir anlaşma mı? Yoksa Hamas ve Müslüman kardeşlere yönelik mi? Bu da çok belirgin değil" dedi. 

'Anlaşma Krizi Sonlandırmaz'

Anlaşmanın Körfez krizi ile alakalı olmadığını ifade eden Özkan, "Yani Körfez krizini sona erdirmeyi amaçlayan bir durum olmadığı, Katar ile ABD arasında terör konusunda sadece yapılan bir anlaşma olduğuna dair bilgiler var. Tamamen Kuveyt’en, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Suudi Arabistan’dan bağımsız bir anlaşma. İçerik olarak da dediğim gibi belli kapalılıklar var. Tam net olmayan hususlar var. Çok ayrıntılı bir şekilde henüz yansımış değil bu durum. Dolayısı ile bu anlaşmanın krizi sona erdirmesi gibi bir durum söz konusu değil. Onun ötesinde ABD’nin zaten benim şahsi kanaatim, Körfez krizi ile mevcut krizi sonlandırma gibi bir amacı da yok" şeklinde konuştu. 

'ABD Krizi Çözmek İstemiyor'

ABD'nin Körfez krizini çözmek istemediğini ifade eden Özkan, "Bu krizin sürmesi ABD'nin işine yarıyor. Çünkü Katar, mevcut ablukadan, kuşatmadan kurtulmak için ABD’ye daha fazla yakınlaşacak. Bunu zaten gördük. Krizden hemen sonra 12 milyar dolarlık silah anlaşması, ortak tatbikat yapıldı. Herhangi bir şekilde ABD üssünün Katar’dan ayrılması ya da o üssün kapatılması gibi bir durum, üstü kapalı bir şekilde de olsa ima edilmedi. Dolayısı ile krizin bütün boyutlarına bakıldığında ABD’nin bu krizi sonlandırmaktan ziyade, erteleyici bir tavır içerisinde olduğunu görüyoruz" dedi. 

'Katar Krizi Planlı'

Körfez krizinin planlı olduğunu belirten Özkan, ABD'nin çıkardığı bu kriz ile başta Katar olmak üzere İran'a yakınlaşan Körfez ülkelerini İsrail'e yakınlaştırtmaya çalıştığını söyledi. Kriz ile Katar'ın İran'a yakınlaşacağını gören ABD'nin yaptığı bu anlaşmaya Katar'ı kendisine muhtaç kıldığını aktaran Özkan, "Evet İran ile bir yakınlaşma yaşandı ama sanırım Amerika ile daha büyük bir yakınlaşma yaşandığını gösteriyor. Zira Katar bu ablukadan kurtulmak, kuşatmadan kurtulabilmek için kendisini dünyaya anlatabilmesi için Amerika’ya daha fazla ihtiyacı var. Yani Amerika ile olan ilişkilerini tahkim ettiği zaman kendisini daha iyi dünyaya anlatabileceği, uluslararası kamuoyuna daha iyi anlatabileceğini düşünüyor. Dolayısı ile o bağımlılık ilişkisi bence şuan daha da artmış durumda" dedi. 

'Ambargo  İçin Bir Nedene Gerek Yok'

"Eğer Katar Müslüman kardeşleri ve Hamas’ı desteklemekten dolayı cezalandırılıyorsa, başka ülkelerin de aynı kadere maruz kalmaları kaçınılmaz" diyen Özkan, "Şimdi Müslüman Kardeşler denince ilk akla gelen aslında Katar'dan önce Türkiye. Türkiye’de ciddi anlamda yayın yapan Müslüman Kardeşlere bağlı televizyon kuruluşları var. Hem de Türkiye’nin açık politik desteği var Müslüman Kardeşler'e. Bu son dönemde biraz daha azalmış olabilir. Bunu da Suudi Arabistan ve Mısır ile olan ilişkilerindeki gerginliği azaltmak için yaptı. Ama hala İslam dünyasında Müslüman Kardeşler dendiğinde ilk akla gelen ülke Türkiye. Bu açıdan bakıldığında Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın ABD eli ile Katar'a uyguladıkları ambargonun aynısını, Katar krizinden başarılı çıkılması durumunda Türkiye’ye yapmamaları için bir nedeni yok" dedi. 

'Türkiye Cezalandırılacak'

ABD'nin Türkiye'ye kendisinin bir müdahalesinin olmayacağını bunun Körfez ülkeleri eli ile yapacağının altını çizen Özkan, "Türkiye’de ciddi bir Körfez yatırımı var. Suudi Arabistan’ın Türkiye ile bir takım mali ilişkisi var. Mali açıdan özellikle cezalandırabilirler. Mesela Suriye ile ilgili aslında Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile Türkiye arasında ciddi bir anlaşmazlık var. Ama bu çok da fazla basına yansımadı. Türkiye bütünü ile Suudi Arabistan’ı kaybetmek ya da karşısına almak istemiyor" dedi. 

Türkiye içerisinde de bazı güçler ya da bazı kesimlerin bu krizin geçici olduğunu düşündüğünü aktaran Özkan, "Ama durum maalesef onların zannettiği gibi değil. Filistinli muhalif lider Muhammed Dahlan’ın Birleşik Arap Emirlikleri'nin 15 Temmuz Darbesi'ndeki rolü, onun dışında Birleşik Arap Emirlikleri’nin en başından beri hem Türkiye hem İhvan (Müslüman Kardeşler) karşıtı çizgide çok sert bir duruş sergilemesi, bir takım Suudi Arabistan ve Körfez medyasının Türkiye karşıtı yayınlarına bakıldığında bundan sonraki krizin Türkiye’yi hedeflediğini görmek için öyle kahin müneccim olmaya gerek yok. Dolayısı ile Türkiye ne kadar burada tarafsız kalırsa kalsın mevcut dış politikasından bütünü ile vazgeçmediği ve Suudi Arabistan çizgisine tamamen entegre olmadığı takdirde bu güçler tarafından cezalandırılacak" şeklinde konuştu.