Bugun...



Köprüler inşa etmek Jenny Roberts

Kadın alanları ile transseksüel beklentiler arasındaki çatışma zor bir mesele olmaya devam ediyor; özellikle de ‘yeni kadınların’ bazıları erkek gibi davrandığında. Jenny Roberts bu konuda bir çözüm sunuyor.

facebook-paylas
Tarih: 06-03-2018 23:56

Köprüler inşa etmek   Jenny Roberts

Köprüler inşa etmek

Jenny Roberts

Kadın alanları ile transseksüel beklentiler arasındaki çatışma zor bir mesele olmaya devam ediyor; özellikle de ‘yeni kadınların’ bazıları erkek gibi davrandığında.

Jenny Roberts bu konuda bir çözüm sunuyor.

“Saygı öğrenilemez, satın alınamaz ya da elde edilemez; saygı ancak kazanılabilir.” Anonim

İster bir kadın barınağı, tecavüz-kriz merkezi isterse kadınlara özel bir sosyal mekân olsun… ülkenin dört bir

Lezbiyenliği lezbiyenler tanımladığında

Elizabeth Hungerford

Dişi üreme sistemlerinin fiziksel sonuçları, “toplumsal cinsiyet kimliği” edindirilince ortadan kalkmaz. Feministler bu yasal korumalar için meşakkatli mücadeleler verdiler: doğum kontrolü, kürtaj, emzirme yasaları, gebeliğin sigorta kapsamına alınması, işyeri korumaları, gebelik için kısa süreli işgöremezlik… Dolayısıyla dişi “fiziksel özelliklerinin” ve bunlara karşılık gelen üreme sistemlerinin “anlamlı, değişmez bir cinsiyet kategorisi” oluşturduğu yüzde yüz KESİN.

27 Mart 2012

Sahtefeminist (fauxfeminist) Avory Faucette şöyle demiş:

Vulvaları penislere (fiziksel tercih) ve kadınları erkeklere (toplumsal cinsiyet tercihi) tercih edenleri kesinlikle anlıyorum… Benim söylemek istediğim şey, insanın bu iki şeyin otomatik olarak bir arada olduğunu veya bunlardan birini tercih etmeyi diğerinin izlediğini zannetmemesi gerektiği. Şayet bir lezbiyen cis-kadınlarla yatmayı tercih ediyorsa, o zaman, bir lezbiyen olduğunu söylemek yerine, trans kadınlardan—açık ki—hoşlanmadığını belirtmeli

Lezbiyenliği lezbiyenler tanımladığı zaman(!) ortak algımız, “işin içinde PENİS YOK” şeklindedir. “Penis yok” kısmını söylemek gerekmez çünkü (toplumsal cinsiyet sunumunu değil) fiziksel özellikleri çekici bulmak, lezbiyenlerin lezbiyenlik tanımına içkindir. Bunu lezbiyen butch/femme geleneğine[1] atıfla kolayca kanıtlayabilirim. Bir sınıf olarak biz lezbiyenlerin, toplumsal cinsiyet uyumsuzluğunu saflarımıza kabul etmekle bir sorunumuz yok. Butch lezbiyenlerin toplumsal cinsiyet uyumsuzluğunun kitabını yazdıkları bile söylenebilir. Dolayısıyla ‘lezbiyenliğin,’ bir TOPLUMSAL CİNSİYET tercihi olduğu şeklindeki bu kuir yanlış yorumu, kişinin lezbiyenliğin tarihine, lezbiyen topluluğuna ve toplumsal cinsiyet ile ilişkimize dair cehaletini maskeliyor. Lezbiyenler dişi bedenleri çekici bulmaktadır, kadın toplumsal cinsiyetini değil.

Dahası, kendi cinselliğimizin ne anlama geldiği konusunda kafamızın karışık olduğunu ima etmenin yanı sıra, lezbiyenler olarak, konuşma şeklimizi, sübjektif “toplumsal cinsiyet kimliği” iddialarının kendilerine lezbiyen topluluğumuza ve kimliğimize giriş talep etme izni verdiğine inanan penisi olan eril bedenli hiç kimseye “hakaret” etmeyecek şekilde değiştirmemizi talep ediyorsun. Bu, lezbiyenlerin sorumluluğu değil. Bu, lezbiyenlerin hatası değil. “Kuir feminizmin” hatası. Bize ulaşmak isteyen penisli insanların “toplumsal kimliklerine” hakaret etmekten kaçınmak için birbirimizi nasıl bildiğimizi değiştirmesi gereken, onlarca – hatta yüzlerce – yıllık tarihi olan milyonlarca lezbiyen değil. Asıl penisli insanların “lezbiyenliği” kibirli şekilde sömürgeleştirmekten vazgeçmesi lazım. Lezbiyen kimliğimiz etrafındaki KAVRAMSAL sınırları koruduğumuz için darkafalı, transfobik veya siyasi gerici olmuyoruz. Bu bizim HAKKIMIZ.

Toplumsal cinsiyetin fiziksel özelliklere dayandığına inanmıyorum — Avory Faucette

Nedensellikten konuşalım, olmaz mı? Fiziksel özellikler (cinsiyet) cinsiyetlendirilmiş ifadeyi elbette dikte etmez. Aynı şekilde—ki BENİM vurgu noktam bu—cinsiyetlendirilmiş ifade de birinin hangi fiziksel özelliklere/cinsiyete sahip olduğunu dikte etmez veya o fiziksel özelliklere/cinsiyete sahip olmasına neden olmaz. Öyleyse lezbiyenlerin penisli insanları onların sübjektif “toplumsal cinsiyet kimliği” iddialarından başka hiçbir şeye dayanmaksızın lezbiyen OLARAK kabul etmesi konusunda NEDEN ısrar ediyorsun?

vardığım sonuç fiziksel özelliklerin anlamlı, değişmez bir cinsiyet kategorisi yarattığı değil, bundan ziyade, esas olan değişkenin (variable) ve saygı gösterilecek olanın toplumsal cinsiyet olduğu — Avory Faucette

Yine hiç kimsenin “toplumsal cinsiyeti” başka her şeyin üzerinde önceliklendirmek gibi etik ya da siyasi bir sorumluluğu yok. Hayır, “toplumsal cinsiyetin” cinsiyetten daha esas olduğunu kabul etmek bizim yükümlülüğümüz değil. Bu fantastik “koşulsuz ‘toplumsal cinsiyet’ salahiyeti” algısı tamamen çığırından çıktı. Bana bir ineğin “toplumsal cinsiyetinin” tavşan olduğunu söylemek o ineği gerçekten tavşan yapmıyor. Bir şeye yeni bir SÖZCÜK yakıştırmak onun esas özelliklerini değiştirmiyor. Üzgünüm, biliyorum bu ineğin duygularını incitebilir ama hakikat hakikattir. “Toplumsal cinsiyet” üzerine anlambilim oyunları[2] yetti artık. Cidden. Lezbiyenlerin penisli insanların “toplumsal cinsiyetini” fiziksel gerçekliğin üzerinde tutmasını talep etmek makul değil. Aslında, hakarete uğrayan benim!

Son olarak da şuna değinmek istiyorum:

vardığım sonuç fiziksel özelliklerin anlamlı, değişmez bir cinsiyet kategorisi yaratmadığı — Avory Faucette

Hukuk eğitimi almış biri olarak Avory, lütfen neden Dişi üreme işlevlerini ve hassasiyetlerini ele alan ayrı yasal korumalar olduğunu bir düşün. Dişi üreme sistemlerinin fiziksel sonuçları, “toplumsal cinsiyet kimliği” edindirilerek ortadan kalkmaz (hadi ama!! yordu artık). Feministler bu yasal korumalar için SON DERECE MEŞAKKATLİ mücadeleler verdi: doğum kontrolü, kürtaj, emzirme yasaları, gebeliğin sigorta kapsamına alınması, işyeri korumaları (FMLA), gebelik için kısa süreli işgöremezlik ve çok daha fazlası[3]. Dolayısıyla dişi “fiziksel özelliklerinin” ve bunlara karşılık gelen üreme sistemlerinin “anlamlı, değişmez bir cinsiyet kategorisi” oluşturduğu yüzde yüz KESİN. HUKUKİ “cinsiyet” sınıfını korumak, dişi üreme haklarının korunması açısından zaruri bir kavramsal dayanak. “Toplumsal cinsiyet” tiranlığı son bulana dek hukuki “cinsiyet” sınıfını savunacağız. Yeter artık. cinsiyet önemli, çünkü üreme önemli.

Lütfen şunu da oku.

Kaynak: https://transcritical.wordpress.com/2012/04/07/when-lesbians-define-lesbian/

Çeviri: Serap Güneş

NOT: Atıf yapıldığı şu yazı ile birlikte okunabilir.

[1] http://feministsozluk.com/discussion/637/butch-ve-femme

[2] Orijinal metinde “reindeer game”: yalnızca kapalı bir grubun üyelerinin eğlendiği ve bu durumun grubun dışındakilere onları rahatsız ve dışarıda hissettirecek şekilde bilerek belli edildiği eğlenceli etkinlik

[3] http://www.guttmacher.org/statecenter/updates/index.html

yanındaki kadın grupları, giderek zorlaşan bir tartışma ile karşı karşıya: erkekten kadına geçiş yapmış transseksüelleri kabul edip etmeme meselesi.

Anlaşılabilir şekilde, birçok lezbiyenin şerhleri var ve bazıları buna tamamen karşı. O, ne de olsa kadın olduğunda ısrar ederek eşit muamele talep eden eski bir erkek. Gayet tabii olarak, grup dinamikleri ile ilgili korkular söz konusu. Bazı üyelerin hassasiyetleri ile ve belki de – dürüst olacaksak eğer – transseksüelin, varlığı uygun olmayan veya rahatsızlık veren bir yabancı olduğu duygusu ile ilgili korkular.

Şaşırtıcı olmayan şekilde, trans-kadın – ki kendisi muhtemelen kadın alanı konseptini anlamıyordur – kendini düpedüz reddedilmiş ve incinmiş hissediyor. Kendini hiç erkek gibi hissetmemiş; hep kadınlarla özdeşleştirmiş. Dolayısıyla, bir kadın olduğunu düşünmekte. Dahil olmak hakkı.

Bunu kaçınılmaz olarak tartışma ve üzüntü takip ediyor. Kadınlardan bazıları kendisini tehdit edilmiş hissediyor ve ne yapılması gerektiği konusunda sık sık görüş ayrılıkları ve bölünmeler ortaya çıkıyor. Reddedilmek bir yandan da transseksüelin güvensizlik ve hırpalanmış öz-değer duygusunu besliyor ve çoğu zaman, bildiği tek yoldan tepki veriyor: erkek agresyonu ve öfkesi. Açığa çıkan anlaşmazlık hepimize – transseksüele de kadın doğana da – zarar veriyor ve diğer kadınlar ile birlikte yaşamanın ve bir topluluğu paylaşmanın ne demek olduğunu bilenlerimizi özellikle üzüyor.

Peki çözüm ne? Başlamadan önce bir şeyde netleşelim. Erkekten kadına geçmiş transseksüeller olarak asla gerçek kadınlar olamayız. Bu hoşumuza ne kadar gitmiyor olursa olsun ve bazı transseksüeller aksini ne kadar iddia ederse etsin, toplumsal cinsiyet ayrıcalığı ile büyümüş olduğumuz kaçınılmaz bir hakikat. Bize rekabet etmek, iktidar olmak ve bizim olması gerekeni talep etmek öğretilmiştir. Ve bunu o kadar uzun süre yaptık ki artık farkında bile değiliz. Dahası, tanıdığımız kadınlar da muhtemelen şimdiye kadar çok sempatik yaklaşmış ve epey müsamahakâr davranmıştır. Bunun böyle olduğunu bize – ne doktorlar, ne psikiyatrlar, ne cerrahlar – kimse söylememiştir. “Kadın olmak mı istiyorsun? Peki! Hapları al, elbise giy ve makyaj yapmayı öğren.” Kimse ama hiç kimse, kadın politikasından, kadın kültüründen veya erkek iktidarını bırakmaktan söz etmemiştir. (Bunu nasıl yapacaklardı ki? Çok az istisna hariç cinsiyet hekimlerinin neredeyse tamamı erkek.) Bu yüzden kimse bizi hazırlamıyor. Ve ‘ret’ geldiğinde bu şahsi, kırıcı ve çok, çok korkutucu geliyor. Ve bazen yanlış yollardan tepki verebiliyoruz.

Ama ne kadar anlaşılabilir olursa olsun, eşit muamele görmeyi talep etmek makul değil, yapıcı da değil. Kendimizi ne kadar güçlü şekilde kadın olarak tanımlarsak tanımlayalım, transseksüeller olarak farklı olduğumuzu kabul etmek zorundayız. Erkek egemen bir toplumda kız çocuğu olarak büyümenin ne demek olduğunu bilmiyoruz, bir kadının ergenliğe ve menopoza girmesini asla deneyimlemeyeceğiz, kadın olarak büyümenin toplumsal deneyimini veya adet görmenin nasıl bir şey olduğunu tahayyül edemeyiz… Elbette fiziksel görünümü benzetebiliriz ve içimizde, kadın doğanlarla aynı şeyi hissettiğimizi düşünebiliriz. Ama açık ki ve ne kadar aksini dilesek bile, aynı olamayız. Bu farklılığa açık bir şekilde saygı göstermeyi öğrenebilirsek, sunduğu çözümü de benimseyebiliriz.

Öncelikle transkadınlar kendi geçmişleri konusunda çok dürüst olmalı. Başkalarının korku ve algılarına karşı hassas, kadınların alanına ve bazen burada bulunan hassasiyetlere saygılı olmalıyız. Varlığımızın uygun kaçmadığı ve uygun olduğu gruplar olduğunu kabul etmeliyiz. Ve birlikte büyüdüğümüz ayrıcalıklara hala sahipmişiz gibi davranmayı bırakmalıyız. Erkek değil kadın olarak büyümenin nasıl bir şey olduğunu anlamak için çaba göstermek anlamına geliyor bu. Kadınların tarihini olabildiğince çok okumak ve sindirmek anlamına geliyor; eşitlik mücadelesi ne idi ve bugün ne, anlamak; kadınlarla bize dair şerhleri ve korkuları üzerine konuşmak ve tüm bunları sinirlenmeden veya incitmeden, savunmaya veya saldırıya geçmeden yapmak anlamına geliyor.

Ama saygı iki yönlü ve transkadınlar bunu tek başına yapamaz. Sıklıkla sorunun ne olduğunu bile anlamaya başlamayacaklar. Ben şanslıydım. Henüz ameliyat olmamış çoğu transseksüel gibi “ben bir kadınım, beni kabul etmeniz gerek” deyip duruyordum. Ama ilk (lezbiyen) kız arkadaşım güçlü bir kadındı ve – şükür ki – beni düzeltti: bana farkı öğretti, politikayı açıkladı, lezbiyen topluluğuna giriyor olma gerçekliği ve bazı kadınlardan bu esnada gelebilecek şerhler üzerine düşünmemi sağladı. Kabul görmediğimde saygıyla uzaklaşmayı, dahil edildiğimde bundan onur duymam ve içlerinde yaşamak istediğim kadınları dinleyip onlardan öğrenmem gerektiğini öğrendim. Kolay değildi – hassas ve güvensiz hissettiğinizde eleştiri ve reddedilme incitir. Ama bir kadın topluluğunda yaşamanın ne kadar farklı olduğunu anlamaya başladığımda yavaş yavaş erkek algılarım da değişmeye başladı. Kendim olma – ama kadın doğmuş olanlara saygılı ve nazik bir şekilde – özgürlüğüne halen sahip olduğumu da anlamaya başladım.

Bu yüzden transseksüel kadınların onlara karşı tamamen dürüst (ve aynı zamanda da anlayışlı ve nazik) olacak rehberlere ihtiyacı var. Onlara sınırların gösterilmesi, uygun olmayan davranışları değiştirmeyi öğrenmeleri, kadınların/lezbiyen topluluğunun erkeklerin algısındakinden çok farklı olduğunu anlamaları gerekiyor. Ve erkek kültüründen kurtulmaları için yardıma ihtiyaçları var. Zor, acılı bir yol ama bizim için hepsinden önemli olan ve biri bize yardım etmezse yapamayacağımız bir yolculuk.

Peki ama bu yolculuğu yapmayan transkadınlar ne olacak? Bunların kim olduğunu hepimiz biliyoruz. Teamülleri takmayan, feminist meselelerle dalga geçen ve karşılarına çıkan herkese kabalık yapanlar. Onlar ne olacak?

Şöyle olacağını düşünüyorum:

Lezbiyen topluluğuna kabul edilmek ancak başkalarının verebileceği bir hediye. Ve kazanmamız gereken bir hediye – farklılığa saygı duyarak, uygun şekilde davranarak ve uyum göstermeyi öğrenerek. Bir birey çaba göstermiyorsa, sırf ‘hakkım’ diyerek dahil olmakta ısrar ediyorsa, kabul görmeyi hakketmiyordur. Kimi bireylerin kibirli, zıtlaşmacı davranışının hiçbir mazereti olamaz. Böyle insanlar sadece topluluğa zarar vermekle kalmıyorlar, aynı zamanda geri kalanlarımızın çabalarının da altını oyuyorlar.

Saygı cinsiyet değiştirme ameliyatı ile satın alınamaz. Kazanılmaz zorundadır. Ve transkadınlar hem saygı duyup hem saygı gösterdiğinde dünyamız – sizin de dünyanız – gayet iyi olabilir.

Jenny Roberts

Jenny Roberts’a www.jennyroberts.net adresindeki web sitesinden erişilebilir.

Kaynak: http://www.femininebyte.org/sapphos_party/m2cfspeaks.htm

Çeviri: Serap Güneş

NOT: Şu ve şu yazı ile birlikte okunabilir.




Kaynak: Dünyadan çeviri-Serap Şen

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1107 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Çeviri Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI