Bugun...



Kürt siyasetçi Ahmet Türk,Kürtlerin birliği için tarihi bir fırsat doğdu

Ömrünün büyük bölümünü Kürtlerin ulusal birliğine adayan deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk, Kürtlerin dünyada potansiyel bir güç ve aktör olduğunu belirterek, Kürtlerin birliği için tarihi bir fırsatın doğduğunu söyledi. Türk, “bağımsızlık referandum” için de neyi getirip götüreceğinin hesaplanması gerektiğinin altını çizdi.

facebook-paylas
Tarih: 26-06-2017 16:59

 Kürt siyasetçi Ahmet Türk,Kürtlerin birliği için tarihi bir fırsat doğdu

Türk: Kürtlerin birliği için tarihi bir fırsat doğdu

Ömrünün büyük bölümünü Kürtlerin ulusal birliğine adayan deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk, Kürtlerin dünyada potansiyel bir güç ve aktör olduğunu belirterek, Kürtlerin birliği için tarihi bir fırsatın doğduğunu söyledi. Türk, “bağımsızlık referandum” için de neyi getirip götüreceğinin hesaplanması gerektiğinin altını çizdi. 

Kürt partileri ve oluşumları arasında uzun yıllar ulusal birlik çalışmaları yapan deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk, Kürdistan Ulusal Kongresi’nin (KNK) başlattığı “ulusal birlik” girişimlerini ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül tarihinde yapılması planlanan referandumu değerlendirdi. Daha önce Kürt Ulusal Kongresi’nin Hazırlık Komitesi’nde de yer alan Ahmet Türk, Kürtler arası ulusal birliğin öncelikli bir konu olduğunu vurgulayarak, bataklığa dönüşmüş Ortadoğu’da bağımsızlığın neyi getirip neyi götüreceğini iyi düşünmek gerektiğini kaydetti. 

ULUSAL KONGRE YAPILMIŞ OLSAYDI…

Kürtler arası ulusal birliğin sağlanması için büyük bir titizlik gösterdiklerini ve Hewler’de uzun süreli görüşmelerin yapıldığını hatırlatan Türk, hem içten hem partiler arasındaki güvensizliklerden hem de dış etkenlerden kaynaklanan bazı durumlardan dolayı ulusal kongrenin toplanamadığını ifade etti. Gelinen noktada ulusal kongrenin öneminin daha fazla açığa çıktığını dile getiren Türk, “Bugün ulusal kongre gerçekleşmiş olsaydı hem uluslararası ilişkilerde hem Kürt partileri arasında bir yumuşamayı sağlardı. Diyaloga katkı sunardı. Ama o dönem bu fırsatlar kaçırıldı” dedi.

‘KÜRTLER YANLIŞ YAPANA KARŞI ÇIKAR’

Kürtler arasında birliğin önemine dikkat çeken Türk, ulusal birlik ve meselelere salt ideolojik bir anlayışla yaklaşılmaması gerektiğinin altını çizdi. Daha geniş bir perspektifle demokrasiyi içselleştirerek, paylaşımcı bir anlayışla diyalog araçlarının hareketlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Türk, “‘Benim dediğim doğrudur, herkes benim dediğime, çizgime gelecek’ tarzı yaklaşımlar birliğin savunmasına katkı sunmaz. Maalesef Kürtler de bunu aşmak zor görünüyor. Her ne kadar Kürtleri birleştirecek bir ortam şu an görünmese bile kısa bir süre sonra herkesin bu ideolojik tartışmayı aşan bir mantıkla ve gerçekten Kürtlerin geleceğini, birliğini ve menfaatlerini esas alan yaklaşım ortaya koyacağını inanıyorum. İktidarlaşmayı esas alan bir mantığın uzun süre devam etmeyeceğine inanıyorum. Kürtler yaşanan bu süreçten sonra yanlış yapan kim olursa olsun onlara karşı tepki ve tavrını ortaya koyacaktır. Burada tarihi bir fırsat doğmuş. Kürtler dünyada potansiyel bir güç ve aktör olarak görülüyor” diye konuştu. 

HER ÜLKEDE FARKLI MODEL 

Kürtlerin yaşadığı her ülkedeki koşulların farklı olduğunu ve aynı modellerin dört parçada uygulamanın mümkün olmadığını kaydeden Ahmet Türk, “Türkiye’deki Kürt-Türk ilişkileri çok farklı bir noktada. Bu nedenle ortak demokratik cumhuriyet ve birlikte yaşamı esas alan sürecin başlatılmasına çaba gösteriyoruz. Suriye’deki koşullar ayrıdır. Kürt-Arap ilişkisi buradan farklı ve nüfus dağılımı farklıdır. Bunun için aynı modelleri düşünmek doğru değil. Şunu açık söyleyeyim; insanların özgür, hak ve hukukunu yaşayacak, kimliğini, özgürlüğünü, kendini yönetme anlayışıyla var edecek sistemler bizim için önemlidir. Yoksa heykeller ve bayraklar önemli değil. Önemli olan insanların özgür olması, demokratik bir cumhuriyette birbirini kucaklamasıdır. Keza Irak'ın koşulları farklıdır. Halklar bir türlü ortaklaştırmayı gerçekleştirememiş. Oluşacak modelin nasıl olacağına halklar karar verecektir” dedi. 

BAĞIMSIZLIK NE GETİRİR NE GÖTÜRÜR?

“Tabi ki hiçbir Kürt, bağımsız bir Kürt devletinin karşısında olmaz. Biz prensip olarak halkların kendi kaderlerini tayin hakkına her zaman saygılıyız ve savunmuşuzdur” sözleriyle yapılması planlanan bağımsızlık referandumuna da değinen Türk, referandum sonrasında gelişmelerin nasıl olacağı konusunda bir belirsizlik olduğunu ifade etti. Referandumdan sonra bağımsızlığın ilan edilip edilmeyeceğinde bir netlik olmadığını dile getiren Türk, şunları söyledi: “Ortadoğu bir bataklığa dönüşmüş durumda. Bu bataklığın içinde bağımsız bir Kürdistan neyi getirir neyi götürür? Özelikle Türkiye, İran ve Arapların bu konudaki tavırları ne olur? Yine uluslararası alanda nasıl bir güvence olur? Enfal döneminde 180 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Ancak Amerika'nın müdahalesi olmasaydı, bütün bu müdahalelere ve bedellere rağmen bugün böyle bir oluşum ortaya çıkmazdı. Bizler karar alırken derinden düşünmemiz gerekir. Bunun neyi getirip neyi getirmeyeceğine ya da neyin yaşanıp neyin yaşanmayacağına çok daha duyarlı olmak durumundayız.” 

‘ŞENGAL VE KERKÜK’ÜN STATÜLERİ BELLİ DEĞİL’

Referanduma gidilirken Şengal ve Kerkük kentlerinin statülerinin belli olmadığına işaret eden Türk, “Kürt partilerin Kerkük’te aldığı oy oranı yüzde 70 civarıdır. Bir Kürt şehridir ama referanduma dahil edilip edilmeyeceği konusunda belirsizlik var. Yine Şengal Kürtlerin orijin yapısıdır. Şengal’in tamamı Kürt’tür ama Musul eyaletine bağlı. Eğer bir bağımsız Kürdistan projesi varsa Kerkük ve Şengal’in de Kürdistan bölgesine katılması için bir referandumun olması gerekiyor. Bunun da ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. 

‘HÜKÜMET DEĞİL PARLEMENTO KARAR VERMELİ’

Federe Kürdistan Parlamento’sunun uzun bir süredir toplanamamasının ve çalıştırılmamasının, alınacak kararların tartışılmasına yol açacağına dikkat çeken Türk, “Bundan dolayı meşruiyetin kazanılması için hükümetin yerine parlamentodan böyle bir karar alınması gerekir. Yine sivil toplum örgütleri, akademiler, üniversiteler ve çok sayıda farklı kurum var. Onların görüşlerinin alınması ve bu doğrultuda bir tartışmanın yaratılması gerekir. Yoksa yarın bu kararı yürütecek koşullar ve imkanlar olmadığı taktirde hayal kırıklığının yaratılmasında endişe duyuyoruz. Elbette Kürtler kendi kaderini tayin haklarına sahip ama böyle tarihi bir kararda çok iyi bir şekilde irdelenmesi, düşünülmesi, tartışılması ve uluslararası dengelerin hesaplanmasına gerekir. Parlamentonun kararı orada bir meşruluk, bir haklılığı ortaya koyuyor. Bugün parlamento bile çalışmıyor. Bazı partilerle görüş alışverişi yapılıyor. Kürtlerin Ortadoğu’da artık bir aktör olduğu dönemde bu gücü iyi hesaplamak gerekir” dedi. 

ULUSLARARASI GÜVENCE OLMADIĞI ZAMAN...

Bağımsızlıkla ilgili Irak, İran ve Türkiye’nin tavırlarına da bakılması gerektiğini kaydeden Türk, şöyle devam etti: “Bu konuda uluslararası güvencenin açık bir şekilde ortaya çıkması lazım. Uluslararası bir güvence olmadığı takdirde her zaman komşu devletlerin tepkisi ve müdahalesine açık olacak. Çok iyi biliyoruz ki komşu devletlerin hiçbirisi Kürtlerin bir statüye sahip olmasını istemiyor. Bugün Suriye’de eğer Türkiye bir çatışmanın içine girmişse amaç Kürtlerin bir statüye sahip olmaması içindir. Bunları görmemiz lazım. Evet, ticari ve menfaat ilişkileri başkadır. Ama bağımsızlık gündeme geldiği zaman tavır net. Türkiye ‘Biz buna karşıyız’ dedi. Eğer gerçekten Kürtlerin geleceğini ilgilendirecek bir karar alırsanız o dost görünen Türkiye yavaş yavaş tavrını da tepkisini de ortaya koyacak.” 

NE İRAN NE TÜRKİYE NE IRAK KÜRTLERİN HAKLARINA SAYGILI 

Ortadoğu’da bütün komşularla ilişkilerin kesilmesini istemek ve tamamen ilişkisiz bir yaşam sürdürmenin mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Kürt siyasetçi Ahmet Türk, “Ama ilişkilerin seviyesi olması lazım. Birbirinin hukukuna saygılı olduğu takdirde bu ilişkiler sağlıklı bir biçimde yürür. Sadece ticaret ve menfaat üzerinden bu ilişkiler giderse bir müddet sonra bu ilişkiler tamamen farklı bir şekilde gelişir. Ortadoğu’da Kürtlerin bir halk olduğunu ve kendi geleceğini belirleme haklarına saygılı olunması üzerine duruyoruz. Ama açık söylemek gerekir ki bugün ne İran ne Türkiye ne de Irak’ta böyle bir anlayış var. Ticari ilişkiler olacak, gelişler ve gidişler olacak. Karşılıklı ihtiyaçlar olacak ama bunu yaparken kendi ilkelerinden, kendi inançlarından taviz vermeyecek bir ilişki biçimini ortaya koymak önemlidir” diye konuştu.




Kaynak: dihaber

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1225 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Kürt halkı Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI