Bugun...



“Metal fırtınası yol gösteriyor”

Bursa’da başlayan ve giderek diğer kentlerdeki birçok fabrikaya yayılan metal fırtınası sürecini tartışmak için “Metal fırtınası yol gösteriyor!” şiarıyla örgütlenen sempozyum gerçekleşti.

facebook-paylas
Güncelleme: 07-12-2015 02:46:28 Tarih: 07-12-2015 02:12

“Metal fırtınası yol gösteriyor”


 

Bursa’da başlayan ve giderek diğer kentlerdeki birçok fabrikaya yayılan metal fırtınası sürecini tartışmak için “Metal fırtınası yol gösteriyor!” şiarıyla örgütlenen sempozyum gerçekleşti.

Aksaray’daki Su Gösteri Sanatları Sahnesi’nde gerçekleştirilen sempozyum saat 14.00 sularında başladı. İlk olarak, açılış konuşması yapılarak metal fırtınasının önemi üzerinde kısaca duruldu ve sürecin farklı biçimler ile komiteler vb. aracılığıyla sürdüğü, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ifade edildi. Sonrasında ise işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu ve bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.

Bosch işçilerinin TİS sürecindeki mücadeleleri ve bu mücadelenin ardından Bursa’daki diğer fabrikalarda yakılan mücadele ateşinden görüntülerle başlayan sinevizyon gösteriminde, 26 Nisan’da Bursa Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen kitlesel eylemin ardından kronolojik olarak süreç anlatıldı. Sinevizyon, büyük bir ilgi ve beğeni ile izlenirken “Yaşasın metal direnişimiz!”, Yaşasın Metal İşçileri Birliği!” sloganlarıyla karşılandı. Ardından konuşmalara geçildi.

Metal fırtınanın öncesi

İlk konuşma metal fırtınasını doğuran etkenler ve sürecin, işçi sınıfının mücadele tarihi içerisindeki yerine dair değerlendirmeler yapıldı. Bu açıdan, 2008 krizinin önemli bir yerde durduğu vurgulanarak o günden itibaren genç işçi kuşağının öfkesinin biriktiğine dikkat çekildi. Krizin ücretlerin düşürülmesi, işten atmaların yaşanması gibi sonuçlar doğurduğu ve bunun yerel düzeylerdeki direnişlere yol açtığı anlatıldı. Sinter, Gürsaş süreçlerinin bunun örneği olduğu belirtildi. Sendikaların bu dönemdeki atıllığının da etkisiyle öfkenin güçlü ve yaygın bir şekilde açığa çıkarılamadığından bahsedilerek 2010 TİS sürecinde öncü işçilerin Birleşik Metal’i greve sürüklemesine değinildi. Bu mücadelenin sendikal bürokrasi engelinde bir gedik açtığının altı çizilerek Bosch işçilerinin mücadelesine geçildi.

TİS sürecinde Türk Metal’in yüzde 18’lik zam talebine karşılık metal işçilerinin daha fazla bir zam istediği ve ardından çeşitli eylemlerle tepkilerini açığa çıkardığı aktarıldı. O dönemki eylemin kendiliğinden karakterinin, örgütlü bir şekilde taleplerinin belirlenememesinin bu sürecin sönümlenmesinde temel etken olduğu ve bu nedenle yine satış sözleşmesiyle sonuçlandığı ifade edildi. 2012 sözleşmesinin ardından Türk Metal’in işçiler üzerinde tam bir hakimiyet kurmak için baskı ve işten atma saldırısına başvurduğu anlatıldı.

2015 TİS sürecinde, önemli bir rol oynayabilecek Birleşik Metal-İş Sendikası’nın güçlü bir faaliyet yürütemediği, tabandan gelen basınçla alınan grev kararının komite vb. örgütlülüklerle sürdürülemediği, aynı zamanda yasağa rağmen fiili olarak mücadeleyi sürdürmeye çalışan işçileri bastırarak fabrikaya soktuğu anlatıldı.

Bu süreçte Birleşik Metal’in yetkiyi kaybettiği Bosch işçilerinin Türk Metal’e baskı yaparak eylemleri sonucunda daha iyi bir sözleşme imzalattığı bunun da farklı bir sözleşmenin mümkün olduğu yönünde bir umut uyandırdığı ifade edildi. “Metal hareketi bugün başka metal fabrikalarında olduğu gibi farklı sendikalarda örgütlü olan iş yerlerinde ve sektörlerde de devam ediyor” sözleriyle konuşma sonlandırıldı.

Mücadelede sendikaların ve sendikal bürokrasinin yeri 

İkinci konuşmada ise sendikaların ve sendikal bürokrasinin metal fırtınadaki yeri, tarihsel bir çerçeve içerisinde ele alındı. “Metal sürecinde MESS ve Türk Metal’e karşı bir mücadele, direniş yürütüldü.” İfadeleriyle başlayan konuşmada sendikaların nasıl ortaya çıktığına dair vurgular yapıldı. Sendikaların burjuvazinin denetimine girmesine değinilerek bunun bugün de devam ettiği belirtildi. Bu açıdan sınıf mücadelesindeki temel engellerin başında sendikal bürokrasinin oynadığı uğursuz rol olduğu ifade edildi.

Bunun güncel örneklerinden birinin ise Türk-İş olduğu, Türk-İş’in işçi sınıfını denetim altına almanın bir aracı olduğu söylendi. Ayrıca, metal sektöründe en ileri denilebilecek Birleşik Metal’de dahi bürokrasinin egemen olduğu ve her şeyin koltuk üzerine kurulduğu söylendi. Birleşik Metal’in Gebze Şube Genel Kurulu’nda MİB konuşmasını “siz dışarıdansınız, eleştiremezsiniz” diyerek engellediğini ancak MİB’in yıllardır çeşitli fabrikalarda çalışmalarını sürdürdüğünü ve sürecin parçası olduğu söylendi.

Sendikalarda tabandan en üste kadar bir işçi demokrasisinin uygulanması gerektiği ifade edilerek MİB programında da bu konunun temel bir yer tuttuğu vurgulandı. Metal sürecinde oluşturulan komite ve fabrikalar arası kurulu örneklerini hatırlatarak bu taban örgütlülüklerinin yaratabileceği sonuçlara değinildi. TOMİS’in metal sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını, ancak TOMİS’te de aynı bürokrasi oluştuğu durumda karşısında olunacağı ifade edilerek konuşma noktalandı.

Metal İşçileri Birliği’nin (MİB) rolü ve hedefleri

Metal İşçileri Birliği üzerine yapılan konuşma, MİB’in 2009 yılında Su Gösteri Sanatları sahnesinde kurulduğu ve bir programın o dönemde oluşturulduğu belirtilerek başladı. MİB’in o dönem ortaya koyduğu programı bugün hayata geçirdiği ifade edildi. “12 Eylül’ün ardından metal işçisinin cendereye alındığını o tarihte söyleyerek metal işçisinin bu cendereyi ve icazetçi, işbirlikçi sendikal bürokrasiyi aşması gerektiğini söylemiştik” denilerek bunun tabandan bir örgütlülük ve demokrasiyle sağlanacağının yine o programda ifade edildiği söylendi.

Metal sürecinde MİB’in mücadelenin odağına oturmasının birçok kesim tarafından anlaşılamadığı ancak yılları bulan ısrar ve kararlılık sayesinde metal işçilerinin MİB’e inandığı söylendi. “Bosch sürecinde hep işçilerin yanında olduk. Birleşik Metal burdaki işçileri hep dışladı ancak MİB işçilerin yanında olmaya Türk Metal’e döndüğünde dahi devam etti” sözleriyle bu ısrar ortaya kondu.

Bu açıdan, “MİB facebooktan örgütleniyor” gibi söylemlerin anlamsız olduğu belirtilerek “biz Bosch işçilerinin eylemleri olduğunda yanlarındaydık, kimse yoktu. Bsoch işçileri sözleşmeyi imzaladığı ilk anda sürecin böyle bir mücadelenin fitilini ateşleyeceğini Bosch’taki işçilerle konuşmuştuk” ifadelerine yer verildi. Devamında ise MİB’in son metal sürecindeki müdahalelerine dair önemli noktalar üzerinde duruldu:

“Biz ortaya 3 talep koyduk ve sürecin hemen sonlanmasının önüne geçtik. (...) Türk Metal’e işçilerin taleplerini karşılaması için süre verdik ama Türk Metal işçileri bastırmaya çalıştı. (...) İlk olarak Reno’da Ruhi Biçer’in “sizi sattık” demesine karşı Renault işçilerinin eylemli tepki verdiği gün Renault’un önünde bir konuşma yaparak sürecin toplu bir şekilde örgütlenmesi ve istifa sürecinin böyle devam etmesi gerektiğini vurguladık.”

Ardından 26 Nisan’da Kent Meydanı’ndaki mitingde birçok fabrikadan işçilerin toplandığı ve 5 Mayıs’ın istifa günü olarak belirlendiği söylendi. Ardından 28 Nisan’da Fabrikalar Arası Kurul’un oluşturulduğu, istifa sürecinin organizasyonu ve ayrıntılarının planlandığı anlatıldı.

Öte yandan bütün bir süreç boyunca reformizmin etkisine karşı da mücadele edildiği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: “Biz Birleşik Metal’in ve sol diye geçinen bir dizi gücün süreci geri çekmeye ve karalamaya dönük çabalarına karşı da mücadele ettik. 5 Mayıs’ta saldırı olunca “Biz demiştik” diyerek bu geri tutumlarını sürdürdüler. Ancak hareket bu evrelerden geçerek gelişti. 5 mayıs’ın ardından işçiler mücadele etmeyi, ortak hareket etmeyi öğrendiler. İşçi hareketi ayakları üzerine kaldktı. Fabrikalarda birlikte kararlar aldık ve birlikte yürüdük.”

Öte yandan, işçiler ve MİB MESS’i gözardı ediyor şeklindeki yaklaşımın da yanlış olduğu ifade edildi.

MİB’e yönelik operasyon

MİB’e operasyon yaparak devletin metal fırtınayı kırmaya çalıştığı vurgulandı. “Hep hedef gösteriliyorduk. 20 Mayıs’ta operasyon yapılarak gözaltına alındık. Polis şefi MESS adına konuşuyordu” denilerek polisin “Bu bir isyan ama petrokimya işçisi, tekstil işçisi de istemeyecek mi” diye sorduğu anlatıldı. MİB’e operasyon yapıldığı gün, Renault’a, Mako’ya, Coşkunöz’e operasyon hazırlığı olduğu ve bunun belgesinin ellerinde olduğu belirtildi. Ve aynı gün Renault’a da gidildiği ve 100 kadar işçinin de TEM’e götürüldüğü belirtildi. Bunu da MİB ile işçilerin bağını kesmek için yapıldığı ancak işçilerin de burada dik durduğu ifade edildi.

Yeni sendika bir zorunluluktu. Biz asla başından itibaren dayatmadık. FAK’ta diğer sendikalara güvenilmediği tartışıldığı söylendi. TOMİS’in kurulduğu, ancak Türk Metal, MESS ve devlet bir bütün olarak daha ilk baştan bu sendikayı hedef aldığı söylendi. Esas önemli olanın ise artık işçilerin bir bütün olarak MESS’in karşısında örgütlü olduğu vurgulandı.

Son olarak, yeni dönemin açıldığı, bundan sonra işçilerin güleceği ifade edilerek şöyle dendi: “Sermaye metal sürecinde olduğu gibi ağlamaya devam edecek. Artık işçiler sahnede, işçi hareketi var. Hiç kimse bunu değiştiremeyecek.”

Enternasyonal dayanışma

Ardından sözü Uluslararası Otomobil İşçileri Kongresi (ICOG) Temsilcisi aldı. Uluslararası işçi hareketini etkileyen böyle bir süreci tartışmak için yapılan sempozyumu örgütleyenleri selamlayarak konuşmasına başladı.

Sermayenin uluslararası olduğu ve dünyanın farklı ülkelerindeki işçilerin benzer koşullarda çalıştığını ifade etti. Uluslararası bir kongre yaptıklarını ve kongreye 20 ülkeden işçi temsilcilerinin katıldığını ve burada deneyimlerin paylaşıldığını ifade etti. Her yerde muazzam bir sömürünün hakim olduğunu ve işçilerin iliklerine kadar sömürüldüğünü söyledi.

Sömürü sistemini değiştirebilmek için mücadeleden başka bir yolun olmadığını belirtti. ICOG’da sendikal bürokrasiye rağmen işçilerin buluştuğunu söyledi. Otomotiv tekellerinin hedeflediği işçi kıyımlarına karşın ortak bir mücadele örgütlediklerini ve Mercedes’in, mücadele nedeniyle şimdilik işten atma kararını askıya aldığını ifade etti. Metal sürecinin Avrupa’daki işçiler arasında büyük bir ilgi yarattığını anlattı.

Metal süreciyle dayanışma için Avrupa’daki çalışmalara değinerek işçi sınıfı arasındaki dayanışmanın önemine değindi. MİB’in de bu kongrede yer almasının anlamına değindi. Ortadoğu’dan kongreye katılan başta İran olmak üzere bölgedeki işçilerin emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı da ortak mücadele etmesi gerektiği ifade edildi. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganıyla konuşmasını sonlandırdı.

Sempozyumda ikinci bölüm: Söz işçilerin

15 dakika ara verilen sempozyum farklı illerden işçilerin ve katılımcıların konuşmalarıyla devam etti.

İlk sözü Kaval Kablo direnişinde yer alan işyeri baştemsilcisi ve Maden-İş yöneticisi olan Hamit Şimdi aldı. Direniş süreçlerini anlatan Şimdi, karşılaştıkları tehditler ve sendika düşmanlığına karşı yaptıkları örgütlenme çalışması sonucunda işgal eylemini başlattıklarını anlattı. Bu süreçte 26 arkadaşlarının gözaltına alındığını ve onların serbest bırakılması için adliye önlerini de eylem alanına çevirdiklerini anlattı. İşçi sınıfının burjuvaziye karşı kararlı bir şekilde mücadele edebilmesi için ürettiği değeri ve artı değer sömürüsünün ne anlama geldiğini bilmesi gerektiğini söyledi. Kavel’deki direnişin dayanışmayla kazanıma ulaştığını, direniş sayesinde sermaye düzeninin işçiler lehine yasal düzenlemeler yapmak zorunda kaldığını anlatarak direnişlerinin sonrasında işçi sınıfının mücadelesinin büyümesinde etken olduğunu belirtti. Şimdi’nin konuşması “Yaşasın Kaval direnişimiz!” ve “Kaval işçisi yol gösteriyor!” sloganlarıyla karşılandı.

Ardından sözü IFF Aroma direnişçileri aldı. Sendikal örgütlenmeden kaynaklı işten atılan 30 IFF işçisi adına sempozyuma katıldıklarını belirten direnişçiler, sendikal bürokrasiyle karşılaştıklarında ne yapacaklarını sempozyumdaki tartışmalardan daha iyi öğrendiklerini ifade ettiler. Kendilerinin de metal işçilerinin mücadelesinden feyz aldıklarını belirten direnişçiler “Yaşasın sınıf kardeşliği, yaşasın sınıf dayanışması” sözleriyle konuşmalarını sonlandırdılar.

Direnişçiler “IFF işçisi yalnız değildir!” sloganıyla karşılandı.

Sempozyuma katılan Bayteks direnişçisi söz alarak metal işçilerinin mücadelelerini kendilerine örnek aldıklarını ve eylemlerine başladıklarını ifade etti. MİB üyelerinden bilgi alarak örgütlenme sürçlerine başladıklarını belirterek, MİB sayesinde patronlara ve polislere karşı nasıl tutum almaları gerektiğini öğrendiklerini ifade etti. Direnişçi, salondan haykırılan “Bayteks işçisi yalnız değildir!” sloganıyla sahneden indi.

Ardından sahneye Gürmak ve Kocaer işçileri çıktı. İşçiler direniş süreçlerini anlatarak MİB’in ortaya koyduğu taban örgütlülüğü-komiteler ekseninde örgütlendiklerini belirttiler. Bu süreçte MİB’in hep yanlarında olduğunu belirten işçiler MİB’e borçlu olduklarını ve mücadelenin sürdüğünü ifade ettiler. İşten atılmalarına rağmen mücadelenin kırılamadığını belirten işçiler Gürmak’ta bugün de mesai ücretlerinin %50’den %100’e çıkarılması talebiyle eylem yapıldığı haberini aldıkları bilgisini paylaştı.

Bursa’dan sendikasız bir metal işçisi ise Metal Fırtınası’nın yozlaştırılmaya çalışılan işçiler üzerinde yarattığı olumlu etkiye değindi. Kendi çalıştığı fabrikadaki örneklerle işçilerin artık diğer fabrikalardaki direnişleri, kendi fabrikalarında karşılaştıkları sorunları tartıştığını anlattı.

Kendisini de MİB’li olarak ifade ettiğini ve bunu söylediği işçilerden olumlu tepkiler aldığını söyledi.

Kendi fabrikasında da fazla mesai ücretlerinin %50’den %100’e çıkması ve maaşların iyileşmesi için imza topladıklarını ve bu durum karşısında kendileriyle konuşan müdürün sesinin titrediğini anlattı.

***

BSH direnişçisi de söz alarak yaşadıkları süreci anlattı. Patrona hizmet eden sendikayla da mücadele ettiklerini söyledi. Komiteler kurarak işçilerin birliğini sağlamaya çalıştıklarını anlattı.

Bir işçi olarak sendikadan kendi haklarını savunmasını beklediklerini ancak Türk Metal’in patronu temsil ettiğini ve kendilerinin tepkisini bastırmaya çalıştığını belirtti. Bursa’da başlayan metal fırtınasının kendilerini de uyandırdığını söyledi. Bundan sonra MİB’le birlikte Trakya’da bu mücadelenin parçası olmaya devam edeceklerini anlattı.

Ankara Sincan’dan bir metal işçisi ise hareketin önündeki engellerin tartışılması ve buradaki eksikliklerin ortaya konulması gerektiğini ifade etti. Metal işçilerinin sınıf devrimcilerine ve diğer sol güçlere yaklaşımlarına değinerek işçilerde siyasal bilinç oluşturulmasının önemine dikkat çekti.

İşçilerin patronlara karşı bir sınıf olarak tutum alması gerektiğini, işçi sınıfının Kürt sorununa, savaş sorununa kendi sınıf penceresinden bakmasını sağlamak gerektiğini söyledi.

Sinter direnişçisi Lale Balta söz alarak Kavel direnişçisinin konuşmasının kendisinde yarattığı etkiye değindi ve sömürüye karşı mücadeleyi büyütmek gerektiğini söyledi.

1,5 yıllık direniş sürecinde en çok MİB’in ve BDSP’nin yanlarında olduğunu anlattı.

Sarıgazi’de bir kadının katledilmesine değindi, Ankara’ Katliamı’nın ardından burada oluşan bilinçle evde oturmak yerine sokaklara çıktığını anlattı.

Konuşma “İşgal grev direniş!” sloganı karşılandı.

Tuzla’dan tersane işçileri de sahneye çıkarak MİB öncülüğünde başlayan metal sürecini selamladı. Metal fırtınanın örgütlü olan işçi sınıfının gerçek gücünü gösterdiğini ifade eden tersane işçileri “Emek sermayeden üstündür” diyerek konuşmalarını tamamladı.

Tersane işçileri “Tersane işçisi köle değildir!” sloganıyla selamlandı.

***

Metal Fırtına’nın bir sonucu olarak kurulan TOMİS adına kurucular içinde yer alan bir işçi söz aldı. MİB öncülüğünde sürece başlandığı ve 17 fabrikadan işçiler olarak bir araya geldiklerini anlattı. Ancak baskılar sonucunda geri çekilmelerin olduğu anlattı. Diğer sendikaların yanlışlarının değerlendirildiği ve buna göre kararların ortak bir şekilde alındığı anlatıldı.

DEV TEKSTİL adına söz alan Engin Yılgın, sempozyumu selamlayarak işçilere inanan, işçilere güvenen, mücadeleye inanan MİB’in Mayıs ayında metal işçilerine öncülük ettiğini söyledi. Komitelerin, taban örgütlülüğünün bilince çıkarıldığı bir örgütlülükle neler yapılabileceğinin Greif sürecinde olduğu gibi metal sürecinde de tekrardan görüldüğünü ifade etti.

Yılgın, “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” günler için mücadelenin süreceğini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı. “İşgal grev direniş!” sloganıyla konuşma sona erdi.

Sempozyum eski bir Maden-İş üyesinin, meslek liseli bir öğrencinin, ÇHD üyesi Avukat Bülent Şimşek’in, Kristal-İş üyesi bir cam işçisinin, Toplumsal Eşitlik adına Halil Çelik’in, Çukurova’dan bir metal işçisinin, dün saldırıya uğrayarak gözaltına alınan ve bugün gözaltından çıkıp doğrudan etkinliğe katılan DGB’lilerin ve son olarak Bursa’dan bir MİB’linin konuşmasıyla devam etti.

Konuşmaların ardından sempozyumu özetleyen MİB sözcüsü, işçi sınıfının siyasallaşması sağlam örgütlülükler ve birliklerin kurulması, ortak hareket edebilme ve sınıfa karşı sınıf tutumunu sergilemenin önemine dikkat çekti. Bütün bu deneyimlerin ve tartışmaların ışığında 2017’de gerçekleştirilecek TİS sürecinin önemini hatırlatarak metal işçilerinin söylediği gibi “Asıl film 2017’de” dedi.

***

Etkinlikten notlar

Sempozyumun düzenlendiği salona “Metal fırtınası yol gösteriyor!”, “Söz, yetki, karar metal işçilerinin!”, “İşgal, grev, direniş!” ile birlikte, sempozyuma katılan tersane işçilerinin “Tersaneler cehennem işçiler köle olmayacak!” şiarlı pankartlar asıldı.

Salonun girişindeki stantlarda Metal İşçileri Birliği önlükleri ve Greif Direnişi’ni anlatan “Greif Direnişi: Sınıf hareketinin devrimci geleceği” kitabı da yer aldı.

Etkinliğe İstanbul’un yanı sıra Kocaeli, Bursa, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Manisa, Trakya, Kayseri, Nevşehir illerinden çok sayıda işçi ve emekçi katıldı.

► Etkinliğin başlamasına dakikalar kala, katılanlarından salondaki yerlerini aldığı sırada içeride Türk Metal'ciler tespit edildi. Fark ettirmeden görüntü almaya çalışılan iki Türk Metal'ci görevlilerin müdahalesiyle dışarı çıkarıldı.

 




Kaynak: kızıl bayrak

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 961 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Emek Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI