Bugun...



‘Roboski’den Zergelê’ye cezasızlığın önüne geçilmeli’

‘Roboski’den Zergelê’ye cezasızlığın önüne geçilmeli’ TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Roboski’den Zergêle’ye yaşanan birçok katliamda cezasızlığın önüne acilen geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, AB ve BM’yi tavır almaya davet etti. TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Roboski’den Zergêle’ye yaşanan birçok katliamda cezasızlığın önüne acilen geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, AB ve BM’yi tavır almaya davet etti. ANF’ye konuşan Fincancı, Roboski katliamının sorumlularının cezalandırılmamasın

facebook-paylas
Güncelleme: 10-08-2015 18:00:57 Tarih: 10-08-2015 17:35

‘Roboski’den Zergelê’ye cezasızlığın önüne geçilmeli’

‘Roboski’den Zergelê’ye cezasızlığın önüne geçilmeli’

ANF’den Zeynep  Kuray’ın haberi;

Rıza Türmen: Zergele mağdurları AİHM'e başvurabilir
  • Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, TSK bombardımanında 8 sivilin öldürüldüğü Zergele için uluslararası hukuk yollarını yazdı

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, TSK tarafından bombalanan Zergele’de 8 sivilin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak “Zergele köyünde ölenlerin aileleri ile yaralılar ve malları zarar görenler, yaşam hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Türkiye’ye karşı başvuru yapabilirler. Ancak böyle bir başvurunun, AİHM’nin davaya bakma yetkisi açısından doğurduğu bazı sorunlar bulunmakta” dedi.

Cumhuriyet’e yazan Rıza Türmen, AİHM’in olayın gerçekleştiği bölgede “etkili denetim” koşulunun arandığını ifade ederek iki örnek verdi:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf devletler ilke olarak kendi ülkelerindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu. Ancak bunun istisnaları var. AİHM’nin Loizidou/Türkiye (ön itirazlar 1995) kararında belirttiği gibi, taraf devletlerin görevlilerinin, ülke dışında, insan haklarını ihlal eden fiilleri, bağlı oldukları devletin sorumluluğuna yol açar.

Bu sorumluluğun hangi durumlarda doğacağı konusunda AİHM bir duraksama döneminden geçti. Loizidou kararında, sözleşmeye taraf bir devletin, başka bir devletin ülkesindeki insan hakkı ihlallerinden sorumlu tutulabilmesi için, AİHM, o ülkede “etkili bir denetim” sağlaması koşulunu aradı. TSK’nin Kuzey Kıbrıs’taki varlığı nedeniyle bu koşulun gerçekleştiği sonucuna vardı.

Buna karşılık, Kosova savaşı sırasında NATO uçaklarının Belgrad radyo ve televizyon istayonunu bombalaması sonucunda ölenlerin ailelerinin açtığı davada, (Bankovic ve diğerleri/Belçika ve 16 NATO üyesi 2001), AİHM havadan bombalamayla “etkili denetim” koşulunun gerçekleşmediğini ileri sürerek davayı yetki bakımından reddetti. Ayrıca, bombalamanın AİHM bölgesi dışında (Sırbistan o tarihte sözleşmeye taraf değildi) olması bakımından da Loizidou davasından ayrıldığını belirtti.

Rıza Türmen’in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (10 Ağustos 2015) nüshasında yayımlanan, “Zergele’de insan hakları ihlalleri” başlıklı yazısı şöyle:

1 Ağustos günü meydana gelen hava saldırıları sonucunda, Kuzey Irak’taki Zergele köyünde 8 sivilin yaşamını yitirdiğini ve 20 sivilin de yaralandığını basından öğreniyoruz. HDP heyetinin bu konu ile ilgili Zergele’ye giderek hazırladığı rapor ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (İKBY) raporu, bu haberi doğruluyor. İKBY’nin raporu Dışişleri Bakanlığımıza da iletilmiş.

Zergele köyünde ölenlerin aileleri ile yaralılar ve malları zarar görenler, yaşam hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Türkiye’ye karşı başvuru yapabilirler. Ancak böyle bir başvurunun, AİHM’nin davaya bakma yetkisi açısından doğurduğu bazı sorunlar bulunmakta.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf devletler ilke olarak kendi ülkelerindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu. Ancak bunun istisnaları var. AİHM’nin Loizidou/Türkiye (ön itirazlar 1995) kararında belirttiği gibi, taraf devletlerin görevlilerinin, ülke dışında, insan haklarını ihlal eden fiilleri, bağlı oldukları devletin sorumluluğuna yol açar.

Bu sorumluluğun hangi durumlarda doğacağı konusunda AİHM bir duraksama döneminden geçti. Loizidou kararında, sözleşmeye taraf bir devletin, başka bir devletin ülkesindeki insan hakkı ihlallerinden sorumlu tutulabilmesi için, AİHM, o ülkede “etkili bir denetim” sağlaması koşulunu aradı. TSK’nin Kuzey Kıbrıs’taki varlığı nedeniyle bu koşulun gerçekleştiği sonucuna vardı.

Buna karşılık, Kosova savaşı sırasında NATO uçaklarının Belgrad radyo ve televizyon istayonunu bombalaması sonucunda ölenlerin ailelerinin açtığı davada, (Bankovic ve diğerleri/Belçika ve 16 NATO üyesi 2001), AİHM havadan bombalamayla “etkili denetim” koşulunun gerçekleşmediğini ileri sürerek davayı yetki bakımından reddetti. Ayrıca, bombalamanın AİHM bölgesi dışında (Sırbistan o tarihte sözleşmeye taraf değildi) olması bakımından da Loizidou davasından ayrıldığını belirtti.

Devlet sorumlu

Issa/Türkiye davası (2004), Kuzey Irak’a giren TSK’nin Iraklı sivilleri öldürdüğü iddiasıyla ilgili. Türkiye, söz konusu bölgede askeri harekât yapılmadığını ileri sürdü. AİHM, ölümlerin TSK ile bağlantılı olduğunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle ihlal bulmadı. Ancak karar “etkili denetim” koşulunu zayıflatan önemli bir görüş içerir. Buna göre, sözleşmeye taraf bir devletin görevlilerinin, başka bir devletteki fiilleri nedeniyle, o devletteki kişilerin hak ve özgürlükleri ihlal ediliyorsa, bu ihlalden taraf devlet sorumludur. Bu sorumluluk, “bir devletin kendi ülkesinde yapmasına izin verilmeyen fiilleri başka bir devletin ülkesinde de yapamayacağı” ilkesinden kaynaklanmaktadır. Bu görüş, devletin başka bir devletin ülkesindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olmasını, “etkili denetim” ölçütü ile sınırlı tutmayıp bireyler üzerindeki yetki ve denetimi de kapsayacak şekilde genişletmekte.

AİHM bu konudaki belirsizliklere, Büyük Daire’nin Al-Skeini/ İngiltere davasında (2011) verdiği karar ile noktayı koydu. Al- Skeini davasının konusu, 2003 yılında Irak’ın işgali sırasında Basra bölgesinde İngiliz askerlerinin 6 Irak vatandaşının can kaybına yol açması.

Aynı biçimde

Al-Skeini kararıyla AİHM, Bankovic kararındaki Sözleşme içindeki ve dışındaki bölge ayrımından vazgeçti. Sözleşmeye taraf devletlerin, sözleşme içinde ve dışındaki bölgelerdeki insan hakkı ihlallerinden aynı biçimde sorumlu olduklarını kabul etti.

Al-Skeini kararıyla AİHM, devletlerin sadece kendi ülkelerindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olmaları ilkesine iki istisnasının bulunduğunu belirledi.

a. Başka bir devletin ülkesi üzerinde etkili bir denetim kurulması. Bunun en açık örneği bir devletin başka bir devletin ülkesini işgal etmesi. Bu durumda işgalci devlet işgal ettiği ülkedeki bütün insan hakkı ihlallerinden sorumlu olur.

b. Bir devletin başka bir devlete karşı kuvvet kullanması sonucu bireylerin hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi. Bu durumda devletin sorumluluğu sadece o bireyin hak ve özgürlüğü ile sınırlı. Başka bir devletin bombalanması nedeniyle bazı kişilerin yaşam haklarının ihlal edilmesi buraya giriyor.

Zergele köylüleri AİHM’ye bir başvuru yaparlarsa, AİHM başvuruyu önce yetki yönünden inceleyecek. AİHM içtihadında yukarıda özetlenen gelişmeler ışığında yetkili olduğuna karar vermesi beklenir. Bundan sonra davanın esasını incelemesi ve yaşam hakkının (madde 2) ve mülkiyet hakkının (ek protokol 1 madde 1) ihlaline karar vermesi olasılığı yüksek.

Etkili soruşturma

Zergele köyünde sivillerin öldürüldüğü ve yaralandığı iddiası Türkiye bakımından başka bir yükümlülük doğuruyor: Söz konusu iddialara ilişkin etkili bir soruşturma yapma yükümlülüğü. Bu hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden, hem de uluslararası hukuktan doğan bir yükümlülük. Al-Skeini kararında AİHM, İngiltere’nin etkili bir soruşturma yapmaması nedeniyle yaşam hakkını ihlal ettiği sonucuna varmıştı.

Devletin terör eylemlerine tepki olarak Kuzey Irak’ı bombaladığı gibi bir savunma, sivillerin can kaybının ortaya çıkardığı ağır insan hakkı ihlalini ve bundan doğan sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Yaşam hakkı en temel insan hakkı. Bu hakkın ihlal edildiği iddiası varsa, devletin hiçbir mazeretin arkasına saklanmadan, etkili, tarafsız bir soruşturma yürütmesi gerekir.

Kendi vatandaşlarını öldüren güvenlik güçlerine karşı cezasızlığı neredeyse bir devlet politikası haline getiren bir iktidardan, başka bir devletin vatandaşlarının öldürülmesiyle ilgili etkili bir soruşturma yapılmasına olanak tanıması beklebilir mi?

 

TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Roboski’den Zergêle’ye yaşanan birçok katliamda cezasızlığın önüne acilen geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, AB ve BM’yi tavır almaya davet etti.

TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Roboski’den Zergêle’ye yaşanan birçok katliamda cezasızlığın önüne acilen geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, AB ve BM’yi tavır almaya davet etti. ANF’ye konuşan Fincancı, Roboski katliamının sorumlularının cezalandırılmamasının yeni katliamların önünü açtığına dikkat çekti. Toplumun tepkisizliğine de değinen Fincancı, “Acıyı yaşayan insanların dışında ses duyulmaz oldu” diyerek Türkiye’de yaşayan tüm halkların artık bu gidişata acilen dur demesi gerektiğini söyledi.

Bir katliamın diğeriyle örtüldüğü Türkiye’de, cezasızlığın getirdiği rahatlıkla siviller katledilmeye devam ediliyor. Bu gidişata acilen dur demek gerektiğinin altını çizen Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Cezasızlığın önüne geçmek zorundayız artık” dedi.

TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, savunmasız sivillerin üzerine bomba yağdırılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade ederek, bu katliamın savaş ve insanlık suçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. O bakımdan geçici hükümetin ve Genelkurmay’ın katliamı inkar etmelerinin şaşırtıcı olmadığını, daha önceki benzer saldırılarda da hep aynı inkar mantığına sığınıldığını hatırlatan Fincancı, yoksa savunmasız sivillerin katledilmesinin bedelinin çok ağır olduğunu vurguladı.

‘CEZASIZLIK KATLİAMLARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR’

Türkiye’nin bir süredir ağır bir dönemden geçtiğini, YPG/YPJ cenazelerinin 50 derece sıcaklıkta günlerce bekletildiği, Kandil’in Zergêle köyünde sivillerin katledildiği bir sistemde yaşandığını belirten Fincancı, sürekli insanlığa karşı suçlar işleyen bir ülke yönetiminin cezasız kalmaması gerektiğini kaydetti. “Cezasızlığın önüne geçmek durumundayız artık” diyen Fincancı, Roboski katliamının üzerinden 3.5 yıl geçmesine rağmen sorumluların hiçbir şekilde cezalandırılmamış ve bu suçun dikkate alınmamış olmasının benzeri suçların işlenmesinin önünü açtığını söyledi.

‘TOPLUM DA SORUMLU’

Bu cezasızlıktan toplumun da sorumlu olduğunu, küçük bir topluluk dışında halkın bırakın gereken tepkiyi vermeyi, hiçbir şey olmamış gibi davrandığını ifade eden Fincancı, “Roboski katliamı olduktan birkaç gün sonra yılbaşında havai fişekler patlatıldı bu ülkede. Katledilen çoğu çocuk 34 genç için yas tutmak da dahil olmak üzere, vicdanımızın gerektirdiği insani davranışı göstermedik. Aynı şekilde Suruç’ta katledilen 32 gencimiz için de gereken tepki gösterilmedi. Türkiye’de insanlar hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyor. Sadece metroda bombalar patlayabilir diye devlet toplumu terörize ettiğinde, metrobüse veya metroya binmiyorum, deniyor. Peki, öldürülen onca genç insan ne oldu? O durum kendilerine dokunmadığı için mi bir önemi yok?” diye sordu. Acıyı yaşayan insanların dışında ses duyulmadığını vurgulayan Fincancı, Türkiye’de yaşayan tüm halkların artık bu gidişata acilen dur demesi gerektiğini söyledi.

‘ULUSLARARASI KURUMLAR TAVIR ALMALI’

Uluslararası arenada da beklenilen tepkinin gelmediğinin altını çizen Fincancı, Birleşmiş Milletler’in Zergêle katliamına dönük mutlaka bir tavır alması gerektiğine dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin de tavır alması gerektiğini belirten Fincancı, “Ortada bir savaş suçu var. Sivillerin yaşam alanına saldırı var. Dolayısıyla uluslararası kurumların buna ses çıkartması gerekiyor. Ama ne kadar dürüst davranırlar bu konuda ondan da emin değilim” dedi.

Avrupa’nın tepkisizliğini Türkiye’nin şu anda Avrupa Konseyi’nin birinci sıradaki fon sağlayıcısı olmasına bağlayan Fincancı, “Dolayısıyla ne kadar dürüst davranırlar konusunda çekincelerim var. Ama hep beraber elimizden geleni yapıp onların bu konuda gereken tepkiyi göstermesini, bu olayın gerektiği gibi aydınlatılmasını sağlamak için baskı kullanmasını isteyeceğiz” şeklinde konuştu.

 




Kaynak: ANF

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 891 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Yaşam Ve Sağlık Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI