Bugun...



Seçimlerden sonra işçi hareketinin yükselişine hazır mıyız? / Erhan Bilgin

Seçimlerden sonra işçi hareketinin yükselişine hazır mıyız? Erhan Bilgin

facebook-paylas
Tarih: 25-06-2018 16:31

Seçimlerden sonra işçi hareketinin yükselişine hazır mıyız? /  Erhan Bilgin

Seçimlerden sonra işçi hareketinin yükselişine hazır mıyız?

Erhan Bilgin

 

Krize karşı kaçınılmaz biçimde işçi sınıfına yeni bir saldırı programı gündeme gelecektir. Ama saldırı programını uygulamak eskisi gibi kolay olmayacak. Yeni hükümet seçim dönemindeki vaatlerin basıncı altında, saldırı programını kolayca uygulayamayacağı gibi, mevcut baskı aparatlarıyla kitleleri sindirmeye yönelirken de tereddütlü davranacaktır

 

(Ön not: Bu yazı seçimlerden iki gün önce 22 Haziran 2018’de kaleme alınmıştır. Gecikme nedeniyle yazarımızdan ve okurlarımızdan özür dileriz; -Sendika.Org)

Seçimlerin sonucu ne olursa olsun işçi hareketi, önümüzdeki dönemde yükselecek. Bu öngörüme hemen itiraz edilebilir ve nerede bu işçi sınıfı diye sorulabilir. Bir başka soru da eklenerek: İşçi sınıfının taleplerini hiç duymadık, sınıf hareketi neden yükselsin?

İlk bakışta somut olgulara bakılarak doğru bulunabilir bu itiraz.

Ben, Türkiye kapitalizminin kaçınılmaz krizinin ve baskıcı rejim koşullarının sürdürülemez olmasının sınıf hareketinin yükselmesine yol açacağını ileri sürüyorum. Krize sürüklenen Türkiye kapitalizminin, seçimden sonra hangi hükümet işbaşına gelirse gelsin bir yandan işçi sınıfının dolaylı taleplerini belli ölçüde yerine getirmek, ama öbür yandan işçi sınıfına doğrudan saldırması kaçınılmaz haldedir.

Önce işçi sınıfının dolaylı taleplerini ele alalım. AKP iktidarı seçim baskısı altında taşeron işçilerin bir kısmını kadroya geçirmişti. Seçim arifesinde emeklilere iki maaş ikramiyeyi uygulamaya koyarak daha şimdiden, ortalama emekli aylıklarını yüzde 20 oranında artırmış oldu. Seçim sonrasına ertelenen vaatler var: Öğretmen maaş katsayısının artması, sosyal yardımların artırılması, öğrenci bursları, asgari ücretin artırılması, kamuda memur istihdamının (ataması yapılmayan öğretmenler) artırılması vb… Bütün bunlar işçi sınıfının kitlesel eylemleri ile gündeme gelmedi veya uygulamaya konulmadı. Ama seçim baskısı altında, sınıfın çıkarlarını artıran dolaylı talepler olarak gündeme geldi.

Seçimlerden sonra hangi parti iktidara gelirse gelsin bu taleplerin bir kısmı daha uygulamaya konulacaktır.

Krize sürüklenen bir ekonomide bu taleplerin tümüyle hayata geçirilmesi mümkün görünmüyor. Ama bu vaatler (dolaylı talepler) işçi sınıfının harekete geçirecek bir işlev görmüştür.

Ben, bazı taleplerin uygulamaya konulmasını ve vaat yelpazesini sınıfın diğer kesimlerini uyarıcı işlev göreceğini öngörüyorum.

Şöyle, seçimden sonra kim işbaşına gelirse gelsin ikili bir baskı altında kalacaktır. Birincisi krize karşı kaçınılmaz biçimde işçi sınıfına yeni bir saldırı programı gündeme gelecektir. Ama saldırı programını uygulamak eskisi gibi kolay olmayacak. Yeni hükümet seçim dönemindeki vaatlerin basıncı altında, saldırı programını kolayca uygulayamayacağı gibi, mevcut baskı aparatlarıyla kitleleri sindirmeye yönelirken de tereddütlü davranacaktır.

Sınıfa saldırı ve sınıfa verilen vaatler (seçim vaatleri) arasında cereyan edecek çelişkili bir süreçtir. Bir defa saldırı eskisi gibi düz bir hatta ilerleyemez. Ve fakat bununla birlikte (kazara) seçimleri R. Tayyip Erdoğan kazansa bile, acımasızca saldırı programını uygulamaya koyacak fakat seçim vaatlerini görmezden gelmez bir tutum takınamayacaktır. Bu çelişkili süreç, mevcut sınıf dengesinin hızla bozulmasına yol açacak, ihtimal ki işçi sınıfı yeniden etkin bir aktör olarak, (bin yıl gibi gelen) uyuşukluğundan sıyrılacaktır.

Şayet Muharrem İnce seçimleri kazanırsa, bu çelişkili süreçte, işçi sınıfının inisiyatifi hızla güçlenip, sınıfın belirleyici bir role sıçramasının kapısı açılacaktır. Zaten baskıcı rejimin lideri R.Tayyip Erdoğan’ın düşmesi başlıbaşına işçi hareketinin ivmelenmesine imkan yaratacaktır.

İşçi sınıfının bu süreçteki en büyük üç eksikliği sendikal örgütlülüğün son derece zayıf olması; siyasi örgütlülüğünün yetersizliği ve günümüzün genç işçi sınıfı içinden neşet etmiş, “yeni öncü işçi” kuşağının henüz oluşmamış veya sivrilmemiş olmasıdır.




Kaynak: Sendika.org

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1063 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI