Tweet |
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istediği başkanlık sisteminin, diktatörlük anlamına geldiğini söyledi.
Amerikan modelinde Başkan Obama ve karşısında bağımsız bir Meclis olduğuna dikkat çeken Özdemir, "Obama istediği yasayı Meclis'ten geçiremiyor. Benim anladığım kadarıyla Sayın Erdoğan'ın istediği 'Ben varım, başka kimse yok'. Biz o sisteme 'diktatörlük' diyoruz. Demokrasi demiyoruz. Türkiye'de başkanlık sisteminden söz ediliyor ama kafalar karışık. İnsanlar kendine gelen kısmını benimsiyor, oysa resmin bütüne bakmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'NE HENDEK NE DE SAVAŞ KÜRT SORUNUNA ÇÖZÜM GETİRMEZ'
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda sivil insanların ölümü ve binlerce insanın yerini yurdunu terk etmesinin Kürtlerin kopuşuna sebep olabileceği uyarısında bulunan Özdemir, "Ne hendekle ne de savaşla bu iş çözülmez. Hiçbir gerekçeyle devlet kendi vatandaşına bunları yaşatamaz" dedi.
'İNSAN ŞAŞIRIYOR, TÜRKİYE Mİ SURİYE Mİ?'
Cizre'de neler olduğunu bizzat gördüğünü ifade eden Yeşiller Eşbaşkanı Özdemir, "İnsan şaşırıyor, burası Türkiye mi yoksa Suriye mi?" diye konuştu.
Cizre'de ve Sur'da binlerce insanın yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kaldığını ve birçok sivil vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Özdemir şöyle devam etti: "Bu insanlar üvey evlat değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Gerekçesi ne olursa olsun bir devlet vatandaşlarına bunu yaşatamaz. O şehirlerde yaşayan insanlar, daha önce travma yaşamış insanların çocukları ve şimdi onlar travma yaşıyor. Oysa bu kuşak Türkler ile Kürtlerin kardeş olabileceğini bilen ve hayata geçirebilecek bir nesil. Umarım bundan sonraki kuşak o ümidi kaybetmiş olmaz."
'ORTADOĞU'DA KARDEŞ KAVGASINDAN UZAK DURULMALI'
Suudi Arabistan'ın uyguladığı idam kararlarının Ortadoğu'da kardeş kavgasına sebep olabileceği uyarısında bulunan Özdemir, "Ortadoğu'da binbir sorun var. Bunun üzerine bir de Suudi Arabistan'ın idam uygulamaları, Tahran ile gerilimi ve Şiiler ve Sünniler arasında kardeş kavgası tehlikesini artırdı. Avrupa'da yaşanan 30 yıllık savaş riski Riyad ile Tahran arasında oluştu. Bölge ülkeleri gerilimi düşürmeli ve komşu ülkeler ortamı yumuşatmalıdır" dedi.
Alman hükümetinin de Suudi Arabistan'a silah satışlarını gözden geçirmesi gerektiğini savunan Özdemir, idamların ve insan hakkı ihlali yaşanan ülkelere silah ihracatının sıkı denetimlere tabi tutulmasını istedi.
|
Cumhurbaşkanı T.Erdoğan'nın 'başkanlık sistemi' emelini ‘Hitler Almanyası’ benzetmesinden dünya basını, Alman Yeşiller Partisi başkanı Cem Özdemir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istediği başkanlık sisteminin, diktatörlük anlamına geldiğini söyledi.
ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times, bugünkü New York baskısında Türkiye'deki son gelişmelerin değerlendirildiği bir analiz-haberde ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Hitler Almanyası’ benzetmesinden bahsedilirken, “Bu şok edici sözler bir dünya liderinden geldi. Hem de demokrasi diye geçinen NATO üyesi bir ülkenin liderinden. Dünyadan kınama yağınca ise Erdoğan’ın ofisi lafı çevirip, sözlerin ‘medya tarafından çarpıtıldığını‘ ileri sürdü. Ancak Erdoğan’ın zaten insan hakları, hukukun üstünlüğü, siyasi özgürlükler ve basın özgürlüğünü çiğnemeye hevesli bir otoriter lider olarak rahatsız edici bir geçmişi var” ifadesini kullandı.
Başyazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beslediğini söylerken “ Erdoğan, çoğunluğu Müslüman olan demokratik bir ülkenin saygı duyulan lideri ve bölgedeki güvenilir bir partner olarak sayıldığı günlerden çok uzakta” denildi.
Diken'de yer alan çeviriye göre "Erdoğan, bir çizgiyi daha aştı" başlıklı başyazının devamı şöyle:
Muhafazakar ve milliyetçi AKP’nin kasımdaki kritik seçimi kazanmasının ardından nasıl davranacağına dair artan korkular şimdi yanıt buldu. Erdoğan, seçimden önce PKK’nın iki yıllık ateşkesi pervasızca bozma kararını kullanarak savaşını sürdürdü. Erdoğan daha sonra da parlamentoya girmek için barajı geçen HDP’nin peşine düştü. Ordu, güneydoğudaki Kürt kentlerini acımasızca topa tutarken Türkiye’nin müttefiki ABD ve Avrupa utanmazca duruma sessiz kaldı. İlçelerin de hedef olduğu bombardımanlar sonucu 2015’in başından bu yana 3 bin 100 Kürt militan ve sayısı bilinmeyen sivil öldürüldü.
Kürtleri ezmek istiyor
Ancak son olarak Erdoğan’ın başbakanı Ahmet Davutoğlu da HDP’yi örgütün bir uzantısı olarak gördüğünü ve ‘ciddi ve samimi‘ olana kadar liderleriyle görüşmeyeceğini açıkladı – ne anlama geliyorsa artık. Eğer Erdoğan sürdürülebilir bir barış isteseydi HDP’yle konuşurdu. Ancak Erdoğan bunu yerine Kürtleri hem siyasi arenada hem de Demirtaş’ın Kürtler için öz yönetim talebini ihanetle suçlayarak savaş alanında ezmek istiyor.
Türkiye’deki Kürtlerin çoğu barış içinde yaşamak istiyor
PKK’nın bazı unsurları ‘terörist’ olarak nitelendiriliyor ve kesinlikle öyle sayılması gerekiyor. Suriye’deki savaştan etkilenen gençlik yapılanmasıyla birlikte örgüt, özerklik ilanları yaparken öz yönetim için mücadele etmeye başladı. Erdoğan şüphesiz ki Kürtlerin Irak ve Suriye’de olduğu gibi toprak elde etmesinden korkuyor. Ancak Türkiye’deki Kürtlerin çoğu barış içinde yaşamak istiyor. Kendi kendini yönetme arzularının derecesi müzakere masasında tartışılabilecek seviyede.
Erdoğan saygı duyulan bir lider olmaktan çok uzakta
Erdoğan daha büyük bir otonominin sadece şiddet yoluyla elde edilebileceği sonucuyla daha fazla insanı radikalleştiriyor. Bu arada IŞİD’e karşı yürütülen büyük savaşı görmezden gelen Erdoğan, bölgedeki gerilimi beslemeye devam ediyor. Erdoğan, çoğunluğu Müslüman olan demokratik bir ülkenin saygı duyulan lideri ve bölgedeki güvenilir bir partner olarak sayıldığı günlerden çok uzakta."