TJA'lı kadınlar:

12 Eylül'e nasıl direndiysek, 16 Nisan'a da direneceğiz

Referandum sonuçlarını değerlendiren TJA'lı kadınlar, "Demokratik ekolojik ve kadın özgürlükçü bir anayasayı gerçekleştirinceye kadar 12 Eylül darbe anayasasına karşı nasıl direndiysek, bu anayasaya karşı da kadının demokratik mücadelesini ve eylemini her yerde geliştireceğiz” dedi.

Tevgera Jinên Azad (TJA) bileşenleri, DBP Diyarbakır İl Binası Vedat Aydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirdikleri basın toplantısı ile referandum sonuçlarını değerlendirdi. Toplantıya, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP milletvekilleri Leyla Birlik, Feleknas Uca, Sibel Yiğitalp, Dilan Dirayet Taşdemir, TJA aktivisti Ceylan Bağrıyanık, Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi Üyeleri, DBP Genel Eş Genel Başkanvekili Gülcihan Şimşek, DTK Divan Üyesi Gülistan Akel, HDP ve DBP kadın il eşbaşkanlarının yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Salon’da yaşamını yitiren kadınların fotoğrafları asılırken, "Kadın örgütlülüğüyle özgür yaşama", "Önderlikle mutlaka kazanacağız" pankartları yer aldı. Toplantı, yaşamını yitiren kadınlar anısına yapılan saygı duruşunun ardından başladı.

Referandum sonuçlarına ilişkin Kürtçe açıklamayı TJA üyesi Ceylan Bağrıyanık, Türkçeyi açıklamayı ise DBP Eş Genel Başkan vekili Gülcihan Şimşek yaptı.

‘EGEMEN SİSTEM HEP KADINLARI HEDEF ALDI’

Şimşek, Ermeni halkına yapılan soykırımın 102’nci yıldönümünü kınayarak, Ermeni halkının acısını paylaştıklarını vurguladı. Erkek egemen sistemin her zaman kadınları hedef aldığını belirten Şimşek, kadınların kapitalist modernite ile yaşanılmayacağını düşünerek, milyonlarla alanlara çıkarak direndiğini ve özgürlüğün kadın özgürlüğüyle gerçekleşeceğini belirtti.

‘REFERANDUMU 8 MART’TA KAZANDIK’

Kadınların referandumu 8 Mart’ta kazandığını söyleyen Şimşek, şöyle konuştu: “Direnişle ördüğümüz özgürlük köprüsüyle Newrozlara aktık. Tüm baskı ve saldırılara karşı ‘Hayır’larımızı Newroz meydanlarına taşıdık. Kadın öncülüğünde demokratik toplum büyük bir cesaret ve mücadele ruhuyla Newroz’da referandumunu yaparak, faşizme karşı direnişini büyüteceğini ve mutlaka kazanacağımızı ilan etmiştik.”

‘DEVLETİN İMKANLARI EVET İÇİN SEFERBER EDİLDİ’

Referandumun baştan sona kadar meşru olmadığını vurgulayan Şimşek, referandum öncesi Türkiye ve bölgede yüzlerce kadın kurumu, demokratik kurumların kapatılması, ihraçların yapılması ve belediyelere kayyum atanmasını anımsatarak bütün bunların, referanduma hazırlık olduğunu ifade etti. Şimşek, referandumun eşit şekilde yürütülmediğini dile getirerek, AKP-MHP ittifakının devletin tüm imkan ve olanaklarını “Evet” için seferber ettiğini, “Hayır” kampanyasının ise terörizmle eşleştirildiğini aktardı.

'16 NİSAN’DA YSK DARBE YAPTI’

Devlet yetkililerin sahada bire bir “Evet” çalışması yürüttüğünü ve bunun da halkta bir baskı oluşturduğunu dile getiren Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüm bastırma ve sindirme politikalarına rağmen meydanlarda, evlerde, sokaklarda 'Hayır’ı haykıranlar sandıkları da ‘Hayır’ ile doldurmuşlardır. 'Hayır’ın kazandığını gören AKP-MHP faşist ittifakı Anadolu Ajansı ve YSK eliyle referanduma darbe geliştirmiştir. Halkın iradesine karşı geliştirilmiş bir darbedir. Mühürsüz oyların kabul edilmesi hiçbir hukuk ve yasa ile açıklanamaz. Sandıklar açılmadan Anadolu Ajansı'nın verileri yayınlaması öncesinden yapılan hazırlığı göstermektedir.”

‘KAZANAN KADINLAR OLDU’

Toplumsal mutabakata dayanmayan bir Anayasa'nın referanduma götürülmesinin meşru olmadığı gibi darbe ve gasplarla geliştirilen referandum sonucunun da meşru olmadığını söyleyen Şimşek, “Tüm hilelerle elde edilen yüzde 51 oranı AKP ve MHP ittifakının kaybediş oranı olmuştur. Türkiye’nin büyük şehirlerinde kaybetmiştir. Kadınlar ve gençler karşısında kaybetmişlerdir. Kürdistan’da tüm katliam ve soykırım politikalarına rağmen ve öz yönetim direniş alanlarında kaybetmişlerdir. Kürdistan bu politikalara onuruyla, gururuyla ve büyük direnişiyle cevap vermiştir. Kazanan Kürdistan halkı, Türkiye halklarıyla demokratik güçlerin mücadele birliği olmuştur. Kazanan kadınların öncülüğünde ‘Hayır’ olmuştur” ifadelerini kullandı.

‘KADINLAR TEKÇİ ANAYASAYI KABUL ETMEYECEK’

Açığa çıkan sonucun hakikati ortaya çıkardığını dile getiren Şimşek, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın kadınların ve halkların özgürlüğünü esas alan, tekçiliğe değil çoğulculuğa dayanan, ekolojik ve demokratik toplum perspektifi Türkiye ve Kürdistan halkları için büyük bir ihtiyaçtır. Sayın Öcalan müzakere ve diyalog sürecince Türkiye’nin demokratikleşmesi ve demokratik bir Anayasa'nın geliştirilmesi için büyük bir mücadele yürütmüştür. Bu bağlamda Dolmabahçe Mutabakatı bir taslak olarak Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından kaçırılmış büyük bir fırsat olmuştur. Bugünkü tekçiliği inşa eden Anayasa ise Dolmabahçe Mutabakatı'na karşıt olarak geliştirilmiştir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan şahsında geliştirilen tecrit bu anlamda Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı uygulanmaktadır.

Bu anlamda Kürtleri, kadınları ve tüm kimlikleri tanımayan bir Anayasayı meşru bulmuyoruz. ‘Hayır’ biz kazandık. Referandum süreci kadınların birlikte ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamıştır. Demokratik ekolojik ve kadın özgürlükçü bir Anayasayı gerçekleştirinceye kadar 12 Eylül Darbe Anayasası'na karşı nasıl direndiysek, bu Anayasaya karşı da kadının demokratik mücadelesini ve eylemini her yerde geliştireceğiz.”