Bugun...



‘Vatandaş Zarrab’ nasıl ‘İtirafçı Zarrab’ oldu?

Cumhurbaşkanı ve hükümetin “Vatandaşımız” diyerek savunduğu “büyük ihracatçı ödülü” verilen Reza Zarrab’ın itiraflarda bulunduğu kamuoyuna yansıyınca AKP’liler ağız değişikliğine giderek, “Canı cehenneme” demeye başladı.

facebook-paylas
Güncelleme: 23-11-2017 16:48:22 Tarih: 23-11-2017 16:43

‘Vatandaş Zarrab’ nasıl ‘İtirafçı Zarrab’ oldu?

‘Vatandaş Zarrab’ nasıl ‘İtirafçı Zarrab’ oldu?

 

Cumhurbaşkanı ve hükümetin “Vatandaşımız” diyerek savunduğu “büyük ihracatçı ödülü” verilen Reza Zarrab’ın itiraflarda bulunduğu kamuoyuna yansıyınca AKP’liler ağız değişikliğine giderek, “Canı cehenneme” demeye başladı. 

Jet sosyete dünyasından siyaset ve ekonomi dünyasına sızan, 17 Aralık 2013 “rüşvet skandalı”nın ana aktörü olan Rıza Zarrab’ın 19 Mart 2016’da ABD’de tutuklanmasıyla son bulan hikayesi Ankara’yı kökten sallıyor.  61. Türkiye Hükümeti kabine üyesi dört bakan ile üç bakan çocuğunun olduğu "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarıyla kısa bir süre cezaevinde kalan, çıktıktan sonra Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından “İhracatın Şampiyonları” arasında mücevher sektöründen ödüle laik görülen Zarrab, “cari açığını yüzde 15’ini tek başına” kapatmakla övündü. 

 

Türk yargısı tarafından serbest bırakılıp, siyaseten desteklenen Zarrab, 19 Mart 2016’da ABD’li savcı Preet Bharara’nın hazırladığı, “ABD’yi dolandırma, kara para aklama, İran ambargosunu delme…” iddianame sonucu tutuklanması süreci tersine çevirdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Bakanlarımız katıldı” itirafları ile hükümetin diğer kurmaylarının “Zarrab’ın kişisel suçu” arasında gidip gelen dava Ankara’da daha çok yansıyacağına benziyor. 

 

VATANDAŞIMIZ’ SAVUNMASINDAN ‘CANI CEHENNEME’

 

Zarrab’ın ABD’de yakalandığı ilk günlerde “suçsuzluğu” üzerine başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP kurmay ve bürokratları ağız birliğiyle savundu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ABD’de rehin alındığı üzerine yapılan konuşma ve savunmalar zaman geçtikçe renk değiştirmeye başladı. “Vatandaşımızın hakkını savunacağız” söylemleri yerine “Canı cehenneme” dönüşen süreçte dikkat çekici. 

 

BAKANLAR ÖDÜLLENDİRDİ 

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 22 Haziran 2015 tarihinde TİM tarafından ödüllendirilen Reza Zarrab’ın ödülü bizzat hükümetin bakanları tarafından takdim edildi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile birlikte takdim ettiği ödül hakkında daha sonra "Önceden bilseydim o karenin içinde yer almazdım" diyerek geri çekildi. 

 

Ödül töreni sonrası eleştirilere yanıt veren Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Bahsi geçen şirket birinci olmuş. O ana kadar bilmiyorduk, bilseydik ne olurdu bilmiyoruz. Ekonomi Bakanı olarak vicdanen rahatsız olmadım” dedi.

 

TBMM’de bugün ekonomiye dair açıklamalarda bulunan Zeybekci, daha önce “Rahatsız olmam” dediği Zarrab için "Ne olursa olsun Reza Zarrab'ın canı cehenneme" gibi çok sert bir çıkışla söylem değiştirdi. 

 

KALIN’DAN İTİRAF: BAKANLARIMIZ KARIŞTI

 

Zarrab tutuklandıktan birkaç gün sonra kamuoyuna bilgilendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Amerika'da bir yargıcın verdiği karardır, yürüyen bir süreçtir. Şu anda bizim onunla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Biz de hukuki süreci takip ediyoruz, bize intikal eden bir durum yok” demişti. 

 

Önceki gün France 24 televizyonuna konuşan Kalın, “Takip ediyoruz” dediği sürecin Erdoğan ailesini ve hükümeti ilgilendirdiğini itiraf niteliğinde sözler sarf etti. Sorulan soru üzerine Kalın, “Biz, dışarıdan aldığımız enerjiye bağımlıyız, yaptırımlar esnasında İran ile bu ticareti yapmak zorundaydık. Bunu başka yollarla yapmayı denemek zorunda kalacağımızı söyledik. Bankalarımız, ekonomi bakanımız işin içine girdi” dedi. 

 

ERDOĞAN: VATANDAŞIMIZ, DUYARSIZ KALAMAYIZ 

 

Eylül 2016’da ABD temaslarından dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’a Zarrab konusunu gündeme getirdiğini belirterek, “Biden ile görüşmemizde yargı konusu açıldığında Rıza Sarraf konusunu da gündeme getirdim. ABD Adalet Bakanlığı’nın bu davayı havale ettiği mahkeme de ilginç. Savcı Bharara da hâkim Richard Berman da Türkiye’de daha önce FETÖ tarafından ağırlanmış isimler. Yani Adalet Bakanlığı Sarraf’ı tutup orada FETÖ’nün yedirip içirdiği isimlere teslim ediyor. Biden’a bunları anlattım. ‘Ben bu kadarını bilmiyordum’ dedi” diye konuştu. 

 

Zarrab’ı savunan Erdoğan, devamla şunları söyledi: “Bu kişi (Reza Zarrab) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Eşi ve çocuğu ile birlikte ABD’ye giriş yaptığı anda kendisi tutuklandı, eşi ve çocuğu da hemen Türkiye’ye gönderildi. Bu tutuklama hangi kurala göre yapıldı?’ diye sordum. Neticede bizim vatandaşımız olduğu için, hukukunu aramak zorundayız. Bu Rıza Sarraf değil de bir başka vatandaş da olabilirdi. ABD, Türkiye’de bir vatandaşının tutuklanmasına nasıl duyarsız kalamıyorsa, biz de herhangi bir vatandaşımızın bir başka ülkede tutuklanmasına duyarsız kalamayız. Kaldı ki gerek Adalet gerek Ekonomi bakanlığımızın yaptıkları çalışmalara göre, bu kişinin bir suçu da bulunmuyor. İran da aynı şeyi söylüyor. Ancak buna rağmen bu kişi altı aydır ABD’de tutuklu durumda.”

 

Zarrab’ın itiraflarda bulunduğu ortaya çıkınca da Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Salı günkü grup toplantısında, “Türkiye'ye tuzak kurulduğunu” ileri sürerek, Zarrab davasını “milli mesele” yaptı. Erdoğan, "17-25 Aralık'ta ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Dik duruşumuz sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgahı götürdüler Amerika'da kurdular" diyerek, haklarını savunduğu “Türkiye vatandaşı Zarrab”ın itirafçılaştığını ima etti. 

 

BOZDAĞ: TALEP YOK

 

Zarrab’ın tutuklandığı tarihte Adalet Bakanı olan Hükmet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Soruşturmayı yapan ABD yargısının Türkiye'den bir talebi yok ama Türkiye'deki paralel alçaklar ve alçakları sevenler Türkiye'ye bir operasyon iftirası uyduruyorlar" dedi. Bozdağ, daha sonraki günlerde de “(Reza Zarrab'ın ABD'de tutuklanması) Bizim özel bir takibimiz, herhangi bir endişemiz yok. Türkiye yaptığı bütün işleri, bugüne kadar anayasa ve hukuka göre yapmıştır; İran'la ilişkiler dahil. Bundan sonra da anayasa, hukuk, uluslararası hukuk çerçevesinde doğru olanları bu milletin yararına olacak bir biçimde yapmaya devam edecektir. Hep beraber göreceğiz ne olacağını" dedi.

 

İş ciddiye binince ağız değiştiren Bozdağ, geçen pazartesi günü Bakanlar Kurulu çıkışında konuyu değerlendirirken, “Reza Zarrab davası Türkiye'ye dönük açık bir kumpastır. Siyasi bir davadır, hukuki dayanaktan yoksundur. 17-25 Aralık sürecinde FETÖ'nün başaramadığı hukuk darbe teşebbüsünün ABD yargısı eli ile tekrarlanmasından başka bir şey değildir. Zarrab'ı Türkiye'ye karşı iftirada bulunmaya zorluyorlar" dedi.

 

DIŞİŞLERİNDEN ABD’YE NOTA: VATANDAŞIMIZ NEREDE? 

 

Ankara’nın siyaset ve ekonomisini sarsan Zarrab, itiraflarda bulunduğu açıklanmadan önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 16 Kasım’da ABD’ye 2 tane nota gönderildiğini belirterek, şunları söyledi: “Avukatlarının ulaşamadığı bilgileri çıkınca gazetelere de yansıdı, 6 gün sonra değil. Daha ikinci günde biz aynı günde yazılı bir notayla sorduk. Bu bizim vatandaşımızdır ve böyle haberler var, bunun durumu nedir. Aradan 3-4 gün geçti. ABD’den herhangi bir ses çıkmadı. Dün itibarıyla arkadaşlarımız tekrar bir notayla, ‘Biz şu tarihli bir notayla sorduk ama sizden dönüş olmadı’ diye sordu. Dün hem Adalet Bakanlığı’ndan hem de ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan büyükelçiliğimize dönüşler olmuş. ‘Başka bir yerde. Sağlığı da iyi, güvende, bir sorun yok’ diye genel bir cevap verilmiş. Olayın özü budur.” 

 

Zarrab itiraflara başladığı kamuoyuna yansıması üzerine ise Çavuşoğlu’nun şimdiye kadar yorumdan kaçması dikkat çekiyor. ABD’ye verilen notalara ilişkin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “ABD’den yanıt geldi. Rıza Sarraf’ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi” diye belirtti. 

 

METİNER: CANI CEHENNEME 

 

AKP’de ilk ağız değişikliği milletvekili Mehmet Metiner’den geldi. AKP’lilerin “Canı cehenneme” dediği açıklama da ilk Metiner’den geldi. Star gazetesinde Ahmet Taşgetiren ile Ahmet Kekeç arasında Zarrab davasına ilişkin başlayan “kol saati” tartışmasına dahil olan Metiner, “Ey Taşgetiren, kimin tetikçiliğini yaptığını biliyoruz!” diyerek Zarrab’a ilişkin ipuçları vermeye başladı. 

 

İtiraf meselesi Ankara’ya ulaşması üzerine de Metiner, “Reza Zarrab'ın canı cehenneme, bizim için önem arz eden birisi değil” diyerek uluslararası boyut kazanan olayı “Zarrab'ın kişisel suçu” olarak tarif etmeye başladı. 18 Kasım’da A Haber’e katılan Metiner, konuya ilişkin açıklaması şöyle: “Birileri bizim Reza Zarrab'ı savunduğumuzu iddia ediyor. Bu ne büyük bir ahlaksızlıktır ya. Zarrab'ın canı cehenneme. Zarrab bizim için önem arz eden birisi değildir. Elbette ki Türk vatandaşı olması hasebiyle onu korumak kollamak bu ülkeye düşer, bize düşer. Ama bu şekilde Türkiye’ye düşmanlık yapan Amerika’nın da siyasi çevrelerin derin devletinin, gizli NATO’nun da canı cehenneme. Tut ki Reza Zarrab üzerinden Amerikan ambargosu delinmiş olsun bu Zarrab'ın kişisel suçudur.”  




Kaynak: Mezopotamya Ajansı

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1160 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Güncel Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI