Bugun...


Ali Uğur

facebook-paylas
Yerel Secimler-Temsili demokrasi ve “Reis”
Tarih: 13-04-2019 17:40:00 Güncelleme: 13-04-2019 17:40:00


 

             31 Mart yerel seçimler sonrasında yaşananlar “Temsili demokrasi” 'yi tartışılır kılmıştır. “Temsili demokrasi” yle seçilen “Reis ‘in Meşruiyetine” de gölge düşürmüştür. Kapitalist sistemin yönetim biçimlerinden biri olan “Temsili demokrasi” nin de meşruiyetini yitirdiğini bize göstermiyor mu?

            Türkiye’de temsili demokrasinin gelişim süreci Avrupa ve dünyanın pek çok ülkesinden farklı bir seyir izlediğin hepimizce malumdur.

Tek adam rejimi “Cumhuriyet” tarihi sürecinde hep vardı. Ülkede, “Temsili demokrasi” ‘ nin olmazsa olmazlarındandı. Bu rotadan birazcık bile olsa ayrıldığı dönemlerde her on yılda bir gerçekleştirilen geleneksel bir hâl alan darbelerle geleneksel rotasına oturuldu.

Günümüz de ki iktidarın “Reisi” 12 Eylül rejiminin ürettiği “Anayasa” anın cenderecesine uyumlu bir biçim de yapılan seçimlerde temsili demokrasinin gereği seçildi. Şimdiki durumun tam tersine seçilmeden önce tutukluydu. Gereği yapılarak seçilmişlerin saflarına katıldı. Şimdi ise seçilmişler hapsediliyor, görevden alınıyor.

 Bu döneme kısacık baktığımızda askeri darbelere karşı sesiz tepkilerin yoğunlaştığı her an patlamaya hazır bir bomba gibi durduğu, seçilmiş olan Milletvekillerine,  bakanlara, başbakana, tüm siyaset ve siyasetçilere güvenin yitirildiği, halkın seçtiklerinin kendilerini temsil etmediği, onların ayrıcalıklı bir sınıf olduğu  ‘herkes sadece cebini dolduruyor’  gibi serzenişlerin oyuğa çıktığı bir dönemdi.

Mili görüş ideolojinin en önemli öğelerinden olan din-inanç birleştiriciliği, dürüst, siyaset-siyasetçi,  her on yılda bir gerçekleştirilen askeri darbelerden, askerin vesayetinden kurtuluş… gibi allanıp, bulanıp yeni bir siyasetçi tiplemesiyle yeni bir “Reis”-tek adamcılık yaratılarak temsili demokrasinin meşruiyetiyle iktidar oldu. Böylelikle temsili demokrasi bir kez daha kurtarıldı, yitirilen meşruiyetine, geleneksel rotasına döndürüldü.

Devletin geleneksel yönetimi (derindeki bağları, emir-komuta zinciri için de)erki yönetmeye hazır kadrosu olmayan iktidarı yönetebileceği rahatlığı içindeydi. Ancak İktidar ortaya koyduğu profiline yakın ideolojik gruplarla kurduğu ittifak sonucu yöneldiği kadrolaşma girişimi geleneksel devlet yönetimini telaşlandırdı. İkaz için tanklar yürütüldü. “Reis”e ikaz çeşitli araç ve yöntemler kullanılarak ardı sıra yapıldı. Adim adım “Reis” yol arkadaşlarıyla yollarını ayırdı. ‘Savcısı’,’hakimi’…derken geleneksel devlet yönetimiyle kucaklaştı. İttifak kurduğu yol arkadaşlarının karşı atakları geleneksel yönetimin yol göstericiliği ve yardımıyla bertaraf edilirken de ’temsili demokrasinin yılmaz savunucusu, kahramanı bir “Reis” ‘ profili çıkarıldı.

Ardı sıra gerçekleşen seçimlerden Haziran seçimlerindeki ciddi güç kaybı, toplumsal muhalefetin hareketlenmesi “Reis”in meşruiyetine gölge düşürmüştü. Geleneksel devletin derindeki temsilcilerin parlementodaki uzantılarıyla kurulan ittifakla yeni bir seçim kararıyla Haziran seçimleri yok sayılarak Kasım seçimleriyle “Reis”in meşruiyetine düşen gölge bertaraf edildi.

Yerel seçimler sonrasında yaşananlar; sonuçlara yönelik ardı arkası kesilmeyen itirazlar, YSK üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallanan “Reis”in gölgesi sonucu verdiği kararlar, tek adam rejimine helâl getirmemek için gösterilen çabaların sonucudur. Ama temsili demokrasinin işleyiş ekseninde seçilmişlere hak ettikleri yetkiyi vermemek, savsaklamak temsili demokrasinin meşruiyetini tartıştırıyor. Kapitalist sistem, bir yandan var olmanın neticesi yaşadığı ‘Ekonomik kriz’le boğuşurken, temsili demokrasi kriziyle de debelleşmek zorunda kalmıştır. Temsili demokrasi bu haliyle ciddi sancılar yaşamaktadır.

Burjuva demokrasinin bir biçimi olan temsili demokrasinin meşruiyeti tüm dünyada(Sarı yelekliler,”Bizim seçtiklerimiz bizi temsi etmiyor”) tartışıldığı, bizde de yerel seçimleri sonucu yaşanmakta olanların gösterdiği gibi seçilmişlerin hak ettikleri yetkinin verilmeyişi tartışılır kılmıştır.

             Yerel seçimler sonrasında yaşamakta olanların gösterdiği gibi kapitalizmin insanlığa verebileceği hiçbir şey yok. Yaşam bizi insanlığın umudu, onun mutlu geleceği olan Sosyalizme davet ediyor.



Bu yazı 4243 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI