Birkaç gün sonra önümüze konulan seçim sandığına, karanlığın diktatörlüğün de gideceğiz. Diktatörlüğün başındaki, kâh zabıta memuru, kâh jinekolog, savcı, hâkim… Olarak sesleniyor, emirler yağdırıyor, karanlığın dehlizine doğru yol almak için de baskın seçimle yeni bir yetki talebinde bulundu.

Emek, demokrasi ve özgürlük güçlerinin bu baskın seçimde çok fazla seçeneği yok. Ya karanlığın dehlizine doğru ilerlemelerine yol vereceğiz yâda karanlığa bir mum yakıp özgür bir gelecek için yeni bir başlangıç yapacağız.

AKP iktidarı döneminde On binlerce Kürt siyasetçisi devlet şiddetiyle gözaltına alınıp sorgulanmış, seçilmiş milletvekilleri ve belediye eş başkanları görevden alınmış tutuklanmıştır. Hak özgürlük adalet isteyenler devletin kolluk kuvvetlerince linç edercesine şiddet uygulamaktadır. OHAL koşuları, KHK’lerle “TBMM” devre dışı bırakılmış her şey adeta diktatörün iki dudağı arasından çıkacak talimatlara bırakılmıştır.

 Kürt öz gürlük hareketi ve emek, demokrasi, özgürlükten yana güçlerin ortaklaştığı HDP’nin geçen Haziran seçimlerdeki performansı burjuvaziyi telaş dırmış dır, Kasım seçimlerinde de anti demokratik baraja takılmasını sağlamaya çalışmışlardır. HDP için kapitalist sistem “Türkiye partisi” olun talebiyle bir misyon önüne koymak istemiştir. Bu misyon sisteme monte edilmiş, emek ve demokrasi güçlerinden uzaklaşmış liberal, reformist( eh CHP benzeri, azıcık onun üstünde bir parti) olmasını İstemiştir. HDP’den bu talep’e cevap; eşit, özgür dünya için… Olunca baraj altında bırakılması için her türlü şiddet, baskı ve gözaltılar, tutuklamalar yaşanmıştır. Bilindiği gibi binlerce HDP üyesinin ve eş başkanları ve miletvekilleri tutuklanmıştır

İşte bu koşullarda 24 Haziranda baskın seçime gidiyoruz. Ne yazıktır ki emekten, demokrasi ve özgürlükten yan olan tüm güçlerin çok fazlada seçeneği yok.

Halkların Demokrasi Partisi (HDP)le kol kola omuz omuza özgür bir gelecekten yana olan tüm siyasi ve sivil inisiyatifler birlikte karanlığa bir mum yakıp yaşanası bir ülke için yeni bir başlangıç yapabiliriz.

Karanlığın diktatörlüğü nün geleceği HDP barajı aşıp aydın bir gelecek için bir mum yakıp yakamamasına bağlı. Kürt coğrafyasındaki HDP’nin yüzde 70'lere varan seçmen iradesinin seçim sisteminin azizliği gereği kendi hanesine yazılmasını sağlamak için saldırı, linç girişimleri, provokatik (Surç’taki yaşananlar )eylemlerine başvuruyor.

Sol(Emek, özgürlük ve demokrasiden yana)’seçim sonucunda diktatör devrilse bile ne değişecek, sandığa gidip gitmemek önemli değil mücadele edilmeli’ derken bir başka sol anlayışta ‘bizim göstereceğimiz adayı seçilecek yerden milletvekili adaylığına koyarsanız canla başla çalışırız, kazanırız’ diyen bir yaklaşımda bulundu.

Biliyoruz ki seçim sonrasında karanlığa bir mum yakmakta çok fazla bir şey değişmeyecek ancak mumun loş aydınlığında,”birleşirsek mücadele edersek kazanırız”(ı)bir kez daha tecrübe edeceğiz, yol almamızı kolaylaştıracağı aşikârdır.

Solun Tereddüt, kararsızlığı “sandığa gidip gitmemek neyi değişecek ki?”  “Rejim başkanlık sistemini bize oylatarak meşruiyet kazandırmak istiyor, as olan mücadeledir” gibi yaklaşımlar bizlerin yaşam alanlarında temasta bulunduğumuz emekçi halkımızın iradesini Flu hâle getiriyor, bir torba kömüre, bir kap yemek için karanlığın diktatörüne gidip oy vermesini getiriyor. Kısaca tereddüt, kararsızlık, âmâlı, fakatlı yaklaşım sonuç itibarıyla teslimiyeti getiriyor. Sandığa gitmek,irademizi ortaya koymak,sahiplenmek yaşam alanlarındaki mücadelemizi  ötelemez,ertelemez tam da aksine ivme kazandırır.

Sol’un önünde çok fazla seçenek yok. O nedenle âmâsız, fakatsız HDP'nin desteklenilmesi bugünün karanlığında, yarının dehlizinde boğulmamak için sandığa giderek irademizi yansıtalım. Yakacağımızın mumların aydınlattığı alan üzerinden aydınlık geleceğe doğru yol almak için yeni bir başlangıç yaratabiliriz.