Bugun...


Arif Ali CANGI

facebook-paylas
"Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez"
Tarih: 21-03-2016 05:39:00 Güncelleme: 21-03-2016 05:39:00


"Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez" [1]

 

Geçen hafta pazartesi günü Cerattepe'de keşifteydik. 

Cerattepe'yi ve Artvinlilerin yaşamı savunma mücadelesini bir kez daha yazmak istiyorum. 

Artvin'deki maden işletmesinin ve ona karşı Artvinlilerin mücadelesinin 25 yıllık tarihi var. Daha önce mahkemelerce verilen ruhsat iptali kararlarına rağmen, halen 4.406 hektarlık maden ruhsatı mevcut. Bölgede bir süre bakır madeni çıkarılmış, 500 kadar sondaj açılmış. Bu faaliyetler neticesinde bölgedeki kimi su kaynaklarından kırmızı renkli sular akmaya başlamış, bu durumu Prof. Dr. Doğan Kantarcı söyle açıklıyor: "Eğer burada bakır sülfürü aktif hale getirirseniz, sülfürik aside dönüşür ve tüm kaynak sularına ağır metaller karışır."[2] Maden işletme sahasındaki galeri ağzında ve pasa döküm sahasında orman varlığının yok edilmesi neticesinde yer yer toprak kayması gerçekleşmiş. Maden yeniden faaliyete geçerse yaşanacak felaketlerin habercisi niteliğinde görüntüler var.

Şimdilik "kavga", üniteleri ile birlikte toplam 78 hektarlık alanı kapsayan "Cerattepe Bakır Madeni, Kırma Eleme Tesisi ve Teleferik Hattı" projesi üzerinden devam ediyor. Dava da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen 09.06.2015 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu belgesinin iptali davası. Bu davanın reddedilmesi ve işletmenin faaliyete geçmesi halinde ruhsatlı alan içinde yeni izinlerin verileceğini tahmin etmek çok zor değil. Ruhsatlı sahanın adım adım madenciliğe açılması ile bölge yaşanmaz hale gelecek ve Artvin'in taşınması gündeme gelecek.

Şimdilik izin verilmiş projenin Artvin'in su kaynaklarını kirletmesi, orman varlığına ciddi zarar vermesi, heyelanlara yol açması söz konusu. Bu yüzden proje için 2013 yılında verilen ÇED olumlu kararı mahkemece iptal edilmişti. Üstelik öyle böyle bir iptal değil, kararda koyu renkle ve altı çizili olarak "maden faaliyetinin hayata geçirilmesinin, Artvin İli'nin yöre sakinleri açısından yaşam alanı olmaktan çıkacağı" yargısı yazılı. Rize İdare Mahkemesi'nin 24.12.2014 tarihli bu kararına rağmen Efemçukuru'nda olduğu gibi Çevre Bakanlığı'nın 2009/7 sayılı genelgesi gerekçe gösterilerek yapılan revize ÇED ile faaliyete geçilmek isteniyor. 

Teknik değerlendirmeler içeren bilirkişi raporuna dayanan bir yargı kararı varken "genelge"ye dayanılarak yeniden nasıl izin verilir? Bu izin, yargı kararlarının bağlayıcılığı ve normlar hiyerarşisi gibi hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz kurallarına açıkça aykırıdır. Buna rağmen Çevre Bakanlığı, hukuku ve Artvinliler ile yörede yaşayan diğer canlıları yok sayarak AKP'ye yakın Özaltın şirketine ÇED iznini vermiş. Neyse ki Artvin halkının bu hukuk dışı oyuna izin vermeye niyeti yok, 14 Mart'ta yapılan keşif sırasında yollarda toplanan, keşiften sonra soğuğa ve yağmura rağmen meydanı dolduran canlı kalabalık bunu gösterdi. 

Benim favorilerim 92 ve 96 yaşlarındaki Erzade ve Hatice nineydi. Erzade Yalçıntaş'ın "Torunlarımın da yeşil doğada yaşamasını istiyorum. Onun için MADENE HAYIR, DOĞAYA EVET diyorum"[3] sözlerini not etmek istiyorum. O bilge kadınlara, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan'a, meslektaşım Av. Bedrettin Kalın'a, bu mücadeleyi yıllardır sürdüren tüm yaşam savunucularına selam olsun.

Artvinlilerin Cerattepe'yi ve yaşam alanlarını koruma mücadelesi, Türkiye Ekoloji Hareketi için yeni bir umuttur. Bunun için Artvinlilerle dayanışarak planlanan 'alicengiz oyunları'nı bozmalıyız.

***

Onurlu bir davranış görmek istiyoruz

13 Mart Pazar günü Ankara-Kızılay'da, 19 Mart Cumartesi günü İstanbul-İstiklal Caddesi'nde olmak üzere bir hafta içinde iki kez canlı bomba patladı. 

Yaşanan olaylarda ciddi istihbarat ve güvenlik zafiyeti olduğu ortada, bunun hesabını vermesi gereken etkili ve yetkililer hamasi laflarla bizi uyutmaya çalışıyorlar, 'terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor' diyenler de var. Onurlu bir davranış olan istifa hiçbirisinin aklına gelmiyor.

Amacı ne olursa olsun, faili kim olursa olsun sivillerin içinde bomba patlatanlara, planlayanlara, göz yumanlara, onaylayanlara lanet olsun, terörle yaşamaya alışmayacağız, bu yaşananları kanıksamayacağız.

***

Unutmayın

- 21 Mart; baharı ve tabiatın uyanışını şenlik haline getiren Ortadoğu halklarının bayramıdır. Bugün kavganın değil, barışın, kardeşliğin tüm canlıların birlikte yaşayabileceği dünyanın günüdür. Nevruz kutlu olsun, Newroz pîroz be, Newroz pîroz bo, Newroztan pîroz bêt!

- 22 Mart; Dünya Su Günü, insanların ve diğer canlıların yaşaması için zorunlu olan ve aynı zamanda hakkı olan "su"yun günü. Saat 12.00'da Kıbrıs Şehitleri Caddesi Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde kurulacak "Sudan değerli altın mı var?" standını akşama kadar ziyaret edin.

- 24 Mart; Bergama - Ovacık, Çamköy bölgesini atık deposu haline getiren altın madeni 4. atık depolama tesisi projesi için ÇED Halkın katılımı var, saat 14'te Ovacık Köy Kahvehanesi'nde. Sözünüzü söyleyin, sağlıklı çevrede yaşama hakkınıza sahip çıkın. 

[1] Madene karşı direnen Artvinlilerin sloganı

[2] http://www.hurriyet.com.tr/gunlerdir-beklenen-kesif-yapildi-40069871

[3]  



Bu yazı 8237 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI