Bugun...


Hüseyin Çakır

facebook-paylas
Milliyetçiliği/ulusalcılığı yükseltmek çok kolay
Tarih: 27-11-2017 22:25:00 Güncelleme: 27-11-2017 22:25:00


Milliyetçiliği/ulusalcılığı yükseltmek çok kolay

 

Kestirmeden söze girmek gerekirse: 6. Filoya karşı çıkanlarla Kanlı Pazarda devrimcilere karşı 31 Martayaklanmasında olduğu gibi cihat edenler, onların çocukları, torunları ile İttihatçı, Kemalist, laik, cumhuriyetçiler 2017 yılı kasım ayında emperyalizme karşı kol kola girdiler. Ve devletin bekası, devletin bölünmez bütünlüğünü; İslamcılık, milliyetçilik, ulusalcılık, yurtseverlik ve sol, sosyalizmi savunanların bir kesimi antiemperyalizm adına et ve tırnak”oldular.

Herkes antiemperyalizme karşı Rabia (Dört- dört) etrafında toplanmış oldu.

Ulusal çıkar meselesi ne zaman gündeme gelse; I. Dünya Savaşında sosyalistlerin nasıl tutum alması gerektiği tartışması akla gelir. Sosyal demokrat ve sosyalist partilerin, kendi ulus devlet çıkarı için savaşı desteklemeleri karşısında Lenin:  “İşçilerin vatanı ve devleti yoktur, egemenlerin devletinin çıkarı için işçiler ve yoksulların savaşa sürülmesini savunmak cinayettir” diyerek sosyal demokratlarla yollarını ayırır ve Komünist Partisini kurar.

Eski yoldaşların anti emperyalizm adına iktidar ve devletin yanında can hıraş  saf tuttuklarını görünce Lenin’in bu tarihsel tutumu aklıma geliyor. Lenin’in    savaş cinayettir”  sözünün bir benzerini Mustafa Kemal’de şöyle söylemiştir;“Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir”.

Türkiye acayip bir dönem yaşıyor. Çinliler beddua ederken  ilginç zamanlarda yaşayın”  derlermiş. Türkiye hakikaten ilginç zamanlarda yaşıyor. Son 15 yılda olanlar alt alta yazılsa ve bunu uzaylı birisi okusa kesinlikle travma geçirir.

Hangisini yazayım…

Gömlek çıkarmayı mı…

Dön gel bu hasretlik bitsin beyanlarını mı…

Bütün Büyükelçiliklere, konsolosluklara, “Hoca efendi şürekası’na yardımcı olun” resmi yazılarını mı…

Hoca efendi” cemaatinin, vakıflarının, derneklerinin; okul, yurt, üniversite açabilmeleri için bakanlıkların,  valiliklerin, kaymakamlıkların nasıl hebelek oldukları ve resmi yazılarla,  okul, yurt açılışlarına resmi ve  iktidarı temsilen siyasi katılımların  tümü MİT kayıtlarında mutlaka vardır.

Hoca efendi FETÖ oldu bunu geçelim.

Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Casusluk  davalarında kimin ne söylediği kayıtlı..
Reza Zarraba’ın  
hayırsever iş adamı olduğu” sözlerini kimler söylemişse ve ona  “onur madalyasını” kimler takmışsa bunların kayıtları da ortada…

İç politika da bunlar oldu. İçi politikada çıkar için, dış politika kullandı. Dış politikada kavgacılık iç politikaya tahvil edilerek milliyetçilik, ulusalcılık yükseltiliyor.
Kumpastı, oydu buydu,  aldatıldık, gene aldatıldık…

Bütün bunları bir sayfaya  alt alta yazdığımda;  kendimi aptal (abdal değil)  salak yerine konmuş gibi hissediyorum.

Bu memleketin okumuş yazmışlarına, okumamış ama feraset sahibi olanlarına azıcık saygınız olsun.

Gobels propagandasının çağdaşı sağ,- muhafazakâr popülizm karşılık bulabilir; ama bu sürdürülebilir bir aldatma olamaz.

 Siyasal oportünist İslamcılık olmadı, milliyetçi- İslamcılıkla yola devam ederiz, o da olmadı, ulusalcılık, anti emperyalizm ve Atatürkçülükle kervanı yürütürüz zihniyetiyle bu yol devam etmez.

Cumhurbaşkanlığı Sistemini baki kılmak isteyen devlet aklı (evvelleri) AKP ve Erdoğan’ın karizmatik liderliği bu sisteme geçiş için yeterli olmuyor o halde  2019’a kadar,  yeniden Atatürk büstleri dikmek ve mevcut büstleri  temizletme  çalışması yapsalar da  sonuç  parlak görünmüyor.
Ne olduğu belirsiz NATO tatbikatı simülasyonunda Atatürk ve Erdoğan’ın düşman kuvvet olarak belirlenmesi vs. iş magazinselleştiridi, siyasallaştırıldı sonuçta milli mesele ve anti- emperyalizme karşı yekvücut olma haline getirildi. 1921 Anayasa’sında  Kürtler ve Türkler 
eşit kurucu halk”  olarak yer almış  1925 ‘den sonra takke ters dönmüş,  Kürt mürt yok hepimiz et ve tırnak gibi Türk milletiyiz denmiş, sonrasında şeriatın kestiği parmak ( kan can)  meşru olmuş.

Başta TKP olmak üzere,  Türk solunun neredeyse tamamı Kürk ayaklanmalarını-isyanlarını emperyalizmin oyunu, gerici ayaklanma olarak görmüş.

Bu tarihsel antolojiyi şunun için not düştüm. Bugün de Türkiye’nin siyasi ve ideolojik bekası Kürtlerin sınırlarımızın içinde ve dışında nasıl var olacağı ile ilişkilendiriliyor.

Hal böyle olunca sorunu müzakere ederek demokratik yollarla çözmek yerine, milliyetçilik ve de ulusalcılık damarına basarak tek, tek, tek, tek simgesini yücelterek devlet bekasının sürdürüleceği düşünülüyor.

90 yıldan fazla bir sürede Türk kimlikli ulus devleti oluşturulamadı ve en nihayetinde Kürtlerin kimliği devletin her kademesinde ve MHP tarafından bile kabul edildi.

Kişi olarak milli ve yekvücut olma halinden epey çekmiş biriyim. Önce Komünist olduğum için, sonra hem komünist hem de Kürtlerin haklarını savunduğum için, 1980’lerin sonu ve 90’ların ilk yıllarında yazdığım yazılar ve yazı işleri müdürü olduğum dergi ve gazetelerde  Kürt, Kürtler, Kürt halkı”   yazıldığı için,  birçokları gibi onlarca ve yüzlerce yıl hapisle yargılandım.

Şimdi bunları yazmak, söylemek serbest ama Selahattin Demirtaş ve yüzlerce binlerce HDP’li tutuklu veya hapis.

Şimdi 1980’li, ‘90’lı yıllardan daha mı özgürüz?

Kürt siyasetçilerini bu memleket için tehlikeli gören egemen siyasi zihniyet ve devlet aklı, Kürler kardeşimiz;  Ama benim devletçi çizgimi kabul etmeyen Kürt siyasetçiler yüzde yüz oy bile alsalar bu memleketin düşmanı, bölücü”. Bu bölücülük dili ve siyaseti milliyetçiliği besleyen çok güçlü bir damar.  Bu damardan, sağı, solu, milliyetçisi, ulusalcısı, sol ve sosyalisti besleniyor.

Devletin bekasını toplumun çıkarlarının önüne koyanlar,  dış düşman ve emperyalizm tehlikesini harmanlayıp bu memleketin, İslamcısı, muhafazakârı, Kemalist-Laik Cumhuriyetçisi ve sol- sosyalistlerinin önüne öyle kokteyl yapıp koyuyorlar ki: Yoldaşlar, dindaşlar, gardaşlar / kardeşler…  can ciğer kuzu sarması oluyorlar.

İçinden geçtiğimiz siyasal süreçteki siyasal irade, bu memleketi ve küresel dünyanın parçası olan bu memleketin insanlarını dinle, olmadı Post-  Atatürkçülükle arkaileştirmeye çalışıyor.

Ayıptır günahtır, vazgeçin bu toplum mühendisliği ideolojik sevdanızdan. Torunlarınızla biraz daha fazla vakit geçirseniz, sizin zihin dünyanızdaki toplum ve bireyin bu dünyada karşılığının olmadığını göreceksiniz.

Milliyetçiliği o veya bu nedenle tırmandırmak bu memlekette bir arada yaşama özgürlüğünün ve barışının altına dinamit koymaktır.



Bu yazı 2154 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI