Siyasal hayata liberaller tarafından monte edilen Empati kavramı son dönemde toplumsal sorunları çözmek için her derde deva gibi sunulmaktadır.Zaman zaman kimi,sol sosyalistlerinde dikkat etmeden kullandığı dillere pelesenk olan bu kavramın toplumsal mücadelede karşılığı nedir? Sorusunu irdelemek bu eksende bir tartışma yapmak kaçınılmaz gibi görünmektedir.
Sözcük anlamı açısından empati (Eşduyum) kavramının genel geçer tanımı bulunmamaktadır. Kaynaklar empatinin tam olarak ne ifade ettiği ile ilgili değişik bilgiler sunmaktadır.Fakat kısaca özetlemek gerekirse: Empati bir kişinin kendisini duygu ve düşüncelerinden soyutlayarak bir başkasının inançlarını, arzularını ve özellikle duygularının farkına vara bilme ve anlaya bilmek yeteneğidir. Bir başka ifade ile ,kendini karşındaki ile özdeşleştirmektir.
Kavram esas olarak iki insan arasında geçebilecek bir ilişkiden söz etmektedir. Ancak İki insan arasında bile böylesine bir iletişimin gerçekleşeceği var sayımının mutlak doğru olduğu tartışmalıdır. Zira bir erkeğin hamile bir kadının karnında bebek olmaya namzet ceninle kurduğu duygusal bağı nasıl kurabilir? Ya da hamile kadının doğum sancılarının acısını nasıl his edebilir. Hiç tanımadığı duyguları ve acıları yaşayan kişi ile empati kurmak onu olduğu gibi his etmek mümkün gibi görünmemektedir.
Geriye kalan seçenek ise, empati kuracak kişinin tanıdığı duygu ve acılar içinde olan kişi ile eşduyum kurabilme olsasılığıdır. Onunda sorun çözmek için bir anlam ifade edeceğini idea etmek istisnaları dışarıda tutarak kabul etmek adeta imkansızdır. Etki alanı kendinden menkul ve belirsiz olan bu kavaramı ,liberal anlayış sahipleri, bütün toplumsal çelişkilerin çözümünde kullanılması mümkün bir yöntem olarak ileri sürmektedir. Yani bütün sorunların kilidini açan bir maymuncuk işlevi yüklemektedirler.
Kavramı baz alarak konuya yaklaşacak olursak, toplumsal çelişkileri çözmede insan merkezli bir yaklaşımın ötesinde muktedirin mazlumun duygusuna girmesi ve onu anlaması gibi faşizan bir anlayışın olduğunu görmek mümkündür. Zira mazlumun muktedir ile duygudaşlık kurması ne gerekli ne de anlamlıdır, hata böylesi bir duygudaşlık kurma isteği bile verili sistemin bu günü ve geleceği açısından son derece sakıncalıdır demek mümkündür.
Kavram aynı zamanda toplumsal mücadelenin inkarını içkin kılmaktadır. Çünkü, empeti yeteneğine sahip olan ezen muktedirlerin,ezilenler ile kurdukları duygudaşlık ile onları anlama ve onlar için en iyisine karar vermeye yetisine sahiptir, şeklinde bir ideolojik yaklaşımı içkin kılmaktadır.
Sınıf Mücadelesi Yerine Emapti
İnsanlık tarihi sınıfların mücadele tarihidir. Sınıfların kendi arasında sürdürdükleri çıkar mücadelesi insanlık tarihinin biçimlenmesin de tayın edici role sahiptir. Empati sınıf savaşlarını ustaca sinsilikle bir tarafa atarak onun yerine Duygudaşlığı ikame etmektedir.Bir an için bunun sosyolojik karşılığı yoktur demek mümkündür? Ancak Neo Liberal ekonomik politikaların egemen olduğu dünyamızda etki alanının yok olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Bu etki alanının azaltmak giderek yok etmek için bu kavramları deşifre etmek kaçınılmaz gibi görünmektedir.
Şimdi yakın tarihimizden birkaç örnekle kavramı irdelemeye devam edelim Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan madden cinayetinde iki taraf vardı,Birinci taraf madende hayatını kayıp eden emekçiler , ikinci taraf maden sahibi ve onun siyasal temsilcisi konumunki iktidar. Kısaca cinayet sonrası yaşananlara göz atarsak yaşananları şöyle özetlemek mümkündür. Maden sahibi bütün “güvenlik önlemlerini aldığını buna karşın kazanın vuku bulduğunu , kendisinin de yaşananlardan çok zarar etiğini” anlatı.
Siyasi temsilcisi bugün Cumhurbaşkanı, o tarihlerde başbakan olan Erdoğan “ölüm madencinin fıtratın da var” diyerek sorunun abartılacak bir yanının olmadığı altını çizmiştir.
Cinayete kurban giden emekçiler ise “aç kalmamak için yaşam odası dahil hiç bir güvenlik tedbirinin olmadığı koşullarda çalışmak zorunda olduklarını” anlatılar.
Antagonist karşıtlık gösteren bu iki yaklaşım orta yerde duruyor iken, hiç açlık duygusu ,mecburiyet kavramını tanımamış, tanısa da sınıf atlayarak ondan kurtulmuş birinin iş cinayetine kurban gitmiş emekçi ile empati kurması beklenmez. Zira o cinayetlere neden olan güvenliksiz ortam maden sahibi için az masraf çok kar anlamındadır. Bir başka ifade ile sermaye sınıfının temel yaklaşımı çok kardır. Çok kar içinde emekçinin kanıda vardı var olacaktır bu işin doğasına aykırılık içermiyor. Diğer taraftan, sermayenin siyasal temsilcisi iktidarın “işin fıtratında vardır” demesi kimden oy aldığının değil kimin temsilcisi olduğunun tescilidir. Zaten kapitalist sistem de iktidarın görevi bütün devletin aparatları ile sermayenin çıkar ve karını korumakta n başka bir şey değildir.
Gerek sermaye sahibi, gerekse onun siyasal temsilcisi iktidarın kendi sistemin bekası için ezilenlerle kurdukları ve/veya kuracakları ilişki “ben zarar ettim” ve” ölüm işim fıtratında var” yollu rasyonel alakadarlığın ötesine gidemez. Empatileri de eşduyumlarıda bundan ileriye gitmez.Geride bize Liberallerin hikayeleri kalır.
Devamı |
Havar, Ey Hawar, Hawara Şengal - 27/08/2014 |
Havar, Ey Hawar, Hawara Şengal - 27/08/2014 |
Cumhur Başkanlığı Seçimleri ve Bir Başarı Öyküsü - 15/08/2014 |
Kemalist Paradigmaya Karşı Esirlikten Cumhurbaşkanlığı Adaylığına - 20/07/2014 |
IŞİD’ın Musul'u Ele Geçirmesi ve Kürdistan Realitesi - 28/06/2014 |
Kongreye Giderken HDP Üzerine Düşünmek - 26/06/2014 |
Tanıklıklarım Lice, Musul ve Bayrak - 17/06/2014 |
Muhalif Bir Dinamik Olarak Göçmenlik - 27/05/2014 |
Rojava’da Yeni İttifaklar ve IŞİD - 30/04/2014 |
Dağlarında Bahar, Şehirleri Hazan, Başura Kürdistan-2 - 20/04/2014 |
Dağlarında Bahar, Şehirleri Hazan, Başura Kürdistan-1 - 20/04/2014 |
Filler ve Çimenler - 03/04/2014 |
Otoriterleşen Türkiye’de Kürtler Özgürleşebilir mi? - 03/03/2014 |
Rojava'ya bakmak - 03/03/2014 |
“Onursuz yaşamaktansa onurlu ölmeyi tercih ederim” - 03/03/2014 |
Gezi’nin İzinde Değirmenlere Saldıran Donkişotlar! - 02/12/2013 |
TKDP’nin Kurulması Ya da Kürt Siyasalının Evrimi! - 02/12/2013 |
BÜYÜK İZDİVACIN GİRDİLERİ - 20/11/2013 |
AKP ile KDP’nin siyasal izdivacı mı? - 15/11/2013 |
Emperyalist Egemenlik Savaşının Hedefindeki Ülke! - 12/10/2013 |
Rojava’da İnsanlık Kazanacak! - 22/09/2013 |
AKP’nin Rojava’da Yeni Stratejisi - 16/09/2013 |
Başlamadan, Tıkanan Barış Süreci - 11/09/2013 |
Barış yada Kırmak istenilen El, Susturulmak istenen Dil - 26/08/2013 |
Darbe, Mısır , Rojava, Gezi - 19/08/2013 |
Gladyo'yu Aklayan Dava - 14/08/2013 |
Rojava Kürdistanı’nında Malumun İlanı - 06/08/2013 |
Kürtlerde, Brakuji (Kardeşin Kardeşi Öldürmesi) - 06/08/2013 |
Özerk Rojava (Batı) Kürdistan - 28/07/2013 |
Gezi; Başkaldırıyı Yeni Bir Tarzla Gerçekleştirmenin Adıdır - 20/07/2013 |
Sallanan tren gidiyor mu? - 15/07/2013 |
Kürtlerin Talebi; Demokratik ülke, Özgür Halklardır. - 01/04/2013 |
EFSANEDEN GERÇEĞE NEWROZ - 25/03/2013 |
Kapitalizm, Sömürü ve Barbarlıktır! - 13/03/2013 |
Irkçı Söylemin Esareti - 10/02/2013 |
Jı Bo Te Buradayız Ahparig* - 22/01/2013 |
Barış Gidecek Yol - 22/01/2013 |
‘‘Antep, Paris Fay hattı’’ - 22/01/2013 |
Enternasyonalizm ve Ulus - 09/12/2012 |
Lütfen, Bir Daha Tutsi Olmayacağım! - 01/12/2012 |
Ölüm Orucuna Karşı İzlenen Hacı Yatmaz Siyaseti - 10/11/2012 |
El Değiştiren Vesayetin Dış Politikasında Kürt Gerçeğinin Tayin Edici Etkisi - 25/09/2012 |
El Değiştiren Vesayetin Dış Politikasında Kürt Gerçeğinin Tayin Edici Etkisi - 25/09/2012 |
Sosyalizm Mücadelesi, Olimpiyatlar, Engelli Koşu ve Halimiz! - 23/08/2012 |
Ezilenlerin Özgürleşmesi, Kendi Mücadelelerinin Eseri Olacaktır! - 11/08/2012 |
Türkiye’nin En Uzun Sınır Komşusu Özerk Kürdisanlar! - 11/08/2012 |
Esaretin ve Direnişin Başkenti ( Paytextı) Diyarbakır (Amed) - 11/08/2012 |
Tek Parti Tek Cephe - 11/08/2012 |
Dövüşenler Ölenlerin Tutmaz Yasını - 11/08/2012 |
Sol İçi Şiddet - 25/05/2012 |
1 Mayıs 77 Ve Bir Kanguru Hikayesi - 17/05/2012 |
1 Mayıs’ın (Yek Gülan) göstterdikleri - 12/05/2012 |
Bakırköy’ü Kızıla Boyadılar - 29/04/2012 |
Resmi Tarih ve Avcı Hikayesi - 29/04/2012 |
AKP’nin Yeni Kürt Stratejisi ve Newroz - 11/04/2012 |
Kürt Sorununda Barış Olanakları Ve Dinamikleri - 11/04/2012 |
Kürt Gerçeğinin Bölgesel Boyutu, Sosyalist Sol ve Kola Turka Liberalizmi…3 - 06/03/2012 |
Hileli/İleri Demokraside İnsan Manzaraları! - 06/03/2012 |
Ben Devletim Suç İşlerim! - 22/02/2012 |
Kürt Gerçeğinin Bölgesel Boyutu, Sosyalist Sol ve Kola Turka Liberalizmi…Sosyalist Sol - 07/02/2012 |
Irkçılığa İnat, Kardeşimsin Hırant - 26/01/2012 |
Kürt Gerçeğinin Bölgesel Boyutu, Sosyalist Sol ve Kola Turka Liberalizmi… - 11/01/2012 |
Kolcu, Kaçakçı - 11/01/2012 |
İleri Değil, Hileli Demokrasi - 03/12/2011 |
SavaşSeviciliğine İnat Barış Hemen Şimdi - 28/10/2011 |
Düzenin Güneşi Batıkça Yalanların Gölgesi Uzamakta - 21/10/2011 |
Kürtlerin Son Tangosu AKP İle… - 15/08/2011 |
İzlediğimiz Filimler, Okuduğumuz Romanlar - 26/07/2011 |
Ulus Devlet ve Yıkıcı Yaratıcılık - 20/06/2011 |
Ulus Devlet Ve Sürekli Yeniden İskân - 20/06/2011 |
Rengi Hewalan Ketiyı Lü Has Bahçı Has Bahçe’ye Arkadaşların Renkleri Düştü - 06/06/2011 |
Yönümüzü Tayın Ederken, Değişeni Anlamak - 22/05/2011 |
Kürt Sorunu Kısa Tarihi ve Çözüm yolları-9 - 14/04/2011 |
Kürt Sorunu Ve Çözün Yolları-8 - 21/02/2011 |
Türkiye’nin Demokratikleşmesi, Kürtlerin Özgürleşmesi ile Mükündür. - 01/02/2011 |
Unutmak Yok Olmanın Adıdır. Anlıyor musun? - 24/01/2011 |
12 Eylül’ün karanlık tüneline giren Türkiye - 14/01/2011 |
Tankların Paletlerinde Filizlenen Kardelenler - 14/01/2011 |
Sizinle Devrim Yapabilir miyiz? - 14/01/2011 |
Kürt Halkı: Küllerinden Dirilen Bir Ulus - 14/01/2011 |
Cumhuriyet Dönemi Kürt İsyanları - 07/01/2011 |
Kürt Sorununun Tarihi ve Çözüm Yolları (I) - 06/01/2011 |
|