Bugun...


Menaf Arslan

facebook-paylas
BARIŞIN SAĞLANMASI İÇİN DİYARBAKIR'DA 10 MİLYON İNSAN NEDEN TOPLANMASIN
Tarih: 27-09-2016 03:11:00 Güncelleme: 27-09-2016 03:11:00


                                                                                                 

 
Yazımın başlığında belirttiğim gibi,  bu sadece bir iyi niyet duygusundan öteye geçemez(!), düşüncelerle algılansa da; doğrusu içinde bulunduğumuz süreç itibari ile, istemim ve dileğim her ne kadar mümkün olarak görünmese de, aslında en kaoitik ve zor durumlarda, umutların tükendiği ve  genel anlamda karamsarlık havanın  hakim olduğu dönemlerde, topyekün bir şekilde radikal eylemlerle karşı duruş sergilenerek,  kötüye giden gidişata dur denilebilir ve  olumsuzlukları olumluya dönüştürebilir. 
Kuşkusuz tüm bu olgular imkansız olarak da görülmemelidir!
Çünkü.....
Başarıya kilitlenmiş bir halk hareketi önüne ne kadar barikatlar, badireler oluşturulsa da, azim ve kararlılıkla büyük bir direniş sergilendiği taktirde, tüm zorluklar aşılır. 
Dolayısıyla, hepimizi derinden etkileyen, yürekleri dağlayan, geleceğimizi zifiri karanlığa doğru  götüren ve  hergün can kaybı ile sürüp giden savaşa karşı sadece seyirci kalacak halimiz yok ya!
Hayatımızdan birçok şeyleri de alıp götüren, soyup soğana çevrilmiş "Memleketi"de AK(saray)P'nin egolarına  asla kurban edilmemelidir. 
Bunun için, hiç bir bireyin hayati güvencesi kalmayan Türkiye ve Kürdistan'da özgürce, hürce yaşanabilecek yeni bir hayata yeniden başlamak mümkündür.
 ***
Türkiye'yi yöneten "yöneticilerin" diktatöryal baskıları bitmek  nedir bilmiyor. Ve   "Memleketi" daha fazla felakete doğru hızla götürmeye  devam eden AK(saray)P faşizmine  karşı,  halk(lar) dan doğrusu yeteri kadar seste çıkmıyor.  
Bu sebeple bu can alıcı hususu vurgulamadan geçemeyeceğim! 
Çok vahim aşamaya gelen AK(saray)P'nin baskı ve zülümlerine  karşı: 
Hele  o, bu, şu tepkisini göstersinde(!) sonra bir duruma bakarız;  beklentisi içerisine girmiş olanlar, bu ruh hallerinden derhal kurtulmaları gerekir.  
Bilindiği üzere:
T.C sömürgeci devleti, Kürdistan üzerinde yürüttüğü katliam politikalarını 100 yıldır sürdürmektedir. Kısasa kısas, niyet ve amaçları Kürdistan'ı sömürgeleştirme statüsünden hiç çıkarmamaktır. 
Kürdlerde, yıllardır  bu makus tarihi değiştirmek için direniş mücadelelerini sürdürmektedir.  
Kürdler, tarih boyunca büyük bedeller ödemekten bugüne dek hiç geri kalmadı. Kürdlerin elde ettikleri kazanımlara karşı; ceberrut devlet tahammülsüzlüğünü din simsarlığı yaparak, yalan dolan politikalarını uygulayarak, sivil savunmasız insanları pervasızca katlederek göstermiştir. 
Bu gerçekliğin somut kanıtı:
Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da gerçekleşen 7.Haziran ve 1 Kasım 2016 genel seçimlerinde  sandığa yansıyan sonucu hazmedemeyen, barış müzakere masasını deviren   AK(saray)P faşizmi, gerçek manada nasıl bir barbar mentaliteye sahip olduğunu: 
Varto, Silvan, Sur, Cizre, Nusaybin, Silopi, Yüksekova, Şırnak, Derik vd. ilçeleri yakıp-yıkıp yerle bir ederek, yüzbinlerce insanları göçe zorlayarak,  bodrumlarda insanları canlı-canlı yakarak gösterdi. 
Kuzey Kürdistan'da bu katliamları gerçekleştiren AK(saray)P faşizmine karşı, üç maymunları oynayıp suskunluğa bürünerek, bu zalimlerin zülümüne karşı seyirci kalmak hangi vicdana sığar? 
T.C.devleti ezelden beri, Anadolu insanın gözlerini KÜRDLERE yapılan katliamlarla korkutmuş, kabuğuna çektirtmiş ve bu şekilde kendisini yaşatarak hakimiyetini sürdürmeye çalışmıştır.   
Peki, bu kabuğa çekilmek nereye kadar sürecek?
Dolayısıyla:
Bu berhava beklentiye girilmiş durumdan kurtulamayan halklar,  aleyhlerine işleyen bu cendereye karşı harekete geçmedikleri taktirde, sıra  bugün suskunluklarını bozmayanlara da   gelecektir. 
Süren bu sessizlik; haliyle bugün onlarca, yarın yüzlerce, yarınlarda binlerce insanların kaybına, toplumsal büyük travmalara, halkın hür iradesiyle elde edilen  daha birçok kazanımları gasp edilmeye sebebiyet doğuracaktır.  
Daha açık bir dille ifade edilirse, yeterli ölçüde tepkiler oluşmadığı taktirde, daha büyük felaketlere zemin hazırlamaya yol açacaktır.
Çünkü:
Bariz bir şekilde görülüyor -ki hiç çekinmeden ırkçı, şoven histerisini frenlemeyen, muhalif olan her kesimi tehdit etmeye devam eden  AK(saray)P'nin faşizmine karşı, ortak hareket edilmezse, herkes zarar görecek ve  yarın çok geç oldu demeye bile  luzüm kalmayacaktır. 
Çok ilginçtir ki:
Birçok Kürd siyasetçi ve demokrat'ların sözlü, yazılı olarak "Türkiye'de demokrasi güçleri....." açıklamalarını duyup, okuduğumda, doğrusu bu soru kafama takılıyor:
Gerçekten "Türkiye'de demokrasi güçleri" var mı? 
Varsa, nerdedirler?
Nihayetinde demokrat, özgürlükçü, demokrasi taraftarları olan tüm kesimlere karşı  amansız, acımasız  bir savaş yürüten mevcut devlet mekanizması; Özünde Kürdlere karşı sürdürdükleri soykırım savaşı,  bugün muhalif olan her kesimden olanları da tehdit altına almış durumdayken, "demokrasi güçleri" neden harekete geçmiyorlar? 
Tehlike boyutunun farkına varamayanlar bu gaflet uykusundan bir an evvel uyanmalıdır!
Bugün AK(saray)P faşizmi, Kürde ait olan  tüm canlı-cansız nesnelerine karşı ırkçı bir politika yürüterek, Kürdleri katlederek, Kürdistan coğrafyasını tümüyle yakıp yıkarak yok etmek istiyor!  
Halkın Belediyelerine "kayyum" atamaları, "11.500 Kürd kökenli Öğretmenleri" açığa almaları, Kürd kökenli işçi ve emekçilerine karşı süren ırkçılık saldırıları, benzinle insanları yakmaları, Kürdlere hiçbir yerde yaşama hakkı tanımıyan bu faşist devlete karşı mücadele etmek, doğrusu hepimiz için  bir görevdir ve fazilettir. 
Dolayısıyla, Anadolu ve Kürd halkları AK(saray)P'nin faşizmine karşı ortak hareket etmeleri gerekmektedir. 
Bu hakikatı unutmayalım: 
Eğer meydanlar dolar ve savaşın bitmesi için direnilirse, hürce ve görce barış için haykırılırsa,  emin olun  dağlar da artık ölümler yaşanmaz! 
Yıllarca dile getirilen bu "Bin yıllık Kardeşlik" olgusu bugüne dek özüne yakışır bir manada kardeşliği sağlayamadı.  Madem ortak bir yaşam dile getiriliyorsa, o zaman bunun gerekliliklerini (sözde kalmaması ümidiyle) hep birlikte hareket ederek yaşamaya geçirilmelidir.  
O halde....
Kürd ve Türk'ün yaşadığı "780 Bin km"  coğrafyasında net ve gerçek bir barışın sağlanması için: 
Tüm Akademisyenler, Aydınlar, Gazeticiler, Sanatçılar, Feministler, Sendikacılar, İşçi ve Emekçiler, Öğrenciler, bir bütünüyle köylüsü, şehirlisi, tüm Emek ve Demokrasi güçleri'nin DİYARBAKIR'DA  BARIŞIN SAĞLANMASI İÇİN 10 MİLYON İNSAN NEDEN TOPLANMASIN !!! 
 


Bu yazı 2512 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI