Kürd Halk Önderi Sayın Abdullah  ÖCALAN'IN İmralı adasında ağır tecrit koşulları altında tutulmasına ve haber alınamamasından kaynaklanan "endişeler" doğrusu insanı kayılı olmaya itiyor. 

 

Çünkü çok iyi biliniyor -ki: 

 

Birbirinden ayırt edilemez olan, Önderliğe bağlılık özgür yarınlara bağlılık formülü ile bir halk  ancak   özgür kılanabilir. 

 

Dolayısıyla başta Kürdler olmak üzere, özgürlükçü- çoğulcu demokrasiye inanmış bütün kesimlerin ortak bir dille, bir an evvel Sayın ÖCALAN'LA ivedilikle görüşülmesine ilişkin istem/talep'lerini dile getirmiş olsalarda, "AKP ve saray'ın" savaşta ısrar ettiği barışa neden yaklaşmadığı çok iyi anlaşılması gerekiyor.   

 

Kuşkusuz:

 

Barış, Türkiye'ye kazandıracak "AKP ve saray'a"  kaybettirecek gerçekliği "savaşta nemalanan" kompradorcular çok iyi bilmektedir!

 

Bu hakikât ile:

 

Kürd halkı'nın direniş yıldırımına çarpılan, biat etmeyi kendisine hüner olarak kabul gören  "güzide" Türk Başbakan'ı Binali Yıldırım "Ya istiklal ya ölüm" nidaları atarken, barıştan neden korktukları anlaşılmıyor değil. 

 

Türkiye halkları bu gerçekliği görmekle yetinmeyerek, en doğal olan tepkilerini gösterip bu savaş tamtamcılara karşı kafalarını kumdan çıkarmaları: Mazlum halkın evlatlarını tabutlara, kendi çocuklarına da gemi(cik)leri reva görenlere karşı "kadercilği" oynamaktan artık vazgeçmeleri gerekiyor. 

Kürd çocukları bedenleri bombalarla paramparça olurken, pişkin-pişkin sırıtarak poz vermekten haz duyan Bilal Erdoğan ve  Japon Sumo güreşçileri arartmayan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım'a gökten yıldırım çarpar gibi servet  indirilmedi ya?

 

Çok iyi anlaşılıyor -ki: 

 

Türkiye'de her kim "milliyetçi nidalarla nutuk atıyorsa"  sonra  en büyük hırsızlık yapan kişi olarak ortaya çıkıyorlar. 

Hırsızlar, çalıp çırptıkları malları kaybetmemek için her yerde kaos yaratırlar. Daha sonra "Memleket" kan revan haline dönüşmüş, açlık sefalat, iflas etmeler boy göstermiş, cinayetler, intihar, boşanmalar, cin geçirme vs. vakalar baş göstermiş umurlarında mı sanki? 

 

Bunun için varsa yoksa, halkların "haramilere , bezirgancılara, din simsarcılara mafya maskotçulara karşı" bir çatı altında birleşip sus-pusluklarını bir an evvel bozmaları gerekmektedir.

Türkiye ve halkları'na "...ayakkabı kutucuklarına sığdırılmayan Euro/Dolar'la servetlerine servet katan, Singapur'da kumar masasında zar atan kişilerin babalarına" ihtiyacı yoktur.   

 

***

Anadolu halkların bileşkesi Kürd Halk Önderi Abdullah ÖCALAN'a yönelik neden tecrit uygulandığı gerçekliği bilince çıkarılmadıkça, sömürgeci-faşist zihniyet Türkiye'de egemenliğini sürdürmeye devam ederek, halkların geleceğini karartmaya devam edecektir. 

 

Dolayısıyla: 

 

Kürd Halk Önderi Sayın ÖCALAN'DAN 5 NİSAN 2015 Tarihinden bugüne dek hiç bir haber alınamaması, yanısıra (15 Temmuz 2016) Türkiye'de yaşanan "askeri darbe girişimi" akşamında ve şu anda Yunanistan'da "iltica eden bir grup askerlerin" bizati yer aldıkları, İmralı Adası'nda müdahalede bulundukları haberleri  ardından Kürdler arasında infial yaratmış oldu.  

Ortadoğu ve Anadolu'da barışın hükmetmesini sağlayacak tek bir gerçeklik var -ki kuşkusuz, O' da Sayın Abdullah ÖCALAN'IN özgürlüğüyle hayat bulmasıdır. 

İster istenilsin, ister istenilmesin - ister bilinsin, ister bilinmesin - ister kabul edilsin, ister kabul edilmesin:

Hakikât ve gerçeklik hiç bir engelin karşısında aciz bir konuma düşerek ilkelerinden vazgeçmemiştir. 

 

Kürd Halkı da Özgürlüğünden asla vazgeçmeyecektir.

 

Nasıl -ki:

 

Kürd Özgürlük Hareketi 1980-2 AMED ZİNDAN DİRENİŞİ ile "askeri cuntacılara nasıl kaybettirdiyse": Bugün (05.09.2016) itibari ile "50 Kürd siyasetçinin bugün Amed'de başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi" ile start alınan BÜYÜK DİRENİŞ ile "Saray ve AKP" ye de  kaybettirecektir.

 

Hatırlatalım:

 

KÜRDLER  DOĞAN, PİR, DURMUŞ'LARIN DİRENİŞ GELENEĞİYLE, MAKUS TARİHE İLK KURŞUNU SIKAN AGİT'LERİN İZCİLİĞİYLE ÇİYAGERLEŞİP,  TUNÇ'LAŞARAK ÇELİKLEŞTİ !!!