Bugun...


Menaf Arslan

facebook-paylas
ROJAVA'NIN DEVRİMİ ORTADOĞU'DA BARIŞIN TEMİNATIDIR.
Tarih: 24-07-2015 04:43:00 Güncelleme: 24-07-2015 04:43:00


ROJAVA'NIN DEVRİMİ ORTADOĞU'DA BARIŞIN TEMİNATIDIR. 

Eğer Anadolu ve Ortadoğu halkları özgürlüğü, Kürdlerin özgürlüğü yolundan geçiyorsa ve bu gerçeklik günümüz itibari ile tüm çıplaklığıyla ve elzemliğiyle kendini dayatıyorsa, o zaman Kürdlere destek sunmak başlı başına bir insanlık görevidir. Ve bu insanlık görevinde yer/rol almak, doğrusu hepimizin görevi olması gerekir. Gerekir, çünkü memleketimizde korkulanlar gerçek olmaya başladı! 
Geçmiş tarihlerde sözleri hala zinde olan Emekçi ve Mazlum Halklara canı pahasına öderlik yapan İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş gibi liderler, dönemlerinde bu gerçekliği canı pahasına dile getirmişlerdi: 
"Kürdler özgür olmadan Türkler özgür olamaz" demişlerdi. 
Kuşkusuz bu hakikat bugün herkesi derinden etkileyerek sürmektedir. Türkiye halklarına kalmamış acıları yaşatmak hangi "anayasanın kaçıncı maddesinde yazılıdır ki" yüz yıldır entrikalarla Anadolu ve Kürdistan halkları "kansızların" politikalarına kurban ettirilmeye devam ediliyor. 
Oysa -ki yıllarca süren kangreleşmiş sorunlar çözülecek, herkes barış ve demokrasi içerisinde yaşayacak, yanısıra "gerek iç ve dış politikalar sıfır problem" derecesine getirileceğe dair vaatler verilmişti. Fakat sıfır rakamından anladıkları, sadece Türk Lirasından altı sıfır atmak oldu, öbür türlü hem iç, hem dış politikalar Türkiye'yi her açıdan gerileterek kısır döngü politikalara döndürmüş durumda. 
Üstelik, hani "komşu da ne pişerse bize de düşer" misali, yaşanan tehlike dalgalarına karşı yapılan her türlü uyarılara kimse kulak vermedi, alınması gereken tedbirler de gözardı edildi. 
*** 
İnsanlıktan nasibini almayanlar her türlü fidanlara kıyarlar (!) 
Ormanlardaki fidanları cayır cayır yakarlar, 32 genç CAN FİDANLARIN bedenlerini bombalarla paramparça ederler! 
Ve bunu da "bedeli ne olursa olsun, yanıbaşımızda kurulacak bir oluşuma asla izin vermeyeceğiz" açıklamayı yapanların emirleri ile "her türlü canlıyı yok ederek" tek-tek yerine getirilerek yapılıyor(!) 
Niçin ve kimin uğruna? 
Bu soruyu bu memlekette sormak, adama "terörist ve hain" damgası vurmaya yeterlidir. Ancak masum insanları vahşice katledenleri ortaya çıkarmayı her nedense hiç düşünmüyorlar! Düşünmüyorlar mı, yoksa istemiyorlar mı? 
Doğrusu, suçlular her ne kadar suçluysa bu suçluluk duygusu içerisinde özünde hepimizin suçu da var. Var, çünkü hepimizin vurdumduymazlığı ve aymazlığı bizleri bu hale getirmiş durumda. 
7 Haziran genel seçim öncesinde kim, kime ne dedi, ne yaptı tümüyle biliniyor. Fazla soru sormanın hiç gereği yok, çünkü herkes herşeyi biliyor ama ne hikmettir, kimse bu bombalı saldıraları yapanların üzerine gitmiyor! Canlarımızı, gençlerimiz vahşice katlediliyor ve failler "belli" olmasına rağmen, neden adreslerine baskın düzenlenip yakalanmıyor neden adalet karşısına çıkarıp yargılamıyorlar? 
AKP Hükümeti "İŞ-İT" çetelerine her türlü silah yardımı yaptığına dair somut belgelerle ispatlanmasına rağmen "hukuk" bu olaya karşı işlevsiz kalıyorsa, o zaman kimse Türkiye'de adaletten söz etmesin. Bu adaletsizlik yaşanıyorsa demek ki bunun arkasında başka hesaplar vardır, demektir! Aleni bir şekilde belirtmek gerekir: Kimin ne hesabı varsa, hiç bir hesap HALKLARIN özgürlük hesapları kadar elzem değildir. 
*** 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti "Kürd inkar ve imha politikaları" yüzünden bu hale geldi. 
Türkiye her şeyden önce ivedilikle gerek iç ve dış politikaların tümünü değiştirerek, gerçek manada demokratikleşecek adımları atacak, halklarıyla barışacak, eşit, çoğulculuk bir anayasa düzenleyerek, yıllardır süren ve bugüne dek çözüm bekleyen sorunlara kalıcı çözümler getirmelidir. Fikirlerim, her ne kadar iyi niyet beyanı olarak kabul görünse de, emin olun bizim başka seçeneğimiz kalmadı. Çünkü üstünlük sağlamak için herkes her şeyi denedi, ancak hiç kimse bir başkasına sadece kendi üstünlüğünü sağlayamadı ve sağlayamayacak da. 
Bilindiği üzere Kuzey Kürdistan'da 30 yılı aşkındır süren bir savaş var. Ve bu savaş, bugün herkese büyük kaybettiriyor. Her açıdan yaraları kabuk tutmayan yaralar açtırıyor ve acıları yaşattırıyor. Ve bu şekilde devam ederse, kökten herkes her şeyini kaybetmekle yüz yüze kalacak. Dolayısıyla Suruç'ta son yaşanan korkunç olaylara karşı, herkes duygularını bastırarak mantığıyla hareket edip aklı selim ile olaylara yaklaşmalı ve var olan sorunlara çözüm konusunda büyük bir rol oynamalıdır. 
Bu gerçekliği asla göz ardı etmemek gerekir: 
En zor yaşanan anlarda bile sağduyumuzu kaybetmememiz gerekir. İster kabul edelim, etmeyelim, ancak bazı hakikatlar var ki onlardan bir tanesi de kuşkusuz "İnsanın olgunlaşması için mutlaka acılarla yoğrulması gerekir" gerçekliğidir. 
Peki, ne yapılmalı? 
Ayak diretici anlayışı terk ederek: İvedilikle yapılması gereken ilk şey "Dolmabahçe Mutabakatını elinin tersi ile rededenler" tekrar Kürd Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeleri başlatmalı ve hiç zaman kaybetmeden var olan sorunlara kalıcı çözümler sağlanmalıdır. Yapılacak görüşmeler kesinlikle eski tarzla oyalama, zaman kazanmak niyetiyle olmamalıdır.

 Özellikle HDP barajı aşarak meclise girdi diye, bunu şantaj unsuru olarak PKK'ye karşı kullanmak hiç kimseye yarar sağlamayacaktır. Somut veriler orta da iken, birilerini birilerine karşı kışkırtarak "sus-pus" ettirmeye kalkışmamalıdır. Kürdlerin özgürlüğü halkların zararına değil yararınadır. Bugün ROJAVA devrimi bu gerçekliğin kanıtıdır.



Bu yazı 3142 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI