Geçmişten bu güne kadar SOL’un, Kürd’ün payına hep zindan, sürgün ve ölüm düştü. Nazım Hikmet’ten Ahmet Kaya’ya kadar yüzlerce aydınımız bu acıyı yaşadı. Bu gün de başta Can Dündar olmak üzere birçok yazar, politikacı ve aydınımız aynı akıbeti yaşıyorlar.

12 Eylül faşist darbesinin ardında binlercesi gibi Avrupa’da zorunlu olarak sürgünde yaşayan Pir Ali Haydar Cilasun 27 Aralık 2016 günü hakka yürüdü. Sürgün olmak, sürgünde yaşamak ve sürgünde ölmek acıların en büyüğüdür bence..

Pir Ali Haydar Cilasun’un yazdığı kitaplarla, yaptığı tv programlarıyla ve hazırladığı CD.lerle belleğimizde silinmeyecek eserler bıraktı. Pir Ali Haydar Cilasun’un aynı zamanda alevi ve sol cenahta da çok etkili olduğunu söyleyebilirim.

27 Aralık 2016 günü yaşama veda eden Pir Ali Haydar Cilasun’u MED, MEDYA ve devamı çizgideki TV.de yaptığı programlarda tanıdım. Hatta bir programda telefonla canlı olarak katılmıştım

Sanırım 1999 ya da 2000 yıllarındaydı, Özgür Ozan’ın canlı olarak sunduğu MED, MEDYA veya devamı bir tv.de Pir Ali Haydar Cilasun’un konuk olduğu programa ben de telefonla katılmıştım. O programa Aşık İhsani ve Şeyda (Kemal) Bülbül de katılmıştı. O canlı programda Pirim’in görünüşü ve duruşu karşısında çok heyecanlanmıştım. Hatta heyecandan konuşmamı yarım yamalak tamamlayabildim. Program çok uzun olduğu için ancak bazı bölümlerini teyp kasetine kaydedebildim. O programın benimle ilgili bölümünü ses formatında isteyenler YouTube’de şu linkten izleyebilirler.

LİNK: https://youtu.be/E6nWg7vk9v4

Ayrıca, Pir Ali Haydar Cilasun’un kendi sesinden okuduğu bir şiirin CD.sini ve bir kitabını programdan sonra posta ile adresime gönderip, beni onura etmişti. CD’yi muhafaza ediyorum. Ancak, annemin vefatından önce başkaların da yararlanması amacıyla kitaplığımda bulunan binlerce kitapla birlikte dağıtılması nedeniyle Pirim’in kitabını nereye koyduğumu bulamadım.

Ben şair değilim. Fakat Pirim Ali Haydar Cilasun’la canlı tv. Programına katılmadan önce (1999 ya da 2000 yıllarında) kendisine içimden geldiği gibi bir şiir yazmıştım. Programda Özgür Ozan’ın okuduğu o şiirimi buraya aktarmak istiyorum.

ÇAĞDAŞ PİRİME

Çağdaş fikirli, bilge insan,

Sömürüye, zülme baş kaldıran,

Bana direnme cesareti veren

Saçları örgülü Ali Pirim

Dilimize kelepçe vuranlara,

Nesimi’nin derisini yüzenlere,

Pir Sultan’ı asanlara

Zülfikarı sallayan Haydar Pirim,

Sen gurbette ben hüzünde,

Düşlerimiz gerçek olduğunda,

Kardeşlik ve barış bayramında

Beraber yürüyelim Cilasun Pirim

Ali Köylüce’nin dediği gibi “Yol tükendi, hal tükendi -vefasızlık- pir tükendi.”

Fakat Pirim Ali Haydar Cilasun bu yalnızlığı hak etmemişti.

Son bir yıl içinde hem annemi ve hem de kız kardeşimi kaybettim. Bunların acısını daha dinmemişken Pirim Ali Haydar Cilasun’un hakka yürüyüşü beni fevkalade etkiledi.

Koca çınar, bilge insan Pir Ali Haydar Cilasun yaşama ebediyen veda etti. Güle güle Pirim. Seni unutmayacağım. Bıraktığın kültür mirasın bize HAYIR’lara vesile olmasını dilerim. Hatıran önünde saygıyla eğiliyorum, Pirim.