Bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir iftar yemeği var.

Davet mektubu takkenin düştüğünü ispatladı.

Meclis Kütüğünde ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’  yazar.

      Aslında 1924 yılından bu tarafa, özellikle 1933 yılında kendini atayanların tüm egemenlik haklarını kullandıklarının ispatını, aradan gecen kayıp zamanda anlaşılamamıştı.

Özet. Bu gün mecliste verilen iftar yemeğine davet edilenler şaşkınlık içinde davetiyeyi okudu.

Davet metninden Meclisin yemin metni çıkartılmıştı.(yani logonun) altında yazılan artık yok. Yandı bitti kül oldu. Yani hak sahipleri kendi haklarını geri almıştı. Ödünç verdikleri sözü artık sahibine iade edilme zamanı gelmişti.

Yani hak sahipleri kendini atayan generaller, yani Milli Güvenlik Kurulu, üst akıl, elit kurum sahipleri, artık alenen yönetme hakkını ellerine almışlar. Kayıtlı şartlı egemenlik generallerindir.  Halk, yani millet kayıt altına alınmış Kırmızı kitaba uymak mecburiyetindedir.

Meclis, üst elit kurulun alt emir ve komuta ile talimatları yerine getirmekle mükelleftir.

  KİYAMETE KADAR(SON KÜRT KALANA KADAR SAVAŞ)

Hükümet edenler yeni ittifakların gücü yani elit komuta kademesi ile İslami sermaye, siyasi kolu, sosyal tabanı, iş çevreleri ile birlikte kurulan 1926 yılında idamlar ve sürgünlerle yolları ayrılan TALAT VE ENVERİN ruhlarını taşıyan guruplar(Türk İslam sentezli İslami kesim ile bürokrat ve kendine tayan general gurubunun) ikinci ortaklığıdır. Hem hükümet, hem devlet etme imkanı bulmuşlarken taşlar artık yerine oturtulmalı.

Meclis, egemenlik, secimler ve vekiller her şey egemen olan kendini atayanlarla birlikte atanacakların ve seçtirilmişlerin üst elit gurubun talimat ve emir komuta ve emir ile yönetimlerinin itirazsız yürürlükte olduğunun ilanıdır.

Artık içeride ve dışarıda tek düşman vardır. Baş eğdirilemeyen, baş edilemeyen Kuzey Kürdistan ve Batı Kürdistan(rojava) da tüm dengeleri bozan, oyun kuran, oyun bozan dört parça Kürdistan da toplumsal alan bulmuş, sözünün karşılığı yıkılamaz olmuş Kürt siyasal hareketi ile savaşı kıyamete kadar sürdürmek.

Böylece hiç kimse heveslenmesin bu gurup gücünü silahtan, paradan, devletin nimetlerinden aldıklarını kimsenin kendilerini engel olamayacak durumda gördüklerinden insanın aklı ile alay ediliyor. Kıyamet yüz yıl sonramı, bin yıl sonramı olacak bilinmezken, insan bedeninin yaşama süresi biliniyorken, insanı aptal yerine koymanın bir sınırı olmalı.

 OSMANI İMPARATORLUĞU

 Eğer söz doğru ise Genel Kurmay Başkanı buyurmuş. Osmanlı  İmparatorluğu yıkılmadı, yaşamı dondurulmuş. Denmiş.

Ya bizim aklımızla, yada dünyanın aklı ile alay ediliyor.

Birleşmiş Milletlere Kayıtlı Bir ülkenin Üst düzey görevlisi akla ziyan sözler söylüyor.

İstilacı bir gelenek bu gün yaşıyor zihinlerde. Bundan dolayıdır İŞİD   üzerinden vekalet savaşı verdiriliyor. Komşu ülkelerin iç işlerine karışma bundandır. Vekalet savaşçıları barındırılıyor, geçiş yolu, tahkimat merkezi olmuş bu ülke