yaşamdan örneklerle içinden çıkamadığım, olaylar ve tarifleri hakkında dostlarla paylaşmak istedim

Yaşamdan  canlı örnekler.

1- İHD Kurulduğu günden bu güne  insana dair değerlerin amasız,fakat sız savunucusu oldu.

a- haklı mı evet

2- Meşru mu evey

3- haklılığı ve meşru oluşu toplumsal karşılık buluyor mu,kayıplar bulunsun,failler yargılansın sözü yeterince izah edilemedi .

İhd her hafta meşru ve haklı olduğu adalet,vicdan ve hakkaniyet eylemlerini topluma anlatamadı.Yani katillerin yargılanmasını,bulunmasın,hak ve adalet  arayıcılarının kurulmasını anlatamadı.

Devletin tarih içinde bekası için öldürdüğü insanların katillerinin bulunmasını anlatamadı.

kayıpların bulunması barışın ,barış dilinin topluma,yaşama kılavuz olması,her şeyin tarifi insana dair değerlerin öncelikle anlatılması

İHD öncelikle demokrasi derdi olanlara,sol kültür ve sol yapı ve partilere  kayıpların aranmasının adalet ve barış için  adalet ve hakkaniyet kurulunun kurulmasını anlatamadı.

İHD  ve insan hakları  savunucularına  yüzlerine söylenmese de zimmen  siz meşgul olduğunuz işlerle uğraşın demeye gelen suskunluk ve  barış sözünü dile almamak sol kültür dağarcığında az rastlanan kelimelerdir. Radikal söylem,demokrasi tarifi  siyah ve beyaz tarifi ile sınırlıdır.

Oysa bu gün uygulaması görülen  burjuva demokrasisi olarak tarif edilen üç ayrı işlevleri yerine getirdiğine tanık oluyoruz.

1- Bu ülkede uygulanan temsili demokrasi

2-Katılımcı demokrasi ( Temsili uygulamadan bir tık ileride)

3- Doğrudan demokrasi. (bu uygulama dünyada bir elin parmakları geçmeyen ülkelerde uygulanıyor)

katılımcı demokrasi uygulamalarında Avrupa devletlerinde uygulamalarını gördüğümüz  eyalet,kanton  ve yerinden yönetim uygulamaları.

RADİKAL TARİF

Bu ülke kurulduğu günden bu güne darbe anayasaları ile yönetiliyor. Sol ve demokrasi derdi olanların  yüz yıl süren darbe anayasası yerine  doğrudan sosyalist demokrasiyi önermek,, ülke gerçeklerini eksikli tarif etmekten kaynaklanıyor. Tıpkı ihd cezasızlık son bulsun,katiller yargılansın sözü bu devletle baş edilemez şehir efsanelerini yaşamda görmek olması,sol kültürde barış sözünün pasif ve uzlaşmacı olamakla eş anlamalı tarif edilmesi içinden çıkılmaz bir tutum,haklı ve meşru olanın toplumda karşılığından önce sol  parti ve demokrasi derdi olan kurum ve kişilerin algılarında  karşılık bulması gerek.

Ülkede bunca sendika,sol parti,aydın  insanların hak ve adalet kurulu oluşması,barışın en radikal söz olduğunu,milyonlarca emekçinin sendikasız,sigortasız,güvencesiz yaşatılması bu anayasanın ve  on altı milyon insanın açlık sınırı altında yaşatılması insana dair değerlerin  amasız,fakat sız barış demekten geçiyor.