Bugun...


Nizamettin Aktaş

facebook-paylas
MERKEZİN YIKILIŞI
Tarih: 10-05-2016 23:39:00 Güncelleme: 10-05-2016 23:39:00


MERKEZİN YIKILIŞI

Devlette devamlılık önemlidir. Devletin aygıtları değirmen taşı gibi sürekli öğütüyor kendi geleceğini. Kiralık akılla, bağımlı irade ile 90 yılda siyasi partiler mezarlığına dönen ülkede, merkezin bir kez daha yıkılışına tanık olacağız.

 1924 LOZAN

Lozan anlaşması kurulan devletin iradesini ipotek altına verilmesine, kuruculuğun devamı için çizilen sınırların bakiliği borçların ödenmesi için tekçi yönetim şeklinin korunmasının zorunluluğu, içeride yaşamın cehennem edilmesi ile mümkün kılınacağını İngiliz boyun eğdirenler iyi biliyordu.

MENRKEZİN ZULMÜ

90 yıllık tarih merkez partileri olarak tarif edilen siyasi mezarlık haline dönmesi diz çöktürülemeyen Kürt meselesinden dolayıdır. Son döneme bakmak tarihin karanlığına ışık tutmak olacak.

ANAP

ANAP dönemi ( Tıpkı adı Doğruyol olan, demokrat olan partiler gibi, ana vatan partisi de Kürtleri yavru saymış anaya dâhil etmemiş, katliamların yapılmasına rıza göstermiştir).Darbenin yıkıntılarının nefes aldıracak sanılarak, denize düşen yılana sarılır misali etrafına merkezin siyasi gücünü yığarak librelerin hayali olan engelsiz kazanç, kişilerin gurup haklarından feragat edeceği bir zihnin egemen olması. 24 Ocak kararları ile devletin elinde toplanmış ekonomik gücün sermayeye peşkeş çekilmesi, emek örgütlerinin burun hizasında tutması, güvenceli çalışma yaşamının çözülerek işsizler ordusunun iş başında olanları tehdit eder hale gelmesi kolluk gücüne harcanacak paranın kazanç olarak geri dönmesi hesapları idi.

 BUZ DAĞI ANAP

Sol ve sosyalist güçler, aydınlar buz dağının aşılmasının imkânsızlığına değinerek devletin hışmı karşısında tutunamamanın imkânsızlığı tartışılırken baş düşman Kürtler buz dağını eritti. Buz dağını yeni kuşaklar adını bile hatırlayamaz oldu.

DEVLETİN ULAKLARI

Devlet kurucu kudretini yeniden direk ele almıştı. Darbe yokken, yöneten silahlı güçler olmuştu. Kurucu kadro gücün hikmetinin sorgulanamaz olduğun düşleyip, baş düşmana devletin gen taşıyıcılarının ortak olduğu dönemin ülkenin üçüncü kanlı dönemi olduğunu unutmamak lazım. Bu dönem 93,96 yılları arasına denk düşer, silahlı gücün hükmederek yürüttüğü bu dönem tarihe ikinci kez gaz ve asit kuyularının katliamlarda kullanıldığı tarihlerdir. Kayıpların tıpkı 20,24,25, 27,28 37,38 tarihlerinde yaşatıldığı gibi dağ taş, ova, dere ve ormanlık alanlar kimsesizler mezarlarının bilinmeyen, kayıt altına alınmasına gerek görülmeyen baş düşman sayılanların cansız bedenlerinin yattığı, geride kalanların, akıllarında hasret, rüyaların da öfke olarak büyüyen bu günlere gelen sayıları milyonu bulanların yeniden yaşayacakları acıların geleceklerini inşa edecekleri güne kadar devam edecek kavganın ateşleri olacaklar.

AKP DÖNEMİ

1924 yılında ipotek alan İngiliz egemen güç, devletin silahlı güçlerine, devlet geni taşıyan siyasi güce, sermayenin isteklerine itaat etmeleri, aksi durumun baş düşmanın yenilmesinin imkânsızlığı deneylerle anlatılmış, böylece sermaye, liberal aydınlar, merkez sağ olarak tarifle nen(ANAP, Doğruyol) gibi siyasi geçmişi olanlar, merkezin etrafında çıkar gurupları olarak ittifak yaparak yeni buz dağını oluşturdular. Bu buz dağının eskisinden farkı, Ortadoğu’da vah abi sermayeli selefi inançlı güçlü ekonomik destekleri ve emperyalist devlet güçlerinin ortaklaştıkları, ülke içinde devletin elinde birikmiş ekonomik araçların, kurumların ve Fiat belirleme engelleri ile emek gücünün etki ve yetkilerinin sınırlandırılması için tek seçenek, tek kurtuluş oluşu olması.

Silahlı gücün, siyasi gen taşıyıcıların ve sermayenin umudu baş düşmanın yenilmesi ve ya etkisini azaltmak, yetki alanını daraltmak için tam destek, tam yetki verilmesi idi.

CHP VE DEVLET

Devletin kurucu genlerine taşıyıcısı olarak devletin tek merkezden yönetilmesi, etkinin ve yetkinin devlet adına kontrol edilebilecekler eli ile yürütülmesinin denetlenmesi görevi uzunca bir süre sabırla görevlerini yaptılar.

AKP VE TEK YETKİ

AKP’nin öncelikli işlevi iki binli yıllardan farklı olarak iki yönlü görev yapmaktı işlevi.

1-Sermayenin beklentilerine en etkin şekilde cevap olmak, devlet denetimli verimli üretim alanlarını özelleştirme adı altında sermayenin önünü açmak, emek örgütlerinin etki ve yetkilerini budamak

2- Baş düşmanla inişli çıkışlı süren kavganın sonlandırılması için etkin işlevli sonuç alıcı hamlelerini sorgusuz desteklemek için yetkinin merkez adına tekleşmesine izin vermek. Tarihin üçüncü kez baş düşman sayılan Kürtlerin en kanlı yıkımına tanık oluyoruz. Devletin gen taşıyıcısı siyasi yapısı, sermaye, silahlı ve silahsız güçlerinin ittifakı, vah abi sermayenin etkin desteği, emperyalist devletlerin sesiz kalmaları yapılacak yıkımı, yaşatılacak vahşetin görmezlikten gelerek düşmanın alt edilmesi ve ya etki alanını daraltmak, yetkisini aza indirmek için tecavüz dâhil, katliamların şehirlerde pervasızca yapılmasına rıza göstermek. Bunun için üç şeye ihtiyaçları vardı. 1- yalını süreklileştirmek

2- Ölümleri seyirlik hale getirilerek kanıksanması sağlanmış

3- toplumu devletten yana olmayanların yaşayacağı vahşetle terbiye etmek.

Cumhur tarihin en kanlı yönetimleri 1924,1925 Ali fethi Okyar, İnönü, 1937,1938 Celal >Bayar, İ.İnönü,1993,1996. Çiller, Baykal, 2015,2016, Davutoğlu dönmeleri tarihin en kanlı üç dönemi olmuştur.  Devletin verilerine göre,1920 Koç kıri  ile başlayan baş düşmanı yok etme savaşı günümüze kadar toplam 250 bin Kürdün Kürdistan coğrafyasında dağ, taş, ova, orman, dere, asit kuyuları ve nihayet kent merkezleri olmak üzere binlercesinin kimsesizler mezarlığına dönen ata yurtlarında  bir mezar taşı olmadan yatıyor olmalıdır.

BUZ DAĞININ YIKILIŞ

Tarih bir kez daha mazlumun direnişinin haklı, katliamcıların suçluluğuna tanıklık etti. Kentlerini yerle bir eden devletin yek para gücüne, yalanın şefaat oluşana, paranın erişilmez gücüne, silahın zorbalığına, lejyonların katliamcılığına, sessizler suç ortaklığına rağmen direnen baş eğemeyen mazlumun gerçekleştirdiği destansı direnişin tüm ezilenlerin umudu olduğuna tanıklık ediyor. Erişilmez, yüksekliğe, yenilmez silahlı güce, yaşları 13,25 arasında değişen Kürt gençlerinin yazdığı destan, yaptıkları direnme, AKP’nin güneş karşısında eriyen buz dağı olduğunu bir kez daha ispatladı. Umut ezilenlerin verdiği kavganın demokrasi kavgasını anlayanların desteklerini de yazdığı Anlayanların tarih sayfalarına adları yazılacak, devletin gen taşıyıcılarının adı da ihanet olarak tescillenecek ve bölücü denilerek sürekli zan altında tutulan Kürt siyasi hareketi, asıl bölücülerin ve katliamcıların bitmek bilmez kan döküşü ve Kürdün ölülerini, inançlarını, ibadetlerini, değerlerini JİTEM ile başlayan, jöh, pöh, sas, sat ve bereleri ile ünlerini tarif ettirenlerin sonunda esadullah timlerine dönüşmeleri, tecavüz den haz duyarcasına seyretmeleri sonunda ayrılmak zorunda bırakılan bir halk kendi kaderini tayin hakkını burjuva hukukunda tanınışının üstünde 67 yıl geçtikten sonra telaffuz etmeye başlaması son virajın, son kalenin yıkılışına tanıklık Edeceğiz. Tarih ikinci kez İngilizlerin hasta adamın zihnini esaret altına alacağı günleri yaşayacak cumhurun ölümü, kini, vahşeti Kürde yaşam sayanların sayesinde.



Bu yazı 1336 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI