Bugun...


Temel Demirer

facebook-paylas
AFRİN VE SURİYE, AFRİN İLE SURİYE’NİN ÖTESİDİR!-2
Tarih: 15-03-2018 00:12:00 Güncelleme: 15-03-2018 00:25:00


VI.2) SAVAŞA KARŞI TUTUM(UMUZ)
 
Öncelikle ve kesinlikle -İsmet Konak’ın ifadesiyle-, “Ortadoğu’da Kürt halkı Türkiye, Rusya, ABD ve
diğer kolonyalist güçlerin ‘menhus’ vekâlet savaşına kurban gitmektedir. Kendi geleceğini tayin etmek isteyen
Kürt toplumunun bu güçlerden bir kısmına gösterdiği ‘taktiksel’ yakınlığı, ‘emperyalistlerle işbirliği’ adı
altında yaftalamak ise iyi niyet taşıyan bir yargı değildir. Afrin Savaşı’nın toplumsal barışa bir katkısı olamaz.
Eduardo Galeano’nun deyimiyle ‘Savaşlar yalan söyleyerek satılır’...” [149]  gerçeği “es” geçilmemelidir…
Ama bu kadar yetmez; “Ölü insan zeytin ağacı dikemez!” [150]  diyerek bir adım daha atıp, “İşçi sınıfı ve
emekçiler yayılmacı savaşları reddetmeli, halkların kardeşliğini savunmalıdır.” [151]
Ve bir de savaş sorunsalına, sınıfsal olarak kafa yorulmalıdır!
Evet, şu günlerde, savaş çığlıklarıyla yetinilmeyip, bizatihi savaşa girilen bir ortamda, savaş politikasını
eleştirmek zordur. Çünkü kitle psikolojisi savaş ortamında kendi safını mutlaklaştırır ve kutsarken; tek sese biat
ediliyor, sonu ölümden, kandan, gözyaşından ibaret olan yolda uygun adımlarla ilerleniyor.
Tam da bu tabloda ‘Apocalypse Now’un jeneriğindeki sözü hatırlıyorum: “Savaşta ilk kaybedilen
masumiyettir”; Francis Ford Coppola söylemiş bu sözü.
Evet savaşta ilk kaybedilen masumiyettir; ardından da her şey!
Milyonlarca ölü, sakat, yersiz yurtsuzla hayatlar, gençlik, kadınlar, çocuklar, insan(lık) kaybediyor;
zenginler kazanırken!
Tam da bunun için kazanan zenginler “Susun, ses çıkarmayın,” diyorlar…
Bilinir: Savaş başlar başlamaz, iktidarın ilk yaptığı şey, muhalif sesleri kısma çabasıdır. Ana akım
medyaya başbakan aracılığıyla verilen brifingde gazetecilere, nasıl gazetecilik yapacakları öğretilir…
A. Hicri İzgören’in ifadesiyle, “Bilinen bir yöntemdir. Önce düşman tespit edilir. Onun ne kadar büyük
bir tehdit oluşturduğu işlenir hafızalarda, sonra gerilim yaratılır ve bu durum ‘tutmayın beni lan’ noktasına
evrilir. Bu savaş çığırtkanlığı süresi boyunca eldeki tüm imkân ve aygıtlar devreye sokulur. Medya, bu
aygıtların temel taşıdır.
Van Dijk medyanın bu konudaki işleyişini şöyle ifade eder: ‘Seçmeci kaynak kullanımı, tekdüze haber
temposu ve haber başlığının seçimi yoluyla, haber medyası hangi haber aktörlerinin kamuya yeniden
sunulacağına, onlar hakkında neler söyleneceğine karar verir.’
Althusser’in deyişiyle söylersek; medya da devletin birçok kurumu gibi ‘ideolojik aygıtları’ndan biridir.
Dördüncü kuvvet diye de tanımlanan medya, geçen zaman zarfında diğer aygıtların da önüne geçerek artık
yöneten konumuna geldi.
Kararı iktidarlar ve muktedirler verir, onlara bir şey olmaz ama cepheye sürülen garibanlar ölür. Ölüm o
kadar sıradanlaşır ki toprağa düşenin bir can olduğu bile unutulur. Neruda’nın savaşta ölenler için yazdığı
dizelerinde ifade ettiği gibi: ‘Sanki hiç kimse ölmüyordu/ Sanki bunlar toprak üstüne düşen taşlardı…
Her şey malumun ilamı üzereyken; görmezden gelinebilir mi?
Afrin’e yönelik harekâtı eleştiren, siyasi iktidarın söylemlerine katılmayan herkes iktidar tarafından akıl
almaz söylemlerle hedef gösteriliyor. Gazeteciler, yurttaşlar, siyasiler sosyal medya paylaşımları nedeniyle
gözaltına alınıyor, “terörist”lerle yan yana düşmekle itham ediliyor.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevinden KHK ile ihraç edilen Doç. Dr. Murat
Sevinç bu duruma tepki gösterdi. Siyasi iktidarın kullandığı söylemlerin pozitif hukukta dahi yer almadığını
kaydeden Doç. Dr. Sevinç, “Afrin Harekâtına karşı çıkan kim var kim yok, milyonlarca insanı, ‘harekâta karşı

19

çıkanlar terör örgütlerinin yanındadır’ diyerek terörist ilan ediyorlar. Bunun pozitif hukuk tartışmasıyla bir ilgisi
yok. Böyle bir terminolojiye izin veren bir hukuk metni de yok. Askeri harekâta çeşitli gerekçelerle karşı
çıkmak neden terörizm olsun? Terörizm başka şeydir. Bu yapıldığında, ‘Aman bir şey demeyeyim,
sorgulamayayım başım belaya girmesin’ der insanlar ve nitekim hemen herkes de şu an bu ruh hâlinde.” diye
konuştu.
 “Ulusal meselelerde insanlar farklı düşünebilir, farklı çözüm önerileri öne sürebilir. Anayasa’da
‘düşünce hürriyeti,’ ‘ifade hürriyeti’ ilkeleri yer alıyor” vurgusuyla İsrail gibi en katı ülkelerde dahi devlet
politikasına karşı çıkılabildiğini kaydeden Doç. Dr. Sevinç, “Dışişleri Bakanı, ‘Karşı çıkan herkes teröristlerin
yanındadır’ dedi ama çok sayıda yurttaş böyle düşünmüyor. Gösteri yapanlara ya da sosyal medyadan karşı
çıkanlara gözaltılar başladı. Toplumda birilerinin çıkıp, ‘Şöyle olsa daha iyi olur’ demesi bile riskli bir şey
hâline getirildi. Devletleri böyle durumlarda eleştirenler mutlaka olur. En katı devletlerden İsrail’e bile karşı
çıkan çok sayıda İsrail yurttaşı var” ifadelerini kullanıyor. [152]
 
VI.3) SAVAŞ FASLI
 
Ataol Behramoğlu’nun, “Savaşın yüceltilmesi eninde sonunda ölmenin ve öldürmenin yüceltilmesi
anlamına gelir. Bu da kendine, insanlığa, varoluşa karşı bir nefret suçudur. Savaş zorunluysa yapılır... Fakat
yüceltilmesi bence anlamsızdır, kötülüktür,” [153]  notunu düştüğü savaşa ilişkin olarak Desiderius Erasmus,
“Savaş, savaşmayana hoş gelir”; Albert Einstein, “Propagandayla zehirlenmedikleri sürece, kitleler asla savaş
düşkünü değildir”; Winston Churchill, “Savaşta, gerçek o kadar değerlidir ki, her zaman yalanların koruması
altında tutulmalıdır,” uyarılarını dillendirirken Emma Goldman da haykırır:
“Ben inanıyorum ki, dünyanın özgürlüğe âşık ruhları, efendilerine, ‘Cinayetlerini kendin işle! Senin
savaşlarına kendimizi ve sevdiklerimizi yeterince feda ettik! Sense bu fedakârlıklarımız karşılığında bizden,
barış zamanında asalaklar yarattın... Kardeşlerimizden ayırıp dünyayı insan mezbahasına döndürdün. Hayır,
senin cinayetlerini işlemeyeceğiz ve senin bizden çaldığın topraklar (ülke) için savaşmayacağız!’ dedikleri gün
militarizmin sonu gelecektir.”
Kapitalist vahşet açısından bir birikim modeli olan “militarizm”, emperyalizmin saldırı hattını
oluştururken; onlar için savaş, öldürmek ve öldürülmek demektir. Savaşmaya giden ya da gönderilen emekçiler,
en alttakiler bu gerçeğin ne ölçüde bilincindedir?
Oysa kapitalizm yapısı gereği tek sözle savaş demektir; dünyanın yeniden yeniden paylaşım savaşıdır.
Kapitalizmin emperyalist aşamasında savaşlar aynı zamanda silah üretimine pazar açmak için
çıkarılırken; V. İ. Lenin, “Savaş ekonomisi, kapitalist üretim sisteminin kendi çöküş evresinde bulduğu temel
ikame politikalarını temsil eder” diye hatırlatır.
Evet, savaşın kapitalist/ emperyalizmle bağı unutulmadan; “silent leges inter arma/ silahların konuştuğu
yerde kanunlar susar” gerçeğinin altı çizilmelidir.
Yani savaşın kuşatıcı ve kapsayıcı bir kapitalist/ emperyalist politika olduğundan hareketle, “barış”
talep etmek de, “barış siyaseti” de alternatif politikanın hareket noktası olmalıdır.
Bu yolda barışı politikleştirmek ise onu naiflikten, sadece vicdana indirgenmiş bir bakış açısından,
apolitik hümanizmden kurtarmak, içini siyasetle doldurmak ve savaş siyasetini izleyen öznenin bütün
politikalarının kayıtsız şartsız karşısında durmak demektir. Çünkü savaş aslında sınırların dışına değil
doğrudan içeriye ve toplumun kendisine açılmış durumdadır, toplumu savunmanın tek çaresi de budur.
O hâlde temel olan halklar, ezilenler, en alttakiler için barıştır.
Çünkü barış, bir insan hakkıdır. 
Kapitalist/ emperyalist savaş ile soru(n)ları “çözmeye” kalkışmak ise hak ve özgürlüklerin reddidir!
O hâlde, coğrafyamızda ve Ortadoğu’da kapitalist/ emperyalizmin savaşına karşı barış talebi, acil bir
devrimci gereksinimdir.
 
6 Mart 2018 11:45:20, Ankara’dan.
N O T L A R
[*] Newroz, Mart 2018…
[1]  Fernand Braudel, Bellek ve Akdeniz, Çev: Ali Berktay, Metis Yay., 2007.
[2]  Ursula K. Le Guin, Mülksüzler, Çev: Levent Mollamustafaoğlu, Metis Yay., 2013, s.252.
[3]  “Kilis Valiliği Cerabulus’ta Cezaevi Yapıyor”, Evrensel, 7 Şubat 2018, s.8.
[4]  Ozan Çepni, “MEB Suriye’yi Taşerona Verdi”, Cumhuriyet, 6 Ağustos 2017, s.6.

20

[5]  İpek Özbey, “Afrin Operasyonu Kürt Toplumunun Özgürleşmesini Sağlayabilir”, 5 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/afrin-operasyonu- kurt-toplumunun- ozgurlesmesini-saglayabilir- 40731322
[6]  “Çavuşoğlu: Ulaşmamız Gereken Kızıl Elma Var”… https://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2018/01/27/cavusoglu-
ulasmamiz-gereken- kizil-elma- var/
[7]  “Burhan Kuzu: ÖSO, Yerli ve Milli Bir Milis Kuvveti”, Cumhuriyet, 28 Ocak 2018, s.5.
[8]  “Diyanet’ten Afrin İçin Hutbe: Silahlı Mücadele, Cihadın En Üst Seviyesidir”, Cumhuriyet, 17 Şubat 2018, s.6.
[9]  “JÖH ve PÖH Timleri Ant İçerek Afrin’e Girdi”, Akşam, 11 Şubat 2018… http://www.aksam.com.tr/guncel/joh-ve- poh-
timleri-ant- icerek-afrine- girdi/haber-706900
[10]  Abdulkadir Selvi, “Anketlerde Afrin Nasıl Görünüyor”, Hürriyet, 8 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/anketlerde- afrin-nasil- gorunuyor-40734873
[11]  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 1 Mart 2018’de Rusya Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada tanıtıp, dünyanın
her yerini vurabileceklerini söyleyerek, “En yeni savunma sistemlerini delebilir, Kuzey ve Güney Kutbu’nu vurabiliriz,” dediği yeni
füzelerden biri de kıtalararası nükleer başlık taşıyabilen Sarmat füzesiydi. ABD’den ise “Hazırlıklıyız” yanıtı geldi. (“Putin’den Silah
Şov”, Cumhuriyet, 2 Mart 2018, s.7.)
“Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in 1 Mart 2018’de ‘Artık yeter’ temalı konuşmasıyla gördük. Bu konuşma 2007
Münih Güvenlik Konferansı’ndaki kadar mühim. Putin, o tarihte Batı’ya ‘ideolojik farkımız yok artık, eşitler arası ilişki kuralım, gül
gibi yaşayalım’ uyarısı yapmıştı. 1 Mart 2018’de ise ’Kimse bizi dinlemedi. Eh şimdi dinleyin’ deyiverdi! 
* Putin, ABD’nin yeni nükleer doktrinini ‘endişe verici’ diye niteledi. ABD’nin anti-balistik füze anlaşmasından çekilmesini
eleştirdi. ’RF’nin yeni kıtalararası ‘görünmez’ füzesi, hipersonik silahları, sualtı İHA’ları var. Askeri üstünlük için boşa çabaladınız.
Her şeyi çoktan yaptık. Bizi askeri olarak yenemezsiniz. Rahat bırakın yahut fena olacak’ mesajı verdi. 
* ‘Kimseye saldırma niyetimiz yok ama saldırıya uğrarsak nükleer silahlarımızı kullanırız. Müttefiklerimize de küçük, orta
veya hangi düzeydeyse nükleer silah kullanırsanız yanıtsız bırakmayız.’ (Bu sözleri Suriye’ye yönelik son tehditler bağlamında
yorumlanabilir. Bugün Rusya’ya saldırmadan Suriye’ye aleni askeri müdahale mümkün değil.)
Caydırıcılığın en üst düzeyde vurgulandığı bu sözler elbette Batı’da ‘Putin özgür dünyayı tehdit etti’ diye yankılandı… 
Bugün neo-liberal küresel sistemin egemenleri mali krizler eşliğinde sıkışmışlıklarını açık savaşlarla dünyaya yayarken, ara
dönemlerin ardından yeniden militarist yaklaşımı benimsemekteler.
ABD’nin yeni nükleer doktrini, Rusya ve Çin’i ‘hegemonyalarına tehdit gören’ savunma stratejisi ortada. CENTCOM’un
komutanı Joseph Votel, ’Rusya bizim belirleyiciliğimize yönelik tehdit’ saptaması yapıyor. Ulusal Güvenlik
Danışmanı McMaster ’Uzayda yaşanacak çatışmaya hazır olmalıyız’ buyuruyor… 
Bu hâl ve gidişat içinde Putin, ABD/ Batı’yla ‘anladıkları dilden’ konuşuyor. Bir ara Soğuk Savaş’ta dünyayı ‘nükleer dehşet
dengesinin’ koruduğunu söylemek modaydı. Anlaşılan Putin de ‘retro takılmaya’ mecbur kaldı. İşin şakası bir yana dünyanın hâli
hayra âlâmet değil.” (Ceyda Karan, “Dünya’da ‘Dehşet Dengesine’ Dönüş”, Cumhuriyet, 2 Mart 2018, s.7.)
[12]  “Dış İşleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi: İran’dan Bölgesel Savaş Uyarısı”, Cumhuriyet, 23 Şubat 2018, s.13.
[13]  “İran ve İsrail Arasındaki Tansiyon Çok Yüksek! Savaşa mı Gidiliyor?”, Hürriyet, 11 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/iran-ve- israil-arasindaki- tansiyon-cok- yuksek-savasa- mi-gidiliyor- 40738304
[14]  Cenk Ağcabay, “İran’ı Sınırlamak İçin El Kaide ile İttifak”, 21 Şubat 2018… http://sendika62.org/2018/02/irani-
sinirlamak-icin- el-kaide- ile-ittifak- cenk-agcabay- 475963/
[15]  Bu konuda Fehim Işık şunları diyor: “Türkiye’nin, Kürt karşıtlığı üzerinden nefretini kusmak isteyenlerin o kadar
abarttığına bakmayın. Böylesi bir pazarlık IŞİD ile SDG arasında ilk kez yaşanmış değil. Daha öncesinde de YPG ve YPJ ile IŞİD ya
da El Nusra arasında benzer durumlar yaşanmıştı. Taraflar resmi olarak açıklamasa da savaşın doğasına uygun davranışlardır, bunlar.
Soralım? Bu, IŞİD’le işbirliği mi?
Bu, IŞİD’in Rakka’da siviller hariç 2 binin üstünde cenazesini geride bırakmasına neden olan bir çatışmada SDG’ye karşı
savaşmadığı anlamına mı geliyor?
Peki, ya bedenini Rakka’da yürütülen IŞİD’e karşı savaşta kalkan eden SDG savaşçılarına ne demeli? Bunlar, IŞİD
savaşmadığı için mi yaşamlarını feda ettiler?
Siz bakmayın, özgürlüğün ne anlama geldiğini bilmeyen, hariçten gazel okuyan zavallılara. Savaşta, yeri gelir düşmanınla
anlaşırsın.” (Fehim Işık, “SDG, IŞİD ile Neden Uzlaştı!”, 16 Kasım 2017… http://nerinaazad.info/tr/news/actual/rakka/fehim-isik-
sdg-isid- ile-neden- uzlasti)
[16]  “Rusya’dan ABD’ye Şok Suçlama: Hepsini Tahliye Etti”, Hürriyet, 7 Eylül 2017… http://www.hurriyet.com.tr/rusyadan-
abdye-sok- suclama-hepsini- tahliye-etti- 40572258
[17]  “Rakka’nın Kirli Sırları: BBC, IŞİD Militanlarının Tahliyesi İçin Yapılan Gizli Anlaşmayı Ortaya Çıkardı”, 14 Kasım
2017… http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya- 41978069
[18]  Erik de Castro, “IŞİD’in, Militanlarının Tahliyesi İçin YPG ile Yaptığı Gizli Anlaşma Ortaya Çıktı”, 14 Kasım 2017…
https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201711141030988896-isid- militan-tahliye- ypg-gizli- anlasma/
[19]  “120 Bin IŞİD’lı SDG’ye Katıldı”, Birgün, 10 Şubat 2018, s.4.
[20]  “TT Stratejisi Savaş Getirir”, Cumhuriyet, 20 Şubat 2018, s.13.
[21]  En çok silah alanlar İslâm ülkeleri... Neden acaba?! Silah üreten ve satan ülkeler sürekli gerekli ortamı yaratıyorlar.
Ortadoğu ve İslâm ülkelerine bakın... 
2016’da dünyada toplam askeri harcamaların parasal değeri. Muazzam bir servet! Ve bunun 375 milyar doları ile de
doğrudan silah satın alındı. 
2016’da askeri harcamalar ilk kez 1990 yılı harcamalarını geçti. 
2012-2016 arasında, önceki beş yıllık döneme göre yüzde 8.4 arttı. Herkese Bilim Teknoloji dergisi, “insanlık acı
çekiyor” başlığıyla raporlaştırdığı gelişmede, bu artış özellikle Ortadoğu’da iki kat gerçekleşti. Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn,
Birleşik Arap Emirlikleri, ABD silah satışının baş müşterileri. Bunlarla şüphesiz ki diğer İslâm ülkelerini vuracaklar. 2017
yılında Trump ortalama 400 milyar dolarlık silah daha sattı! 

21

Silah satan 5 ülke toplam satışın yüzde 74’ünü sağlıyor. ABD yüzde 33, Rusya yüzde 23, Çin 6.3, Fransa yüzde 6, Almanya
yüzde 5.6 paya sahip. 
Ortadoğu’da tüm ülkelerin silahları cirit atıyor, insan öldürüyor, katliam yapıyor.
Türkiye 11 milyar dolar silah alımı ile Ortadoğu’da en çok silah alan 5. ülke. Dünyada 6. ülke. 
En çok silah alıcıların liste başları: Hindistan, Suudi Arabistan, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya, Türkiye. 15 ülke
arasında İslâm ülkeleri özellikle göze çarpıyor. Yukarıdakilerin dışında sırasıyla Pakistan, Cezayir, Mısır, Irak, Endonezya var. 
ABD 100 ülkeye silah satarken, satışın yarısını Ortadoğu’da İslâm ülkelerine yaptı. 
Bu rakamlar, Stockholm merkezli Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) ait. En güvenilir kaynak. 2017
harcamaları henüz yayımlanmadı. (Orhan Bursalı, “1.7 Trilyon Dolar! Bu Nedir Bilir misiniz?”, Cumhuriyet, 8 Şubat 2018, s.6.)
[22]  Şükran Soner, “Suriye, En Kanlı, Kirli Savaşların Kördüğümü”, Cumhuriyet, 10 Şubat 2018, s.9.
[23]  Ergin Yıldızoğlu, “Kriz İçinde Krizler...”, Cumhuriyet, 12 Şubat 2018, s.9.
[24]  Ergin Yıldızoğlu, ‘Tehlikenin Farkında Değil misiniz?’, Cumhuriyet, 1 Mart 2018, s.11.
[25]  Ceyda Karan, “Suriye’de Net Resim”, Cumhuriyet, 14 Şubat 2018, s.7
[26]  “ABD’nin Ortadoğu’ya İhtiyacı Kalmadı”, 25 Aralık 2017… https://ahvalnews.com/tr/petrol/abdnin-ortadoguya- ihtiyaci-
kalmadi
[27]  “ABD, Suriye’de Kalıcı”, Hürriyet, 24 Kasım 2017, s.17.
[28]  ABD’nin Soğuk Savaş sırasında kullandığı denizden fırlatılan nükleer seyir füzelerini modernize ederek tekrar sahaya
çıkaracağı açıklanan belgede, açıklamalarına yer verilen Savunma Bakanı James Mattis Rusya’nın yeniden güç yarışına girdiğini öne
sürdü. (“ABD’den Dikkat Çeken Hamle! Soğuk Savaş Rüzgârları”, Hürriyet, 3 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abdden-dikkat- ceken-hamle- soguk-savas- ruzgarlari-40730014)
[29]  Melih Pekdemir, “ABD Niye Bocalıyor?”, Birgün, 18 Aralık 2017, s.9.
[30]  “İngiliz Basını Yazdı... ABD’nin Çelişkili Tavrı Sürdürülemez”, Hürriyet, 26 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/ingiliz-basini- yazdi-abdnin- celiskili-tavri- surdurulemez-40753676
[31]  Ece Zereycan, “Alptekin Dursunoğlu: Karşıtlarla Müttefikler Yer Değiştirebilir”, Birgün, 28 Aralık 2017, s.5.
[32]  Ömer Ağın, “Gündemi Kürt Halkı Belirlemelidir”, Özgürlükçü Demokrasi, 13 Aralık 2017, s.6.
[33]  Hediye Levent, “Beka Savaşları…”, 26 Ocak 2018… http://sendika62.org/2018/01/beka-savaslari- hediye-levent- evrensel-
470466/
[34]  Soner Yalçın, “Erdoğan’ın Hatırası”, Sözcü, 28 Kasım 2017, s.10.
[35]  Anadolu Ajansı, cihatçı ÖSO’nun bileşenlerinden Hamza Tümeni tarafından oluşturulan Kürt Şahinleri Tugayı’nın Zeytin
Dalı Harekâtı’nda YPG’ye karşı savaşmak için hazırlıklarını tamamladığını duyurdu. ‘Özel kuvvetler’ eğitimi alarak YPG’yle savaşa
hazırlanan Kürt Şahinleri Tugayı, Afrin’e intikal edecek. Tugayın içindeki cihatçıların 400’ünü Kürt, 200’ünü Araplardan oluşturduğu
bildirildi. ‘Kırmızı bereliler’ olarak da bilinen tugayın, Afrin’deki kent merkezinin kuşatmasında ve meskûn mahâl savaşında yer
alması bekleniyor.
İntikal öncesi militanlara Kürtçe seslenen Kürt Şahinleri Tugayı’nın Genel Komutanı Hasan Abdullah Kulli, “Biz, Azez
bölgesinin Kürtleriyiz. Biz Hamza Tümeninin mensuplarıyız. İnşallah Afrin’e ulaşacağız. İnşallah Afrin’deki halkımızı, PKK’nin
zulmünden kurtaracağız” iddiasında bulundu. Tugayın askeri komutanı Mahmut Ahmet Meşşo ise Afrin’i YPG ve YPJ’den kurtarmak
için bölgeye geldiklerini savundu. (“Afrin’de YPG’nin Karşına Bu Kürt Grup Çıkıyor”, 26 Şubat 2018…
https://gundemnews.org/afrinde-ypgnin- karsina-bu- kurt-grup- cikiyor/)
[36]  Kremlin’e yakınlığı ile bilinen Aleksandr Dugin, “BOP”u hezimete uğrayan ABD’nin elinde bir tek “Kürt kartı”nın
kaldığını vurgulayarak, PKK içinse “Durumlarını gözden geçiriyorlar ama artık bunun için çok geç,” dedi. (“Dugin: PKK İçin Artık
Çok Geç”, 25 Ocak 2018… http://www.yonhaber.com/dunya/57145/dugin-pkk- icin-artik- cok-gec)
[37]  “Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Alternatif Güç Oluşturuluyor”, Birgün, 21 Ocak 2018, s.4.
[38]  “İdlib’de cehennemin kapıları açıldı. Türkiye Afrin sarmalındayken başka bir cepheden savaş üzerimize üzerimize geliyor.
Malum hükümet bütün başarısızlıklara rağmen Suriye’de oyunda kalmak, Kürt bölgelerine müdahale için zemin yakalamak ve Esad
yönetimine karşı savaşan örgütlerin sahadan tamamen silinmesini önlemek için Rusya’nın Astana sürecinde ‘gerilimi azaltma
bölgeleri’ oluşturma planına ortak oldu. Bir bakıma mecburdu ama bunu yaparken ‘oyunbozan’ kapasitesini kullanarak süreci kendine
yontmaya da çalıştı. Ruslar da Ankara’nın yoğurdu kendi tarzıyla yemesine kerhen rıza gösterdi. Nedeni basitti; Suriye’de silahlı
gruplar üzerindeki etkisi ve isyanı besleyen lojistik kanal olması hasebiyle görmezden gelemediği Türkiye’yi kendi çıkış stratejisine
ortak etmesi gerekiyordu. Küresel çerçevede Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırmak için yakaladığı fırsatı kaçırmak istemiyordu. Ve tabii
ekonomik alanda stratejik yatırımlardaki işbirliğini sürdürmesi gerekiyordu.” (Fehim Taştekin, “Afrin Aynasında İdlib ve Rus Ruleti”,
6 Şubat, 2018… https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/02/06/afrin-aynasinda- idlib-ve- rus-ruleti/)
[39]  “Dr. Kerim Has: Rusya, Afrin Operasyonuna Neden ‘Yeşil Işık’ Yaktı?”, Birgün, 24 Ocak 2018, s.5.
[40]  “Rusya: ABD Suriye’de Özerk Kürt Yönetimi Kurmak İstiyor”…
https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/02/16/rusya-abd- suriyede-ozerk- kurt-yonetimi- kurmak-istiyor/
[41]  “Rusya’dan Afrin Önerisi”, 20 Şubat 2018… https://teletextnews24.org/2018/02/20/rusyadan-afrin-
onerisi/+&cd=14&hl=tr&ct=clnk&gl=tr
[42]  “Rusya Şimdi de Arabuluculuk Yapmaya Soyunuyor”, 19 Şubat 2018… https://teletextnews24.org/2018/02/19/rusya-
simdi-de- arabuluculuk-yapmaya- soyunuyor/
[43]  “TT Stratejisi Savaş Getirir”, Cumhuriyet, 20 Şubat 2018, s.13.
[44]  “Rusya Son Sözünü Söyledi”, Hürriyet, 25 Ocak 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika- rusyadan-abdye-
suriye-tepkisi- 40721622
[45]  “ABD’ye Meydan Okudu: İzin Vermeyeceğiz”, Hürriyet, 17 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-
abdye-meydan- okudu-izin- vermeyecegiz-40745323
[46]  “İran’dan ABD’ye Suriye Mesajı: Tokatla Çıkarırız”, Hürriyet, 3 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/irandan-abdye- suriye-mesaji- tokatla-cikaririz- 40729967

22

[47]  “İran’dan Türk Askerlerine Küstah Suçlama!”, Hürriyet, 5 Mart 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/irandan-
haddini-asan- turkiye-aciklamasi- 40761112
[48]  Ayrıca yine İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Bahram Kasemi, “Türkiye operasyonunu durdurmalı ve Suriye’nin
egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymalı,” diyor. (“İran’dan Türkiye’ye Küstah Çağrı”, Hürriyet, 6 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/irandan-turkiyeye- kustah-cagri- 40732543)
[49]  “İran’dan Afrin Açıklaması... Türkiye ve ABD’yi Hedef Aldı”, Cumhuriyet, 25 Ocak 2018, s.7.
[50]  Şükran Soner, “Suriye’de, Var Oluş ya da Yok Oluş Adına, En Kirli Savaş Oyunları”, Cumhuriyet, 13 Şubat 2018, s.9.
[51]  Nerdun Hacıoğlu, “Ve Açıkladılar... Çin Suriye Denklemine Dahil Oluyor”, Hürriyet, 12 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/isler-iyice- karisiyor-bir- super-guc- daha-devreye- giriyor-40739117
[52]  Deniz Zeyrek, “ABD ile Anlaşma Umudu Var mı?”, 3 Mart 2018… http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/deniz-
zeyrek/abd-ile- anlasma-umudu- var-mi- 40759476
[53]  Ceyda Karan, “ABD’nin Suriye Hamleleri”, Cumhuriyet, 25 Ekim 2017, s.7.
[54]  “İran’ın ve Rusya’nın Ortak Görüşü: Suriye’nin Toprak Bütünlüğüne Saygı”, Birgün, 7 Şubat 2018, s.5.
[55]  Vladimir Muhin, “Suriye’nin Kuzey-Batısı Rusya’nın Kontrolünden Çıkıyor”, Nezavisimaya Gazetesi…
https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2018/02/21/suriyenin- kuzey-batisi- rusyanin-kontrolunden- cikiyor/
[56]  İlkay Meriç, “Suriye Savaşı: Altı Yılda Gelinen Nokta”, 23 Nisan 2017… http://marksist.net/ilkay-meric/suriye- savasi-
alti-yilda- gelinen-nokta.htm
[57]  “Rusya: Suriye Ordusu, ABD’nin Cihatçıları Eğittiği El-Tenef’teki Üssü Ablukaya Aldı”, 27 Aralık 2017…
http://sendika62.org/2017/12/rusya-suriye- ordusu-abdnin- cihatcilari-egittigi- el-tenefteki- ussu-ablukaya- aldi-464529/
[58]  Maxim Shemetov, “Suriye Dışişleri: ABD Koalisyonu IŞİD’in Dışında Her Şeyi Yok Ediyor”, 11 Ekim 2017…
https://tr.sputniknews.com/rusya/201710111030542529-suriye- disisleri-abd- koalisyon-isid/
[59]  Mikhail Alaeddin, “ABD, Mayadin Kurtarılmadan Önce IŞİD Komutanlarını Başka Bir Yere Götürdü”, 7 Kasım 2017…
https://tr.sputniknews.com/abd/201711071030913758-abd- mayadin-kurtar- isid-komutan/
[60]  “Suriye’de Pentagon CIA’e Karşı”, Cumhuriyet, 29 Mart 2016, s.13.
[61]  ‘The Wall Street Journal’ın haberine göre, Obama yönetimi 2011’de Beşar Esad’ı askeri darbe ile devirmeye çalıştı.
Ancak Amerikan ajanları Suriye rejimi içinde yeterince ‘çatlak’ bulamayınca ABD’nin darbe planı suya düştü. (“ABD, Esad’ı Askeri
Darbe ile Devirmeye Çalışmış!”, Milliyet, 26 Aralık 2015, s.24.)
[62]  Ceyda Karan, “Afrin’in Gösterdiği Acıklı Hâl”, Cumhuriyet, 17 Ocak 2018, s.7.
[63]  Türkiye ekonomisi içinde silah sanayisinin giderek gelişmekte olduğunu ve her zamanki büyüme lokomotifi inşaatta ise
çıkış yollarının savaş sahasında arandığını görüyoruz. (Ayhan Sulta, “… ‘Zeytin Dalı’ Emperyalizme Karşı Bir Savaş mı?”, 25 Ocak
2018… http://sendika62.org/2018/01/zeytin-dali- emperyalizme-karsi- bir-savas- mi-ayhan- sulta-470305/)
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe’teki Sarayı’nda Savunma Sanayi İcraa Komitesi Toplantısı’nda
toplam 9.4 milyar dolarlık (36 milyar TL) 55 proje değerlendirildi. Ayrıca Zeytin Dalı Harekâtı’nda ordunun gücüne güç katan yerli
ve milli sistemlere yenilerini eklemeye yönelik yeni kararlar alındı. (“Beştepe’de 7 Saatlik Toplantı; 9.4 Milyar Dolar Bedelli 55 Proje
Görüşüldü”, 31 Ocak 2018… http://t24.com.tr/haber/bestepede-7- saatlik-toplanti- 94-milyar- dolar-bedelli- 55-proje-
gorusuldu,549391?)
[64]  “Zeytin Dalı Harekâtı mı, İşgal Harekâtı mı?”, Kızıl Bayrak, No:2018/ 05, 2 Şubat 2018, s.5.
[65]  “AKP’nin TSK’ye Silah Arkadaşı Yaptığı Cihatçılar: El Kaide’ye Makyaj Yapıp Yanlarına Aldılar”, 26 Ocak 2018…
https://sendika62.org/2018/01/akpnin-tskye- silah-arkadasi- yaptigi-cihatcilar- el-kaideye- makyaj-yapip- yanlarina-aldilar- 470631/
[66]  Erk Acarer, “Sular Çekildiğinde…”, Birgün, 22 Ocak 2018, s.2.
[67]  “Sahadan çekilmiş videolar da, Türk askeri konvoyuna eşlik eden araçların Heyet Tahrir el-Şam (HTS) güçlerine ait
olduğuna işaret ediyordu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, tanklar dahil onlarca askeri araçtan oluşan bir konvoyla İdlib’in yollarında HTS güçleri ile
birlikte hareket hâlinde olması ne anlama geliyor?
Bu görüntünün ve tetiklediği soruların, ilk bakışta kafa karıştırıcı olması kaçınılmaz. 
Bunun nedeni, Heyet Tahrir el-Şam’ın, terör örgütü olarak kabul edilen El Nusra’nın 2017 başında Suriye’de başka grupları
da içine alıp genişleyerek kurmuş olduğu bir Selefî organizasyonu olması. El Nusra, Afganistan kökenli El Kaide’nin Suriye uzantısı
olarak ortaya çıkmış olan bir grup. Ancak El Nusra, 2016’da El Kaide’den kopmuş bulunuyor.
Türkiye, Rusya ve İran’ın ortak hareket ettikleri Astana sürecinin resmi bildirilerinde, IŞİD, El Kaide ve El Nusra ismen
zikredilerek terör örgütü olarak kayda geçirilmiş durumda. Örneğin, 4 Mayıs 2017 tarihli Astana bildirisinde, üç ülke ‘bu terör
örgütleriyle mücadeleyi sürdürmeye yönelik tüm önlemleri alma’ taahhüdünde bulundular.
Oysa İdlib’de sahada Türk askeri konvoyunun önünde HTS, yani El Nusra gidiyor.
Öyle anlaşılıyor ki, bu bir ilk de değil. Dünyada çatışmaları önlemek amacıyla kurulmuş olan uluslararası sivil toplum örgütü
International Crisis Group’un (ICG) ‘Suriye’nin İdlib Bölgesinde Felaketi Önlemek’ başlıklı raporunda, TSK’nın geçen sonbaharda
İdlib’in kuzeyinde, PYD kontrolündeki Afrin kantonuna bitişik bölgede üç gözlem noktası kurarken de benzer bir tablonun yaşandığı
anlatılıyor.
Örneğin, HTS militanları 8 Ekim 2017 tarihinde Dar Taziah bölgesinde bir Türk askeri keşif grubuna eşlik ederken
görülmüş. 12 Ekim 2017 tarihinde TSK’ya ait 30 silahlı aracın yine HTS savaşçılarının eşliğinde aynı yoldan geçtiği tespit edilmiş.
Bu konvoyun TSK’nın İdlib’deki ilk gözlem noktasını kuran ekip olduğu anlaşılıyor.
Bütün bu örnekler, gözlem noktalarının tesis edilmesinde HTS savaşçılarının kolaylaştırıcı bir rol oynadığını gösteriyor. ICG
raporunda, bu gözlem noktalarının HTS ile varılan bir mutabakat sonucu kurulduğu belirtiliyor, ‘Zaten güvence alınmadan
yapılabilmesi düşünülemez’ deniliyor. Ayrıca, raporda bu konuşlandırmalar için Rusya’nın rızasının alındığı da vurgulanıyor. 
Burada karşımıza bir ikilem çıkıyor. Türkiye Astana metinlerinin lafzını katı bir şekilde yorumlarsa, HTS ile mücadele
etmesi, çatışması gerekir.” (Sedat Ergin, “Tahrir El-Şam, İdlib’de Türk Askeri Konvoyuna Eşlik Edince”, Hürriyet, 15 Şubat 2018,
s.14.)
[68]  Ahmet İnsel, “İsrail Gibi Olmak?”, Cumhuriyet, 30 Ocak 2018, s.11.

23

[69]  Fatih Yaşlı, “ABD ve Rusya Arasında yeni-Osmanlı”, Birgün, 7 Şubat 2018, s.3.
[70]  “Erdoğan’dan Esad’la Görüşme Sinyali: Siyasetin Kapıları Son Ana Kadar Açık”, Cumhuriyet, 25 Kasım 2017, s.7.
[71]  Mustafa K. Erdemol, “Barışın Önündeki Tek Engel Ankara”, Cumhuriyet, 16 Şubat 2013, s.11
[72]  “Şam: Araplar ile Kürtler Birlik Olup Türk Güçlerine Dirensin”, 14 Şubat 2018…
https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201802141032254319-suriye- hukumeti-araplar- kurtler-birlik- olup-turk- gucleriyle-savassin/
[73]  “Eşeğe binip hava atan, ata binerse aklını kaybeder.”
[74]  “YPG yayılması ne o halka ne Ortadoğu’nun yerlilerine hayır sağlamaz. Ortadoğu’ya bir huzur ve denge sağlaması da
mümkün görünmüyor. ABD bugüne kadarki kararsız denge politikasından şiddetle uzaklaşıyor. Bir bakıma Rusya’nın Suriye’ye girip
yerleşmesi doğan boşluğu doldurmak oluyor. ABD politikasını takip edenlerin baş endişesi İran-Rusya- Türkiye ittifakı.” (İlber
Ortaylı, “YPG’ye Yer Yok”, Hürriyet, 28 Ocak 2018… http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/ypgye- yer-yok- 40723763)
[75]  Taner Timur, “Afrin, Doğaçlama Diplomasi ve ‘İstikrar’...”, Birgün Pazar, Yıl:14, No:567, 21 Ocak 2018, s.6-7.
[76]  Ergin Yıldızoğlu, “Siyasal İslâm’ın Son Sığınağı: Anti-Emperyalizm”, Birgün Pazar, 25 Şubat 2018…
https://www.birgun.net/haber-detay/siyasal- İslâm-in- son-siginagi- anti-emperyalizm- 205737.html
[77]  “Erdoğan’dan Kritik Sefer Görev Emri Açıklaması”, Hürriyet, 24 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-
dakika-erdogandan- kritik-aciklama- 40752516
[78]  Hakan Çelik, “Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uyuyan Devi Uyandırdılar”, Posta, 7 Şubat 2018, s.12.
[79]  Bülent Erandaç, ‘Kılıçdaroğlugiller Görmüyorlar’, Takvim, 1 Mart 2018, s.12.
[80]  Ergün Diler, ‘Türk Asrı’, Takvim, 1 Mart 2018, s.11.
[81]  Deniz Zeyrek, “Kılıçdaroğlu: ‘Zeytin Dalı’ Milli Bir Operasyondur”, Hürriyet, 10 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/deniz-zeyrek/kilicdaroglu- zeytin-dali- milli-bir- operasyondur-40737114
[82]  Serpil İlgün, “Mehmet Bekaroğlu: Afrin Operasyonu Meşru”, Evrensel, 29 Ocak 2018, s.14.
[83]  “Zeytin Dalı” adı konmuş harekâtının başladığı 20 Ocak 2018’den günümüze kadar sosyal medya üzerinden yapılmış
savaş karşıtı çıkışlar yüzünden 845 kişi gözaltına alındı. (Aydın Engin, “Savaşa Karşı Çıkmak Suç Olursa”, Cumhuriyet, 4 Mart 2018,
s.4.)
[84]  “Sosyal Medyada Afrin Harekâtı Gözaltıları 300’ü Geçti”, Cumhuriyet, 30 Ocak 2018, s.5.
[85]  “Economist: Türkiye Medyası Afrin’i Doğru Anlatmıyor”, Cumhuriyet, 2 Mart 2018…
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/936798/Economist__Turkiye_medyasi_Afrin_i_dogru_anlatmiyor.html
[86]  Kadri Gürsel, “TSK Suriye’den Neden Çıkmaz?”, Cumhuriyet, 13 Şubat 2018, s.10.
[87]  Kemal Can, “Afrin Gündemi Kısa Vadeli Görünmüyor”, Cumhuriyet, 5 Şubat 2018, s.14.
[88]  Ali Karataş, “Kürtler, Afrin ve Ortadoğu’da Kurtlar Sofrası”, Evrensel, 29 Ocak 2018, s.10.
[89]  “Esad’ın Danışmanından Türkiye’ye Afrin’de ‘İşgalci Durumundalar”, 19 Şubat 2018…
https://teletextnews24.org/2018/02/19/esadin-danismanindan- turkiyeye-afrinde- isgalci-durumundalar/
[90]  Sinan Çiftyürek, “Efrin İşgal Planı, Olası Gelişmeler ve Ulusal İttifak!”, 19 Ocak 2018…
http://www.sinanciftyurek.com/efrin-isgal- plani-olasi- gelismeler-ulusal- ittifak/
[91]  “BM’den Suriye’de Ateşkes Kararı... Zeytin Dalı Harekâtını Etkileyecek mi?”, 24 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika- bmden-suriyede- ateskes-karari- 40752828
[92]  “Macron: Ateşkes Afrin’i Kapsıyor”, Cumhuriyet, 27 Şubat 2018, s.6.
[93]  Erkan Polat, “Afrini Harekâtında Kaybeden Çok Kötü Kaybedecek!”, 8 Şubat 2018…
https://teletexnews.com/2018/02/08/afrini-harekâtinda- kaybeden-cok- kotu-kaybedecek- erkan-polat/
[94]  Ali Çatakcin, “Türk Devleti, Ortadoğu’daki Terörün Yeni Yüzüdür”, 4 Şubat 2018… http://deng24.com/turk-devleti-
ortadogudaki-terorun- yeni-yuzudur/
[95]  Fehim Taştekin, “Erdoğan’ın Kefil Olduğu ‘Milli Ordu’…”, 29 Ocak 2018…
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/01/29/erdoganin-kefil- oldugu-milli- ordu/
[96]  “ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’dan Art Arda ‘Afrin’ Açıklamaları”, Cumhuriyet, 14 Şubat 2018, s.7.
[97]  “ABD Dışişleri Bakanı Tillerson: YPG’ye Ağır Silah Verilmemiştir”, Cumhuriyet, 16 Şubat 2018, s.6.
[98]  Cansu Çamlıbel, “Pentagon Sözcüsü, Hürriyet’e Konuştu: Afrin’e Giden YPG’ye Destek Yok”, Hürriyet, 6 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/pentagon-sozcusu- hurriyete-konustu- afrine-giden- ypgye-destek- yok-40732514
[99]  “Menbic Krizi Büyüyor”, Cumhuriyet, 9 Şubat 2018, s.6.
[100]  “Trump: YPG’ye Artık Silah Yok”, Hürriyet, 25 Kasım 2017, s.20.
[101]  “ABD’nin YPG’ye Silah Yardımı Kesilecek mi?”, Birgün, 26 Kasım 2017, s.7.
[102]  Duygu Güvenç, “Normalleşme Rotası”, Cumhuriyet, 17 Şubat 2018, s.7.
[103]  Cansu Çamlıbel, “Türkiye ile İlişkimiz Stratejik ve Kalıcı”, Hürriyet, 6 Aralık 2017, s.26.
[104]  “Trump Türkiye’nin Desteğini İstiyor”, Hürriyet, 26 Kasım 2017, s.18.
[105]  Cansu Çamlıbel, “ABD İstihbaratı’ndan YPG İtirafı”, Hürriyet, 15 Şubat 2018, s.20.
[106]  “ABD Basını Bu İddiayı Konuşuyor...”, Hürriyet, 22 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abd-basinindan-
muthis-iddia- abd-turkiyeye- bunu-teklif- edecek-40750463
[107]  Sevil Erkuş, “Reuters’ın Haberi: Ankara, ABD’ye Menbic’te Ortak Konuşlanma Önerdi”, Hürriyet, 17 Şubat 2018, s.13.
[108]  Amerikalı Yetkili: Menbic’de YPG Şart Değil’… https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/03/01/amerikali-yetkili-
menbicde-ypg- sart-degil/
[109]  Taha Akyol, “Türkiye’yi Kuşatmak”, Hürriyet, 15 Şubat 2018, s.16.
[110]  Türkiye ile ABD arasında, Suriye’de öncelikli tehdidin ‘IŞİD mi PYD/YPG mi’ olduğu konusunda polemik devam
ederken, NATO’da yapılan değerlendirmelerde, büyük oranda temizlenen ve gücünü yitiren örgütün tehdidinin devam ettiği görüşü
hâkim. NATO Parlamenter Asamblesi toplantılarına katılan CHP’li Utku Çakırözer, NATO için en önemli tehlikelerin başında IŞİD
ve El Kaide’nin gelmeye devam ettiğini belirterek, “2017 yılında dünya çapında en fazla eylem yapan terör örgütü IŞİD. Tahminim
küresel olarak 5 bine yakın saldırı yaptılar” deyip ekledi:

24

“NATO’nun en tepe askeri ve sivil isimleri ‘Rusya’nın Suriye’de, Türkiye’ye yakın duruşunun ve işbirliğinin tek amacının
Ankara ile Washington ve Ankara ile NATO arasında ciddi çatlak yaratmak’ olduğu düşüncesindeler. Bu yüzden de Türkiye’nin
Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelerden ve YPG’ye ABD yönetimi tarafından verilen desteklerden duyduğu rahatsızlığın ve güvenlik
kaygılarının mutlaka dikkate alınması gerektiğini düşünüyorlar. Ancak bu konuda ittifak üyesi ülkeler arasında tam bir görüş birliği
yok.” (Duygu Güvenç, NATO İçin Tehdit IŞİD”, Cumhuriyet, 26 Şubat 2018, s.6.)
[111]  Serdar Turgut, “Washington Endişeleri”, Haber Türk, 10 Şubat 2018, s.2.
[112]  Deniz Zeyrek, “Türkiye-ABD İlişkileri: Komadan Yoğun Bakıma”, Hürriyet, 17 Şubat 2018, s.15.
[113]  Taha Akyol, “Amerika ile Yeni Dönem?”, Hürriyet, 17 Şubat 2018, s.14.
[114]  Sedat Ergin, “ABD-Washington Yolu Atlantik’ten Değil Menbic’ten Geçiyor”, Hürriyet, 17 Şubat 2018, s.12.
[115]  Abdulkadir Selvi, “ABD, Menbic’te Türk Askeriyle mi Savaşacak”, Hürriyet, 15 Şubat 2018, s.17.
[116]  Fikret Bila, ‘ABD, Türkiye’yi Durdurma Peşinde’, 1 Mart 2018, s.19.
[117]  “İlker Başbuğ: Menbiç’e Girmemizi ABD ve Rusya Engelledi”, Posta, 1 Mart 2018, s.10.
[118]  “PKK’nın Hamisi ABD”, Hürriyet, 15 Şubat 2018, s.14.
[119]  “Türkiye’den ABD’ye çok Sert Tepki: Artık İknaya Gelmeyin”, Hürriyet, 11 Şubat 2018…
http://www.hurriyet.com.tr/turkiyeden-abdye- cok-sert- tepki-artik- iknaya-gelmeyin- 40738526
[120]  ABD’nin, Türkiye’yi Menbic’e ortak etmesi sahadaki güç dengelerini ve ortaklıkları etkileyebilir… Ankara’nın Suriye
macerası, ABD’nin Türkiye ile Rusya arasındaki iş birliğinin sunduğu fırsat ve ortaklık neticesinde gösterdiği esneklik ile fiiliyatın
dayattığı acı gerçekler arasında belirsizliğe doğru gidiyor.
Kürtler yapılan değerlendirmelerde kendi özgül ağırlık ve iradelerinin denklem dışı tutulmasından rahatsız. Özerklik
projesinin organizatör gücü TEV-DEM’in medya koordinatörü Kardo Bokanî Kürtler açısından Menbic pazarlığının ne ifade ettiğini
Al-Monitor’a şöyle değerlendirdi: “Sıra Amerika’nın Rojava’ya yaklaşımına geldiğinde Beyaz Saray ile Pentagon arasında fark
görüyoruz. Beyaz Saray, Türkiye’ye meyletse de sahada IŞİD’in yenilgisine yardım eden komutanlarıyla birlikte Pentagon
Rojava’dan yana eğilim içinde. Kimin destekleneceğine dair siyasi ve askeri çevrelerde anlaşmazlık yaşandığında yönetim nihai
kararını komutanlardan yana verebilir. Eğer bu tez geçerliliğini korursa ve Amerikalı komutanların Menbic’de yaptıkları güçlü
açıklamalar ile Deyrizor’da rejim yanlısı güçlere düzenlenen saldırı dikkate alınırsa Amerikan güçleri büyük ihtimalle Menbic’den
çekilmeyecektir. Ayrıca SDG’den çekilmesini isteyecek durumda değiller (…) En kötü senaryoda ise Amerikalılar kentten
çekilebilirler.”
Peki Kürtler Fırat’ın doğusundaki kazanımlarını korumak adına Menbic’deki iddialarından vazgeçer mi? Şimdilik Amerikan
çıkarları için kendi gündemlerinden sapmayacaklarını söylemekle yetiniyorlar. Ancak son yedi yıldaki savrulmalar gösterdi ki
Suriye’de hiçbir şey “olmaz” değil. (Fehim Taştekin, “Menbic Pazarlığı: Mayın Tarlası”, Al-Monitor, 25 Şubat 2018…
http://sendika62.org/2018/02/menbic-pazarligi- mayin-tarlasi- fehim-tastekin- al-monitor- 476884/)
[121]  Aykan Sever, “Türkiye, ABD, Rusya Kıskacında Afrin”, 5 Şubat 2018… http://deng24.com/turkiye-abd- rusya-
kiskacinda-afrin- aykan-sever/
[122]  “YPG Genel Komutanı Hemo: Suriye Hükümeti Afrin’i Korumakla Sorumludur”, 6 Şubat 2018…
http://sendika62.org/2018/02/ypg-genel- komutani-hemo- suriye-hukumeti- afrini-korumakla- sorumludur-473166/
[123]  Kamışlı kentinde basın toplantısı düzenleyen PYD’liler Rakka’da buldukları Kafkasya kökenli 13 kadın ve 29 çocuğu
Rus yetkililere iade etti. Basın toplantısında konuşan PYD’nin silahlı kolu YPG’nin sözcüsü Nouri Mahmoud, “IŞİD ailelerini resmen
Rus yetkililere teslim ediyoruz” dedi. Abdül Kerim Ömer adlı bir SDG yetkilisi de yaptığı açıklamada, “Ellerine Suriyelilerin kanı
bulaşmamış Rusya vatandaşlarını iade ettik,” dedi. (“PYD, IŞİD’lı Aileleri Rusya’ya Teslim Etti”, Hürriyet, 14 Kasım 2017, s.21.)
[124]  Mustafa Peköz, “Erdoğan’a Tanınan Süre Doldu: Rusya’nın Suriye Stratejisinde Afrin Hamlesi”, 21 Şubat 2018…
http://sendika62.org/2018/02/erdogana-taninan- sure-doldu- rusyanin-suriye- stratejisinde-afrin- hamlesi-mustafa- pekoz-475984/
[125]  “Çözüm Federal Suriye’dir”, Özgürlükçü Demokrasi, 7 Kasım 2017, s.4.
[126]  Amin Maalouf, Doğudan Uzakta, Çev: Ali Berktay, Yapı Kredi Yay., 2012.
[127]  İşte bir örnek: “ABD, Duhok dağlarında askeri üs koruyor. Kürdler bunun ne anlama geldiğini bilince çıkarmalıdır. Ona
göre politikalarını yeniden belirlemelidirler. Çünkü ABD’nin bu hamlesinin büyük bir önemi vardır.
Kürdler bir kere eski alışkanlıklarını terk etmelidir. Hepimizin bildiği gibi eski alışkanlıklarımızdan bir türlü kurtulamıyoruz.
Beynimizin bir hücresinden aniden depşeri veriyor.
‘ABD, Kürdleri sattı,’ ‘ABD ikili oynuyor,’ ‘ABD, istese Türkleri durdurabilir,’ ‘ABD, birgün bizi bırakırsa hâlimiz ne
olur,’ gibi düşünceler ortaya dökülür.
Bu düşünceler nerede kaynaklanıyor dersiniz?
Bunun esas nedeni süreci ve de ABD’nin 21. yüzyılın GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’ni kavramamaktan ileri
gelmektedir.
GOP anlaşılırsa bu sorular sorulmaz. En aşağı Kürdler bu soruları sormaz.
Bu tür soruları kimi Kürd bilmemezlikten soruyor, kimi de düşmanın bilinçli olarak servis ettiği bu tür iddialarla Kürdleri
psikolojik olarak bunalıma sokmak, ABD’ye karşı nefret uyandırmak ve sonuç olarak Kürd-ABD ittifakını bozmaya çalışıyor.
Bu oyuna gelinmemelidir. Kürd millici güçleri bu konu da hassas olmalıdır.
Bir kere ABD, coğrafyamıza tatil yapmaya gelmemiştir. 20. yüzyılda coğrafyamız da kurulan statükoyu bozmaya gelmiştir.
Statükoyu koruyan devletler sömürgecilerimizdir.
Bu ne demektir? ABD, sömürgecilerimize savaş açmış demektir. Irak, Suriye ve bu sömürgecilerin egemenliğindeki
Kürdistan parçalarındaki Kürd kazanımları bunun kanıtıdır…
Her Kürd şunu çok iyi kavramalıdır. GOP’ne göre bağımsız Kürd devleti kurulacaktır. Bu da, ABD ile anlaşan Kürd politik
çevrelerin önderliğinden olacaktır. ABD, bunu Güneyli güçlerle yapmaya çalıştı. Hewler İktidar sahipleri, bu işin kalıbı olmadığını
gösterdiler. Bu nedenle ABD, ‘Bu iş bunlarla olmuyor,’ dedi ve onları bir kenara bıraktı.” (Hasan H. Yıldırım&Hussein Erkan, “ABD
Qandil’e Komşu Geliyor!”, 6 Şubat 2018… https://teletexnews.com/2018/02/06/abd-qandile- komsu-geliyor- hasan-h- yildirim-
hussein-erkan/)
[128]  “ABD 20 Üs Kurdu”, Cumhuriyet, 2 Mart 2018, s.7.

25
[129]  “PYD: ABD Suriye’de Kalmalı”, Hürriyet, 16 Kasım 2017, s.19.
[130]  Murat Çakır, “Afrin’de Vurulmak İstenen…”, Özgürlükçü Demokrasi, 3 Şubat 2018, s.10.
[131]  “Nasrallah: ABD Suriyeli Kürtleri Yarı Yolda Bırakacak”…
https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/02/16/nasrallah-abd- suriyeli-kurtleri- yari-yolda- birakacak/
[132]  “Fisk: ABD Kürtleri Terk Edecek”, Birgün, 26 Kasım 2017, s.7.
[133]  Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin eski başkanı Mesud Barzani, Afrin için endişeli olduklarını belirtip, “Operasyonun
en kısa zamanda son bulmasını istiyoruz,” diyerek ekledi: “Afrin’e Peşmerge göndermek oradaki meseleyi çözmez.” (“Mesud
Barzani’den Afrin Açıklaması: Peşmerge Yardım Edemez”… https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/01/27/mesud-barzaniden-
afrin-aciklamasi- pesmerge-yardim- edemez/)
Ayrıca Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki siyasi parti temsilcilerinden oluşan bir grup Afrin’e giderek “destek”
açıklamasında bulundu. Afrin’e ilaç ve çeşitli malzemeler götüren grupta bölgenin en büyük partilerinden, KDP’li milletvekili Ali
Halo, KYB’li milletvekili Abbas Fettah, Değişim Hareketi (Goran) Parlamenteri Şerko Heme Emin gibi isimler yer aldı.
KDP’li Ali Halo, “Afrin’in sesini dünyaya duyuracağız,” derken; Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) politbüro üyesi Mala
Bahtiyar da, Peşmerge’nin TSK’ya karşı koymak için Afrine destek birlik göndermeye hazır olduklarını ifade etti. (“Barzani
Vazgeçmiyor... Teröre Açık Destek!”, Hürriyet, 12 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/barzani-vazgecmiyor- terore-acik-
destek-40739735)
Bir not daha: “KDP -daha doğrusu Barzani- tarafından sözüm ona Rojava’daki partiler bir araya getirilerek ENKS
oluşturuldu. Bu oluşumla sözde Rojava’da her geçen gün bölünmelerle sayıları artan KDP bağlantılı partiler bir araya getirildi. Bu
oluşumun amacı Rojava Devrimi’nde KDP’nin etkinliğini arttırmaktı.” (Seyit Evran, “Maskeleri Düşmüş İhanet...”, Gündem, 1 Nisan
2016, s.12.)
[134]  Serdar Turgut, “ABD, YPG’yi Ne Zaman Satacak?”, Haber Türk, 20 Şubat 2018, s.2.
[135]  “YPG ise PYD’nin silahlı kanadı. Kürtçe adı ‘Yekineyen Parastina Gel’. Türkçesi galiba ‘Halk Koruma Güçleri’ demek.
Öcalan çok uzun süredir tam bir yalıtılmışlık konumunda. Arada geçen uzun sürede görüşlerini değiştirdi mi bilemem.
Bildiğim, bir Kürt ulus-devlet’i kurmayı reddediyor. Kimilerine ütopik gelse de o ısrarla Kürt siyasal hareketinin etkilediği
kesimlerine bir ulus-devlet kurma ülküsünden uzak durulmasını öneriyor. Kürtlerin yaşadığı Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan kopup
o topraklar üstünde bir bağımsız devlet kurmayı değil, o ülkelerin ulusal sınırlarının korunarak ama gevşetilerek ekonomik, siyasal ve
kültürel ilişkilerin alabildiğine yoğunlaştırılmasını savunuyor.
Kimileri için bu ileride kurulacak bir Kürt ulus-devletinin ön adımları, hazırlığı.
Ama bu bir niyet okuma. Buna karşılık Türkiye’de HDP’nin, Suriye’de PYD’nin bu siyasal yörüngeyi kesinlikle
benimsedikleri defalarca ilan edildi. Selahattin Demirtaş bunun altını her fırsatta çizdi. PYD adına Salih Müslim’in de aynı paralelde
açıklamaları var.
Her iki siyasal partinin bu çizgiden vazgeçtiklerine ilişkin bir açıklama, hatta bir söylenti duyulmadı.” (Aydın Engin, “PYD
Türkiye İçin Bir Tehlike mi?”, Cumhuriyet, 11 Mayıs 2017, s.10.)
Ve Süryanî Ulusal Konseyi Başkanı Bassam Said İshak, “Rojava’nın sistemi Türkiye’ye bir tehdit değil,” dedi. (Murat
Kuseyri, “Süryanî Konseyi Başkanı: Rojava Türkiye İçin Tehdit Değil”, Evrensel, 4 Mayıs 2016, s.11.)
[136]  Suriye’de Beşar Esad rejimi saflarında çatışan bir grup, Deyrizor’da YPG/ PYD’nın kontrolündeki enerji sahalarına
ilerlemek istedi. ABD’nin yoğun hava saldırılarıyla karşılık verdiği olayda, ABD’li savaş uçaklarının İran güçlerini hedef aldığı
ortaya çıktı. Saldırının ardından ABD’nin hedef aldığı ve YPG/ PYD’ye yönelik atağa geçen Esad destekçisi grubun kimliği belirsiz
kalmıştı. (“ABD Suriye’de İran Güçlerini Vurdu!”, Hürriyet, 8 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/gercek-ortaya- cikti-
abd-suriyede- iran-guclerini- vurdu-40735396)
ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun Deyrizor’da rejim güçleri ve Hizbullah milislerini vurduğu görüntüler
yayınlandı. Pentagon’un Suriye’de, YPG’lileri korumak için gerçekleştirdiği saldırıda, Rus yapımı tankların hedef alındığı ortaya
çıktı. Rus basını ise saldırıda ‘Wagner’ olarak bilinen 40 Rus paralı askerin hayatını kaybettiğini iddia etti. (“ABD Vurdu! Rus Basını:
‘40 Rus Askeri Öldü’”, Hürriyet, 14 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/pentagon-yayinladi- abd-rus- askerleri-vurdu-
40741298)
[137]  “ABD’den Terör Örgütü YPG’ye Skandal Destek!”, Hürriyet, 8 Şubat 2018… http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abdden-
teror-orgutu- ypgye-skandal- destek-40734858
[138]  Onur Erem, “Suriye’de Çözüm İçin Federasyon Gerekiyor”, Birgün, 17 Mart 2016, s.13.
[139]  IŞİD’ın merkezi Rakka’nın ele geçirilişi sonrası kentteki stadyumda zafer konuşmasını yapan ABD destekli SDG sözcüsü
Talal Silo 14 Kasım 2017 akşamı PYD bölgesinden Cerablus’a geçerek ÖSO güçlerine teslim oldu. ÖSO üzerinden bağlantı kurulan
Silo’nun, Türkiye’den sığınma talep ettiği, can güvenliği için güvence istediği öğrenildi. (Fevzi Kızılkaya, “Kritik İsim Sığınma
İstedi”, Hürriyet, 16 Kasım 2017, s.19.)
[140]  Samir Amin, Kapitalizmden Uygarlığa- Sosyalist Perspektifin Yeniden İnşası, Çev: Yağmur Dönmez-Naim Atabağsoy,
Yordam Kitap, 2017.
[141]  “Benim zamanımda tarihe bakış konusundaki en verimli değişim sanırım ‘alttakilerin tarihi’ olgusunun ortaya çıkmasıdır.
Yani, sıradan halkın da bir tarihi olduğu, belki de değişim veya devamlılık bakımından tarihsel süreçte sandığımızdan daha belirleyici
bir rol oynadıkları anlayışı. Sanırım bu yeni vurgu, daha bilinçli bir demokratik toplumun ortaya çıkmasıyla ilgili. Tarih artık sadece
krallar ve metresleri, başbakanlar, savaşlar, yasalar ve parlamentodaki tartışmalarla ilgilenmiyor.” (Christopher Hill, Marksizm ve
Tarih, Hazırlayan: Aynur Toraman, Çevirenler: Aynur Toraman-Elifcan Karacan, Kor Kitap, 2017, s.119.)
[142]  Ömer Ağın, “… ‘Yeni Kürt Aydını’ Atılacak Cesur Adımlarla Doğacak”, Özgürlükçü Demokrasi, 15 Kasım 2017, s.7.
[143]  “Son iki yüz yılın geçerli statükocu ulus devlet anlayışı çerçevesinde örgütlenmiş olan küresel kurumlaşmaların, Kuzey
Suriye Halklar Direnişi’nin ortaya çıkardığı bu yeni gerçek karşısında bir durum değerlendirmesi yapması gerekir. Çünkü uluslararası
denen bu yapılar, aslında devletlerarası yapılardır ve devletleşmemiş ulusları, halkları muhatap konumda görmemektedirler. İç ve dış
hukukları buna göre organize olmamış. Devletleşmemiş bir ulusun mücadelesi haklı da olsa, bu devletlerarası yapıların hukuku
tanımıyor, resmi muhataplık oluşturmuyor. İşte XX yüzyıldan kalma en büyük statüko budur. Dünya halkları ve ulusları arasında

26

yaşanan en büyük adaletsizlik bundan kaynaklıdır. Çağın Direnişi, dünyaya hâkim kılınmış bu geçerli statükoda büyük bir çatlak
yaratmıştır.” (Newroz Arif, “Efrin Direnişi 20. Yüzyıl Statükoculuğunda Çatlak Yarattı”, Özgürlükçü Demokrasi, 10 Şubat 2018, s.2.)
[144]  Sedat Ergin, “ABD Suriye’de Kürtlerle Ne Yapmak İstiyor?”, Hürriyet, 17 Ocak 2018, s.14.
[145]  Oral Çalışlar, “Kürt Sorununda Yeni Sinyaller…”, Posta, 16 Mayıs 2017, s.18.
[146]  ABD Başkanı Trump’ın 12 Aralık 2017’de Pentagon’un Suriye’deki ortaklarına gönderilmek üzere hazırladığı 393.3
milyon dolarlık silah listesini onayladı… Trump bütçeyi onaylayarak Pentagon’un 2018’de bu gruplara aralarında binlerce tanksavar,
ısı güdümlü füze, roketatar ve doçkanın da bulunduğu sofistike silahları gönderme önerisini kabul etmiş oldu. Eğit-donat fonu
kapsamında 2018 yılı için Irak’a 1 milyar 269 milyon dolar, Suriye’ye ise 500 milyon dolar ayrıldı. Pentagon’un Suriye stratejisi 2018
yılında SDG içindeki Arap unsurların artırılmasını öngörüyor. Bütçede şu ana kadar Suriye’de eğit-donat kapsamında desteklenen
muhalif sayısı 25 bin olarak gösterildi. 2018 yılında ABD tarafından desteklenen savaşçı sayısının 5 bin kişilik bir artışla 30 bin kişiye
çıkmasının planlandığı belirtildi. Listede 120 mm’lik havan topları da bulunuyor. (Cansu Çamlıbel, “Trump’tan O Listeye Onay”,
Hürriyet, 23 Aralık 2017, s.25.)
[147]  İlhan Uzgel, “ABD’nin Ortadoğu Stratejisinin İlk Aşaması”, 5 Mart 2018…
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/03/05/abdnin-ortadogu- stratejisinin-ilk- asamasi/
[148]  Sungur Savran, “Türkiye ile ABD, Esad ile PYD Birbirine Zeytin Dalı Uzatırken”, Gerçek, 24 Şubat 2018…
http://gercekgazetesi.net/uluslararasi/turkiye-ile- abd-esad- ile-pyd- birbirine-zeytin- dali-uzatirken
[149]  İsmet Konak, “Rus Basınında ‘Afrin İşgali’: Neyin Taktiği, Kimin Hatası?”, 27 Ocak 2018…
http://sendika62.org/2018/01/rus-basininda- afrin-isgali- neyin-taktigi- kimin-hatasi- ismet-konak- 470765/
[150]  Cevriye Aydın, “Ölü İnsan Zeytin Ağacı Dikemez!”, Evrensel Ekmek ve Gül, No:95, 3 Şubat 2018, s.3.
[151]  “İşçi Sınıfı ve Emekçiler Yayılmacı savaşları Reddetmeli, Halkların Kardeşliğini Savunmalıdır”, Kızıl Bayrak, No:2018/
04, 26 Ocak 2018, s.2.
[152]  Hüseyin Şimşek, “Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Murat Sevinç: Barışı Savunmak Neden ‘İhanet’ Olsun!”, Birgün, 24
Ocak 2018, s.7.
[153]  Emrah Kolukısa, “Ataol Behramoğlu: Savaşın Yüceltilmesi İnsanlığa Karşı Suçtur”, Cumhuriyet, 2 Şubat 2018, s.15.



Bu yazı 7247 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI