’Çocuklarımız ölmesin yaşam hakkı kutsaldır’ diyen yerlerde sürüklenen  ‘beyaztül bed’li Anneler:

'Tülbendimizden Korkuyorsunuz, Korkmayın'

Çocukları açlık ve ölüm orucunda olan ailelerin, ’Çocuklarımız ölmesin yaşam hakkı kutsaldır’ diyerek açlık ve ölüm oruçlarına dikkat çekme için  ‘Yaşama Bir Ses Ver’ eylemlerinde anneler iktidarın kolluk kuvvetlerince darp ediliyor, insanlık onurunu ayaklar altına alınıp yerlerde sürükleniyor.

Annelerin, açlık grevi ve ölüm oruçlarına dikkat çekmenin simgesi haline gelen ‘beyaz tül bet’lerden  “Reis” in iktidarı korkar olmuştur. Yerlerde sürüklenen tutuklu annelerinden Aysel Tutan, “Bizi başı açık bir şekilde yerlerde sürükleyenler, annelerden ne kadar korktuklarını gösteriyor. Tülbendimizden korkmayın” diye seslendi.

Açlık grevinde olan tutukluların anneleri çocuklarının taleplerinin karşılanarak bir an önce açlık ve ölüm oruçlarının sonlandırılması için kamuoyunu duyarlı olaya çağıran açıklamalar yapmaya çalışmaları her seferinde polisin şiddetiyle karşılamışlardır.

Diyarbakır/ Bağlar ilçesi Koşu Yolu Parkında aynı niyetle açıklama yamak isteyen anneler yine her zaman ki gibi polisin sert müdahalesiyle karşılamış, yerlerde sürüklenmişlerdir. Polisin şiddetine maruz kalan annelerden Hayriye Demir, Yaşar Akboğa ve Rabia Ataş avukatlarıyla birlikte Diyarbakır Adliyesi'ne giderek, polisler hakkında suç duyurusunda bulundular.

Açlık grevi ve ölüm oruçları karşısında sağır ve dilsizliği oynayan devlet yetkililerine seslenen annelerden Aysel Tufan; “Çocuklarımız orada açken biz nasıl oturalım. Biz oturmayacağız, direneceğiz. Anneler çocuklarının sesini duyuracak, Leyla Güven’in sesini duyuracak. Bir an önce sesimizi duyun. Bir an önce bu tecridi kaldırın. Bir an önce çocuklarımıza müjde verelim” dedi

Adalet Bakanına, ‘Adalet Bakanı nerdesin?’ diye soran Aysel Tufan“Çocuklarımız ölüyor. Biz anneyiz. Ramazan ayındayız, bizi bu alanlardan çıkarın. Namazımızda, Kuran’ımızda oturalım. Bizi alanlara çıkmaya mecbur bırakmayın. İstediğimiz çok değil. Tek isteğimiz çocuklarımızın yaşaması. 6 aydır annelerin acısını görmüyorsunuz. Adalet Bakanı, Erdoğan, CHP neden sesimizi duymuyorsunuz?” diye feryat etti.

Açıklama yapmak istedikleri yerlerde Polisin sert müdahalesine dikkat çeken Aysel Tufan, “Tülbendimizden korkmayın. Bu tülbent 30 yıldır başımızda. Bu barış simgesidir. Annelere yönelik her türlü şiddeti kınıyorum. Beni yerlerde sürüklediler. Direndim, hem beni tutuyorlar hem arkamdan sırtıma vuruyorlar hem de tekmeliyorlar. Sürekli takım elbiseli bir polis talimat veriyor ve polisler bize saldırıyor. Başka bir eylemde o polisi gördüm, ‘utanmıyor musun?’ diye sordum. O polisin annesi çocuğunu nasıl yetiştirmiş. Neyle beslenmiş bu insanlar. O polis hangi kanla beslenmiş ki; o kadar öfkeyle, nefretle annelere saldırıyor”

Eylemlerini aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Aysel Tufan, “Bizi başı açık bir şekilde yerlerde sürükleyenler, annelerden ne kadar korktuklarını gösteriyor. Buna rağmen barış istiyoruz. Ben pes etmeyeceğim. Ben direnen çocukların annesiyim. Bu direniş sürdükçe ben alanlardayım. Bütün anneler alanlarda olacak. Sonuna kadar direnişi sürdüreceğiz. Bir anne olarak, alanlarda olacağım. Türk annelere de çağrımız var; sizde bize destek olun. Biz barış istiyoruz, asla savaş istemiyoruz. Ne bizim çocuklarımız ölsün, ne sizin çocuklarınız ölsün. Ne polis ne asker nede gerilla ölsün. Herkes elini vicdanına koysun.” Dedi

Emekten, demokrasiden yana olan toplumsal muhalefet Annelerin sesine ses katmak için açıklamalar yapıyor, destek olmaya çalışıyor. Ancak bu sesi büyütmek, tüm emek ve demokrasi güçlerinin ertelenemez görevleri arasında olduğunu hatırlatmakta yarar var. Çünkü ya barbarlığa boyun eğeceğiz yada barlığa karşı top yekûn direneceğiz.

 Direnmeliyiz!