Bugun...



Yunanistan şantaja uğruyor, çıkış yolu Eurozone’u terk etmek / Costas Lapavitsas

Birkaç gün önce Yunan hükümeti “kurumlar”la—Avrupa Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası—yaşanan açmazı çözmek üzere bir öneri listesi sundu. Temelde, hükümet katı faiz dışı fazla hedefini kabul etti: 2015 için % 1 ve 2016 için % 2. Bu hedefleri tutturmak için de yaygın bir şekilde kullanılan bir dizi tüketim maddesi üzerindeki KDV oranını artırmayı, aynı zamanda da “yüksek” gelirli ailelerin ve işletmelerin gelirleri üzerine bir dizi vergi koymayı teklif etti. Hükümet ayrıca emeklilik düzenlemeleri üzerinden de önemli miktarda tasarruf elde etmeyi önerdi. Bu derhal uygulanacak tedbirler toplamda 8 Milyar Euro’ya tekabül ediyor.

facebook-paylas
Tarih: 28-06-2015 04:33

Yunanistan şantaja uğruyor, çıkış yolu Eurozone’u terk etmek / Costas Lapavitsas

Yunanistan şantaja uğruyor, çıkış yolu Eurozone’u terk etmek

Costas Lapavitsas  

Birkaç gün önce Yunan hükümeti “kurumlar”la—Avrupa Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası—yaşanan açmazı çözmek üzere bir öneri listesi sundu. Temelde, hükümet katı faiz dışı fazla hedefini kabul etti: 2015 için % 1 ve 2016 için % 2.  Bu hedefleri tutturmak için de yaygın bir şekilde kullanılan bir dizi tüketim maddesi üzerindeki KDV oranını artırmayı, aynı zamanda da “yüksek” gelirli ailelerin ve işletmelerin gelirleri üzerine bir dizi vergi koymayı teklif etti. Hükümet ayrıca emeklilik düzenlemeleri üzerinden de önemli miktarda tasarruf elde etmeyi önerdi. Bu derhal uygulanacak tedbirler toplamda 8 Milyar Euro’ya tekabül ediyor.

 

Yunan ekonomisinin tekrardan bir resesyonun eşiğinde olduğu bir dönemde, bu paket açık bir şekilde deflasyonist bir pakettir. Bu önerilerin, özellikle AB tarafından desteklenecek bir yatırım programı tarafından dengelenmesi çok küçük bir olasılık olduğuna göre, 2015 ve 2016 yıllarında çok daha yüksek bir işsizliğe ve üretimin daralmasına katkıda bulunacağına dair neredeyse şüphe yok. Bu, Syriza hükümeti için çok büyük bir geri adımdır.

 

Herkesi şaşırtan bir şekilde, IMF’nin öncülük ettiği “kurumlar”ın cevabı, aynı hedeflere ulaşmak için çok daha sert tedbirler talep etmekti. Bunlar KDV’de daha keskin bir artışı, işletmeler üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini ve daha fazla emeklilik sistemi tasarruflarını içeriyordu. Eğer bu talepler karşılanırsa, hükümet işçiler ve yoksullar üzerindeki artan vergi yükünü (daha zengin kesimlere) kaydırdığını iddia edebilecek durumda bile olmayacak.

 

Tüm Yunanistan için, bu temelde varılacak bir anlaşma olasılığı tek kelimeyle korkunçtur. Yunanistan, dişe dokunur bir borç hafifletilmesi veya ciddi bir yatırım programı ihtimali olmadan, kreditörler tarafından dikte edilen acımasız kemer sıkma önlemleri almaya zorlanacaktır. “Kurumlar”, 2010’dan bu yana durmaksızın başarısızlığa uğrayan ve milli gelirde büyük daralmalara, muazzam işsizliğe ve yoksullaşmaya neden olan politikaları bir kez daha dayatmaya çalışıyorlar. Bu, Syriza hükümetinin bütünüyle aşağılanmasına eşlik eden ulusal bir felaket anlamına gelir.

 

Avrupa Birliği’ne pembe gözlükle bakmayanlar için kreditörlerin bu tutumunda herhangi bir şaşırtıcılık yoktur. AB ve özellikle avro bölgesi kemer sıkmanın esiridir, hatta bunu altılı paket ve ikili paket olarak adlandırılan düzenlemelerle kurumsallaştırmaktadır. Kreditörler Yunanistan’da kemer sıkmaya son vermeyi reddetmişler, ve saçma bir şekilde kemer sıkmanın “başarılı” olduğuna inanmış görünmektedirler. Dahası, Avrupa statükosuna meydan okumaya cüret etmiş bir sol hükümeti yenilgiye uğratmaya da istekli görünmektedirler. Yunanistan’ın kendi hataları ne olursa olsun, Avrupa Yunanistan’a acımasız ve kötü yüzünü göstermiştir.

 

Gerçek soru ise şu: Syriza hükümeti bu olağanüstü talepleri kabul edecek mi? Bu şantaja boyun eğecek mi? Syriza, avro bölgesi içinde kalarak, kemer sıkmaya son verme ve Yunanistan’a radikal bir değişiklik getirme stratejisiyle Ocak 2015’te seçimleri kazandı. Syriza kazandığı bu güçlü demokratik yetkinin kreditörlerle olan zorlu müzakerelerde başarılı olmasına yardımcı olacağına inandı. Ancak gerçekler farklı şekilde tezahür etti. Kreditörler Eurozone’un yapısından faydalanarak Yunan tarafının belini büken likidite ve kaynak kısıtını ortaya çıkardılar. Aynı zamanda, hem kreditörler hem de kemer sıkma politikasının devamından yana olan ülke içindeki güçler—çoğunlukla zenginler ve finansal elit—Grexit (Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkması anlamına gelen “Greek Exit” kelimelerinden türetilmiş bir kısaltma, ç.n) konusunda utanmazca bir felaket tellalığını sürdürdüler. Bu şartlar altında, paranın gücüyle karşılaşan Syriza’nın stratejisi çözülmeye başlıyor.

 

Yunanistan ve Syriza hükümeti şimdi acımasız Eurozone gerçekliğiyle karşı karşıya geldiler. Kreditörler, ülkeyi parasal birlik içerisinde tutmak için Syriza’nın şantaja boyun eğmesini ve ulusal bir çöküşe sebebiyet verecek politikaların kabul edilmesini istiyorlar. Yunan toplumu, son beş yıllık deneyimin gösterdiği üzere, düşük büyüme, yüksek işsizlik, kemikleşmiş bir yoksulluk ve vasıflı işgücü göçüyle karşı karşıya kalacak.

 

Yunanistan için alternatif bir yol daha var, ve bu euro bölgesinden çıkışı içeriyor. Çıkış ülkeyi para birliği tuzağından kurtarıp, toplumu ve ekonomiyi hayata döndürecek politikaları uygulamasına imkan verecektir. Başlangıçta önemli uyum zorlukları gerektirse de, euro bölgesinden çıkış yeni bir umut vaadeden uygulanabilir bir yolu açacaktır.

 

Seçim en nihayetinde Yunan halkına bağlı. Sıklıkla nakledilen ve Eurozone üyeliğine büyük bir destek olduğunu gösterdiği öne sürülen anketlere rağmen, tabandaki gerçeklik işçiler, yoksullar ve tahrip edilmiş alt-orta sınıf arasındaki yaygın öfke ve hayal kırıklığıdır. Bahsedilen gruplar, ülkeyi, sosyal adaleti gözeten farklı bir büyüme yörüngesine sokabilecek toplumsal katmanlardır. Bu bakımdan, kendi stratejisini yeniden değerlendirmek ve Yunan halkına yeni bir liderlik sunmak Syriza’nın görevidir. Gelecek günlerde Syriza’nın etkili sol kanadı Sol Platform’undan önemli bir müdahale beklenebilir. Yunanistan’ın acele bir kamuoyu tartışmasına ve politikalarının yendien şekillendirmesine ihtiyacı var. Ülkenin ayakta kalacak gücü vardır, ve ayakta da kalacaktır.

 

[The Guardian’daki İngilizce orijinalinden Mehmet Erman Erol tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]




Bu haber 934 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Çeviri Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI