Bugun...



Demir Küçükaydın ​ yazdı:Marks’ın Temel Eseri Kapital Neden Marksist Bir Kitap Değildir?

Marks’ın iki önemli keşfi vardır. Birincisi Toplum Bilimi’dir, yani “Sosyoloji”dir. Diğeri ise o zamanlar Ekonomi Politik denen ve konusu Meta’nın, yani değişim değerinin ve dolayısıyla emeğin, ortaya çıkışıyla ortaya çıkmış, Sosyoloji’nin konusu olan Toplum’dan tamamen farklı kendi özgül yasaları olan hareketin bilimi.

facebook-paylas
Güncelleme: 01-11-2017 01:20:33 Tarih: 31-10-2017 18:19

Demir Küçükaydın ​ yazdı:Marks’ın Temel Eseri Kapital Neden Marksist Bir Kitap Değildir?

 

Marks’ın Temel Eseri Kapital Neden Marksist Bir Kitap Değildir? 

Demir Küçükaydın 

 

Marks’ın iki önemli keşfi vardır. Birincisi Toplum Bilimi’dir, yani “Sosyoloji”dir. 

Diğeri ise o zamanlar Ekonomi Politik denen ve konusu Meta’nın, yani değişim değerinin ve dolayısıyla emeğin, ortaya çıkışıyla ortaya çıkmış, Sosyoloji’nin konusu olan Toplum’dan tamamen farklı kendi özgül yasaları olan hareketin bilimi. 

Marks bu bilimin de kurucusu ve kurduğu an da yok edicisidir. 

Bu iki ayrı bilimi vurgulamak ilk bakışta anlamsız gibi gelebilir ama Kapital’in kavranması bakımından bu hayati önemdedir. 

Marks ve Engels bu farkın ve tanımlamaların üzerinde fazla durmamışlardır. Bu nedenle de bu iki alandaki çalışmaları birbirine karıştırılmıştır ve karıştırılmaktadır. Ama onlar bunların iki farklı ve birbirinden bağımsız iki farklı alana ilişkin keşifler olduğunun bilincindeydiler. Ne var ki bunu farklı kavramsal araçlarla ifade ediyorlardı. Biraz bunu görelim. 

Mark Engels birinci keşiflerine, Tarih Bilimi diyorlardı başlangıçta. Ve örneğin bu bilimin ilk temellerini atıp kendilerini nasıl olsa aydınlattıklarını söyleyip “farelerin kemirici eleştirisine” bıraktıkları “Alman İdeolojisi”nde: Bir tek bilim vardır Tarih bilimi o da doğa ve toplum tarihi diye ayrılır diyorlar ve kendilerinin toplumun tarihini ele aldıklarını söylüyorlardı. 

Engels daha sonraları buna “tarihin materyalist açıklaması” da demiştir. “Tarihsel Maddecilik” diye bilinir. Bu ad yanıltıcıdır, yaptıkları “ismiyle müsemma” değildir; “zarf ile mazruf” birbirine tam uymamaktadır. Marks ve Engels’in adlandırmalarından, var olan bir bilim içinde, teorilerden bir teori gibi bir anlam çıkmaktadır. 

Aslında yaptıkları bir bilim içinde açıklayıcı bir teori oluşturmak değil, bizzat o bilimi de kurmaktır. Ve kurdukları Toplum Bilimidir. Şimdi sosyoloji diye tanımlanan ComteWeber vs.nin kurdukları söylenen “Sosyolojiler”, Marks’ın kurduğu bilime karşı kurulmuş ideolojilerdir. 

Özetle, Marksizm, Toplum Bilim yani sosyolojidir. Sosyolojinin kısa adı, “lakabı”dır. “Das Kapital Marksist bir kitap değildir” derken, Marksist’i bu anlamda kullanıyoruz. Yani sosyolojik bir kitap değildir demiş oluyoruz. 

Mark Engels’in kullanımlarında, adlandırmaktaki aynı dikkatsizlik Ekonomi Politik alanında da görülür. 

Bir yandan zaman zaman ekonomi politiği genel olarak toplumun ekonomi temeli anlamında kullanırlar; ama diğer yandan, yapılan keşfi ciddi olarak tanımlamaya gelince onun özgül yasaları olan ayrı bir alan ve bilim olduğunu ifade ederler. 

Ancak bunu böyle açıkça farklı bir alan olarak tanımlamaktan ziyade, kapitalist toplumun hücresinin meta olduğu gibi, onun analizine bu hücreden başlandığı veya “insanın anatomisi maymunun anatomisinin anahtarıdır” gibi ifadelerle açıklarlar. 

Sonradan gelenler bunların anlamı üzerine neredeyse hiç düşünmemişler ve bu da iyice kafa karışıklığına, Marks’ın bir “Ekonomi Politikçi” olduğu gibi yaklaşımlara; Kapital’in Kapitalist toplumun alt yapısını ele alan bir sosyoloji kitabı olduğu gibi anlaşılmasına ve tamamen yanlış sonuçlar çıkarılmasına yol açmıştır. 

* 

Toplum Bilimi, birbirinden habersizce iki kez kurulmuştur: İbni Haldun ve sonra Marks-Engels tarafından. Marks ve Engels bunun bağımsız bir bilim olduğunu belirtmekten ziyade bir “teori”, “incelemelerine kılavuzluk etmiş olan genel sonuç” gibi terimlerle tanımlamışlardır. 

Ama böyle ifade etmemekle birlikte bunun yepyeni bir alanın bilimi olarak da tanımlarlar. 

Örneğin Engels Marks’ın mezarı başında yaptığı konuşmada Marks’ın bu keşfini şöyle özetler: 

“Nasıl ki Darwin organik doğanın gelişme yasasını bulduysa, Marx da insan tarihinin gelişme yasasını, yani insanların, siyaset, bilim, sanat, din, vb. ile uğraşabilmelerinden önce, ilkin yemeleri, içmeleri, barınmaları ve giyinmeleri gerektiği; bunun sonucu, maddi ilksel yaşama araçlarının üretimi ve, böylece, bir halk ya da bir dönemin her iktisadi gelişme derecesinin, devlet kurumlarının, hukuksal görüşlerin, sanatın ve hatta söz konusu insanların dinsel fikirlerinin üzerinde gelişmiş bulundukları temeli oluşturdukları ve, buna göre, bütün bunların şimdiye değin yapıldığı gibi değil, ama tersine, bu temele dayanarak açıklamak gerektiği yolundaki, daha önce ideolojik bir saçmalıklar yığını altında üstü örtülmüş bulunan o temel olguyu buldu.” 

Alman İdeolojisi ve Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’nın Önsözü’nde bu bilimin en temel kavramlarını açıklar; teorik temelini kurarlar. 

Diğer başka eserlerinde (örneğin Fransız üçlemesi veya Ailenin Kökeni gibi) bu bilimin somut bir tarihi dönemi açıklamak için uygulaması ve temel önermelerinin kontrolü, yani olayların mihenk taşına vurulması vardır  

İşte tam burada hiç anlaşılmayan noktaya geliyoruz. Marks’ın bu temel teorik önermesine göre “ekonomik temel” öncelikli olduğuna göre, buradan kaba bir çıkarsamayla, sanılır ki, Marks, Das Kapital’de kapitalist toplumun bu alt yapısını açıklayacak sosyolojik temel kavramları ve yasaları formüle ediyor. 

Bu Marks’ın Kapital’ini hiç anlamamak demektir. 

Kapital’de toplumun değildeğerin, metaın hareketinin yasaları incelenir. 

Bu toplumdan ve toplumsal hareketten tamamen farklı bir hareket ve varoluştur. Elbette bu varoluş ve hareket kapitalist ilişkilerin yaygınlığı ölçüsünde tüm toplumsal hayatı belirler ama farklı karakterde bir harekettir. Toplumu belirleyen ama toplumsal olmayan bir hareket söz konusudur burada. 
 Sosyolojinin, yani Marks’ın formüle ettiği yasalar, toplumsal gelişimin belli bir aşamasında yepyeni bir varoluş ve hareket biçiminin ortaya çıktığını ve bunun tüm toplumsal hareketi kendi yörüngesine çektiğini gösterir. Ama toplumsal tam yaşamı kendi yörüngesine alan o varoluş ve hareket biçimi toplum biliminin konusuna girmez ve toplumsal bir hareket değildir. 

İşte Marks, Kapital’de sosyolojik olmayan ama tüm toplumsal hayatı kendi girdabına alan bu yeni ve başka hareket biçimini inceler. Bu hareket ve varoluş, topluma ilişkin ilk keşfinden tamamen farklı bir bilim ve bilgi alanıdır. Buna o zamanlar Ekonomi Politik denmektedir. 

Ama Marks’ın yaptığını anlamak için bu da yetmez. Çünkü Marks’ın Kapital’inin alt başlığı “Ekonomi Politiğin Temelleri” veya “Ekonomi Politiğe Giriş” değildir; “Ekonomi Politiğin Eleştirisi”dir. 

Neden böyledir? 

Bunun üzerine biraz düşünelim ve neden böyle dediğini anlamaya çalışalım. 

O Zaman Marks’ın ömrünü verdiği temel eserinin niçin “Marksist” yani Sosyolojik bir eser olmadığını daha iyi görebiliriz. 

Ekonomi Politiğin konusunun Sosyolojiden farklı olduğu Engels’in şu sözlerinde çok daha açık görülebilir. 

Ekonomi politik, meta ile, [yani] ürünlerin ya bireyler tarafından ya da ilkel topluluklar tarafından birbiriyle değişildikleri anda başlar.” (Friedrich Engels, "Karl Marks'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'sı") 

 




Kaynak: mailden

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 1474 defa okunmuştur.


Etiketler : Karl Marx Kapita

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI