Bugun...



'Esadullah timi DAİŞ'in Türkiye yapılanmasıdır'

Kürdistan\'da sivil insanların katliamı ile süren sokağa çıkma yasaklarına ilişkin hazırlanan raporu paylaşan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, bölgede görevlendirilen ve \"Esadullah timi\" denilen grupları \"DAİŞ\'in Türkiye yapılanması\" olarak nitelendirdi ve bu yapılanmanın HDP\'li vekillerde dahil herkesi öldürmeye çalıştığını söyledi. HDP\'li Mithat Sancar ise onlarca kent merkezinde toplamda 4 aylık bir sokağa çıkma yasağı yaşandığını ve bununla \"Kürtlerin kolektif bir şekilde\" cezalandırıldığını söyledi

facebook-paylas
Tarih: 02-12-2015 18:55

'Esadullah timi DAİŞ'in Türkiye yapılanmasıdır'

'Esadullah timi DAİŞ'in Türkiye yapılanmasıdır'

 

 

Kürdistan'da sivil insanların katliamı ile süren sokağa çıkma yasaklarına ilişkin hazırlanan raporu paylaşan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, bölgede görevlendirilen ve "Esadullah timi" denilen grupları "DAİŞ'in Türkiye yapılanması" olarak nitelendirdi ve bu yapılanmanın HDP'li vekillerde dahil herkesi öldürmeye çalıştığını söyledi. HDP'li Mithat Sancar ise onlarca kent merkezinde toplamda 4 aylık bir sokağa çıkma yasağı yaşandığını ve bununla "Kürtlerin kolektif bir şekilde" cezalandırıldığını söyledi

 HDP, son bir kaç aydır uygulanan sokağa çıkma yasaklarına ilişkin rapor hazırlayarak, Meclis'e sundu. Konuya ilişkin HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve HDP Mêrdîn Milletvekili Mithat Sancar, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek, önemli açıklamalarda bulundu.

'Farqîn viraneye çevrildi'

Sokağa çıkma yasağı uygulamaları nedeniyle neredeyse 20 bin insanın Farqîn'den göçertildiğini belirten Baluken, ilk yasaktan bu yana Farqîn'de 16 sivilin katledildiğini söyledi. Yasağı, "büyük savaş ve yıkım operasyonu" olarak nitelendiren Baluken, bu saldırılar sonrasında neredeyse hedef alınmayan tek bir evin kalmadığını dile getirdi. Baluken, ilçede işkence yapıldığını, gazeteci ve STK temsilcilerinin tehdit edildiğini belirterek, "Orada gazetecilerin kafasına silah dayandı. Can Dündar ve Erdem Gül'ü cezaevine gönderen süreç Farqîn'de gazetecilerin kafasına silah dayandırılmasıyla başladı. Bir darbe uygulaması adeta Farqîn'ı viraneye çevirdi" dedi.

'DAİŞ'in Türkiye kolu iş başında'

Baluken, ilçede her türlü insan hakkının ve hukukun askıya alındığını ve ilçede paramiliter güçlerin devreye sokulduğunu söyledi. Bölgede devreye sokulan yapıları "DAİŞ'in Türkiye kolu" olarak nitelendiren Baluken, "Türkiye'nin DAİŞ kolu olan Esadullah timi ve gladyonun işbirliği ile bu süreç yaşanıyor" diye konuştu. Esadullah Timi'ne ilişkin şimdiye kadar çok sayıda önerge verdiklerini belirten Baluken, ancak hükümetin bu konuda herhangi bir yanıt vermediğini belirterek, hükümetin sorumluluktan kaçtığını söyledi. Baluken bunu, "Halkın yaptığı 'DAİŞ'in Türkiye kolu' değerlendirmesinin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor" sözleriyle değerlendirdi.

'DAİŞ Timi HDP'lileri de öldürmeye çalışıyor'

"Üzülerek belirtmek isteriz ki Sûr'da, Farqîn'de, (Silvan) Nisebîn'de (Nusaybin) DAİŞ'in Türkiye kolu olan Esadullah Timi suç işlemeye devam ediyor" diyen Baluken, milletvekillerine de bu birimler tarafından "öldürücü" saldırılar yapıldığını belirterek, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ'a yönelik saldırıları hatırlattı. Baluken, Yüksekdağ'a yönelik saldırıların öldürmeye yönelik olduğunu dile getirerek, bu uygulamalara son verilmesini istedi.

'117 günlük sokağa çıkma yasağı'

HDP Mêrdîn Milletvekili Mithat Sancar ise şimdiye kadar çok sayıda kent merkezinde toplam 117 gün süren sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve neredeyse 6 ayın, son 4 ayının sokağa çıkma yasağı ilan edilerek geçirildiğini söyledi. Nusaybin'de en son 13 Kasım'da başlayıp 26 Kasım'da sona eren sokağa çıkma yasağının en yıkıcı yasak olduğunu söyleyen Sancar, bu uygulamaların savaş konseptinin bir devamı olduğunu söyledi.

"Bu uygulamalar hukuksuzdur, anayasaya aykırıdır"

Bu uygulamalarla halkın ve HDP tabanının cezalandırıldığını dile getirerek, hangi koşullarda sokağa çıkma yasağı ilan edilebileceğini belirten Sancar, yapılan uygulamanın yasal olmadığını ve bunun AİHS'yi de ihlal ettiğini söyledi. "Bu uygulamalar hukuksuzdur, anayasaya aykırıdır" diyen Sancar, Valilerin bu kararı verme yetkisine sahip olmadığını belirterek, "Hükümetin savaş politikalarının bir tür hamallığını yapıyorlar. Yaptıkları uygulamalar suçtur. Verilen kanunsuz emirdir verilen kanunsuz emir fili suç olmaktan çıkarmaz" dedi.

'Keskin nişancı uygulaması da bir savaş uygulaması'

Uygulamanın "her türlü ihtiyaçtan yoksun bırakan kolektif cezalandırma" uygulaması olduğunu belirten Sancar, devletin ağır silahlarla evlere ve yerleşim yerlerine saldırı düzenlendiğinin hatırlattı. Keskin nişancı uygulamasının da bir savaş uygulaması olduğunu vurgulayan Sancar, Yugoslavya ve Suriye pratiklerine dikkat çekerek, "Boşkanlara yönelik yapılan soykırımda da keskin nişancılar rol oynadılar" dedi.

'Hizbullah, JİTEM, gladyo atıkları iş başında'

Nisêbîn örneğini de anlatan Sancar, keskin nişancıların tek kurşunla insanları katlettiğini belirterek, "Hükümet bu konuda verilen her türlü soru ve araştırma önergelerini reddediyor" diye konuştu. Sancar, yine yaşadığı örneklerden hareketle bölgedeki güvenlik gücü adı altında görevlendirilen güçlerin karanlık olduğunu ve kim olduklarının bilinmediğini belirterek, "Eski Hizbullah, JİTEM, gladyo artıkları veya bizzat onların öncüleri bölgede görev yapıyorlar" diye konuştu.

'Kürt illeri tamamlandıktan sonra savaş unsurları batıya kaydırılacak'

Musa Çitil'in 90'lı yıllardaki failli meçhullerden yargılandığını daha sonra beraat ettirilerek rütbesinin büyütülüp yerinden bölgeye gönderildiğini hatırlatan Sancar, "Hükümet korkunç suçlarla anılan bu kişileri yeniden görevlendiriyor" ifadesinde bulundu. Sancar, bölgede; "sorumsuz, sınırsız bir savaş ortamı yaratıldığını" belirtilerek, "Şuanda Kürt illeri laboratuar olarak kullanılıyor yarın öbür batıda herhangi bir bölgede de bunlar kullanabilir" diye konuştu. Sancar, bölgede konumlandırılan savaş güçlerinin yarın öbür gün batıda da kullanılabileceğini dile getirdi.

Leyla Birlik yere yatırılıp ölümle tehdit edildi

Sancar'dan sonra yeniden söz alan Baluken, bütün siyasi partileri öz yönetim taleplerinin dile getirildiği bütün ilçelere çağırarak, "Buralara gidip halka soralım halk ne istiyor, onu bir rapor olarak sunalım. Halkın bir öz yönetim talebi var, bunu aydınlatılması gereken meclis şuan sorumluluktan kaçıyor" diye konuştu. Çağrıyı Avrupa ve dünyaya da yaptıklarını belirten Baluken, "Buraya gelip raporlarını hazırlasınlar. Hükümetin verdikleri bilgilerle değil halkın talebinin ne olduğun halkın talebine göre raporlarını hazırlasınlar" dedi. Baluken, son olarak milletvekillerinin yine öldürücü müdahaleye uğradıklarını Leyla Birlik'in araçtan indirilip yere yatırıldığını ve ölümle tehdit edildiğini söyledi.




Kaynak: Özgür Gündem

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 952 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Siyasi Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI