Tweet |
Suriye sınırında Rus savaş uçağı Türkiye tarafından düşürülmesine ilişkin Emekçi Hareket Partisi ,Komünist Partisi,Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ,HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ'dan açıklamalar yapıldı
EHP Genel Başkanı Sibel Uzun:
Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun; Türkiye’nin Rusya’ya ait bir uçağı düşürmesinin üzerine açıklama yaptı ve AKP’nin Orta Doğu politikalarını değerlendirdi.
Figen Yüksekdağ'dan Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili açıklama
Yüksekdağ, toplantıda yaptığı açıklamada, partilerinin ilk grup toplantısını "Kadın Grubu" olarak gerçekleştirdiklerini belirterek, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün önemine vurgu yaptı.
"Son 6 aylık süre, Türkiye tarihine karanlık bir dönem olarak kazındı" iddiasında bulunan Yüksekdağ, kadına yönelik şiddetin de yaşamın her alanını kuşatan şiddetle birlikte öne sürdü. Terör olayları nedeniyle sokağa çıkma yasağının uygulandığı ilçelere değinen Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Kendi kendisini yönetme talebini dile getiren halkımıza yönelik tarihte eşi benzeri az görülen bir şiddet uygulandı. Sivil halkın yaşam alanları cehenneme dönüştürüldü. 7 Haziran'dan bu yana adı konulmamış savaş ve şiddet politikası sonucu 140 sivil insan yaşamını yitirdi. Bu 140 sivilin 20'si kadınlardan oluştu. 140 sivilin içinde 26 çocuk vardı. Kamu güvenliği adı altında topluma karşı şiddet ve otorite siyasetini dayatanların eseridir bu tablo."
Komünistlerden Davutoğlu'na yanıt: En büyük tehdit sizsiniz
Türkiye'nin Rus savaş uçağını düşürmesinin ardından, Komünist Parti bir açıklama yayınlayarak Davutoğlu'na "En büyük tehdit sizsiniz" dedi.
Türkiye'nin Rus savaş uçağını düşürmesinin ardından, Komünist Parti bir açıklama yayınlayarak, "Ülkeyi hesapsız, akılsız ve ahlaksız bir çete yönetiyor" dedi.
Komünistlerin, Suriye'deki savaşın ve katliamların büyütülmesi için Türkiye'nin tüm imkanlarını kullandığını belirttiği açıklamanın tam metni şöyle;
Biz hiçbir şekilde herhangi bir ülkenin toprağında gözü olan bir yaklaşımı benimsemiyoruz. Defaatle uyarılara rağmen, angajman kurallarıyla, bir kez daha teyit etmemize rağmen, hava ve kara sınırlarımızı kim ihlal ederse, ona karşı tedbir almak hem uluslararası hakkımızdır hem de görevimizdir.”
Ahmet DavutoğluSosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşgenel Başkanı Tuncay Yılmaz, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesini değerlendirdi.
Tuncay Yılmaz’ın değerlendirmesi şöyle:
‘‘Türkiye (ve asıl olarak ABD-NATO) Rus uçağını düşürerek hem bölgeye hem dünyaya önemli mesajlar verme çabasında. NATO’nun jandarması TSK’nın uluslararası güç dengesindeki yeri düşünüldüğünde Rus uçağının Pentagon onayı olmadan düşürülmesi imkansız.
Şayet bizim “Başkumandan” yüzde 49.5’in gazına gelip böyle bir şey yaptıysa -ki bu çok zor!- bunun bedelini ağır ödetir ağabeyleri. Pentagon onayı olmadan bu vuruş çok zor. Çünkü Rus uçağını vurduğu iddia edilen F-16’ıların ateş sistemleri doğrudan Pentagon kontrolünde.
Peki bu hamleden çıkartılacak sonuçlar neler olabilir? ilk sonuç bölgede yakın zamanda istikrarlı bir sürece geçişin beklenemeyeceğidir. İkinci sonuç başta ABD, NATO güçlerinin Rusya’nın bölgede yükselen hegemonyasına sınır çizme niyetinde olduğudur. Üçüncüsü; her ne kadar Viyana toplantılarından bir yumuşak geçiş süreci kararı çıksa da, geçişin hiç de yumuşak olmayacağıdır.
Erdoğan İncirlik anlaşmasıyla ABD’ye tam teslimiyet çizgisine girerek Türkiye’yi Batı-Doğu Bloku çatışmasının basit bir aparatı yapmıştır. İktidarını korumak için her türlü kaosu göze alan Erdoğan, bu durumu sürdürebilmek için neler yapabileceğini de ortaya koymuş oldu. Elbette koruduğu sadece iktidarı değil aynı zamanda suç ortağı İslamcı çetelerdir.
IŞİD Musul’da ve Suriye’de Türkmenleri katlederken sesini çıkartmayan Tayyip, söz konusu Rusya ve İslamcı Türkmenler olunca aslan kesildi. Şimdiki dengelere bakarak Türkiye’nin Ortadoğu’da kaybettiğini, oynayacak taşı kalmadığını düşünmek yanlış olur. Türkiye kirli mekanizmalarını, ilişkilerini ve tarihsel birikimini harekete geçirerek daha da ısınan bölgede yeniden rol yakalamak istiyor.
Rusya bunun sadece Türkiye’nin hamlesi olmadığının farkında ve cevabını ona göre hazırlayıp, karşılık verdi. Bölgeyi ateş topuna çeviren emperyalistler Viyana’dan çıkan yumuşak geçiş planına sadık kalmazsa baharda savaşın çapı büyüyecektir.
Ve elbette bu tablo içinde Rojava’nın, PYD’nin bölge halkları için anlamı çok daha büyümektedir, ne yapılması gerektiğini işaret etmektedir. Bu anlamıyla Rojava devriminin perspektifi sadece Türkiye’nin ve IŞİD'in değil bölgede başka bir alternatif istemeyen emperyalistlerin de hedefidir.
Kürtlerin, Sosyalistlerin ve demokratik güçlerin görevi Ortadoğu halklarının ortak mücadele araçlarını Bahara kadar hazır etmektir. Ne Koalisyon güçleri ne de Rusya, bölge halklarının gerçek kurtuluş partneri olamaz. Bu güçlere oynayan ya onlara benzeyecektir ya da kaybedecektir.’’