Bugun...



Halkın yerel iradesinin gasp edilmesine tepkiler...

AKP İktidarı, Bir "Demokrasi" örneği daha sergileyerek halkın yerel iradesi gasp edilerek İkisi il 28 belediyeye kayyım atanmasına tepkiler yükseldi.

facebook-paylas
Tarih: 11-09-2016 20:25

Halkın yerel iradesinin gasp edilmesine tepkiler...

Halkın yerel iradesinin gasp edilmesine tepkiler...

 

AKP İktidarı, Bir "Demokrasi" örneği daha sergileyerek halkın yerel iradesi gasp edilerek İkisi il 28 belediyeye kayyım atanmasına tepkiler yükseldi.

HDP Eş Genel Başkanı kayyum atanan Suruç belediyesi önünde konuştu

 

 

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdag, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan ve Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım'ın aralarında bulunduğu heyet, kayyım atanan Urfa'nın Suruç Belediyesi'ne ziyarette bulundu. DBP Suruç İlçe binasında gerçekleşen ziyaretin ardından heyet, yüzlerce yurttaşın katılımıyla belediye binasına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşün ardından heyet, özel harekat polisleri tarafından ablukaya alınmış belediye binasının yakınında açıklama yaptı.

 

'AKP darbecilerin yarım bıraktığı işi tamamlıyor'

AKP Hükümeti ve Saray'ın kayyımlarla darbecilerin yarım bıraktığı işi tamamlamaya çalıştığını belirten EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, kayyımın olduğu yerde direnmenin meşru olduğunu söyledi. 

İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla 24'ü Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olmak üzere 28 belediyeye yönelik kayyım atamalarına siyasi parti temsilcilerinden tepki geldi. Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz darbecilerinin yarım bıraktığı işi kayyımlarla tamamlamaya çalıştığını belirtti. AKP ve Erdoğan'ın 7 Haziran'da yapmak istediklerini şimdi tamamlamaya çalıştığını dile getiren Gürkan, "Belediyelere atanan kayyımlarla 'darbeyle mücadele' adı altında kamu emekçilerine yönelik yürütülen kıyım hareketinin hiçbir farkı yoktur. Esasında AKP, yerel yönetimler, yargı, eğitim, emniyet, asker ve bürokrasiyi tek adam ve tek parti diktatörlüğü kapsamında yeniden inşa etmek istiyor. Bütün bu politikalar da bu inşanın bir parçası olarak değerlendirmek gerekiyor" dedi. 

'Kayyımın olduğu yerde direnmek meşrudur'

Bir yandan belediyelere kayyım atanırken diğer yandan da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile aile görüşüne izin verilmesinin birbirinden bağımsız olmadığının altını çizen Gürkan, şunları aktardı: "Görüşe izin verilmesi halk tarafından oluşacak tepkinin azaltılmasına yönelik ama nafile çabalardır. Çünkü halk iradesine sahip çıkacaktır. Esas olan kayyım ve kıyımın olduğu yerde direnme, mücadele etmek meşrudur. Tüm demokratik güçler de bu hak ve meşru olan seçeneği kullanmak zorundadır." 

Taş: Kayyım atamak darbeciliktir

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş ise, 
12 Eylül askeri darbesine bir gün kala Kürdistan'daki belediyelere kayyım atanmasını "halkı cezalandırma politikası" olarak değerlendirdi. 

"Seçilmişin yerine kayyım atamak darbeciliktir" diyen Taş, AKP'nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlattığı sivil darbe sürecini kaldığı yerden devam ettirip derinleştirdiğini vurguladı.


'Halkın atamaları tanımaması meşrudur'

Görevden almaların yaşanması durumunda görevden alınan kişinin yerine kimin belediye başkanı olacağını belirleyecek olan belediye meclisi ya da seçimin yenilenmesi olduğunu söyleyen Taş, şöyle devam etti: "AKP tüm bu süreçleri göz ardı ederek doğrudan kendisine bağlı insanları atayarak halkın iradesini gasp ediyor. Bu bir darbedir. Bunun adını böyle koymak gerekiyor. Bu adımlardan vazgeçmelidir. Bu kayyım uygulamaları durmalıdır. AKP'nin yapması gereken halkın iradesine saygı göstermektir. 'Egemenlik kayıtsız şartın milletindir' lafı boşa düşürülmüştür. Bu bir samimiyetsizliktir.15 Temmuz darbe girişimine karşı halkın direnme hakkı doğmuş ve halkın bu hakkı kullanması ne kadar meşru ise şimdi de AKP'nin atadığı bu insanları yerel halkın tanımaması ve bunlara karşı yerel yöneticilerin yanında durması da o kadar haktır, meşrudur." 

Halk İnisHalk İnisiyatifi: Faşist Erdoğan’ın saldırılarına karşı topyekün direnelimiyatifi: Faşist Erdo

Halk İnisiyatifi: Faşist Erdoğan’ın saldırılarına karşı topyekün direnelim

Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, “yurtsever halkımızı ve tüm demokratik çevreleri, faşist diktatör Erdoğan’ın saldırılarına karşı örgütlenerek topyekün direnmeye çağırıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, faşist AKP hükümetinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt halkına karşı topyekün saldırılarını sürdüreceği artık açıktan ifade ettiğini belirtti.

Kürt halkının Kuzey Kürdistan ve Rojava’da yürüttüğü öz yönetim direnişiyle Erdoğan ve AKP hükümetinin maskesini düşürdüğünü, halklara karşı soykırımcı, katliamcı yüzünü tüm dünyaya gösterdiğini de vurgulayan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi şunları belirtti: “Halkımızın iradesi, varlığı ve özgür geleceği olan Önderliğimize olan yaklaşım halkımıza olan yaklaşımdır. Önderliğimiz İmralı’da esaret koşullarında tarihi, görkemli direnişini sürdürmektedir. Önderliğimizin direnişini kıramayana, Önderliğimizi teslim alamayan faşist, diktatör Erdoğan, öfkesini halkımızın değerlerine, kazanımlarına saldırarak intikam almaya çalışmaktadır. Bu vesileyle Önderliğimizin sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü için süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren tüm arkadaşları selamlıyoruz.”

15 Temmuz darbe girişimi ardından Erdoğan’ın kendisinden olmayana karşı kirli bir savaş başlatarak, Türkiyeli tüm halkları korkutarak, sindirerek teslim almak için baskılarını arttırdığını da vurgulayan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, “AKP hükümeti bütün varını yoğunu ortaya koyarak Kürdü, devrimciyi, sosyalisti bitirme savaşına girmiştir. Faşist Erdoğan ve özel savaş hükümeti AKP şunu bilmelidir ki, ne Kuzey Kürdistan’da ne de Rojava’da Kürt halkını asla teslim alamayacaktır. Sırf Kürt, demokrat olduğu için işine son verilen, Kürdistan halklarına hizmet ettiği için belediyelere kayyum atayan, siyasetçilerini tutuklayan, yurtseverim diyene işkence yapan, katleden AKP hükümeti, halkımızın öz yönetim direnişleri karşısında yenilmiştir. AKP hükümetinin sonunu, ‘şimdi özgürlük zamanı’ diyerek muhteşem direnişimiz getirecektir.

Kürtlerin zamanı olan bu devrim sürecinde artık Önderliğimizle özgür yaşamak ve geleceğimizi kendi elimizle çizmek için, kaybettiğimiz her şeyi bize kazandıracak halk savaşımımızı vermek için, ülkemizi, topraklarımızı, evimizi hiç bir kural tanımadan pervasızca harabeye çeviren AKP hükümetine nihai darbeyi vurmak için, gün direnme ve belediyelerine sahip çıkma günüdür. 

Bu temelde yurtsever halkımızı ve tüm demokratik çevreleri, faşist diktatör Erdoğan’ın saldırılarına karşı örgütlenerek topyekün direnmeye çağırıyoruz” dedi.

HDP: Kayyumun Meclis'i bombalayan zihniyetten farkı yoktur

Halkların Demokratik Merkezi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu yazılı bir açıklama yaparak belediyelerkayyum atamasını protesto etti.

Yapılan açıklamakada, “İktidar, 
15 Temmuz’u fırsat bilerek attığı bu vahim adımdan bir an önce vazgeçmelidir” denildi.

HDP tarafından yapılan açıklama şöyle:

“Kurban Bayramı’nın arife sabahında, siyasi iktidar 28 belediyeye baskın yaparak ‘yönetime el koyduk’ ifadeleriyle, 36 yıl önceki 12 Eylül 1980 
darbesini de hatırlatan tarzda bir kayyum darbesi gerçekleştirmiştir.

"15 Temmuz’da 
Meclis’i, yani halkın seçilmiş iradesini bombalayan zihniyetle, seçilmiş belediyelere ‘yönetime el koyduk’ naraları ile giren ve halkın iradesini gasp eden zihniyet arasında fark yoktur. Bir kez daha belirtiyoruz ki, AKP iktidarı ve Erdoğan tarafından Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen ‘belediyelere kayyum’ düzenlemesi, Anayasa’nın birçok maddesine ve Türkiye’nin imzalamış olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da dahil olmak üzere demokratik uluslararası anlaşmalara, evrensel hukuka ve temel insan haklarına aykırıdır.

"Seçmen iradesini yok sayan, seçilmiş yerel yöneticileri ve kurulları işlevsiz kılan, halkın iradesini tanımayan bu hukuksuz düzenleme bizler için yok hükmündedir. Kayyum darbesi ile esas itibariyle 
Kürt kentlerinde yüzde 65-95 arasındaki oy oranlarıyla seçilmiş belediyeler, yerel yönetimler hedef seçilmiştir.

"Bu hukuksuz ve keyfi tutum, Kürt kentlerinde mevcut sorunların derinleşmesine,
Kürt sorununun iyice çözümsüz hale gelmesine yol açacaktır. Halk seçtiği belediye başkanlarına ve belediye meclislerine sahip çıkacaktır. Halk, verdiği oyları yok sayan, iradesini gasp eden bu zihniyete boyun eğmeyecek, hukuksuz bu düzenlemeyi kabullenmeyecektir. İktidar, 15 Temmuz’u fırsat bilerek attığı bu vahim adımdan bir an önce vazgeçmelidir.”

ğan’ın saldırılarına karşı topyekün direnel

im

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği tarafından DBP'li 24 belediyeye kayyım atanmasına ilişkin açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada ''kayyım atama kararını takiben Türkiye'nin Güneydoğu'sundaki çatışma haberlerinden endişe duyuyoruz'' ifadeleri yer alırken ''Kayyım atamalarının geçici olacağını ve vatandaşların yakında Türk yasasına uygun bir şekilde yeni yerel yetkililer seçmelerine izin verileceğini ümit ediyoruz" dendi.

"Türkiye'nin Güneydoğusu'nda Bugün Gerçekleşen Olaylarla İlgili Açıklama" başlıklı yazıda şu ifadeler yer aldı:

"Hükümetin bazı seçilmiş yerel yetkilileri terörizmi destekledikleri iddiasıyla görevden alma ve yerlerine kayyım atama kararını takiben Türkiye'nin Güneydoğu'sundaki çatışma haberlerinden endişe duyuyoruz.

''Amerika Birleşik Devletleri terörizmi lanetlemekte ve Türkiye'nin kendisini savunma hakkını desteklemektedir. Türk mercileri bazı yerel yetkililerin terörist gruplara katıldığı veya maddi destek sağladıkları yönündeki iddiaları araştırırken, hukuki süreç ve Türk Anayasası'nda saklı olduğu şekilde barışçıl politik ifade hakkını da içermek üzere, kişisel haklara saygının önemine işaret ederiz. Kayyum atamalarının geçici olacağını ve vatandaşların yakında Türk yasasına uygun bir şekilde yeni yerel yetkililer seçmelerine izin verileceğini ümit ediyoruz."

Kayyuma karşı Kürtler ayakta

 

MUŞ 

Bulanık Belediyesi'ne kayyım atamasına yönelik öfke büyüyor. Kaymakam Ömer Şahin'in kayyım olarak atandığı ilçede DBP binası önünde bir araya gelen HDP Milletvekili Ahmet Yıldırım, Malazgirt Belediye Eşbaşkanlarının da aralarında bulunduğu kitle, belediye binası önüne yürüdü. Türk bayrağının asıldığı belediye binası önüne gelen kitle, burada basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan DBP İl Eşbaşkanı Hatice Şeker, Kop Belediyesi'nin AKP faşizmi tarafından işgal edildiğini söyledi. Yaşananların 15 Temmuz darbe girişiminden hiçbir farkı olmadığını belirten Şeker, hem parti olarak hem halk olarak kayyıma direneceklerini söyleyerek, tüm Kop halkını direnişe çağırdı. 

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da, 15 Temmuz darbe girişimini reddettiğini savunan iktidar partisinin bir gece yarısı darbenin en aşağılık şeklini ortaya koyduğunu belirtti. 15 Temmuz gecesi meclisi bombalayan zihniyetle belediyelere kayyım atayan, halkın iradesine el koyan zihniyetin aynı olduğunun altını çizen Yıldırım, "Biz bu darbe mantığını kabul etmeyeceğiz. Çünkü hukuki değildir, yasal değildir. Evrensel hak ve hürriyetlere aykırıdır. Meclisten geçiremedikleri yasa maddesini gece yarısı KHK ile darbe ile gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Hitler faşizmin de görülmeyecek bir uygulamadır bu. Bulanık halkını iradesini arkasına alamayanlar özellikle bugün gelmiş askerin, polisin, zırhlı araçların zoruyla belediyeye el koyuyor" ifadelerini kullandı. 

Kayyım atanan belediyelerin önünün zırhlı araçlarla abluka altına alınarak, halka yasaklandığını ifade eden Yıldırım, "Onlar için belediyecilik halktan kopma, halktan korunacak, halktan sakınılacak binalar olarak görülüyor. Bizim için belediyecilik ne başkanın ne meclis üyesinin değildir. Sadece halkındır. Bizim için belediyecilik halkın açığa çıkan iradesidir" dedi. 

Belediyelerin yerel demokrasinin en önemli ayağını oluşturduğunu belirten Yıldırım, "Er ya da geç burayı gasp mantığı ile ele geçirenler Bulanık'ı terk edecek. Ama Bulanık halkı burada kalacak. Baki olan Bulanık halkıdır ve onun iradesidir" diye konuştu. 

Açıklamaların ardından kitle DBP ilçe binası önünde süresiz nöbet eylemine başladı. 

VAN 

Van'da ise kayyım atanan İpekyolu, Erciş ve Edremit’te, halk belediye binalarının önünde bir araya geldi. İpekyolu belediyesi önünde bir araya gelen halk açıklama yaptı. Açıklamada sık sık, "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı. Abluka altındaki belediye binası önünde kısa bir açıklama yapan Belediye Eşbaşkanı Feysel Keser belediye binasının kapısının kapatılarak el konulduğunu söyleyerek, "Biz bu haksız hukuksuz uygulamayı kabul etmiyoruz" diye konuştu. Halkın kendilerine teslim ettiği emanete sonuna kadar sahip çıkacaklarını söyleyen Keser, kayyımın hiçbir meşruluğunun olmadığını söyledi. 

ERCİŞ

Öte yandan Vali Yardımcısı Mehmet Şirin Yaşar'ın kayyım olarak atandığı Erciş’te de halk belediye binasına doğru yürüyüşe geçti. Polisin havaya ateş açarak dağıtmaya çalıştığı kitle yeniden yürüyüşe geçtiği sırada polis bu kez de gaz bombalarıyla saldırdı. Halk polis saldırısına taşlarla karşılık veriyor. 

Van'da kayyım atanan bir diğer ilçe belediyesi olan Edremit’te de halk belediye binası önünde bir araya gelerek direnişe geçti. 

MARDİN

Mardin’in Nusaybin ve Mazıdağı ilçelerinde İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla belediyelerine kayyımın atanması gerçekleştirilen basın açıklaması ile protesto edildi. Nusaybin’de Barış Parkı'nda bir araya gelen aralarında HDP Mardin Milletvekili Gülseren Yıldırım ve belediye eşbaşkanlarının da bulunduğu onlarca belediye çalışanı, açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Nusaybin Belediyesi Eşbaşkanı Cengiz Kök, "İlçede yaşanan yurttaşların neredeyse tamamının oyları ile seçilen belediye yönetimi atanan kayyım ile bir memura bırakılarak gasp edilmiştir. Bu durum halk iradesine de, demokrasiye de, hukuka da bir darbedir. Yaşanan durumu kabul etmemiz mümkün değildir" dedi. 

Kayyımların belediyelerin halka hizmet etmediği şeklinde bir bahane ile atandığını söyleyen Kök, "Madem halkın böyle bir talebi var. Madem iddia ettiğiniz gibi halka hizmet etmedik o zaman buyurun gelin seçime gidelim. Halk kime 'Evet' derse onu ilk biz tebrik edeceğiz. Ama bu şekilde gerçekleştirilen kayyım atamaları ile halkın iradesine kelepçe vurulmasına izin veremeyiz" diye ifade etti. 

Gerçekleştirilen kayyımı halkın iradesini gasp şeklinde yorumlayan Kök, "Burada seçilmişler varken bir memurun atanması ne hukukta ne de demokrasi de kabul edilemez. Bizim de bu durumu kabul etmesi mümkün değildir" dedi. 

Saray'dan talimat alan AKP hükümetinin yarım kalan bir darbeyi tamamlamak istediğini söyleyen HDP Mardin Milletvekili Gülseren Yıldırım ise, "Halkımızın iradesini tanımayan bir iktidarın belediyelerimize gönderdiği kayyımları bizler de tanımayacağız" dedi. AKP hükümetinin aldığı oy oranını sürekli ön plana çıkarak kendisini bu toprakların tek hakimi ilan etmek istediğini belirten Yıldırım, "Siz yüzde 50 ile iktidara gelmişseniz Nusaybin Belediyesi'nin eşbaşkanları yüzde 90 oy oranı ile gelmiştir. Senin bahsettiğin demokrasi Nisêbîn halkının mücadelesi sonucu gelişmiştir. Senin yaptığın ise demokrasi değil diktatörlüktür" dedi. 

Açıklama alkışlar eşliğinde sona erdi. 

MAZIDAĞI

Mazıdağı ilçesinde de belediyeye yapılan kayyım atanması belediye hizmet binası önünde yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Birçok belediye çalışanının katıldığı eylemde konuşan Belediye Eşbaşkanı Necla Yıldırım, "Şu anda belediyemizde kendini kayyım olarak tanımlayan kişi, kendisini halkın iradesi olarak zannediyor. Yüzde 80 küsür oy alan seçilmişlerin yerine işgal ile karşı karşıyayız. Daha dün darbelere karşı durduğunu söyleyen zihniyetin kendisi şu anda darbe yapıyor. Biz seçilmişler halkımızla buradayız, hiç bir yere gitmiyoruz" dedi.

Öte yandan halk iradesi ile seçilen DBP'li belediye yönetimlerine yapılan darbeye karşı Urfa’ın Halfeti, Bozova ve Viranşehir belediyelerinde halk nöbet eylemine geçti. Belediye hizmet binalarında nöbet tutan halk, olası yapılabilecek irade gaspına karşı sonuna kadar direneceklerinin mesajını verdi.

Açıklama ilk olarak konuşan Belediye Eşbaşkanı Halil Akbaş, kayyımı tanımladıklarını ve bu hukuksuzluğa karşı nöbet eylemleri başlatacaklarını belirtti.

 

Ardından konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, sözlerine "halkın seçtiği belediye başkanları yanımızda, darbe ile gelen halkın tanımadığı kayyım da polisler eşliğinde koltukta oturuyor" diyerek başladı. KHK'ler ile halkın iradesine el konulmasını protesto eden Koçyiğit, şunları aktardı: "Halkımızın seçtiği belediye başkanları bizim irademizdir. Biz belediyeleri sadece mekanlara binalara sıkıştırmıyoruz. Fakat şunu bilmelilerki; bugün bu belediyelerde TOMA'lar ve zırhlı araçlarla duranlar yarın bu şekilde duramayacaklar. Halkın iradesine OHAL ile el konulamaz. Halkımız iradesine sahip çıkacaktır. Gün direnme günüdür."

'Bir kez daha yanıldıklarını görecekler'

 

HDP Eş Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise, gayri meşru uygulamalar karşısında direnmekten ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerini belirtti.

"Bugün yarın uyanacaklar. Gerçeklerle bir kez daha yüzleşecekler" diyen Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Bizleri bu belediye binalarından ibaret sananlar bir kez daha yanıldıklarını görecekler çünkü biz halkız. Bugün 28 il ve ilçede bir darbe gerçekleşti. 15 Temmuz'dan sonra 'biz millete değil devlete darbe yaptık' diyenler bugün millete darbe yapıyor."

 

CHP'den ‘belediyelere kayyım’ tepkisi: Doğrudan Meclis iradesine darbe yapmaktır!

CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeynep Altıok ve Veli Ağbaba, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 28 belediyeye kayyım atanmasıyla ilgili değerlendirmeyi Diyarbakır'da yaptı. CHP'li Grup Başkan Vekili Özgür Özel, kayyum atanmasıyla ilgili AKP'nin meclise teklif ettiğini ancak daha sonra geri çektiğini belirterek, "Burada siyasi bir kalpazanlık, siyasi bir evrakta sahtekarlık, Meclis'in iradesine karşı sarayda yapılan bir toplantıyla doğrudan Meclis'in iradesine darbe yapmak vardır" dedi.

Cumhuriyet’in haberine göre, CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeynep Altıok ve Veli Ağbaba, Grup Başkan Vekili Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır İl Başkanlığı binasında düzenledikleri basın toplantısı ile gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İlk konuşmayı yapan Veli Ağbaba, FETÖ ile en çok ilişkili olan kurumun AKP olduğunu belirterek, "Her yerde FETÖ temizliği yapılıyor. 'FETÖ var' diyor AKP. Askerde var, poliste, Milli Eğitim Bakanlığı'nda, askerde, yargıda var. Acaba siyasette yok mu? İddia ediyorum FETÖ ile en çok ilişkili olan kurum AKP'dir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, bu darbe girişimine destek veren, bu örgütle ilişkide olan insanlar görevden alınmaya başlandı. Cadı avı olmasın diye defalarca uyardık. Bir de bu işlerle ilgisi olmayan FETÖ ile en son ilişkisi olacak bir kuruma, eğitim kurumuna, Eğitim-Sen'e görevden alınmalar başladı. Yaklaşık 11 bin 500 öğretmen görevden alındı. Haklarında hiç bir soruşturma yok. Terörle ilişkili durumları yok. Resmen bir öğretmen kıyımı yapılıyor. Eğitim Sen'in yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum" dedi.

 

Halk İnisiyatifi: Faşist Erdoğan’ın saldırılarına karşı topyekün direnelim

Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, “yurtsever halkımızı ve tüm demokratik çevreleri, faşist diktatör Erdoğan’ın saldırılarına karşı örgütlenerek topyekün direnmeye çağırıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, faşist AKP hükümetinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt halkına karşı topyekün saldırılarını sürdüreceği artık açıktan ifade ettiğini belirtti.

Kürt halkının Kuzey Kürdistan ve Rojava’da yürüttüğü öz yönetim direnişiyle Erdoğan ve AKP hükümetinin maskesini düşürdüğünü, halklara karşı soykırımcı, katliamcı yüzünü tüm dünyaya gösterdiğini de vurgulayan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi şunları belirtti: “Halkımızın iradesi, varlığı ve özgür geleceği olan Önderliğimize olan yaklaşım halkımıza olan yaklaşımdır. Önderliğimiz İmralı’da esaret koşullarında tarihi, görkemli direnişini sürdürmektedir. Önderliğimizin direnişini kıramayana, Önderliğimizi teslim alamayan faşist, diktatör Erdoğan, öfkesini halkımızın değerlerine, kazanımlarına saldırarak intikam almaya çalışmaktadır. Bu vesileyle Önderliğimizin sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü için süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren tüm arkadaşları selamlıyoruz.”

15 Temmuz darbe girişimi ardından Erdoğan’ın kendisinden olmayana karşı kirli bir savaş başlatarak, Türkiyeli tüm halkları korkutarak, sindirerek teslim almak için baskılarını arttırdığını da vurgulayan Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi, “AKP hükümeti bütün varını yoğunu ortaya koyarak Kürdü, devrimciyi, sosyalisti bitirme savaşına girmiştir. Faşist Erdoğan ve özel savaş hükümeti AKP şunu bilmelidir ki, ne Kuzey Kürdistan’da ne de Rojava’da Kürt halkını asla teslim alamayacaktır. Sırf Kürt, demokrat olduğu için işine son verilen, Kürdistan halklarına hizmet ettiği için belediyelere kayyum atayan, siyasetçilerini tutuklayan, yurtseverim diyene işkence yapan, katleden AKP hükümeti, halkımızın öz yönetim direnişleri karşısında yenilmiştir. AKP hükümetinin sonunu, ‘şimdi özgürlük zamanı’ diyerek muhteşem direnişimiz getirecektir.

Kürtlerin zamanı olan bu devrim sürecinde artık Önderliğimizle özgür yaşamak ve geleceğimizi kendi elimizle çizmek için, kaybettiğimiz her şeyi bize kazandıracak halk savaşımımızı vermek için, ülkemizi, topraklarımızı, evimizi hiç bir kural tanımadan pervasızca harabeye çeviren AKP hükümetine nihai darbeyi vurmak için, gün direnme ve belediyelerine sahip çıkma günüdür. 

Bu temelde yurtsever halkımızı ve tüm demokratik çevreleri, faşist diktatör Erdoğan’ın saldırılarına karşı örgütlenerek topyekün direnmeye çağırıyoruz” dedi.

 




Kaynak: Ajanslar

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 812 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Güncel Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI