Şengal'den Paris'e

Türkiye'nin Kürt ulusal birliğini engellemek, mücadele dinamiğini ve kazanımlarını yok etmek için bel bağladığı IŞİD, önemli üç alanda daha Kürt, Süryani, Ezidi güçler karşısında yenilgiye uğradı. Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanıyken 24 Ocak 2009'da TRT1'de neler diyordu frenleri boşalmış şekilde: "Ortadoğu'da Türkiye'siz oyun kurulamaz... 90'lı yıllarda Ortadoğu'daki herhangi bir yapılanmada biz yoktuk. Şimdi biz olmadan hiçbir adım atılmıyor." Davutoğlu, Dışişleri bakanlığı, başdanışmanlık ve başbakanlık görevinde bulundu, ancak Ortadoğu gerçekliğini, denklemleri kavrayamadı. Algı oyunlarıyla yıllar heba edildi. Gelinen aşamada gözden düşen Türkiye, Ortadoğu'da saha malzemecisi ve top toplayıcısı gibi görülüyor artık. Günün sonunda IŞİD'le büyük kapışma zorunda bırakılacak. Bunu başka yazıya bırakıp IŞİD'in bozgun yediği üç alanda zaferlerin nasıl geldiğine bakalım...

IŞİD'le savaşın kaderi:

Federe Kürdistan tarafında Şengal ile Musul; Rojava ve Suriye tarafında Xatuniye ve Hol kasabaları IŞİD'in stratejik ikmal, eğitim ve esirleri tuttukları alanlardı. Xatuniye kasabası ve Xatuniye Gölü Şengal'in hemen karşısındaydı. Xatuniye'nin batı ve gündeyindeki Hol de Şengal'e bakıyordu. IŞİD'in önemli gelir kaynaklarından biri olan petrol kuyularının bulunduğu Hol'un güneyinde ise Deyr Zor yer alıyor. Musul'dan, Şengal'den IŞİD'in başkenti yaptığı Rakka'ya yollar uzanıyordu. Bu koridor stratejikti. IŞİD, Irak'taki güçlerini Şengal, Musul'a kaydırıyor, burdan Xatuniye ve Hol'e sevkediyordu. Askeri, ideolojik eğitim alanı yapılan Hol ve Xatuniye'den Heseke'ye, Asuri-Süryanilerin yaşadığı bölgelere saldırılar tertipleniyordu. Yani bu alan geçişlerde kullanılan Gire Spi (Til Abyad) ve Cerablus kadar önemliydi. Su ve petrol kaynaklarının halklara karşı silah olarak kullanılması nedeniyle de Xatuniye ve Hol çok önemliydi.

Şengal'in tamamına yakını özgürleşti, Xatuniye ve Hol'den IŞİD temizlendi. YBŞ, YJE, HPŞ güçlerinin oluşturduğu 'Ortak Komutanlık' ile YBŞ, HPG, YJA Star savaşçıları Şengal tarafında; YPG de Rojava tarafından eşgüdümlü olarak hazırlıklar yapmıştı. Şengal'deki Ortak Komutanlık ile ana omurgasını YPG'nin oluşturduğu HSD hamle yaptıktan birkaç saat sonra Peşmergeler de diğer cepheden yöneldi. Koalisyon uçakları da vurdu. Ve iki günde (12-13 Kasım 2015) Şengal'in merkezi temizlendi, az bir alan kaldı alınmayan.

Küresel ve bölgesel aktörlerin ajandalarına göre değil, halkların beklentilerine göre yapılan hamleler sonucu geldi zaferler.

Şedede de alınırsa IŞİD'in Rakka'yı besleyen Kilis-Cerablus hattı ile Irak sınırındaki Deyr Zor kalıyor. Kürt, Ermeni, Asuri-Suriyanilere yıllardır acı çektirilen Deyr Zor da su gibi hayati rezerve sahip ve petrol gibi kaynağa sahip. Irak'ta Enbar-Ramadi ile komşu olan Deyr Zor'u kaybetmiş IŞİD'in Irak koridoru büyük oranda tıkanmış olacak. Bu hem insan hem silah akışı, hem petrol kazancının büyük darbe alması demek. Hem su denetimini yitirecek. Çünkü Ebu Kemal Kapısı-El Kaim Kapısı'ndan Irak'a geçen Fırat Nehri'nin beslediği Deyr Zor'un güneyi çöl. Kuduz canavar çöle sürülmüş olacak kısaca. Özcesi IŞİD, kendisini ayakta tutan Heseke'deki petrol kuyularını kaybettikten sonra Deyr Zor petrolünü de kaybederse kırılmalar kaçınılmaz. IŞİD, Cerablus-Mımbiç hattından da çıkarılıp buradan cihadist ve finansal akış da kesildiğinde IŞİD'le savaşın kaderi değişecektir.

Cerablus, Paris katliamı:

Şengal, Xatuniye ve Hol'deki yenilgisi sonrası hala birşeyler yapabileceğini göstermek isteyen IŞİD'in Paris'teki katliamı (13 Kasım 2015) ile; Rojava'daki yolun, YPG mücadelesinin insanlık değerleri için ne kadar hayati olduğu daha net görüldü. Türkiye'deki IŞİD ile zihniyet akrabalığı daha çok sorgulanacaktır. Ankara'nın jeopolitik pozisyonunu, ekonomik ilişkileri, NATO emrindeki askeri güçlerini pazarlayarak "YPG'ye yardım yapmayın" ısrarlarını dikkate alacak olanlar azalacaktır. Ankara artık düşünce sistematiğini değiştirmeli, Kürt düşmanlığını sayıklamayı bırakmalı, Cerablus'tan IŞİD'i çıkarmak isteyen güçlere takoz olmamalıdır. Artık Suriye'de YPG ve PYD'siz stratejilerin yürümeyeceğini, Kürt stasüsüz stratejilerin boşa düşeceğini idrak etmelidir. Hiçbir aktör ve ırkçı-mezhepçi faktör Rojava'daki devrimci diyalektiği durduramaz çünkü.