Fransa Sol Parti üyesi Corinne Morel Darleux,

‘Batı  Kürtleri Sadece İşleri Düştüğünde Seviyorlar’

- Fransa Sol Parti üyesi Corinne Morel Darleux, Rojava’nın sosyalist hareketin bütün hayallerinin hayata geçirildiği bir yer haline geldiğine söyledi. Darleux, batılı güçlerin de sadece ihtiyaçları oldukları zaman Kürtlerin yanında durduklarını kaydetti. 

Geçen hafta HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın duruşmasını izlemek için Ankara’ya gelen delegasyon içerisinde yer alan Fransa Sol Parti üyesi Corinne Morel Darleux, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. 

‘ROJAVA HAYALLERİMİZİN YAŞATILDIĞI BİR YER’

Darleux, Rojava ve Kuzey Suriye’nin Avrupa’da çok fazla bilinmediğini belirterek, “Ama Avrupa’daki solcular, anarşistler ve kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan insanlar tarafından çok yakından takip edilen bir yer Rojava. Bookchin’in savunduğu demokratik konfederalizim, feminizm, demokratik toplum idealinin orada yaşama geçirildiğini görüyoruz. Ortadoğu’da bütün ülkeler birbirine benzerken, Rojava’ya baktığımızda Ortadoğu’dan farklı bambaşka bir yer olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu. Rojava için, “Aslında bizim kendi parti programlarımızda kendi ideolojimizde savunduğumuz düşünceleri uyguladıkları bir alan. Başarmalarını istiyoruz. Hayallerimizi orada uyguluyorlar” diyen Carleux, Rojava’da açılması muhtemel Fransız Kültür Merkezi vasıtasıyla bölgeyle ilişkilenmek istediklerini ancak Rojava’nın izole edildiğini söyledi. Darleux, kimi eksiklikleri olmakla birlikte Rojava’nın ideale yakın bir yönetim modeli olduğunu söyledi. 

‘BATI KÜRTLERİ SADECE İŞLERİ DÜŞTÜĞÜNDE SEVİYORLAR’

Ayrıca, Kürtlerin yeniden kendi kaderlerine terk edileceklerine yönelik kaygı taşıdığını dile getiren Darleux, “Epey kötümserim. Batının tekrar Kürtleri yüzüstü bırakması konusunda biraz kötümserim. Çünkü Batı ve dünyadaki diğer ülkeler Kürtleri çok spesifik olarak ihtiyaç duydukları yerde ve zamanda, Kürtlerin etkili olduğu dönemlerde seviyorlar. Onun dışında hemen yalnız bırakıyorlar” dedi. Batının bu yaklaşımına karşı Kürtlerin Rusya ile kurduğu ilişkinin önemine işaret eden ve “ama Rusya da bir yandan Esad bir yandan Kürtleri idare etmeye çalışıyor” diyen Darleux, ülkesi Fransa’nın da Türkiye’ye taviz vermek için Kürtlerin yanında yer almadığını söyledi.

‘ÖCALAN’A YÖNELİK TECRİT SONA ERMELİ’

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi, “bütün insan haklarının ayaklar altına alınması demektir” sözleriyle değerlendiren Derlaux, “Öcalan’ın ailesi ile avukatları ile görüştürülmemesi çok endişe verici ve bir çok hukuk kuralını da ihlal eden bir durum” diye konuştu. Darleux, bu durumun sona ermesi gerektiğini söyledi. 

TÜRKİYE’DE BAĞIMSIZ YARGI YOK

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın duruşmasına ilişkin izlenimlerini de paylaşan Darleux, “Mahkemeleri izlemek için daha önce 3 kez Türkiye’ye geldim. Ama beni en çok şaşırtan şey, emirler var ve bir de o emirlerin üstünde başka emirler var. Yani mahkemenin bir kararı var, bir de polislerin kararı var bu beni çok şaşırttı. Tüm bu olanlar aslında bana biraz Kafka’nın dava romanını anımsatıyor” dedi. Darleux, duruşmayı izlemek için Türkiye’ye geldiklerinde Türkiye Büyükelçiliğine “akredite” için başvuruda bulundukları; ancak Türkiye’nin Fransa Büyükelçiliğinin “Türkiye’de davaları izlemek için akreditasyona ihtiyaç yok” cevabını aldıklarını hatırlatarak, “Ama burada akredite olmadığımız için mahkemeye alınmadık. Yani Büyükelçi’nin doğru kuralı bildiğini düşünüyorum; ancak o kural burada uygulanmıyor” diye konuştu. Darleux, Türkiye’de bağımsız yargı olmadığına şahit olduklarını da sözlerine ekledi. 

Darleux devamında şunları söyledi: “Sarkozy ile Merkel’in daha önce yaptığı bir görüşme oldu. O buluşmadan sonra ‘Türkiye asla AB’nin bir parçası olamayacak’ demişlerdi, o birazcık Erdoğan’ın hazırladığı ve kendi tabanına hitap edebilmek için kullandığı ayrılıkçı söylemleri güçlendirdi. Buradan biraz güç kazandı. Evet bu yüzden Avrupa’nın biraz sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın Avrupa ile yaptığı mülteci anlaşması Erdoğan’ın eline direk olarak bir koz ve bir güç verdi. Ve Erdoğan bunun farkına vardı ve bu gücü istediği zaman kullanıyor.”