Bugun...

Ana Sayfa »
T. Muhalefet

Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nı gözaltına alınmasına tepkiler genişleyerek sürüyor.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nı gözaltına alınmasına tepkiler genişleyerek sürüyor Belediye önündeki direniş devam ederken, düzenlenen protestoya katılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,'direniş var' dedi. 100’e yakın feminist, LGBTİ ve kadın örgütü, gözaltına alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak için çağrı yaptı.

Tarih: 27-10-2016 17:20

Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nı gözaltına alınmasına tepkiler genişleyerek sürüyor.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nı gözaltına alınmasına tepkiler genişleyerek sürüyor.

Belediye önündeki direniş devam ederken, düzenlenen protestoya katılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Şimdiye kadar hep erken seçim gördük, bundan sonra erken seçim yok. Belediyeler iade edilene kadar direniş var" dedi.

Barış İçin Kadın Girişimi’nin çağrısıyla 100’e yakın feminist, LGBTİ ve kadın örgütü, gözaltına alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak için çağrı yaptı.

“Gültan Kışanak’ın yeri kadınların yanıdır; derhal serbest bırakılsın!”

“Gültan Kışanak’ın yeri kadınların yanıdır; derhal serbest bırakılsın!” başlığıyla yapılan çağrıda, Kışanak’ın Meclis Darbe Komisyonu’na konuştuğu günün akşamı gözaltına alındığı hatırlatıldı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen protesto eyleminde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Şimdiye kadar hep erken seçim gördük, bundan sonra erken seçim yok. Belediyeler iade edilene kadar direniş var" dedi.

Gözaltına alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın serbest bırakılması için binlerce yurttaş dün olduğu gibi bugün yine belediye önünde toplandı. Protesto eylemine Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek de katıldı.

İlk olarak konuşan Kamuran Yüksek, şunları söyledi:

"Şimdi yaşadığımız bu durum AKP’nin yüzünün karasıdır, bir sivil darbedir. AKP darbeye karşı darbe yaparak bunu Kürt halkına karşı kullanmaktadır. Bu tablonun adı darbe değilse nedir? Bir sivil darbedir. Bir yıl içerisinde 27 belediye başkanımız gözaltına alındı, bir çoğu tutuklu. Cezaevlerinde direniyorlar. İçinde olduğumuz bu durum bir yılı aşkındır yaşanıyor. AKP’nin politikaları yeni bir aşamaya gelmiştir. Amed’e saldırı tüm Kürt halkına saldırıdır. Kürt halkının iradesine saldırıdır. Amed’e uyguladığı politika Musul, Kerkük, Qamişlo’ya uyguladığı politikayla aynıdır. Kürtlerin bütün kazanımları ve kurumları ellerinden alınmak isteniyor. Ama bu yüzyıl Kürtlerin yüzyılı olacak. Bu kirli saldırıları boşa çıkarmak için mücadelemizi büyüteceğiz. Zulme darbeye karşı tek yol var. Direnmek ve mücadeleyi büyütmek. Eşbaşkanlarımız bırakılana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Amed halkına ve Kürt halkına sesleniyorum. İradenize ve belediyelerinize sahip çıkın.”

'Ev ev çalışıp bu zorbalığı duyuracağız'

Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, şunları söyledi:

"Bu hukuksuzluğun başladığı ilk dakikadan bu yana sahiplenmenizden dolayı partimiz adına hepinize teşekkür ediyorum. Öncelikle iki günden bu yana Kürdistan'ın hiçbir şehrinde internet yok. Muhalif televizyonlara el konulmuş, gasp edilmiş durumda. Basın emekçisi arkadaşlar çekim yapıyorlar ama merkezleri sarayın korkusundan burada olup bitenleri yayınlayamayacak."

"Ama biz ev ev dolaşacağız. Gerekirse gece sabaha kadar dolaşacağız. İnsanlarımızın ellerine sarılacağız. Çünkü en etkinli iletişim yolu gözdür göz. Birbirimize bakacağız. Medya kanalları kapatıldıysa ağzımızı tutacak halleri yok. Ev ev çalışıp bu zorbalığı duyuracağız."

"Saray'ın savcılarına karşıyız "

"Bu yaşananları sıradan bir durum gibi kabul etmeyeceğiz. Hiç kimsenin adalet karşısında suç işleme özgürlüğü yok. İster Cumhurbaşkanı olsun ister sıradan yurttaş. Fark etmez. Hiçbirimizin suç işleme özgürlüğü yok ama adil yargılama olmalı ki karşımızda, bizler de gönül rahatlığıyla yargılanmayı kabul edelim. Bizim karşı olduğumuz yargılanma değil, ortadan yargı diye bir şey yok. AKP'nin hukuk komisyonu beni niye yargılıyor. Böyle bir savcıya ifade vermek zorunda mıyız? Saray'ın perspektifi ile hareket eden savcılara karşıyız biz."

"Topbaş'a, Gökçek'e bakın teröre destek için"

"Belediye eşbaşkanlarımız gerçekten hırsızlık yapmışsa önce biz cezalandırırız Yine şunu açık söyleyeyim. Belediye başkanlarımız, Kışanak ve Anlı başta olmak üzere her dönem imkanlarını barış için seferber ettiler. Kimse belediyelerimizi silaha, teröre, şiddete destek veriyor diye suçlayamaz."

"Teröre destek veren arıyorsanız Ankara'ya bakın, İstanbul'a bakın. Topbaş'a bakın Gökçek'e bakın teröre destek için. Gülen cemaatine İstanbul'un Ankara'nın yarısını verenlere bakın. Müfettişler kaç gündür şuradan çıkmadılar. Bir kuruşun buradan çıktığını ispatlayın görelim. Bunların hepsi yalandır. Böyle bir şey yok. Belediyeleri terör üssü haline getirmişler de el koyuyorlarmış. Ya sizden daha büyük terör yok. IŞİD’i besleyen siz, Nusra’yı besleyen sizsiniz. Kamyon kamyon silahlar gönderen sizsiniz."

"Belediye başkanları iade edilene kadar direniş"

"Şimdi bir yandan da hiç adamda utanma sıkılma olmaz mı? Bunun yüzü köstebeğe dönmüş. Bir de diyor ki halk bunlara sahip çıkmıyor. Biz senin mitinglerindeki gibi bedava döner dağıtmıyoruz ki. Bedava gaz var, cop var, engelleme var, halk sokağa çıkmasın diye gece gündüz devlet zulmü var. Biz senin gibi valinin parasıyla, hazine bütçesiyle mitingler yapmıyoruz ki. Biz sizler gibi kimler mitinge gelmişte onlara iş dağıtalım rüşvet dağıtalım diye miting yapmıyoruz, bak bu koşullarda yapıyoruz. Birde bunların satın alınmış kalemleri satın alınmış gazetecileri var. AKP’nin havuz medyası utanmadan sıkılmadan 'Halk belediyeleri terk etti' diyor. Şimdiye kadar diyorduk ki erken seçim yapalım. Ama erken seçim yok kardeşim, kusura bakma. Şimdi belediye başkanlarımız göreve iade edilene kadar direniş var, mücadele var. Yok öyle yağma. Sizler kendinize güveniyorsanız erken seçim yapalım dedik. Kayyım atamayın, el koymayın halk karar versin dedik. Şimdi artık erken seçim değil, biz belediye başkanlarımızın iadesini istiyoruz. Çaldığınız gasp ettiğiniz halk iradesini geri vereceksiniz. Başka türlüsünü asla kabul etmiyoruz. Asla böyle bir anlayışa boyun eğmiyoruz."

Kendi kanunlarına önce sen uyacaksın"

"Belediye başkanları kanunları çiğnemiş diyorlar. Avukatın girmesi yasak, belediye personelinin girmesi yasak. Polis tek başına orada arama yapıyor. Yav sen nasıl bir savcısın. Senden daha fazla kanun dışı hareket eden yok. Asıl kanun dışına çıkan sensin. Belediyede böyle bir arama mı yapılır? Kanun dışı bir şekilde arama yapılmış. Ne var ne yok, ne koyuldu bilen yok. Şimdi bu savcıya nasıl güveneceğiz. 5 gün avukat görüşü yasağı var. 19 gündür zaten Diyarbakır il eşbaşkanlarımız başta olmak üzere bütün ilçe yönetimlerimiz gözaltında. Daha tek bir soru sormuş değiller ifade alınmıyor. Çünkü ne soracağını bilmiyor, neyle suçlayacaklarını bilmiyorlar. İlle de içerde tutacağız 30 gün hakkımız var diyorlar. Devlet olabilmek için hukukun üstünlüğünü savunan bir devlet olabilmek için senin kendi kanunlarını öncelikle senin uyman lazım. Sen uymazsan başkalarının buna uymasını istemen abesle iştigaldir."

"Gözaltı ne demek, tutuklama ne demek"

"Mafyanın bir hukuku vardır. Bunda o hukuk yok. Mafyanın bir saygınlığı vardır bundan o da yok. Ne kanun tanır, ne hukuk tanır, ne anayasa tanır ne de siyasi ahlak tanır. Böyle bir adama biz mecbur muyuz boyun eğmeye. Seven sevsin kardeşim, biz sevmiyoruz. Sevmek ve saymak zorunda da değiliz. Onun önünde biat etmeyen boyun eğmeyene de bedel ödetmek istiyorsa kendisi bilir. Biz bedel de öderiz. Özgürlüğümüz için her türlü direnişi ortaya koyarız. Haksız olan sensin. Kanun dışı davranan sensin. Belediyeler ile ilgili yasal bir işlem yürütmende bir sorun yok. Dava da açabilirsin. Yüzlerce açtın. Peki bu nedir neye el koymuş durumdasın. Yüzde 65’le Diyarbakır halkının seçtiği iradesine bariyer çekerek mi bunu engelleyeceksin. Belediyeye soruşturma aç. Müfettişler orada. Savcı da açsın. Gözaltı ne demek, tutuklama ne demek, kayyum ne demek. Bak bu adaletsizliğe rağmen, şu adliyelerde en az bulunan şey adalet olmasına rağmen biz yargılanmaktan mahkemelerden korkmuyoruz. Biz siyasi bir emirle hareket eden anlayıştan çekiniyoruz. Buna karşı boyun eğmek istemiyoruz.

"Sizler şiddeti körüklediniz"

"Yargılanacaksak buyurun birlikte gidip yargılanalım. Sana da sorsunlar bize de sorsunlar. Para sayma makinelerini, ayakkabı kutularını, IŞİD'e gönderdiğin silahları, emir vererek katlettiğin gençleri sana da sorsunlar bana da sorsunlar. Cevaplayamayacağımız hiç bir şey yok. Halkımızın karşısında anlımız açıktır. Kimsenin parasını çalmadık. Asla bir insanın ölmesini istemedik. Bunun için çalışmadık. Bizim vicdanımız rahat. Gece gündüz barış olsun, müzakere olsun diye uğraştık. Yüzdük yüzdük kuyruğuna getirdik. Bu ülkenin evlatları ölmesin diye, gerillası, askeri, sivili, bebeği ölmesin diye insandır dedik hepsi. Hiç kimsenin canı diğerinden üstün değil. Konuşarak siyasetle sorunlarımızı çözelim dedik. Belediye eş başkanlarımız da imkanlarını bunun için kullandı. Sizler şiddeti körüklediniz. Siyasetin önünü tıkadınız. Halkın siyasete demokratik siyasete olan inancını zayıflattınız. Şimdi avukatlarımızla hukuken sonuç almak istiyoruz yollar kapalı. Avukat itiraz edemiyor. 5 gün boyunca görüşme yasağı var. Miting yapalım, protesto yapalım diyoruz tabloyu görüyorsunuz. Siyasetin yolunu açmazsanız siz şiddeti kendi elinizle teşvik etmiş olursunuz. Bizim kendimizi bu kadar paralamamızın nedeni siyaset yolları açıktır diye bunu gösterebilmek içindir. Bunu kapatan sizsiniz.

"Türkiye şu an bir IŞİD devleti olarak görünüyor"

"Bizler sonuna kadar ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Çünkü demokratik siyaset bizim için bir taktik değildir. Stratejik bir meseledir. Gelecekte de işimiz gücümüz bu olacak. Çocuklarımız torunlarımız siyasetle sorunlarını çözecekler. Şiddet olağan dışıdır. Normal şey siyaseti büyütmektir. Bunu engelleyen biz değiliz. Aklı başında olan devlet siyasetin yolunu sonuna kadar açar. Şiddeti silahları devreden çıkarmak için belediye eş başkanlarını tutuklamak yerine asıl müzakerenin önünü açar. Bugün yaşananlar akıl tutulmasıdır. Belki halka bedel ödetiyorlar, belki bizlere bedel ödetiyorlar ama inan ki bu akılsızlık sonunda kaybedecektir. Kendi mantıksızlıkları ve akılsızlıkları ile Türkiye’yi getirdikleri yere bir bakın. Türkiye şu an dünyadan bakınca bir IŞİD devleti olarak görünüyor. Başındaki de IŞİD halifesinden farksız görünüyor. Bunu yaratan biz değiliz. Bu imajı yaratan kendisidir."

"Normalmiş gibi davranamayız"

"Sizlerden isteğimiz şudur. Her yerde OHAL yasalarını gerekçe gösterebilirler, şunu bunu gerekçe gösterebilirler. OHAL’i devlete karşı ilan etmemiş miydiniz kardeşim. Darbecilere karşı ilan etmemiş miydiniz? Burada darbeci yok, halk var burada halk! OHAL yasaları halka karşı uygulanamaz. Belediye başkanlarına, milletvekillerine karşı uygulanamaz. Yasadışı davranıyorsunuz. OHAL kanununda bu yoktur. Darbeyle mücadele için darbecilerle mücadele etmelisiniz. Onun için herkese uygulayamazsınız. O nedenle herkes her yerde altını çizerek söylüyorum. Barışçıl demokratik hakkını protesto hakkını 81 ilde kullanmalı, her yerde partililerimiz sokakta olmalıdır. Bunda tereddüt bile gösterilmemelidir. Hukuksuzluk var ortada gayri meşhur bir durum var ortada. Asla boyun eğemeyiz. Normalmiş gibi davranamayız."

"81 ilde sokağa çıkın"

"Arkadaşlarımız yetkililerle görüşsünler. Biz ne buradaki esnaf kardeşlerimizi rahatsız etmek isteriz ne de trafiği kapatmak isteriz. Protesto hakkımızı kullanmak isteriz. Burada Şemsa Allak Park’ı var. Valilik açsın orayı günün belli saatleri orada gösteri yapılsın, protesto yapılsın. Ve buradaki esnaf halkımızdan da ricamızdır. Kimseye zarar gelmesini istemeyiz. Ama bize karşı ya boyun eğeceksiniz ya boyun eğdirteceğiz denilirse kusura bakmayın kellemiz gidebilir, ama dimdik ayakta durmaya devam ederiz. Asla zulme hukuksuzluğa boyun eğmeyiz. Barışçıl demokratik çerçevede halkımız görevini yapacaklar. Burada parkta kitlemiz gelsin belediyesine sahip çıksın. Bunlar suç işliyor diye elinde copu var diye saraydan parmak sallıyor diye boyun mu eğeceğiz? 81 ilde kim hangi güçle sokağa çıkabiliyorsa bütün arkadaşlarımız çıkacaklar. Geri adım atmak yok."

"Haksızlığa karşı durmak boynumuzun borucudur"

"Amed halkı da sadece burada değil bulunduğu her yerde gösteri hakkını kullanabilir. Şiddete provokasyona mahal vermeden. Bunu taktik olsun diye söylemiyorum net bir talimat olarak söylüyorum. Bizler irademize sokakta sahip çıkarız. Bunun için şiddete ihtiyaç yok. Ama bize karşı şiddet kullananlarda aklını başına alsınlar. Halk kurbanlık koyun değildir. Gösteri yaptı diye milletvekillerini, kadınları, gençleri yerde sürüklemenin hiçbir kanunda, hukukta yeri yoktur. Burada artık gerçekten demokratik siyasetli bir sonuca gitmek isteniyorsa. Biz bin musibet bin nasihatten iyidir diyelim. Devlet de biz de buradan sonuç çıkaralım. Ve bu sonuçlar üzerinden halkımızın ihtiyaç duyduğu özgürlüğe, barışa demokrasiye birlikte gidelim. Bizim her duruşumuz budur. Bu duruşumuzu koruyarak mücadele edeceğiz. Kimseye haksızlık hukuksuzluk etmek için değil, haksızlığa karşı durmak boynumuzun borcudur."

"Özgürlük gelecekse biz getireceğiz"

"Nasıl ki 15 Temmuz akşamı halk darbeye karşı seçilmiş iradeye el koymak isteyenlere karşı sokağa çıktıysa o ne kadar meşru ise bu d o kadar meşrudur. Kimse bunun meşruiyetini tartışamaz. Dediğim gibi medya kapalı olabilir, herkes kendini görevli ve partili kabul edecek. Ev ev dolaşacak bu kampanyayı yürütecek. OHAL’e karşı kampanya yürütüyoruz. Tutuklamalara karşı kampanya yürütüyoruz. Belediye başkanlarına karşı yapılan haksızlığa karşı kampanya yürütüyoruz. İrademize karşı saldıranlara karşı kampanya yürütüyoruz. Hepimiz bulunduğumuz yerde sesimizi yükselteceğiz ve bu zulmü direnerek kıracağız. Bu ülkeye barış gelecekse biz getireceğiz. Özgürlük gelecekse biz getireceğiz. Bunu da direnerek yapacağız. Boyun eğerek değil teslim olarak değil."

Yapılan açıklama şöyle:

Kadınların yerel yönetimlerdeki kazanımları kayyumlar eliyle yok edilirken, kadın birimleri kayyumlar yoluyla çalıştırılmaz veya kapatılırken, kadınlara, demokrasiye, insanların seçimlerine yönelik saldırının hangi boyutlara ulaşacağı Kışanak’ın gözaltına alınmasıyla daha da açık hale gelmiştir.

Eşitlik kotasını hayata geçiren, kadına şiddet uygulayan belediye çalışanı erkeklere yaptırım uygulayan, kadını evin değil toplumsal yaşamın öznesi kılmaya çalışan yerel yapıları destekleyen Kışanak’ın gözaltına alınması aynı zamanda kadınlardan yana bir belediyeciliğin, kadın mücadelesi ve sözünün gasp edilmesi demektir.

Güçlenen, söz söyleyen, itiraz eden, boyun eğmeyen tüm kadınlara verilmiş bu gözdağını asla ve asla kabul etmiyoruz. Barış, eşitlik ve özgürlük mücadelemizin yol arkadaşı Gültan Kışanak’ı yalnız bırakmıyor, serbest bırakılıncaya, belediyelere yönelik antidemokratik uygulamalar sona erinceye kadar susmayacağımızı ilan ediyoruz.

Bir çok il ve ilçedeki tepkiler

Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasını, iradelerine dönük saldırı olarak gören Kürtler ve dostları, birçok merkezde sokağa çıktı. Eylemlerde, AKP’nin bu adımlarıyla ülkeyi uçuruma sürüklediğinin altı çizildi.

WAN

Wan merkezde bulunan Sanat Sokağı’nda HDP ve DBP il örgütlerinin çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce kişi, eşbaşkanların gözaltına alınmasını ve belediyeye yönelik baskını protesto etti. Eyleme Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bekir Kaya, HDP Wan Milletvekili Lezgin Botan, KJA, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve yüzlerce yurttaş katıldı. “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganlarının atıldığı eylemde konuşan HDP İl Yöneticisi Yunus Parin, hükümetin baskı politikaları sonucunda bir yıl içinde 27 belediye eşbaşkanının çeşitli gerekçelerle tutuklandığını, 34 belediye eşbaşkanının görevden alındığını, 7 belediye eşbaşkanı hakkında arama kararı çıkarıldığını şu an ise 7 belediye eşbaşkanının gözaltında tutulduğunu söyledi.

Kürdistan’da DBP’li 28 belediyeye kayyım atandığını hatırlatan Parin, “Tüm bu hukuk ve insanlık dışı işleri yapan, halkın meşru iradesini tanımayan bir hükümet asla meşru olamaz. AKP hükümeti uyguladığı politikalarla meşruiyetini yitirmiştir” dedi. AKP’nin zulmüne karşı halk direnişinin hak olduğunu söyleyerek, “Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Eş başkanlarımızı Gülten Kışanak ve Fırat Anlı da dahil olmak üzere gözaltına alınan ve tutuklanan bütün arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın” ifadelerini kullandı.

Bugünden itibaren süresiz eylem başlattıklarını duyuran Parin, her gün saat 11.00’da Sanat Sokağı’nda eylem yapacaklarını söyledi.

HDP’li Botan: Yapılanların hesabı birer birer verilecek

HDP Wan Milletvekili Lezgin Botan ise, Kürdistan genelinde 2 gündür internet hatlarının kesik olduğunu söyleyerek, “İnterneti kestiler ki bütün hukuksuzluklarını rahat rahat yapabilsinler. Bu yöntemle toplumun bütün kesimlerini cezalandırıyorlar” dedi. Her şeye rağmen gerçeklerin halka ulaşmaya devam ettiğini vurgulayan Botan, “Akan bir nehri hiçbir kaya durduramaz. Kürt özgürlük hareketi de akan bir nehirdir. Gün gelecek evrensel hukuk ve toplumsal vicdan devreye girecek ve tüm bu yapılanların hesabı birer birer verilecek” diye konuştu.
Açıklama oturma eyleminin ardından sona erdi.

Eşbaşkanların gözaltına alınması Wan’ın Ebex (Çaldıran) ilçesinde de HDP ve DBP öncülüğünde belediye binası önünde yapılan eylemle protesto edildi. Açıklamada konuşan DBP Yöneticisi Mehmet Moranet, eşbaşkanların bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

AGIRÎ

Gözaltılar Agirî’de (Ağrı) HDP il binası önünde yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Açıklamaya HDP Agirî Milletvekili Berdan Öztürk, HDP, DBP, KJA ve Agirî Belediyesi çalışanları katıldı.
“Amed hepimizin iradesidir, irademize dokunma” yazılı pankartın taşındığı açıklamada konuşan HDP İl Eşbaşkanı Yılmaz Dursun, Kürt halkına kirli savaşı reva görenlerin bedelini ödeyeceklerini söyleyerek, “Belediyelerimize kayyım atayanlar, belediye eşbaşkanlarımızı tutuklayanlar, milletvekillerimizin dokunulmazlıklarını kaldıranlar, Kürt halkına cezaevlerini reva görenler çaresiz çırpınışlarının sonunu yaşayanlardır. Bu zulüm politikası devam ettiği müddetçe halkımız ayakta ve sokakta olmaya devam edecektir” dedi.

‘AKP ülkeyi felekete sürüklüyor’

HDP Agirî Milletvekili Berdan Öztürk ise, AKP’nin iktidarını sürdürmek için ülkeyi kirli bir savaşa sürüklediğini belirterek, “İçerde OHAL, dışarıda işgal ile bu ülke yönetilmez. Bu politikasızlıklar ülkeyi felakete sürüklemekten başka bir işe yaramaz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle seçim süreçlerinde sık sık dillendirdiği, “Sandıkla gelenler sandıkla gider” sözlerini hatırlatan Öztürk, “Böyle diyenler bugün belediyelerimize sivil bir darbe yapmaktadır. Tek adam diktatörlüğü ile Kürt halkına züllüm uygulanmaktadır. En son da Diyarbakır Büyükşehir Belediye eşbaşkanlarımız gözaltına alındılar. Bu durma hukuksuzluk demeyeceğim zaten ülkede hukuk diye bir şey kalmamıştır” diye konuştu.

“AKP iktidarı bu politikasızlıkla ülkeyi dar boğazın içine çekmektedir” diyen Öztürk, “Bunun bedelini bu ülkede yaşayan her kes ödeyecektir” ifadesinde bulundu.

MÛŞ

Mûş’ta da HDP ve DBP il örgütleri öncülüğünde, HDP il binasında basın açıklaması yapıldı. HDP Mûş Milletvekili Burcu Çelik Özkan’ın da katıldığı açıklamada konuşan HDP İl Eşbaşkanı Mensur Işık, AKP hükümetinin kirli yöntemlerle sonuç alamayacağını vurgulayarak, mücadelenin süreceğini söyledi.

HDP Mûş Milletvekili Burcu Çelik Özkan ise gözaltındaki eşbaşkanların bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

RİHA

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Riha il örgütleri Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasını DBP il binası önünde yapılan ORTAK açıklama ile protesto etti.

Açıklamada konuşan DBP İl Eşbaşkanı Yasemin Kılıç, 7 Haziran sonrasında başlatılan hukuksuzlukların darbe girişimi ile birlikte KHK’larla meşrulaştırıldığını ifade etti. Darbeleri sadece apoletleri olanların gerçekleştirmediğini belirten Kılıç, apoletleri olmayanların halkın iradesine bir darbe yaptığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimini fırsat olarak değerlendirdiğini vurgulayan Kılıç, darbe nedeniyle her şeyi yaptığını belirtti. Tek kişi kalsalar dahi direneceklerini dile getiren Kılıç, “kimsenin mücadelemizden şüphesi olmasın” dedi.

‘Derhal geri adım atılmalı’

HDP Riha Milletvekili İbrahim Ayhan ise, belediye başkanlarının gözaltına alınmasını hukuksuzluk olarak değerlendirerek, Türkiye’nin uçuruma sürüklendiğini belirtti. Darbe hukuku ile tüm muhaliflerin susturulmaya çalışıldığını kaydeden Ayhan, “Darbe girişimi sonrası demokrasi için halkı sokağa dökenler bugün demokrasiyi ayaklar altına alıyor. Tüm bunlar demokrasi değil faşizmdir. Amed Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan baskın ve gözaltı ile belediyelerimizin atanan kayyımlar halk iradesinin gaspıdır. Bu uygulamalardan derhal geri adım atılmalıdır” dedi. Açıklama alkışlarla sona erdi.

ADANA

Belediye eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak'ın gözaltına alınması ve belediye binasına yapılan baskın Adana’da da protesto edildi.

HDP İl Örgütü tarafından İnönü Parkı’nda yapılan açıklamaya HDK, Barış Anneleri, MKM, MEYADER temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. "Halkın iradesi teslim alınamaz" pankartının açıldığı açıklamada, tepkiler atılan "Baskılar bizi yıldıramaz" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları ile gösterildi. Burada konuşan HDP İl Eşbaşkanı Hüseyin Beyaz, bu gözaltıların Amed Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atamanın bir hazırlığı olduğunu ifade etti.

Darbe rejimi ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Beyaz, AKP'nin savaşı adım adım derinleştirdiğini kaydetti. Kürt halkının onuruna ve kimliğine yapılmış bir saldırı ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Beyaz, "Saldırılar Kürt halkının demokratik direnişiyle boşa çıkacaktır. Her gün sokakta olacağız" dedi. Açıklama sonrası kitle oturma eylemine geçip eylemini alkış ve sloganlarla sonlandırdı.

ANTALYA

Antalya'da da HDP İl Örgütü tarafından gerçekleştirilen protesto HDP il binası önünde yapıldı. Açıklamaya çok sayıda yurttaş katılırken, "İrademe dokunma, eşbaşkanlarıma dokunma" pankartı açıldı."Halka darbe olmaz", "Zulme karşı direniş haktır" dövizlerinin taşındığı açıklamayı yapan HDP İl Eşbaşkanı İhsan Nergiz, yaşanan baskılara demokratik direniş haklarını kullanmaya devam edeceklerini belirterek, AKP diktatörlüğüne karşı mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.

HATAY

Hatay'ın İskenderun ilçesinde ise, İskenderun İlçe binası önünde bir araya gelen HDP'liler ve destek veren yurttaşlar, Anlı ve Kışanak'ın gözaltına alınarak belediyenin ablukaya alınmasına tepki gösterdi. "Baskılar bizi yıldıramaz" pankartının açıdığı açıklamada HDP İlçe Eşbaşkanı Ahmet Çağan konuştu. Türkiye'de olağanüstü hukuksuzluk ve keyfiyetçi bir dönemden geçildiğini belirten Çağan, tüm kesimlere mücadele çağrısında bulundu.

XARPÊT

Kışanak ve Anlı’nın gözaltına alınması Xarpêt’te (Elazığ) DBP öncülüğünde protesto edildi. DBP İl Örgütü binası önünde yapılan açıklamada konuşan DBP İl Eşbaşkanı Nafiz Koç, “Yapılan sindirme politikaları ve alınan gözaltı kararları sonucunda Türkiye’de Kürtlerin siyaset yapma haklarının ellerinden alınmaya çalışılmaktadır” diyerek, operasyonların kayyımın habercisi olduğunu dile getirdi.
Açıklamanın ardından geçilen oturma eylemi, alkışlarla son buldu.

ÊLIH

Êlih'te (Batman) Kongreya Jinên Azad (KJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yaptığı ortak basın açıklaması ile Kışanak ve Anlı ile KJA Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata'nın gözaltına alınmasını kınadı. Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan açıklamaya HDP Êlih Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Mehmet Ali Aslan ile DBP, HDP ve KJA'lı kadınlar ile çok sayıda yurttaş katıldı. Eylemde "İrademe dokunma" pankartı açıldı.

Kitle adına ilk olarak konuşan KJA Êlih Dönem Sözcüsü Songül Korkmaz, Amed'de yapılan saldırıların kadın temsiliyetine dönük olduğunu belirterek, "Kadın kazanımlarımızı saldırılara teslim etmeyeceğiz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz" dedi.

Ardından konuşan HDP Milletvekili Ayşe Başaran ise, 11 Eylül'de başlatılan kayyım atamalarından sonra alanlarda kayyım darbesini deşifre etmeye çalıştıklarını söyleyerek, "Biz demokrasi ve özgürlük için ev ev, kapı kapı kelle koltukta mücadele ettik. Arkadaşlarımızı gözaltına alarak, belediyeleri karakollara dönüştürerek bu sorunu çözemeyeceksiniz. Biz belediyeleri şirket olarak değil, belediyeleri indirdiğiniz Kürtçe tabelalar için ve kapattığınız kadın kurumları için mücadele ettik" dedi. Açıklamanın ardından kitle sloganlar dağıldı.

MANİSA

HDP Manisa il örgütü öncülüğünde Yunus Emre ilçe örgütü önünde yapılan basın açıklamasında konuşan HDP il başkanı Ahmet Ertaş, Türkiye'nin Ortadoğu'da bir çıkmaz ve keşmekeşliğe oynadığını söyledi.
AKP hükümetinin diktatörlük ve faşizan politikalar ile bir ülkeyi yönettiğini belirten Ertaş, "Bu şekilde bu ülkeyi yönetmeye devam ederlerse, kutuplaştırmayı ve çatışma ortamını derinleştiren politikalar izleyerek bu ülkeye bir fayda sağlamaz. Eskide Türkiye'nin Yurtta sulh, Cihanda sulh politikaları vardı. Ama son yıllarda AKP'nin izlediği politika Yurtta savaş, Cihanda savaş politikalarıdır. Bu Türkiye'de yaşayan halkların yararına değildi. Bu politika bu ülkenin ve toplumun menfaatine olan bir politika değildi. Bu faşizan politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir" uyarılarında bulundu.
Kirli politikadan vazgeçin
Ertaş, şöyle devam etti: "Siyasete dokunmayın, halkın iradesine dokunmayın, halkın iradesi ile seçilenleri bırak halk alsın Bir suç işledilerse ve bulundukların konumun hakkını vermiyorlarsa bırakın halk onların cezasını versin. Barıştan korkmayın, herkesin faydası barışta vardır. Demokratik yaşamda ve birlikte vardır. Bu kirli politikadan vazgeçin, Bu kirli politika bu ülkeye fayda getirmeyecek, Biz başkanlarımız bırakılıncaya kadar her alanda sesimizi yükselmek ve kamuoyunu duyarlı hale getirmeye çalışacağız."

Basın açıklaması alkışlar ile son buldu.

COLEMÊRG

Colemêrg'in (Hakkari) Gever (Yüksekova) DBP ilçe binasında gerçekleştirilen basın toplantısında, eşbaşkanların gözaltına alınması protesto edildi. Açıklamaya, HDP Milletvekili Abdullah Zeydan, Belediye Eşbaşkanı Adile Kozay, DBP ve HDP'li yöneticilerin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

HDP Milletvekili Abdullah Zeydan, AKP'nin darbeci zihniyetten vazgeçmesi gerektiğini belirterek, seçilmiş insanlara karşı bu zihniyetle hareket eden birçok diktatörün tarihin çöplüğüne gittiğini söyledi. Bu saldırılar karşısında halkın sadece ayakta kalacağını dile getiren Zeydan, savaş politikalarının Türkiye halklarına acı ve gözyaşı dışında farklı bir şey getirmediğini ifade etti. Bu saldırılar karşısında demokratik tepkilerini sürekli gerçekleştireceklerini aktaran Zeydan, halklara seslerini yükseltme çağrısında bulundu.

DÎLOK

Dîlok (Antep) halkı DBP Amed(Diyarbakır) Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gülten Kışanak'ın gözaltına alınması ile belediye binasının ablukaya alınmasını protesto etmek için HDP Şehitkamil İlçe Örgütü binası önünde toplandı. "Demokratik siyasete özgürlük" pankartını açan yüzlerce kişi, " Direne direne kazanacağız", " İrademe dokunan eller kırılsın" ve " AKP halka hesap verecek" sloganları atıldı.
HDP Şehitkamil İlçe binası önünden 10 dakikalık saygı duruşunda bulunan kitleye hitaben konuşan HDP Dîlok İl Eş Başkanı Erkan Şahin, iradelerine el uzatıldığını söyledi. Şahin, bu durumun kendilerine bir saldırı olduğunu kaydederek, bunu kabul etmedikleri için bu gün alanlara çıktıklarını aktardı. Antep Valiliğinin 31 Ekim'e kadar her türlü eylem ve etkinliği yasakladığı açıklamasını da hatırlatan Şahin, "DAİŞ'in canlı bombasına 'beyefendi' diyen vali bu gün bizim alanlara çıkmamamız için yasak kararı çıkarıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. İstediğiniz gibi hareket edemezsiniz. Her türlü saldırınıza karşı biat etmeyeceğiz" dedi.
Şahin, halkı her gün saat 11.00'de HDP Şahinbey İlçe Örgütü binası önüne toplanmaya çağırdı.

RIHA

Riha'nın (Urfa) Xelfeti (Halfeti) ilçesinde de basın açıklaması yapıldı. Xelfeti Belediyesi hizmet binası bahçesinde bir araya gelen ve aralarında Xelfeti Belediyesi eş başkanları Mustafa Bayram ile Ayşe Durmuş, HDP PM üyesi Mehmet Karayılan, HDP ve DBP Xelfeti ilçe örgütü yöneticileri, KJA Halfeti Bileşenleri, KESK ve DİSK Halfeti temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı kitle adına yapan Xelfeti Belediyesi Eş Başkanı Mustafa Bayram, "Gün geçmiyor ki Kürdistan'da AKP/Saray rejimi tarafından bir skandala imza atılmasın" diyerek Amed Büyükşehir Belediyesi eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Bayram, "AKP/Saray çeteleri tarafından basılan Amed Büyükşehir Belediyesi an itibariyle polis ablukasında. 15 Temmuz'da kendilerine karşı sözde askeri darbe yapıldı diye meydanlara çıkan ve demokrasi havarisi kesilenler, bugün herkesin gözü önünde yaptığı sivil darbeyi izletiyor" diye kaydetti.

Sizin kirli zihniyet ve politikalarınıza kanmıyoruz
"Gün gelmiş çatmıştır" diyen Bayram, "Halkın seçilmiş iradesine karşı yapılan darbeye karşı alanlardayız. Ne OHAL ne de sıkıyönetim, ne askeri ne de sivil darbe bizi mahkum edemez. Biz hak ve özgürlüklerimiz için, demokrasi ve eşitlik için verdiğimiz mücadelede ve çizgimizden asla ve asla taviz vermeyiz, vermeyeceğiz de. Amed Büyükşehir Belediyesi eş başkanları Kışanak ve Anlı, hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmış ve gözaltı gerekçesi ise daha dün Fransa Dışişleri Bakanlığı ile aynı basın toplantısında Türkiye'de 'İfade özgürlüğü' olduğunu savunun AKP/Saray rejiminin bakanları tarafından Kışanak ve Anlı'nın dile getirdiği ifade özgürlükleri olarak gösteriliyor. Buradan soruyoruz. Siz kimi kandırıyorsunuz. Sakat anlayışınız ile sadece kendinizi kandırabilirsiniz. Kürdistan'da, Türkiye'de, Ortadoğu'da ve tüm dünyada sizin kirli zihniyetinize ve politikalarınıza kanan yok" diye konuştu.