Tweet |
HDP’den 23 Nisan Mesajı:
HDP Merkez Yürütme Kurulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
Mersin'de, yaşları 8 ila 10 arasında değişen Suriyeli mülteci çocuklar 23 Nisan Çocuk Bayramını çöp konteynırlarından çöp toplayarak karşıladı.
Türkiye genelinde renkli görüntülere sahne olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını, savaştan kaçan Suriyeli mülteci ve kimsesiz çocuklar, çöp toplarken karşıladı.
Mersin'in Akdeniz ilçesinde bulunan Hastane Caddesi'nde, yaşları 8 ile 10 arasında değişen çocuklar 23 Nisan'ı da sokaklarda çöp konteynırlarından çıkardıkları oyuncaklarla geçirdiler.
(DİHA) Suriyeli çocuk işçiler eğitim alamıyor, ucuza çalıştırılıyorTürkiye’deki kayıtlı Suriyeli mültecilerin yüzde 55’i 0-18 yaş grubunda. Ezici çoğunluğu eğitim alamıyor. Çoğu, sömürünün çarklarıyla erken tanışıyor. Suriye’deki savaşın en büyük mağduru olan mülteci çocuklar Türkiye’de eğitim alamıyor, ailelerinin yaşam mücadelesine ortak olarak ucuza çalıştırılıyor. Halkların Köprüsü Derneği, mülteci çocukların kayıp nesil olmasından duydukları endişeyi dile getirerek, devleti, sorumluluğu gereği mülteci çocukların eğitimi için göreve davet etti.
HER ATÖLYEDE ÇOCUK İŞÇİ BULUNUYOR
Suriyeli çocuk işçiliğin yoğun olduğu Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesindeyiz. Atölye sahiplerinin verdikleri bilgilere göre hemen her atölyede en az 1 ya da 2 tane Suriyeli çocuk bulunuyor. Yetişkin işçilerle birlikte günde 12 saat çalışan çocuk işçiler, genellikle ip temizlemek ya da getir götür işlerini yapıyor. Hemen hemen yarı yarıya ücret alan çocuk işçilerde, erken yaştan itibaren maruz kaldıkları kimyasallar, meslek hastalıklarının daha çabuk baş göstermesine sebep oluyor. Çocukların büyük bir kısmı Bornova Doğanlar, Konak Kadifekale ve Karabağlar Cennetçeşme bölgelerinden geliyor. |
Yapılan yazılı açıklamada; "Bugün Meclis ağır bir temsil krizine zorlanmaktadır. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı, denge ve denetleme mekanizmaları bertaraf edilerek, 'kuvvetler uyumu' adı altında tek kişi yönetimi, bir dikta rejimi hedeflenmekte, Meclis iradesi etkisizleştirilmek istenmektedir.
Kürsü dokunulmazlığı konusunda evrensel ve demokratik hukuku tanımayan, 'Anayasayı bir seferlik geçici bir madde ile çiğneriz' diyen bir anlayış hakim kılınmaya çalışılmaktadır" denildi
"96 yıl önce bu topraklarda yaşayan bütün halklar 'eşit yurttaşlık temelinde ortak yaşam' için bir araya geldi. Anadolu, Mezopotamya ve Trakya'nın insanları ortak bir gelecek, eşit ve özgür bir yaşam için kader birliği yaptı.
23 Nisan 1920'de kurulan Büyük Millet Meclisi'nde ve 1921 Anayasası'nda, ülkedeki farklılıkları zenginlik gören anlayış hâkim oldu. Kapsayıcılık ve çoğulculuk, âdemi merkeziyetçilik ve temsilde adalet prensipleri esas alındı. Herhangi bir etnisiteye vurgu yapılmadan, Büyük Millet Meclisi'ni oluşturan temsilciler kendi kimlikleriyle Meclis'te yerlerini aldılar.
Tüm yurttaşların yaşadıkları yerellerde, farklılıklarıyla yönetime katılma imkânları ortaya çıktı. Ne yazık ki, bu çoğulcu, eşitlikçi anlayış yerini 1924 Anayasası'yla 'tekçi', merkeziyetçi ve otoriter bir yönetim anlayışına bıraktı ve demokratik bir Cumhuriyet yaratma fırsatı heba edildi.
Tek bir ırkı, tek bir inancı ve toplum yerine devleti merkeze alan bir anlayış büyük acıların yaşanmasına neden oldu.
Sık sık darbelerle ve askeri cuntalarla kesintiye uğratılan 96 yıllık tarihte, toplumsal iradeyi hiçe sayan merkezi devlet aklı etkinliğini sürdürdü. Bugün yürürlükte olan Anayasa'nın bile darbecilerin eseri olması ve üzerinden 34 yıl geçmiş olmasına karşın halen sivil, özgürlükçü ve demokratik bir anayasanın Meclis'te yapılamamış olması büyük bir utanç kaynağıdır.
Bugün de Meclis ağır bir temsil krizine zorlanmaktadır. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı, denge ve denetleme mekanizmaları bertaraf edilerek, 'kuvvetler uyumu' adı altında tek kişi yönetimi, bir dikta rejimi hedeflenmekte, Meclis iradesi etkisizleştirilmek istenmektedir.
Kürsü dokunulmazlığı konusunda evrensel ve demokratik hukuku tanımayan, 'Anayasayı bir seferlik geçici bir madde ile çiğneriz' diyen bir anlayış hakim kılınmaya çalışılmaktadır. 96 yıl sonra bir kez daha, güçlendirilmiş bir demokratik parlamenter rejime ve kuvvetler ayrılığına sahip çıkmak, yerel demokrasiyi ve yerinden yönetimi gerçekleştirecek, çoğulcu ve farklıların eşitlik hukuku üzerinde yükselecek bir demokratik Cumhuriyeti hedeflemek Meclis'in kuruluşunun bugün anlamlandırılması olacaktır.
Bu ülkenin çocuklarının her gün yeniden mağdur edilmediği, öldürülmediği, yoksulluğa mahkum kılınarak ağır koşullarda çalışmak zorunda bırakılmadığı, cezaevlerinde tutulmadığı, çocuk yaşta evlenmeye zorlanmadığı, anadillerinde eğitimden yoksun bırakılmadığı, ezberci-niteliksiz-ticari bir eğitim çarkına terk edilmediği, savaşların faturasını ödemediği, taciz ve tecavüze uğramadığı bir ortak vatan ve demokratik Cumhuriyet hedefi, bizleri 23 Nisanları buruk kutlamaktan uzaklaştıracaktır"