İdlib'in kadınları savaşa hazırlanıyor

Rejim ve El Nusra zulmünden kaçarak sığındıkları Şehba’da Ceyş El Siwar güçlerine katılıp İdlib tarihinde bir ilk olan kadın savaşçılar, bir kadın gücü kurarak tarihe yeni bir damga vurmaya hazırlanıyor.

Ceyş El Siwar’ın Til Rifat’taki merkezinde karşılaşıyoruz İdlibli ilk kadın savaşçılardan biri olan Nadya Hasan'la. Ceyş El Siwar’ın bir kadın gücü olduğunu duymadığımız için başı kapalı ve askeri kıyafetler içinde olan Nadya

Hasan dikkatimizi çekiyor. Ceyş El Siwar içinde İdlibli kadınların bir askeri güç kurmaya hazırlandıklarını öğreniyoruz. Son dönemde 10’a yakın İdlibli kadın savaşçı Ceyş El Siwar güçlerine katılmış. Nadya Hasan, Ceyş El Siwar içinde bir kadın gücü kurarak İdlib, Hama, Humus tarihine damgasını vurmaya hazırlanan kadınlardan biri. Aslında şimdiden bir tarih o. Çünkü İdlibli kadınlar ilk kez savaşçı oluyor. Suriye devriminin başlamasından bu yana İdlibli kadınların yaşadığı tüm acıları yaşamış ve İdlib’den kaçarak Şehba’ya geldiğinde artık bu acılara “dur” diyenlerden biri olmak için QSD bünyesinde yer alan Ceyş El Siwar’a katılmış.

O İdlib’in büyük acılar yaşamış kadınlarından biri. Evli ve 5 çocuk annesi olan Nadya Hasan, aynı zamanda bir doktor. Fakat bir kadın olarak doktorluğunun bedeli bile ödetilmiş. Şu anda eşi gibi kendisi de bir Ceyş El Siwar savaşçısı olan Nadya Hasan, yaşadıklarını, neden savaşçı olmaya karar verdiğini ve hedeflerini şöyle anlattı:

"Devrimin başladığı süreçte Halep’te Martini Hastanesinde Doktor Mahmut El Aryen ile birlikte çalışıyordum. Rejim güçleri bulunduğum hastaneye yaralılarını getiriyorlardı ve yaralıların kimi hastanede hayatını kaybediyordu.

REJİMİN İŞKENCESİ

Rejim onların ölümünden biz doktorları suçluyordu. Bu nedenle beni tutukladılar ve bir sene boyunca hapis yattım. Suriye istihbaratı beni tutukladığında ‘anandan emdiğin sütü burnundan getireceğiz’ dediler. Gerçekten de öyle yaptılar. O kadar çok işkence yaptılar ki ailemi ve çocuklarımı bile unutturdular. O dönemde artık hiçbir şey hatırlayamaz olmuştum. Doktorluk belgemi geçersiz saydılar.

SONRA NUSRA'NIN

Bırakıldığımda hemen İdlib’e döndüm. O dönemde İdlib’de rejim güçleri ve muhalifler arasında büyük çatışmalar vardı. Bir doktor olarak çok zor koşullarda çalışıyordum. Bir gün de El Nusra geldi ve beni tutukladılar. Onlarda beni rejimin ajanı olmakla suçluyordu. Rejim gibi Nusra da bana çok eziyet ve işkence yaptı.

İKİSİNDEN DE KAÇTI

Cezaevinden çıktıktan sonra Ceyş El Siwar’ın bulunduğu bölgeye geldim. Allah’a şükür Ceyş El Siwar’ın olduğu bölgede özgürlük gördüm. Şu anda Ceyş El Siwar içinde gönüllü bir biçimde yer alan 10 kadın arkadaşız. Sayımızı tamamlayıp eğitime gideceğiz ve gücümüzü kuracağız. İdlib halkı ve kadınları da bunu görecektir. Kadınlar olarak hep savunmasız bırakıldık ama artık kendimizi savunabilmeliyiz.

Şu anda İdlib’deki kız kardeşlerimizin büyük acılar çektiğini biliyoruz. 6 yılda çok insanımız katledildi. Rejim, DAİŞ, Nusra tarafından halen katlediliyor. İdlibli kız kardeşlerime sesleniyorum bizim özgürlüğümüz QSD’nin mücadelesindedir. O’nun bileşeni olan askeri gücümüz Ceyş El Siwar’dadır. Yönlerini bize çevirsinler; hep birlikte zulme karşı duralım ve İdlib’i özgürleştirelim."