İngiltere İşçi Partisi üyesi Jannette Arnold;

'Türkiye’nin hızla faşizme doğru gittiğini görebiliyoruz'

30 yıldır gelip gittiğini ve çok sevdiğini söylediği Türkiye’nin, hızla faşizme doğru gittiğinden yakınan İngiltere İşçi Partisi üyesi Jannette Arnold, "Tüm otokratik liderlerin zamanı kısıtlıdır" diyerek, HDP ve diğer muhalefet partileriyle dayanışma içerisinde olacaklarını vurguladı. 

İngiltere İşçi Partisi üyesi ve aynı zamanda Londra İl Meclis üyesi olan Jannette Arnold, Türkiye’yi yakından takip eden isimlerden biri. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın duruşmalarını izlemek üzere Türkiye’ye gelen İngiliz vekil, Türkiye’de yaşananları ve tanık olduklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 

30 YILDIR TÜRKİYE’YE GİDİP GELİYOR

Yaklaşık 30 yıldır Londra’da, siyasi hayatın içinde olduğunu ve bu süre zarfında da Türkleri ve Kürtleri mecliste temsil ettiğini dile getiren Arnold, “Yani 30 yıldır Türkiye’ye gelip gidiyorum. Hem kişisel olarak gelip geziyorum, hem de konferanslara, siyasi toplantılara katılmak için gelip gidiyorum. Burada yaşadıklarımızı, gördüklerimizi paylaşıyoruz” dedi. 

Türkiye’yi çok sevdiğini ve bu açıdan da ilgisi olduğunu ifade eden Arnold, şunları dile getirdi:

“2012’de Erdoğan’ın konuşmasını dinledim. Birleşik bir Türkiye’den bahsediyordu. İnsan hakları, adaletten bahsediyordu. Ve Kürt sorununa dair sorular sorulduğunda cevap veriyordu. Benim gibi pek çok siyasi aktivist, geleceğin iyi olacağını düşünüyordu bunları duyunca. Ancak 2013’ten beri insan hakları kabul edilmez bir düzeyde ihlal edilmeye başlandı. Demokratik bir yerle ilgili bazı testler vardır, onun demokratik olup olmadığı ile ilgili. Devlet ile yargı arasındaki ilişkidir örneğin. Devlet ile yargı birbirinden bağımsızdır. Ama Türkiye’de bu ayrılık ortadan kalkmış durumda. Her şey birleşmiş, yargı denetime alınmış, yasama ve yargı birleşmiş.”

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın duruşmasını izlemek için bulundukları Ankara’da karşılaştıkları muameleyi de anlatan Arnold, “Türkiye’nin de imzacısı olduğu bazı uluslararası ilkeler var. Yargının bağımsızlığı, yargının görünebilir olması demektir. Mahkeme başkanı bizim salona girmemize izin verdi. Yabancı delegasyon olarak mahkeme önünde sıra olduk içeri girmek için. Önümüze bir polisten duvar örüldü ve polisler ‘hayır giremezsiniz’ dedi.  Yargıç girebileceğimizi söyledi ama polis izin vermedi” dedi. 

Heyet olarak adaletin kapalı kapılar ardında ve gizli kapalı yerine getirilmeye çalışıldığına tanıklık ettiklerinin altını çizen Arnold, “Erdoğan’ın BBC’deki söyleşinde sarf ettiği ‘Türkiye’nin adalet sistemi her yerdeki kadar iyidir’ sözlerinin gerçeği yansıtmadığını bizzat burada gözlemledik” dedi. 

‘BUGÜN TÜRKİYE’DE YAŞANAN ÇÜRÜKLÜK VE KARANLIK’

Arnold, gördüklerini ve tanık olduklarını İngiltere’ye döner dönmez anlatacağını ve insanları bu konuda bilinçlendireceğini de söyledi. Arnold, karşılaştığı tabloyu ise, “Türkiye’nin simgesi laledir. Ama o lalenin yapraklarını çıkartıp atarsanız, içinde çok karanlık ve çürük bir şey çıkar. Şimdi yaşanan bu çürüklük ve karanlık da, her türlü hakkın ihlal ediliyor olmasıdır. Örneğin biz Figen başkanın yazdığı mektubu okuduk. Orada da diyordu ki, Türkiye’deki kadın düşmanlığının, şiddetinin seviyesi inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Herkes bunu okudu. Ve insan sayısı artıkça ne olduğunu anlayan ve bilen insanların Türkiye’ye gelişi azalacaktır. Dünyaya bakarsanız bunun örneklerini görürsünüz. Bu tür ihlallerin yaşandığı ülkelere insanlar az giderler ya da gitmezler” sözleriyle tanımladı. 

BİZİM HÜKÜMETİN TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİNİ DOĞRU BULMUYORUM

Arnold, hükümet partisi üyesi olmamakla birlikte ülkesindeki sosyalist bir hükümetin, Türkiye’de insan haklarını bu kadar ihlal eden bir hükümet ile ilişkide olmasını istemediğini de belirtti. 

“Dolayısıyla İngiltere’nin Türkiye’ye silah satmasını doğru bulmuyorum. İngiltere Hükümeti’nin Türkiye ile ilgili tutumunu kabul etmiyorum ve desteklemiyorum” diyen Arnold, İngiltere’nin özgür bir ülke olduğunu ve şayet Erdoğan, İngiltere’ye tekrar gelirse, onun konuşma yapacağı yerin kapısına giderek da onu protesto edeceklerini kaydetti.

TÜM OTOKRATİK LİDERLERİN ZAMANI KISITLIDIR

İçerisinde bulunulan karanlık tabloya rağmen, Türkiye’nin gittikçe demokratik bir ülke olmaktan hızla uzaklaştığını dile getiren Arnold, son anayasa değişiklikleri, yargıya yapılan atamalar, kadınların eşitlik koşullarının azalması, muhalefet partisi vekilleri ve 85 seçilmiş belediye başkanın, öğrencilerin ve kadıların hapiste olmasını örnek gösterdi.

“Bunlara bakıldığında Türkiye’nin hızla faşizme doğru gittiğini görebiliyoruz” diyen Arnold, şunları söyledi: “Onun için biz Türkiye’yi sevenler, Türkiye’nin dostları olarak kalbimiz kırılmış durumdayız. Söylediğim gibi tüm otokratik liderlerin zamanı kısıtlıdır. Korku sayesinde ve basın özgürlüğünü yok ederek kendilerini var eden liderler gidicidir. Onlar geçicidir. Onun için HDP’nin ve diğer muhalefet partilerinin ve güçlerinin bizim gibi uluslararası delegasyonların desteğini alması onlar ile ilişkiye girmesi çok önemli.”