Bugun...



Türkiye-çete hattında son çırpınışlar!

Türkiye, El Nusra, Ehrar El Şam ve DAİŞ çeteleriyle bağlantıları gittikçe kopma noktasına geldiği Ezaz-Mare hattında ilerleyen Rojavalı güçlere saldırıyor. Kilis’ten Ezaz’a, oradan da Mare üzerinden Halep’e koridor isteyen Türkiye, en son Minih Askeri Havaalanı’nın Devrimciler Ordusu’nun eline geçmesiyle hayalleri suya düştü. Çetelere nefes aldırmak için obüs toplarıyla bölgeyi bombalayan Türkiye’nin bu durumu, “son çırpınışlar” olarak değerlendiriliyor.

facebook-paylas
Tarih: 15-02-2016 22:34

Türkiye-çete hattında son çırpınışlar!

Türkiye-çete hattında son çırpınışlar!

Türkiye, El Nusra, Ehrar El Şam ve DAİŞ çeteleriyle bağlantıları gittikçe kopma noktasına geldiği Ezaz-Mare hattında ilerleyen Rojavalı güçlere saldırıyor. Kilis’ten Ezaz’a, oradan da Mare üzerinden Halep’e koridor isteyen Türkiye, en son Minih Askeri Havaalanı’nın Devrimciler Ordusu’nun eline geçmesiyle hayalleri suya düştü. Çetelere nefes aldırmak için obüs toplarıyla bölgeyi bombalayan Türkiye’nin bu durumu, “son çırpınışlar” olarak değerlendiriliyor.

 

Suriye politikası çöken ve izlediği yöntemlerle her geçen gün bataklığa sürüklenen Türkiye, desteklediği El Nusra, Ehrar El Şam ve DAİŞ çetelerle bağlantıları zayıflayınca Kürt köylerine top atışlarıyla saldırmaya başladı. Rojava’nın 3’üncü yol olarak demokratik özerk kantonlar şeklinde devrimi şekillendirmesiyle BAAS Rejimi, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve selefi gruplar olan El Nusra, Ehrar El Şam, DAİŞ ve bağlı çete grupların saldırıları hiç durmadı. Çıkarları el verdiğinde özerk yönetimin askeri gücü olan YPG/YPJ ve siyasi temsiliyeti PYD ile ilişkilenen Türkiye ise, bu çete gruplarını desteklemekten ve saldırılarını organize etmekten geri durmadı.

 

Rojava’ya ambargoyu gündeminden düşürmeyen Türkiye, El Kaide uzantılı El Nusra, El Kaide’den kopma DAİŞ ve Suriye topraklarında katliamcı kimlikleri ile ön plana çıkan İslam Ordusu, Cephe El Şemiye ve bunlara bağlı çete gruplarını desteklemeyi Suriye politikasının merkezine koydu.

 

Çeteler sınır kapılarını istedikleri gibi kullandı

 

8 Kasım 2012 tarihinde Serêkaniyê Kent Meclisi Eşbaşkanı Abit Xelil’i öldürerek kentte çatışmalara başlatan ÖSO güçleri, zamanla yerini El Nusra çetelerine bıraktı. Ceylanpınar Sınır Kapısı’nı istedikleri gibi kullanan çeteler, 16 Temmuz 2013 tarihinde Mehede Mahallesi’ndeki YPG savaşçılarına saldırarak, Türkiye’ye yaranmak isteseler de kenti tamamen terk etmek zorunda kaldılar. Kentin hemen batısındaki Til Xelef köyüne yerleşen çeteler, uzun bir süre Ceylanpınar ilçesini de havan topları ve ağır silahlarla vurmuş, 7 Ceylanpınarlı’nın katledilmesine, onlarcasının da yaralanmasına yol açmıştı.

 

Katliam yapan çeteler beslendi

 

Serêkaniyê’de El Nusra çeteleri Ceylanpınarlıları katlederken, Til Ebyad’ta (Girê Spî) ise Türkiye’nin “Ilımlı muhalifi” Ehrar El Şam çeteleri, aralarında polis de olmak üzere 5 Akçakaleli yurttaşı katletti. Yine DAİŞ çetelerinin Kobanê işgal girişimini destekleyen Türkiye, çetelerin Suruç sınırına attığı onlarca havan, yaraladığı sivilleri görmek yerine, saldırılarına “Allah-u Ekber” nidaları ile alkış çaldı. Kilis sınırında da DAİŞ’in öldürdüğü askerleri yok sayan Türkiye, Reyhanlı’da katliam yapan çeteleri beslemekten geri durmadı.

YPG/YPJ’nin tek mermisi sınırı aşmadı

 

Çeteler sınır boyunca bu katliamları yaparken, özerk yönetim güçlerinin günümüze kadar tek mermisinin sınırı aşmadığı, Türk yetkililer tarafından gözardı edilemeyen bir gerçek. Tüm olumlu ve “kardeşlik, barış” çağrılarına karşı sürekli “terör örgütü” muamelesiyle karşılanan Rojava güçleri, bu sefer de Ezaz-Mare hattında Türk devletinin saldırılarına maruz kalıyor. Kilis’ten Ezaz’a, oradan da Mare üzerinden Halep’e koridor isteyen Türkiye, son Minih Askeri Havaalanı’nın Devrimciler Ordusu tarafından özgürleştirilmesiyle kâbus görmeye başladı. Bu sebeple obüs topları ile bölgeyi bombalayan Türkiye’nin durumunu, bölge uzmanları “son çırpınışlar” olarak değerlendiriliyor.

 

İHD raporu güncelliğini koruyor

 

Tüm bunları İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi adına 2 Ağustos 2013 tarihinde Serêkaniyê’nin karşısındaki Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde incelemeler yapan insan hak savunucuları da tespit etti. Bu tespitlerin üzerinden 2.5 yıl geçmesine rağmen hala güncelliğini koruyor. İHD’nin hazırladığı raporda, şu tespitlere yer verilmişti:

 

♦ YPG’ye karşı saldırılar gerçekleştiren El Nusra Cephesi’ne yardımların daha çok Türkiye’den gönderildiği, yaralanan El Nusra üyelerinin Türkiye’deki hastanelerde tedavi edildiği, bazı El Nusra üyelerinin Türkiye’deki kamplarda eğitimini tamamladıktan sonra sınırdan tekrar Suriye’ye gönderildiği, El Nusra’ya silah, cephane ve çeşitli lojistik malzemelerin Türkiye üzerinden ulaştırıldığı bölge halkı tarafından en çok dile getirilen iddialar arasındadır.

 

* Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte adı geçen bu bölgelerde insanlık dramı yaşanmaya başlamış, özellikle sağlık ve beslenme alanında önemli sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Yeterli beslenememe ve tedavi imkanlarının kısıtlı olması salgın hastalık tehlikesini doğurmuştur.

 

♦ Serêkaniyê kentinin YPG’nin eline geçmesiyle birlikte Türkiye’nin daha önce açık tuttuğu Ceylanpınar Sınır Kapısı’nı kapattığı görülmüştür. Sınır kapısı El Nusra Cephesi’nin elinde iken Türkiye’ye rahatlıkla yaralılar ve hastaların getirilebildiği, ancak sınır kapısının YPG’nin eline geçmesinin ardından ağır yaralı ve hasta siviller dahil olmak üzere, yaralı silahlı militanların Ceylanpınar’a geçişine izin verilmediği tespit edilmiştir.

 

Serêkaniyê Sınır Kapısı’nın YPG’nin eline geçmesinin ardından çatışmalarda yaralanan El Nusra birliklerinin Akçakale Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptığı ve tedavilerinin buradaki hastanelerde yapıldığı belirlenmiştir.

 

Çatışmaların gölgesinde yaşam mücadelesi veren halka yardımlar neredeyse hiç ulaştırılmamış, Suriye’nin diğer bölgelerine çeşitli şekillerde yardım yapan başta Türkiye olmak üzere Batı ülkeleri, Kürt bölgesinde yaşayan halka herhangi bir yardımda bulunmamıştır.

 

Türkiye’nin Kürt bölgelerine açılan birçok sınır kapısını kapatması nedeniyle sivil toplum örgütleri tarafından da yapılmak istenen yardımlar, Rojava’ya ulaştırılamadığı gözlemlenmiştir.

 

 Türkiye’nin yanı sıra Federal Kürdistan Bölgesi’nden Rojava’ya açılan tek sınır kapısı olan Sêmêlka Sınır Kapısı’nın da kapatılması, Rojava halkının ciddi anlamda sıkıntılar yaşamasına neden olmuştur.

Rojava’nın Serêkaniyê kentinde yaşanan çatışmalar, Ceylanpınar ilçesini direk olarak etkilemiş, çatışmalarda seken kurşunlar ve atılan havan topları ve roketler nedeniyle 4 yurttaş yaşamını yitirmiş, çok sayıda kişi de yaralanmıştır.

Ceylanpınar’da yaşamını yitiren ve yaralananların ailelerinin zararının giderilmesi noktasında devlet yetkililerinin herhangi bir çalışma yapmadığı ileri sürülmüştür.

20 Temmuz gecesi uçaksavar mermilerinin sınıra yakın M. Akif Ersoy Mahallesi’nde 2 eve isabet ettiği 170. Sokak’ta bulunan Abdulkadir Turan adlı yurttaşın evine isabet eden uçaksavar mermisi duvarda geniş bir delik açtığı, aynı mahallede bulunan 183. Sokak’ta bir evin bahçe duvarının alt tarafına da uçaksavar mermisinin isabet ettiği belirlenmiştir.




Kaynak: DİHA

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 983 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Güncel Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI