Bugun...



Ya HPG’nin bir ‘B planı’ varsa... Doğan Çetin

Tehlikeli bir oyun oynanıyor. Şehitlikler taş üstünde taş bırakılmadan yıkılıyor. Kürtler defalarca öldürülmek isteniyor. Toplum hafızasız, toplum umutsuz, toplum çaresiz bırakılmak isteniyor. Ee ne olacak? Evlat, kardeş, abi, abla, eş o toprak altında yatan değerli Kürt gençleri o yıkımın altında bırakılıp terk edilip unutulacak mı? Hani belli vakitler, halkların kardeşliğinden dem vurduğumuz o saatlerde onurlu Kürt, yiğit Kürt deyip sırtını sıvazladığın bu dağlılar, yanık tenli kara çocuklar, orada yatanlar hiç yokmuş gibi yerde yatan kardeşi yerine bir başka kardeşe mi sarılacak? 24 Temmuz saldırıları ardından HPG’nin neler yaptığına bir bakıyor insan. Tıpkı Reis ve ekibinin HPG’yi yakın takibe aldığı gibi. Bu güne kadar yaşananlarla kontrollü bir savunma savaşının sınırları içerisinde kalmaya özen gösteren bir HPG izledik. Bunu KCK-PKK-HPG yetkililerinin açıklamaları da teyit etti. “Hala gerilla tetiğe basmamıştır” denildi. Cihaz konuşmalarında üst düzey HPG komutanlarınca eylemlerin kontrol altında tutulmasına yönelik uyarılar yapıldı. Fedai eylem olarak tanımlanan eylem taktiğinin doğru olmadığı ifade edildi. Türkiye metropolleri hedef dışı tutuldu. Sonra “Türk Ordusu devreye girerse Kürtlerin de ordusu var o da devreye girer” dendi. Besbelli ki bu açıklamalar Saray’da PKK’nin dilinin ucundaki baklayı sakladığı kanısı uyandırdı. Bunun yarattığı tedirginlik de cabası.

facebook-paylas
Güncelleme: 23-09-2015 05:46:38 Tarih: 22-09-2015 05:34

Ya HPG’nin bir ‘B planı’ varsa... Doğan  Çetin

Ya HPG’nin bir ‘B planı’ varsa...

Doğan  Çetin

 

Tehlikeli bir oyun oynanıyor. Şehitlikler taş üstünde taş bırakılmadan yıkılıyor. Kürtler defalarca öldürülmek isteniyor. Toplum hafızasız, toplum umutsuz, toplum çaresiz bırakılmak isteniyor. Ee ne olacak? Evlat, kardeş, abi, abla, eş o toprak altında yatan değerli Kürt gençleri o yıkımın altında bırakılıp terk edilip unutulacak mı?

Hani belli vakitler, halkların kardeşliğinden dem vurduğumuz o saatlerde onurlu Kürt, yiğit Kürt deyip sırtını sıvazladığın bu dağlılar, yanık tenli kara çocuklar, orada yatanlar hiç yokmuş gibi yerde yatan kardeşi yerine bir başka kardeşe mi sarılacak?

24 Temmuz saldırıları ardından HPG’nin neler yaptığına bir bakıyor insan. Tıpkı Reis ve ekibinin HPG’yi yakın takibe aldığı gibi. Bu güne kadar yaşananlarla kontrollü bir savunma savaşının sınırları içerisinde kalmaya özen gösteren bir HPG izledik. Bunu KCK-PKK-HPG yetkililerinin açıklamaları da teyit etti. “Hala gerilla tetiğe basmamıştır” denildi. Cihaz konuşmalarında üst düzey HPG komutanlarınca eylemlerin kontrol altında tutulmasına yönelik uyarılar yapıldı. Fedai eylem olarak tanımlanan eylem taktiğinin doğru olmadığı ifade edildi. Türkiye metropolleri hedef dışı tutuldu. Sonra “Türk Ordusu devreye girerse Kürtlerin de ordusu var o da devreye girer” dendi. Besbelli ki bu açıklamalar Saray’da PKK’nin dilinin ucundaki baklayı sakladığı kanısı uyandırdı. Bunun yarattığı tedirginlik de cabası.

Hem faşizm böyle bir şey. Faşizan uygulamalar için gerekçe namına kendi ürettiği ve büyüttüğü korkulara kendisi de inanır. Ardından paranoyak ve histeri egolarla dolu sapkın fikirler inşa eder. Faşizm zaten bu sapkın fikirlerin topluma zorla dayatılma çabasıdır. Belli ki HPG’nin “henüz yapmadıkları” Tayyip’in bu faşist tedirginliğini ve paranoyasını tetikliyor.

Öyle ya 24 Temmuz’a HPG topyekün bir cevap vermek yerine kontrollü bir eylem planı ile karşılık verdi. Bunu yaparken belli ki Kürdistan’daki özyönetim ilanlarını önemsedi. Müzakereden ve sorunun demokratik yollardan çözümüne dair kapıları tümden kapamadı.

Tüm bunlar HPG’nin yapabileceklerine dair seçeneklerin masada durduğunu hissettiriyor insana. Yapılabileceklerinin sınırını da öğrenmeye en meraklı yer öyle anlaşılıyor ki Saray oluyor.

Son günlerde Saray’ın savaş güçlerinin Kürdistan’ın çeşitli illerinde halkın kendi emeği ile inşa ettiği kutsalları olan gerilla şehitliklerine yönelik saldırıları büyük bir tedirginlik yaratıyor. HPG başta olmak üzere savaşın aktörlerinin sinir uçlarına dokunan bu saldırılar amansız ve göstere göstere icra ediliyor. Belli ki yeni bir 24 Temmuz planı gibi bu saldırılar. Seçimin arifesinde Kürdistan’ı çatışmalı ortam içerisinde tutmak isteyen Saray’ın yeni bir planı. Belli ki varsa bir ‘b planı’ bunu deşifre etmeyi, erken patlak vermesini hedefliyor. Saray bu tedirginliği ve paranoyayı kaldıramayıp her şey patlak versin istiyor. Öyle ya en sağlam plan henüz bilinmeyen plandır. Saray bundan korkuyor.

Ha bir de o çok söylenen duygusal kopuş var ya... İşte duygusal kopuşun son kalan damarlarına keskin baltalarla derin darbeler indirilmiş oluyor. Toprağının üzerine eğilmek isteyen bir anaya, kardeşine ağıt yakmak isteyen bir genç kıza, abisinin mezarına sarılan bir kardeşe, evladına içten içe ama gizlice gözyaşı akıtmak isteyen babaya bir mezar bile çok görülüyor. Hani Kürdün canlısından korkar bu devlet bunu bilirdik de ölüsünden bu kadar korkmak niye... Mezar bir hayatın var olduğunun, bu zaman ve mekandan orada yatan birinin geçtiğinin, ölmüş olsa bile onun varlığının işaretidir ya ondan olsa gerek. Hele şehitlikler... Siz kabul edin ya da etmeyin orası bir halkın şehitliğim dediği bir vatan toprağı.

Şehitlikler bir toplumun hafızasıdır. Nasıllarına ve nedenlerine verdiği yanıtların cevabını aradığı yerlerdir. Mezarlıklar bir toplumun gücüdür, sabır taşıdır, sözüdür, yeminidir, aşkıdır, nefretidir, pişmanlığıdır... Şehitlikler bir toplumun kıblegahıdır, sevdagahıdır. Hangi zihniyet buraları yakıp yıkıp geçme alçaklığına bir iç çekişle karşılık verileceğini sanabilir ki.

Tehlikeli bir oyun oynanıyor. Şehitlikler taş üstünde taş bırakılmadan yıkılıyor. Kürt defalarca öldürülmek isteniyor. Toplum hafızasız, toplum umutsuz, toplum çaresiz bırakılmak isteniyor. Ee ne olacak? Evlat, kardeş, abi, abla, eş o toprak altında yatan değerli Kürt gençleri o yıkımın altında bırakılıp terk edilip unutulacak mı? Hani belli vakitler, halkların kardeşliğinden dem vurduğumuz o saatlerde onurlu Kürt, yiğit Kürt deyip sırtını sıvazladığın bu dağlılar, yanık tenli kara çocuklar, orada yatanlar hiç yokmuş gibi yerde yatan kardeşi yerine bir başka kardeşe mi sarılacak.

Bu onur ve yiğitlikten başkaları da nasibini alıp el vermeyecek mi bu toprak kokulu halka. Yas tutmak senin de hakkın deyip adı taşlara yazılı evlatlarının hikayesini kimse dinlemeyecek mi? Kürtçe ağıtlar dizen bu analara Anadolu’nun kadife sesiyle Türkçe türküler de dokunmayacak mı? Devletin başı sağ olsun diye, bu sağ salimlik herkesin payına düşerken Kürdün başı sağolmayacak mı? Bütün gururunu gözden çıkarmış hıçkıra hıçkıra ağlayan o başı dik, o devrilmez Kürt babası üzerinde evladının adı yazılı gözünün ucuyla izleyeceği bir soğuk taş bile bulamayacak mı? Kimse omuz vermeyecek mi bu yas tutanlara? Bunlar silecek mi tüm hafızalarından evlatlarının anılarını. Yakacaklar mı evlatlarının tüm fotoğraflarını. Her karışına şehitlerinin kokusu sinen evlerini terk mi edecekler?

Şimdi olanlar olmadan. Son söylenecekler ilk söylenmeden, bir şeyler söylemesi gerekenlerin tam da bir şeyler söylemesinin zamanı gelmişken... Kardeşliğin tam da sınandığı bu vakitlerde ne yapacaksak şimdi yapalım.

Vardır konuşmanın ve yapmanın bin bir türlüsü. Saray’ın da tam da buna oynadığı bir vakitte, gerilla konuşmanın ve yapmanın yöntemlerine mecbur bırakılmadan, Saray’a halkın sarayı olan şehitlikleri vesilesiyle konuşmanın ve yapmanın kardeşçesini gösterelim. Yoksa olacaklar bildiğimiz gibi beklediğimiz gibi olmayabilir.

Ve düşünme zamanıdır artık. Ya saldırının amansızlığı insan olmanın onuruna biraz daha yönelirse ya Saray faşizmi kardeşliği bu yatalak halinde katlederse ya onur kirletilir ve isimsiz kalırsak. Ya bin yılları alan kardeşliğimiz için bir anıt dikebileceğimiz bir karış özgür toprağımız olmazsa. Ya kardeşliğimizin hatıralarını sakladığımız mezarlarımız kalmazsa. Ya umudun üzerinde yükseldiğine inandığımız şehitliklerimiz viran olursa... Ya maneviyatımızın dünyasına kepçelerle şehitliklerin molozları doldurulursa...

Peki en önemlisi ya biz susarsak biz sustuk diye gerilla konuşursa. Peki ya HPG’nin artık yeter dediği bir B planı varsa...

 




Kaynak: Özgür Gündem

Editör: yeniden ATILIM

Bu haber 939 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Basından yazılar Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI